karşı karşıya kaldığı tehlikeye karşı zerre kadar hazır olmayan şehir.
bugünkü istanbul beklenen 7 üzeri şiddetindeki bir deprem ile karşılaşsa, depremde yaşanan kayıp depremden sonra yaşanana göre kuş kadar kalacaktır. şükür hiç bir can kaybının yaşanmadığı gündüz gerçekleşen 5.8'lik depremde bile gsm operatörlerinin patlaması, insanların yaşandığı panik, sığınacak yer bulanamaması yaşanacak o kötü günün çok kötü bir provası oldu.
deprem gece, kış vakti kapıyı çalabilir. elektrik, su, haberleşme ve ulaşım ağı tamamen kopmuş olabilir. siz sağ salim sokağa indiğinizde adım adım işleyen bir planınız olmaz ise o dakika hırsızlık, yağma, talan başlayacak. kışın olursa çok yerde yangınlar yaşanacak ama oraya ulaşması gereken itfaiye hem kendi derdinde hem de yollar kapalı olacağından o binalar cayır cayır sönene kadar yanacak. bunu özellikle düzce depremini yaşayanlar bilir.
istanbul normal bir şehir değil. 15 milyon insana aynı anda yardım ulaştırmak mümkün değil. eğer deprem bolu, ankara vs. başka bir şehirde olsa istanbul'dan gelecek kurtarma, güvenlik birimleri, barınma ve yiyecek yardımları o bölgeyi tek başına kurtarabilir ama diğer şehirlerin istanbul'u kurtarma şansı yok. 2 viyadük çökse karayolu alternatifiniz bile yok be babam. ne çıkarabilirsin ne biz girebiliriz. depremden sonraki ilk kritik saatlerde size yardım eli uzatması gerekenler uzatamazsa, bugüne kadar itin g.tüne sokulan toplanma alanlarına ulaşamayıp yardım alamazsanız, ailenizin ve kendinizin temel barınma, açlık ihtiyaçlarınızı karşılayamazsanız o dakika istanbul'un walking dead dizisinden farkı kalmayacak. toplanma alanı diye gidilen avm otoparklarında başta suriyeliler olmak üzere kötü niyetli insanlar g.tünüzü kesecek. istanbul normal gününde bile 20bin hırsızın sanki devlet memuruymuşçasına "hanım ben işe gidiyorum" diyerek sabah sokağa çıktığı bir şehir.
daha bakın bunun içinde enkaz altında kalanlar, yardım bekleyenler yok. onların direkt üstünü örttüm. daracık sokağı olan, arabaların silme geçtiği yerlerde nasıl bir kurtarma aracı geçip de yardım ulaştıracak çok merak ediyorum. burası yalova değil. binaların %1'i yıkılsa 1500 bina eder. aynı anda yıldırım hızıyla 1500 enkaza nasıl yardım ulaştırabilirsin? üzelerek söylüyorum ki istanbul'da kurtarma çalışmaları ön planda olmayacak. çünkü hayatta kalanları bile düzenleyecek bir plan yok ortada.
bugün ryan babel'in what's the emergency plan? sorusuna bizimkilerin mezarlık haritası atması da zaten bu tablonun özeti. büyük ihtimal ile kendisi bundan 25 yıl önce hollanda'da ilkokulunu okurken yangın, deprem, sel, fırtına onlarca tatbikata katıldı. yapması gerekenleri harfiyen biliyor. buraya gelince de saf gibi sormuş garibim. bilmiyor ki bizde fıtrat var, alın yazısı var. üstüne bir de şehitlik verdiler mi senden iyisi yok.
benim iki temennim var. birincisi istanbul'da büyük bir deprem olmaması. beklentiler, sayılar veriler ne söylediğini kulak ardı ederek söylüyorum bunu ne istanbul ne türkiye kaldırabilir. bu filmin kaossuz bir sonu yok.
bir diğer temennim ise deprem gerçeğiyle yüzleşilip istanbul'un dağıtılıp nüfusun 5 milyona indirilmesi. teşvikse teşvikle gönül al, vergiyse şehir vergisiyle zulm et ama ipsiz sapsızı, işsizi, emekliyi sivas'taki, trabzon'daki, siirt'teki, urfa'daki baba evine gönder. ha zaten gitmemekte diretilirse de o nüfusun öyle veya böyle 5 milyona inişini göreceğiz.
edit: bu entryi girdikten sonra
selim kotil'in zamanında yaptığı bir röportaj varmış onun bir anda popüler olduğunu gördüm. neredeyse kelimesine kadar aynı şeyleri söylemişiz. ben üzerime karamsar damgası yapıştırılmasın diye ister istemez içimdekileri biraz yumuşatmıştım. kendisi direk salmış.
https://twitter.com/.../1177246691055099905