• 31
    çok yanlış insanların elinde olan şehir. şimdi sözüm meclisten dışarı sevgili sözlük ama allah korusun bu istanbul varya, bizim değil de yunanların elinde olsaydı ya darusların, sana yemin ediyorum değil dünya, evrenin en güzel yeri seçilirdi. o zaman 7 harika falan da olmazdı. istanbul ve dünyanın 6 harikası diye ayırırlardı.

    galatasaray'ı da barındırmaktadır.

    edit : sözlük formatına uydurma çabası.
  • 173
    kısa, orta veya uzun vadede başına gelecek olumlu/olumsuz her şeyi hakeden bir şehirdir.
    bugün çalıştığım iş yerinde benden daha yetkili iki kişi ile tesadüf ettim (dün görüşememiştik). sevdiğim insanlardır üstelik. biri trabzonsporlu, diğeri beşiktaşlı bu kişiler. trabzonsporlu olan elimi sıkıp, galibiyetten ötürü beni tebrik etti. beşiktaşlı olan "galatasaray herkese koyup geçti, kaç oldu şimdi 2. ile puan farkı?" diye sordu. istanbul'un merkezinde, uluslararası bir kurumda bu sabah geçen bir sohbeti anlatıyorum. deprem sonrası bir araya ilk kez gelen 3 kişi ve konuşulan konu futbol. konunun içerisinde övgü alan takım galatasaray, benim taraftarı olduğum takım ama ne futbol ne galatasaray benim o sırada milyonda bir dahi umrumda değil. ben futbolun f'sine girmeyip, sadece trabzonsporlu olanın eli havada kalmasın diye elini sıkıp konuyu depreme ve deprem sonrası olanlara getirince; "doğru, bu zaman da futbol konuşulmaz" deyip biraz olsun türkiye'nin asıl önemli konularından konuşmaya başladılar benimle.
    demem o ki acı ateş düştüğü yeri yakıyor. istanbul'da olana bitene hassasiyet gösteren yüz binler var ise, hassasiyet göstermeyen de maalesef en az bir o kadar insan mevcut. marmara bölgesinde 11 tane il var. yaşanan felaketin marmara'da olduğunu ve marmara'nın 10 ilini etkilediğini bir düşünün. ortada türkiye diye bir şey kalmazdı. ama insanımız maalesef "şöyle olduğunu bir düşünün" senaryosundan fazla bir anlam çıkartamıyor kendisine. gereken dersleri alamıyor. "yaa evet, doğru" şeklinde mırıldanıp konuya nitelikli vakit ayırdığı süre taş çatlasın 5 dakika bazılarının (büyük çoğunluğun). 6.dakikada 5 şubat 2023 akşamında kalan gündemlere geri dönebiliyor herkes bu şehirde. futbol, iş, maaşlar, projeler, siyaset vs. istanbul en başta istanbul halkının umrunda değil. siyasetçisinin, mühendisinin, müteahhitinin nasıl olsun? istanbul halkı istanbul'u bir şehir olarak önemseyip, yaşadığı ve para kazandığı şehri gönülden sevmediği sürece, başına gelecek musibetlerin biri numaralı sorumlusudur benim gözümde. diğerleri sıralamada sonra gelir.
  • 126
    kelle koltukta ya$anan güzel ülkemin güzel $ehri. insanlar bunun farkindalar mi, bilmiyorum. depem aninda elinde çay bardagi ile di$ari çikanlar var. ya çayi çok önemsiyoruz, ya da depremi pek takmiyoruz. oysa ki çok degil, 20 yil önce büyük kayiplar verdigimiz bir deprem ya$adik. bu cografyada ya$ayan insanlar gerçekten çok enteresan, çok ilginçler.

    güleyim mi, aglayayim mi, bilmiyorum..
  • 182
    büyük bir depremin eşiğinde olan ve ilgisiz siyasiler sebebiyle kaderine terk edilmiş şehrimiz. benim gibi uyku düzeni bozuk ve sabahlayan dostlarım bilir, gece 4-5 gibi gözünüzü avizeden yada dolaptan alamazsınız eğer istanbul'da yasiyorsaniz. yatakta uyumaya çalışırken kendi kendinize sallanır, deprem oluyor sanir ve irkilirsiniz. kendi kendinize triplere girersiniz. o uyku zaten bu trip yüzünden çoktan kaçmıştır. yaşayanlar bilir ya eminim çoğumuz böyleyiz. 6 şubat depremi, iyice paranoyaya sürükledi beni. artık sabah namazi okunmadan uyku uyuyamıyorum. telefon yanımda olmadan uyuyamıyorum. telefonu yanıma alıyorum, tam uykuya geçecekken kendi kendime sallanıp hemen uyanıyorum. her 15 dakikada bir aynı şey. bu psikolojiden nasıl cikacağım bilmiyorum ama maalesef yaşanacak bir şey bu istanbul depremi. ve ben artık ölüme geri sayıma başladım. bunu 6 şubat depreminden sonra ilk 2 gün sadece 1 saat uyku uyuyabildikten sonra kabul ettim. "bu kadar farkındalık bu şehir için fazla. siyasilerin çok umrundaymışsın gibi bide kendin triplere giriyorsun, zaten öleceksin sal gitsin" moduna girdim tümüyle. ha bu bana koyuyor mu? koyuyor. kendim öleceğim için değil, aileme bir şey olursa kahrolurum. benim için tek mevzu bu artık.

    bunun dışında, şehirde beklenen büyük istanbul depremi için şener üşümezsoy daha olumlu ve daha pozitif yaklaşırken, 6.5 şiddetinde bir deprem beklerken ve türkiye genelinde istanbul'un öncelik bile olmadığını iddia ederken; celal şengör 7.2-7.8 arası bir beklenti de olduğunu, -genelde yorumları bu yönde, bende ortalama olarak almaktansa aralık olarak alayım dedim- yıkımın çok çok büyük olacağını ve kanın gövdeyi götüreceğini söyledi. tabii ki şener bey, duymak istediklerimizi söylediği için ve genelde çok tutarlı birisi olduğu için (kendisinin adını ilk kez dün duydum, kendimden utaniyorum) ona güvenmek istiyorum ama celal hoca'nın söyledikleri, senelerdir dile getirilen ve artık önlem alınması gereken şeyler. en geç 2030'da büyük istanbul depreminin yaşanacağı düşünülürse ve biz 2030'u kıstas alırsak, hala vaktimiz var. hala vaktimiz var sevgili siyasiler. allah rızası için gerekeni yapın nolursunuz. lütfen, sadece lütfen diyorum. depremlerden ve coğrafyadan sözelci olmama rağmen anlamam. sorusu çıkar yaparım ama soruyu açıkla desen mal mal suratına bakarım. ben sade bir vatandaş olarak ailemle beraber depremi minimumla atlatıp yaşamak istiyorum. bana, aileme ve benim gibi milyonlarca insana bunu çok görmeyin.

    bu arada büyük istanbul depreminin yanında 2040'a kadar olması beklenen büyük marmara depremi ve yine aynı şekilde 2040'a kadar olması beklenen büyük girit depremi istanbul'u feci şekilde etkileyecek. anlayacağınız istanbul onumuzdeki 15 sene içinde çok büyük 3 depremle karşı karşıya. istanbul, haritadan silinme tehlikesi yaşıyor arkadaşlar. işin özü bu. tek dileğim, bir an evvel birilerinin şehre el atması.
  • 185
    alman bilimadamları bohnhoff ve kopp muhtemel istanbul depremi ile ilgi görüşleri:

    ortalama her 250 senede bir 7.4 üstü deprem oluyormuş ve marmara fay hattı üzerinde çok enerji toplanmış.
    en son büyük deprem 1766 yılında yaşanmış.

    kırılması beklenen ana fay hattı istanbul’un 20 km güneyinde marmara denizinin altında geçiyor.
    özellikle istanbul’un güney batısının zemini yumuşak, depremle birlikte yer “ıslanırsa” büyük felaket olur.
    büyük deprem gelmesi kesin, ne zaman olur o belli değil.

    http://gss.gs/MgD
  • 190
    evlerdeki kiler gibi kullanılan güzide şehrimiz. ne var ne yok eski püskü demeden dolduruyoruz buraya. sonu hiç hayra alamet değil. mesele sadece deprem de değildir, risk analizini her yönden yapmak lazım; ekonomi, sağlık, sosyoloji...

    bir an bu şehirde allah korusun ciddi bir sorun olduğunu düşünelim. batarız hem de öyle böyle değil. fabrikaları bile kurarken farklı lokasyonlara kurarsınız ki ciddi bir sorun olduğu zaman devam edebilesiniz. bu şehir, türkiye'yi ayakta tutan bir şehir. sanayisi, insanı, zenginliği derken neredeyse ülkenin 4'te 1'ini belki daha fazlasını buraya yığmak ciddi bir sorun. kalıcı ve akılcı çözümlemeler acilen üretilmeli. bundan 100 sene sonra bu topraklarda hiçbirimiz kalmayacağız ama gelecek nesillerimiz var.

    kıyamet kopana kadar türkiye diyorsak adım atmak zorundayız.
  • 124
    şekli, coğrafi yapısı ve tabiatıyla zaten gizemli olan marmara bölgesi'nin en ilginç noktasında kurulmuş, hem çok sevdiğim hem de kendisine kızdığım, bana hep hayaller kurdurtup o hayallerin peşinden koşmama ilham veren, zamanında defalarca kendisinden kopup gitme şansım olmuşken bile burada kalmayı seçtiğim güzel şehir. son 15 yılda çocukluğumun istanbul'undan çok uzak bir karaktere bürünmüş bile olsa yine de iyi dostuz kendisiyle. insan sevdiğini olduğu gibi severmiş. kaos, karambol, hız, ajitasyon... ne ararsanız burada. ama istanbul'un bir şeyi çok özel ve işte zaten ondan vazgeçemiyoruz: enerji.

    bugün güney batısında denizin derinliklerinde yaşanan bir doğal olayla sallanmış, bizi korkutmuş ve düşüncelere gark etmiştir. şu güne kadar depremlere iyi dayandı. umarım bu şekilde devam eder aslan.
  • 171
    devletimiz ya da esasen hükümetlerimiz deprem konusunda adam akıllı planlı hiçbir aksiyonu tam olarak almamaktadır. riskli binaların tanımlanması tasnif edilmesi önemli ama daha da önemlisi marmara ve özellikle istanbul'daki yoğunluğu azaltıcı önlemler alması gerekirken yıllardır buradaki yoğunluğu artırıcı aksiyonlar alındı. bir arkadaşımız da yazmış teknoloji gelişimi ile beraber şirketlere farklı şehirlerden çalıştırdıkları çalışan başına prim desteği veya muafiyeti sağlayabilir. bu sayede belirli sayıda çalışan anadolunun farklı şehirlerinden çalışabilir. ek olarak bu şehirlerdeki ekonomiler canlandıkça buralarda yatırım ve ticaret de artar, sosyal hayat da gelişir. bu da daha çok nüfusu çeker ve biraz daha dengeli hale gelir.

    olası bir istanbul depreminde yıkılan binalara enkazlara ulaşım çok zor. burada osmanlı'nın kullandığı tımarlı sipahi benzeri bir sisteme geçilebilir. sürdürülebilirlik kredilerinde veya engelli çalıştırma desteklerinde olduğu gibi afad'dan kurtarma sertifikası olan çalışan başına sgk prim muafiyeti veya düşük faizli kredi desteği getirilebilir. (burada sertifika ciddi bir eğitim ile verilmeli ve her yıl yenilenmeli, en az bir haftalik ciddi tatbikatlara katılım sağlanmalı). herhangi bir enkaz anında bu ekipler yardıma çağrılmalı. şirketler 100 çalışan başına 1 tane olmak şartıyla arada kurtarma sertifikası sahibi çalışan bulundurmak zorunda olmalı. deprem veya afette kurtarma amacıyla ihtiyaç duyulacak ekipmanların bir envanteri olmalı ve bu ekipmanların satışı durumunda ilgili devlet siciline kaydı yapılarak, afet anında en yakın bölgeden teminine ilişkin yasal düzenleme olmalı. tabii devlette de riskli bölgelerde belirli sayıda bulundurulmalı...
App Store'dan indirin Google Play'den alın