• 26
    (bkz: ateş barut united)

    bana şu hikayeyi hatırlatır:
    mevlana, dostlarıyla birlikte yürüyormuş... bu sırada minicik köpek yavruları da kendi aralarında oynaşıyorlarmış. dostlarından biri mevlana'ya demiş ki: ne kadar güzel değil mi? hiç kavga etmiyorlar. mevlana ise; önlerine bir kemik at bakalım... nasıl birbirleriyle kavga ederler demiş.
  • 27
    zamanında destek verdiğim kavram. gerçi hala destek veriyorum; yerinde güzel bir kavramdır, bir histir. ama bu demek değil ki herhangi bir takımın taraftarı sahaya atlayacak, galatasaray futbolcusuna saldırmak isteyecek ve biz de çıkıp geziydi bilmem neydi diye bu adamlara destek vereceğiz. kusura bakmayın da öyle taraftarında istanbul united'ının da mınakorum.
  • 28
    resmen gavatlıktır. başka bir açıklaması yok benim gözümde. futbolcuna ırkçılık yapan, sahada kovalayan, bütün tarihini seni alt etmek üzerine kurmuş iki takıma ''ay ne güzel beraber duruyoruz, dünya barışı ihi'' minvalinde yaklaşımda bulunmayı başka türlü açıklayamıyorum. birlikte kafelerde maç izlemek, yakın arkadaşlarınla farklı formalar ile yan yana durmak, futbol tartışmak, didişmek dışında bir birliktelik olmaz, olamaz.
  • 29
    31 mayıs 2013 günü ve daha sonrasındaki olaylar hepimizin hayatlarında öyle ya da böyle değişikliğe sebep oldu. hepimiz bir şekilde etkilendik bu olaylardan ve hepimizin biraz olsun algısı değişti. 30 mayıs 2013 gecesindeki düşüncelerimiz, sabit kalmadı ertesi güne.
    belki birçoğumuz ilk defa polis şiddetiyle tanıştı. birçoğumuz yaşadığımız ülkeden illallah etmişken böyle bir olay oldu ve güzel insanlar gördük. belki sözlükte, belki twitter'da, çoğu zaman sokakta çok güzel insanlar tanıdık.

    klişe olacak ama dil, din, ırk gözetmedi hiç kimse. hele takım kavgası kimsenin aklına bile gelmedi. özellikle istanbul'da çok güzel şeyler oldu ve istanbul united bunlardan birisiydi. hepimiz orda omuz omuza, kol kolaydık bağzı şeyler'e karşı. ve dediğim gibi takım kavgası en son aklımıza gelecek şeydi. hiçbirimizin mi yok fenerbahçeli, beşiktaşlı arkadaşı? onlarla sohbet ettiğinizde aklınıza gelen şey fenerbahçeli veya beşiktaşlı olması mı geliyor, yoksa arkadaşınız olması mı?

    biz sokaklarda arkadaşlarımızla beraberdik. taraftarlarla değil. istanbul united da o arkadaşlığın, hani ''üst kimliğin'' bir tezahürüydü.
    o günlerde gerçekten inandınız mı bundan sonra futbolda ''çirkin'' olaylar olmayacağına? gerçekten inandınız mı ligler başladığında aramızın açılmayacağına, araya taraftarlığın girmeyeceğine? bu kadar mı gözünüze perde indi? o kadar mı ütopikti herşey? bu kadar saf mıydık gerçekten hepimiz? -ki bugün istanbul united denen şeyden utanıyoruz...

    istanbul united'ı en başta içindekiler anlayamamış sanırım. tribünde kardeş olamayız ki. tribün acayip, değişik atmosferi olan, değişik dengeleri olan bir yer. muz sallayanı da orda. hapçısı da orda. solcusu da orda, muhafazakarı da, ülkücüsü de orda. yalnızca galatasaray özelinde olan bir şey değil bu. tüm tribünlerde böyle.

    istanbul united bizleri, sokaklarda birleştiren bir oluşum. tribünde değil. eğer o amaçla çıkıldıysa yola ve çarşı gibi sokaktaki duruşu ile tribündeki duruşu arasında bu kadar büyük bir fark olan, popülist bir grupla kardeş olunulacağı düşünüldüyse büyük yanlış yapılmış.

    ha, sokakta gelin yine omuz omuza duralım. zaten o zaman beşiktaşlı, fenerbahçeli aklımıza gelmiyor bile.
  • 30
    biraz müsade var mı? içimi dökücem sözlük..
    ama lütfen okumak isteyenler sonuna kadar okusun, keza uzun olacak biraz..
    2 cümle hoşunuza gitmedi diye of'a basıp uzaklaşmayın.. basacaksanız bile en azından okuyun da basın.. *

    istanbul united olayına hep 2 farklı açıdan baktım..

    sportif açıdan ve her camianın yöneticisinden taraftarına birbiriyle kenetlenme olayına kesinlikle karşı çıktım.. çünkü ben aziz yıldırım gibi yöneticilerin, emre belözoğlu gibi topçuların bulunduğu ortamla "united" olamam, olmadım..

    benim sevdiğim, daha doğrusu gururumu okşayan kısım, (gbkz: polisin eline düşen fenerbahçeli taraftarların, galatasaraylılarca kurtarılmasıydı)..
    isyanın fitilini zaman zaman ateşlemiş çarşı'nın, ciddi ciddi pankartları ve marşlarıyla o ortamlarda diğer taraftarlarla omuz omuza vermesiydi..

    yani bu 2. bahsettiğim durumda, camia kenetlenmesinin aksine, mazlum dayanışması vardı..
    mesela üst komşun beşiktaşlı olabilir, teyze oğlun fenerlidir.. dara düşseler yardım etmeyecek misin? pek tabi edeceksin..
    gezi olaylarındaki "united" muhabbeti aslında tamamen budur.. fazlası ya da eksiği değil..

    yani, sahtekar şikeci zihniyet ile bir olmak değildir, ama genelde karıştırılmaktadır..

    buna neden değindim?
    dün akşam oynanan * maçtaki olaylardan sonra, genelde bu dayanışma ve isyan ruhundaki kenetlenmeye bel altı vurulmaya çalışılıyor sosyal medyada..

    "(gbkz: unitedçılar nerede?)", "(gbkz: yükselenim çarşı diyenlere ne oldu?)" gibi..

    sevgili dostlar, ben buradaki hiçbir yazarın çarşı'yı galatasaray'dan üstün tuttuğuna inanmıyorum..
    ve hiçbir yazar dostumun dün geceki tribün olaylarını desteklediğini, sahaya dalıp güvenlik dövmenin hoş karşılandığını da zannetmiyorum.. hatta çoğumuzun ekran başında "beter olsun ipneler" dediğinden de adım gibi eminim tıpkı benim gibi..

    ama işin kötüsü, eleştirirken yanlış yerden bakıyoruz..

    çünkü burada hiçbirimiz şikeci, sahtekar, riyakar ve düzenbaz zihniyeti desteklemiyoruz..
    sahaya dalıp güvenlik döven, futbolcu kovalayan, melo'yu hedef alan zihniyeti de desteklemiyoruz..
    tribünlerde dakikalarca bizlere ana avrat söven herifleri de desteklemiyoruz..

    bahsedilen destek, sadece ve sadece, taksim'de yere düşen insanı -takımına bakmaksızın- ayağa kaldıran zihniyettir aslında..
    keşke bizim tribünlerin isim yapmış grubu ua da bunu yapıp tüm yurtta insaniyetinden ve mazlumun yanında yer almasından söz ettirebilseydi..

    bakın, daha net bir örnek vereyim.. (burada siyasete girmiyorum, net anlaşılması için örnek veriyorum)
    türkiye'de yıllardır, "kime oy vereyim" sorunsalı vardır.. yer bulamayan gider, mevcut hükümete verir..
    çünkü sağlam muhalefet eksikliğinden kaynaklanır bu sorun.. gidip destekleyecek yer bulamaz, güçlü partiye yönelir kafası..

    çarşı olayı da tamamen budur..
    bu düzen içerisinde, diğer taraftar grupları ile kıyaslandığında, daha ön planda ve delikanlı görünür..
    (bakın galatasaraylılardan daha delikanlıdır demiyorum, tribün grupsallığı olarak düşünün)

    7den 70ine insanlar, çarşı'nın muhalif tutumu ve isyankar rol modeline bayıldılar bu süreçte..
    benim etrafımdaki bir çok doktor, öğretmen, sanayici, oto tamircisi bayıldı bunlara.. çünkü onları temsil eden hiç bir taraftar grubu bu kadar ön plana çıkmadı..

    neden bu kadar uzattım?

    birbirimize bel altı vurduğumuzu, sosyal medyada galatasaraylıların birbirine bu başlıktan sataştığını gözlemliyorum..

    herkesin siyasi görüşü kendini bağlar, ancak net olan bazı durumları atlamak hoş değil..

    istanbul united, (gbkz: adi ve sahtekar zihniyetlerle bir olmak değil, yere düşüp gaz yiyen adamı ayağa kaldırmaktır)..
    bu ikisini birbirine karıştırmadan konuşmak gerekir..

    yoksa ne mi olur?

    1 ay içinde 1453 kartalları gibi kofti ve görev adamı gruplar peydah olur..
    ne idüğü belirsiz, neye hizmet ettiği aşikar herifler ortaya çıkar..

    son söz olarak şunu söyleyeyim, düşmanımın delikanlı olmasını isterim ben..

    ultraslanla birlikte bağırmadığım gibi, 1453 kartalları gibi grupların da karşı tarafın mimli grubunu yemesini istemem açıkçası..

    ve ben, aşağıdaki resimde görülen 3 cengaverin de sahaya daldığını, birbirine ana avrat sövdüğünü, aslana forma giydirdiğini, şikeyi desteklediğini düşünmüyorum..
    http://galeri2.uludagsozluk.com/...ul-united_454981.jpg
  • 34
    galatasaray sözlükte ne kadar art niyetli insan var, gösteren oluşumdur. en ufak bir holigan gördüğünde istanbul united'a küfür eden şahıslara bir şeyleri hatırlatmak da farz oldu.

    1: istanbul united denilen oluşum üç büyük istanbul kulübünün tüm taraftar gruplarını kapsamamaktadır. bu gruplar içerisinde hayata sağdan soldan, muhalif bakan bir takım taraftarları kapsamaktadır. örneğin; tekyumruk, fenerbahche, kartal penchesi.

    2: bu taraftarları birleştiren etmen galatasaray-fenerbahçe-beşiktaş kardeşliği değil, diktatör, bezirgan bir iktidarın ben bilirimci tavrına karşı birlikte hareket edilmesidir. doğal olarak dostluk ikinci planda, düşmana karşı birlik esastır.

    3: ne ultaslan, ne çarşı, ne de gfb grubunun liderleri, taraftarlarının çoğunluğu bu oluşum içerisinde değildir, hatta karşısındadırlar. alen'den sefa, sebahattin şirin gibi adamlar düdük kimin elindeyse onun adamıdırlar. o sebeple sizin tribünde yaallah bismillah diye höyküren adamlarla, taksim'de kolkola direnenleri bir birine karıştırmayın. sahaya dalan, sandalye atan adamlar, istanbul united zihniyetinde insanlar değil, tam tersine o ideolojinin karşısında olan insanlardır.

    (bkz: 1453 kartalları)

    4: rakip takım tribünlerinde olup ta rakip takım forması giyen her şahıs istanbul united denilen "zalime karşı birlikte direnen", duyarlı taraftar grubunun taraftarı değildir, hatta daha ileri gideyim onlar da bu istanbul united oluşumuna tukaka muamelesi yapan taraftarlardandır.

    5: istanbul united bir üst kimlik değildir. sembolik özellikleri olan ama renklerinize duyduğunuz aşkı yok etmeyen bir oluşumdur. fenerbahçe dostu, beşiktaş dostu falan değildir. "yükselenim çarşı" lafı bir espiridir, kimse çarşı taraftarı değildir, kimse fenerli değildir, ulusal bir meselede nasıl ki tüm insanlar kürt, türk, arap birleşiyor, halkın geleceğine dinamit koymaya çalışanlara karşı da renk ayrımı yapmadan bir arada tepki konulabileceğinin kanıtıdır bu oluşum. kaldı ki güncelliğni tartışabilir, artık gereksiz görebilirsiniz ama her taraftarı da bir tutamazsınız.

    6: köpekler istedi diye atlar ölmez.
  • 38
    görüyorum ki bazılarını çok korkutmuştur, zoruna gitmiştir, yani amacına ulaşmıştır.
    tek amacı hepimizin düşmanına yani zalime karşı birlik olmaktır, yani aralarındaki kavgayı sadece hepimizin düşmanına karşı direnirken bir kenara bırakmaktır.
    rekabet tabi ki kaldığı yerden daha da hırsla devam edecektir, zaten taraf olmanın amacı da budur. yarın zalime karşı tekrar direnmek gerekirse yine bir araya gelinir.

    olayı anca galatasaray aleyhine çalışanlarla birlikte olmak seviyesinde algılayabilenlere zaten hayatlarının geri kalanında başarılar dilerim, çalışın ama yılmayın.
  • 40
    futbol üstü bir kavramdır. bunu anlamak bazıları için çok zor, bunun eğitim seviyesiyle doğrudan ilgisi var o yüzden fazla sert tartışmalara girilmesi lüzumsuz olur. kısaca; istanbul united demek, futbol sahaları, stadyumlar, tribünler demek değildir. kontrolsüz, zalim güce karşı her kesimden taraftarın bir olması demektir. istanbul united'ı stadyumlara taşıyanın da taşımaya çalışanın da, stadyumlara taşınmış istanbul united kavramının da .. koyim.

    şunun da bilinmesi lazım ki istanbul united düşüncesine destek vermek demek, stadyumlarda futbolcumuza, yönetimimize, değerlerimize veya taraftarlarımıza yapılan çirkinliklere tepki vermeyeceğiz demek değildir. yani olayı boşuna "istanbul united kavramına destek veren, ne olursa olsun diğer tribünlerle kardeş kardeş geçinir" mantığına çevirmeyin. her şey yerinde güzeldir.
  • 42
    iyi niyetli iyi insanların fazlaca romantik de olsa iyi bir projesiydi istanbul united. kötü niyetli kötü insanlar ve iyi niyetli aptal insanlar tarafından paramparça oldu.

    herkes istanbul united'ı kendince bir yere çekmeye çalıştı aylar boyunca, esas sıkıntı da buydu aslında. mesela:

    -kimisi bu birlikteliği vatan hainliği olarak gördü çünkü başbakanımızı eleştiren insanların fikriydi bu. başbakanı eleştiriyorsanız vatan hainisiniz çünkü bizim memlekette.
    -kimisi bu birliktelik olunca şike, doping gibi şeyler el birliğiyle unutulur sandı ki tam tersine orada sivil itaatsizlik vardı. başbakana, kulüp başkanına, yöneticiye fark etmeden.
    -kimisi içindeki diğer takımlara olan sempatisini öne çıkarmak olarak gördü, kendi takımını pas geçip diğer takım atkıları ile ifade etti kendini. bizim memlekette fikirlerde orta yol yoktur, ya cimbomlu ya anti-cimbomlusundur. cimbomluyum ama fenerbahçe'ye saygım var dediğin anda vatan haini olmasa bile takım haini ilan edilirsin bizde. alex iyi oyuncu diyen her küfrü hak eder, ve kendi takımının en kötüsünü bile alex'ten üstün görmen gerekir. aynısı fener'de de aynı, beşiktaş'ta da.
    -kimisi olayı iyice romantikliğe çekti, kol kola stadlarda maç izleyebileceğini sandı. ne salak değil mi bu insanlar?
    vesaire vesaire.

    peki bu istanbul united ne işe yarayacaktı?

    -ben şampiyonluk maçımda beşiktaş'tan geçebilecektim teorik olarak. kimse formamdan ötürü öldürmeye kalkmayacaktı beni.
    -eboue'ye gene ırkçılık yapılacaktı belki ama tepki gösteren fenerli sayısı daha çok olacaktı.
    -birisi rakip takımdan birisini bıçakladığında herkes ortak tepki koyabilecekti. katili savunan çıkmayacaktı sadece aynı renkte formada buluştuk diye. kim bir katili savunabilir ki değil mi? bu gözler çok örneğini gördü.
    -federasyon bir hata yaptığında kulüp başkanlarının politik çıkarlarından bağımsız beraber protesto edebilecektik. çünkü gene biliyorsunuz, bizim memlekette ünal başkan'ın ak dediğine aziz inatla kara diyor. fikret'in mor dediğine biz turuncu diyoruz. 2 yıl önce yabancı sınırına karşı olanlar, taktik değiştirip bir anda en kral sınır destekçisi olabiliyor. taraftarını da peşinden bu saçma kuralı desteklemeye sürüklüyor.

    peki biz ne yaptık, daha kolay olanı tercih ettik.

    -beşiktaşlı bize küfretti, onunla aynı safta olmayız.
    -fenerli real madrid maçımızla dalga geçti, onlarla cehenneme gidilmez.
    -semtlerinde formayla gezemiyoruz

    diğer bir açıdan bakalım,
    -liverpool maçımızdan sonra bizimle dalga geçtiler
    -mühendis oktay'ı öldürdüler.

    başka bir açı,
    -gencecik taraftarımızı bıçakladılar. allah belalarını versin.

    herkesin birlikte olmamak için kendince haklı nedenleri var evet. ama bunların tekrardan yaşanmaması için, herkesin o goygoyunu yaptığı "ahh be keşke kol kola deplasmanda maç izlesek" muhabbetine ulaşabilmek için, ülkedeki haksızlıklara karşı forma renginden önce insan olarak anayasal hakkı kullanabilmek için insanlar birlikte olmayı denediler.

    meğerse çok kötü şeyler düşünmüşler ki burada her türlü hakareti işitiyorlar. adam ağır ultraslancı, aylardır eli şeyinde bekliyor bir tane olay olsun da giydireyim diye. adam ağır akp'li, aylardır eli başka bir yerinde bekliyor içerisinde gezi ile ilgili ne varsa öldürmek, yok etmek için. adam ağır anti-akp'li gidiyor galatasaray'ı bıraktım, beşiktaşlıyım artık diyor bundan bile siyasi çıkar hedefliyor. adam ağır anti-fb'li, anti-bjk'li, imkan bulsa sokakta formalı insan avına çıkacak o da eli başka bir yerinde bekliyor.

    istediğiniz oldu, taraftarların birlikte bir şeylere tepki göstermesi gibi büyük hainlik (!) planını bozdunuz, memlekteti, partinizi, dininizi, gelenek göreneklerinizi, galatasaraylığı kurtardınız.

    gelecekteki en yakın taraftar cinayetinde "çok üzgünüz :(, tüm taraftarlar birlikte olsa bu terörü yeneriz :(" konulu entry'lerinize kadar hepinize eyvallah.
  • 47
    neye dayanılarak şike united yapıldığını merak ettiğim oluşum.

    bildiğim kadarı ile bu istanbul united dediğimiz oluşumun en akla gelen örneklerinden biri ali ismail korkmaz.(u: polis ve sivil bir grup tarafından dövülerek öldürüldüğü eylemlere formasıyla da katılıyordu) ailesi dün* stadyuma gitmelerine rağmen kendilerine yapılan yürüyüşe katılma davetine icabet etmemişlerdir. e bu kişiler arasında en göz önünde bulunan örnek bile aziz yıldırım aleyhinde bir eylemde bulunmazken, üstelik fenerbahçe taraftarı olup da bunu yapmazken; bu grubun geneli nasıl şikeyi desteklemiş olabiliyor ben anlayamadım.

    illa bir grubu şikeci united sıfat ile yaftalama arzusunda olan arkadaşlar varsa; bu gruba* sırf siyasi görüşleri farklı diye saçmalık dedikten sonra, siyasi görüşünün lideri* emretti diye aziz yıldırımı hava limanında karşılamaya giden galatasaray taraftarının dahil olduğu grubu yaftalasın. bu şekilde arzusunu daha rahat tatmin edebilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın