• 203
    aynı başlığa günde bir kere yazıp gerisini editlese problem yok.
    adam öldü mü yazdıktan sonra? editle.
    dursun delirdi kulübü mü yakıyor? sabah yazdığını editle.
    can topsakal şarap varilinin içinde fransa'ya mı kaçıyor? editle.

    editle.
    editlemek önemli.
    editlemek mühim.
    editlemek sözlüğü daha temiz tutar.
    edit.

    düzenle.
    düzenlemek önemli.
    düzenlemek mühim.
    düzenlemek sözlüğü daha temiz tutar.
    düzen.
  • 205
    kısa sürede tanıdığım kadarıyla anlaşıylı bir isimdir. bana da bazı entryleri uzun gelir bu kadar yazmasaydı derim ama okumak istemezsem geçerim benim için problem bu kadardır. çünkü ona verilmiş bir hak varsa bunu kullanmakta özgürdür. sınırı aştığında ise zaten ceza almaktadır. biz burada doğru ya da yanlış yazılmış iki üç cümleye ya da sevmediğimiz görüşe, tavıra saygı duyup sabredemiyorsak vay halimize. yaza dur kardeşim, kurallara uyduğun sürece sözlükte olman mutluluk verir.
  • 208
    dün nida eliz üstündağ başlığına girdiği entryi silip, bugün bir daha yazmış. illa ki gündeme taşıyacağım, illa da sol framei işgal edeceğim diyor. ilginç bir kişilik.

    edit: aydınlattı sağ olsun. kendi entrysinde başlığın ilk entrysi yazması ancak missgese'nin daha önceden yazması sebebiyle silmiş ve tekrar yazmış. ardından da bu sefer tematik girmediğini fark edip, tematik girmiş. bu kadar uğraşacağına tek bir edit ile ilk entry yazısını silmesi yeterli idi oysa. şimdi bizim başlıktaki entry taca çıktı. ha çok önemli değil tabi ama yıllar sonra okuyacak bir insan acaba gsman neden durduk yere böyle bir entry yazmış diye düşünmekten çatlarsa günah benim değil.*
  • 215
    ocak 2018'de yapılacak seçim düşünüldüğünde galatasaray'da iki başkan adayı var. biri dursun aydın özbek, diğeri mustafa cengiz. bu iki adaydan birini destekleyeni alkışlayıp diğerini cadı ilan edemeyiz.

    benim nefret seviyesinde duygular beslediğim dursun aydın özbek'i destekleseydi de bunu samimi düşüncesiyle yaptığına inanırdım. o zaman yazarın kendisine değil de fikirlerine yönelik itirazlarım olurdu. sözlükte bu ayrımı iyi yapmak lazım...

    ve fakat kendisi hakkında gördüğüm şu. dursun aydın özbek ile ilgili bildiklerini söylüyor. olumlu gördüklerini de söylüyor, olumsuz gördüklerini de. son tahlilde mustafa cengiz'e desteğinin daha fazla olduğunu hissettim. ama öyle olmasaydı ve dursun özbek'e %100 inancını ifade etseydi bile, bu kendisine yönelik negatif bir tavır takınmamı, onu etiketlememi gerektirmezdi.

    bu gün sözlüğe uyum sağlamaya çalışan, ileride de çok değerli bir yazar olacağına inandığım galatasaraylı bir arkadaşımız. sözlük yazarları hedef haline getirmektense ona yardımcı olmalı.

    bir insanı özbekçi, terimci, aysalcı diye etiketleyince rasyonel sonuçlar almaktan uzaklaşıyoruz. akılcı tartışmalar yapamıyoruz.

    aysalcıların ve terimcilerin iki ismi çarpıştırması yerine aysal'ın seçim ile ilglii söylediklerini konuşmaya ihtiyacımız var.
    mustafa cengiz ve dursun aydın özbek'in icraatlerini, düşüncelerini ve vaadlerini konuşmaya ihtiyacımız var. bu konuşmaların sağlıklı yapılabilmesi için de tezlere ve antitezlere gereksinim duymaktayız. ikisi de olmazsa senteze ulaşamayız. hal böyleyken dursun aydın özbek veya mustafa cengiz hakkında olumlu konuşanları başta dediğim gibi cadı ilan edip üzerine hücum edersek özgür düşüne ortamını yok ederiz.

    bu nedenle kendisine yönelik saldırıları doğru bulmuyorum.
  • 216
    kendi başlığı altında sitem eden yazar kardeşimiz.

    çok dertlendiği, hedef gösterildiği entryler ve başlıklar hangi başlıklarmış çok merak ettim açıkçası, lütfen açıklasın. varsa böyle bir şey açan kişi mutlaka cezalandırılsın. burada başka bir yazarı direkt isim vererek hedef gösterecek başlık açmak bence pilot olma sebebi.

    kendisinin sözlük'te bulunmasından son derece mutluyum. büyük renk ve hareketlilik getirdi. hemen her entrysini de okuyorum. sözlükte şu ana kadar tek bir kişiyi bile engellemedim, her fikre saygım var. sonuçta çabamızın adı galatasaray.

    yalnız her eleştiri aldığında, her defasında kendi başlığından açıklama yapması çok itici.

    gene gözlemim ise şu şekilde; başlıkları kendisi açıyor, başlık altında eleştirilince ya da yazdıklarının tersi cevaplar geldiğinde de bunu "üzerime geliniyor" şeklinde anlatıyor. bence bu konuda fazla duyarlı. eğer çok keskin başlıklar açıp çok keskin ve sert eleştiriler getiriyorsan, aksini yazanlara karşı da aynı hassasiyeti göstereceksin.
  • 217
    --- alıntı ---

    3 senede 1 milyar dolar harcayıp para bitince...
    --- alıntı ---

    derhal ünal aysal'ın 3 yılda 1 milyar dolar nasıl harcadığını açıklaması gereken yazar.

    artık kendisinin işkembe-i kübradan sallamasından gına geldi. yok ergin ataman seneye galatasaray'a dönecek yok oktay mahmudi iyi galatasaray'lı (adamın ben yugoslav göçmeniyim ve kızılyıldız taraftarıyım demişliği var) yok ünal aysal 1 milyar dolar harcadı.

    ayrıca camianın içindenmiş, herkesi tanır herkesle muhabbeti varmış gibi davranması da iyice sıktı artık. herkese abi demeler yok ergin abi yok fatih abi en tiksindiricisi de dursun abi tabi. kimsin arkadaş sen ? nasıl bir hayal dünyası kurdun kendine ? ben söyleyeyim fena halde şizofrenik belirtiler gösteren bir vatandaşsın. daha fazlası değil. çok geç olmadan bir doktora görün bence.
  • 218
    demokratik toplumların yaşadığı ve kanımca demokrasinin en büyük handikabı olan çoğunluğun tiranlığını (el oğlunun ve fransız sosyolog alexis de tocquevelli'nin amerika seyahati sonrası tyranny of the majority dediği) sayesinde bir kez daha deneyimlediğim sözlük yazarı. tıpkı demokratik bir ortamın olduğu diğer platformlardaki gibi (örneğin ekşi sözlük) bu sözlükte de çoğunluğun dile getirdiği fikirler, haklı olsun ya da olmasın, kayıtsız şartsız doğru kabul ediliyor ve aksini söyleyen insanlar bir anda saçma sapan tepkiyle karşılaşabiliyor. benden yaşça en az 15 yaş büyük olduğunu düşündüğüm için ismailenver abi diye hitap etmek istediğim yazarımız da bazı konularda alışılmışın dışına çıkıp farklı yorumlarla çıkageldiği için bu çoğunluk tarafından anlamsızca eleştrilebiliyor. (tıpkı celal şengör hocamıza yapılan gibi) dursun özbek ve can topsakal'dan zerre hazzetmeyen ve seçimde mustafa cengiz'in kazanması için bir mucize bekleyen bendeniz alfredo; hiçbir şeyin siyah ya da beyaz olmayıp, her şeyin grinin farklı tonlarında olduğuna inandığı için kendisini sonuna kadar destekliyor.

    edit: imlâ.
  • 219
    ünal aysal hakkında aşağıdaki düzeysiz yorumla kulübe acayip hizmet vermektedir:

    "kendisi can kıraç'ın dış ticaret müşavirinden öteye kariyeri boyunca geçememiş görünürde iş adamı esasında vekil müdürden başka bir şey değildir. reklamını yapıp evlenip boşanmış spor spikerleriyle boğazdaki otelinde bol bol yemek yemiş çapı rahmetli ali uras başkanın cerrahi bonesi kadar olan galatasaray üyesi..."

    başkasına göstermediği saygıyı, başkalarından da beklememeli insan. kendisine millet yine oldukça düzeyli eleştiriler yapıyor, böyle terbiyesiz bel altı yorum yapanı görmedim.
  • 220
    kendisi şizofren de olabilir zenci de olabilir. bizim için bir sorun olmaması gerekiyor. dursun aydın özbek'i sevebilir hatta onun için çalışabilir de. galatasaray menfaatleri için dursun aydın özbek'i doğru kişi olarak görüyorsa kendi bileceği iştir.

    burada başka yazarlara hakaret ediyorsa, galatasaraylı olmayıp galatasaraylı gibi davranıyorsa eleştirelim. bazı yazılarını manipülatif bulmam dışında sözlüğe renk katıyor bana göre. adı aklıma gelmiyor ünlü bir düşünürün lafı vardı; "bir yerde herkes aynıysa orada kimse yok demektir." gibi bir sözdü. farklılıklara açık olmak gerekir.
  • 221
    sözlük içinde hepimizin hoşlanmadığı, çok ters geldiği entryler hatta yazarlar olabilir. bu doğal, kimse kimseyi sevecek ya da kabul edecek diye bir kaide yok. ama mesela bir entry hoşuna gitmediyse veya çok ters geldiyse, bunun yolu yazar başlığı altına yazmak değil de özel mesaj atmak. özel mesaj bunun için de var bu sözlükte. benim de oluyor hoşlanmadığım veya bana çok ters gelen entryler. özel mesaj atıyorum onu yazan yazara, tartışıyoruz, sonuca varırsa varıyor varmazsa orada kalıyor. her beğenmediğimiz entryde yazarların başlıklarına entry gireceksek zaten çarşı pazar karışır.

    hem kendisi tarafından hem de diğer yazarlar tarafından artık başlığı altına daha fazla polemik yaratacak entryler girilmemesi gereken yazar.
  • 222
    kendisinin engelini kaldırdım ve ünal aysal'ın galatasaray'dan temettü faizi kazanması başlığındaki yazısını okurken bir ifade fark ettim:

    --- alıntı ---

    3 senede 1 milyar dolar harcayıp para bitince ve gayrimenkulleri satıp takımı almanya'ya taşıyamayınca kaçan ...

    --- alıntı ---

    vay vay vay vay canım! 3 senede 1 milyar dolar! 1 milyar! 100 - 300 - 500 milyon dolar değil bakınız, 1 milyar dolar para harcanmış! vay vay vay!

    bilmesek inanacağız. *

    bu harcama kalemlerini kendisinden rica ediyorum, tek tek bana tutarları ile birlikte (dolar olarak göndersin lütfen) yazarak gönderebilir mi? yazmayı çok seviyor zaten uzun, detaylı, konudan sapan sonra geri dönen entry'lerinden biliyoruz kendisinin. ben mail adresi de veririm kendisine, isterse bir cloud server'a yükleyip paylaşım yaparsa oradan da alırım. ancak incelemek istiyorum neymiş bu 1 milyar dolar harcamanın kökeni ki öğrenelim değil mi? bilmiyoruz madem.

    mesnetsiz itham kadar saçma bir olgu daha yoktur bu dünyada. bilmediğin şeyi niye sallayarak konuşursun ki? anlamıyorum gerçekten anlamıyorum! yahu 1 milyar dolar para galatasaray'ın kasasına 3 senede girecek, aysal bunu harcayacak ama sadece 30 milyon dolar borç artarak istifa edip gidecek öyle mi? e o zaman arazileri falan neden satıyoruz ki? 1 milyar dolar para geliyorsa bu kulübe az kemer sıksak borcu kapatırız. 3 senede 1 milyar dolar demek senede 330 milyon dolardan fazla para demek, dengeniz yerinizde mi arkadaşlar? 330 milyon dolar dediğiniz para kadar para borçla kimse bu kulübe başkan olmak istemiyorken aysal oldu işte, madem gelir bu senelik o zaman problem yok değil mi?

    vallahi engellemek yaptığım en doğru şeymiş. başlığında salyangoz ve vincent veganın entry'lerini okuyunca "ne oldu acaba?" diye engelini kaldırdım, yazdıklarını okudum da. yok arkadaş. bende engelli dursun.

    çünkü bu şekilde saçma entry okuyacaksam kendisinden ben kendisini okumayayım. saygı duyan duysun, eyvallah. ama dursun özbek gibi bu kulübün içini boşaltan, arazilerini peşkeş çeken, komisyonlar yediren, kardeşini - yeğenini ihya eden birisi hakkında "anadolu çocuğu yeaa" "dursun abim" falan derken bu kulübe galatasaray adasını yeniden kazandıran (belirteyim dursun abisi döneminde ada yıkılıp bu hale gelmiştir dursun abisi sesini çıkaramamıştır devlete peşkeş çektiği arazilerden dolayı) bir adama "3 senede 1 milyar dolar harcadı" falan yazılacaksa ben o entry'leri okumayı kaldıramam.

    sonra diyor ki "beni linç ediyorsunuz". :)
  • 223
    (bkz: #2324813)

    şöyle bir entry girmiş yazar arkadaşımız. açıkçası ben yazdıklarının çoğunu keyifle okuyorum. fakat bazen de entrylerinde öyle bir olay örgüsüne giriyor ki hikaye gibi sonuna kadar okumadan bırakamıyorsunuz ve sonunda da genelde bizim lehimize bir sonuç ortaya çıkıyor. bazen bu durum insanı kıllandırmıyor değil hani bu adam neyin nesi kimin fesi diye. belki galatasarayı çok seven ve onun tekrar ayağa kalkacağına gönülden inanan bir yazar belki de dursun özbek tarafından yerleştirilmiş bir algı operasyoncusu. *

    hoş bu gerilim bile bana yetiyor oturduğum yerde. bayılıyoruz böyle ortamlara sonuçta.

    neyse lafı uzatmayalım. sırf sezon sonu beşiktaş hakkında yazdıklarının doğru çıkıp çıkmayacağını öğrenmek için şampiyon olmamızı istiyorum. o zaman belli olur niyeti.
  • 225
    entrylerinin bir çoğunda sadece entry sayısı kasmak için entry girdiği belli olan yazar. kalan kısım ise başları konuyla ilgili ortaları tamamen alakasız(büyük ihtimal buraya kadar kimse gelmez diye düşünüp) sonları ise ufaktan konuyla bağlantılı entryler yazıyor. ayrıca genelde kulüp olarak aslında diğerlerine göre iyi olduğumuz alt metnini vermeye çalışıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın