• 251
    kuduz virüsüne benzer. tek başına kaldığında ne kadar zayıfsa bu virüs, faşizm de aynen o derecede dayanıksız ve dayanaksızdır. ırkı için birinden nefret etmek, hatta ölmesini istemek de nedir?

    ancak savunmasız bir anınızda (futbol maçı bile olabilir) bir saldırıyla, şiddetle kanınıza geçer ve beyninizi hasta eder. uçta yaşadığınız o duygular, içinizde harlanan o ateş hasta beyninizin çırpınışlarıdır aslında. hızla yayılmasının tek yolu da daha fazla ısırık, saldırganlık ve şiddettir. ağızları köpürtür ve saldırıya geçer. kesin olan tek şeyse kuduz olan/kuduzdan etkilenen bir birey, yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu fark etmeksizin acılar içerisinde ölecektir. korunmanın yolu ise ırkçılığın yol açacağı sonuçları bilmek misali, aşınızı olup bağışıklık kazanmaktır.
  • 252
    https://twitter.com/.../1191082115569528837
    mario balotelli'nin "tekrar" maruz kaldığı eylem. ırkçılık hastalık mıdır?

    ırkçılık hastalıktır tezini yanlış bilmiyorsam malcolm x ortaya attı, ya da popüler olmasını sağladı. eylemi bireysele indirgemek ve psikolojik olarak "tedavi" aramak ise ırkçılığın bitmeyen bir sorun olmasını sağladı. ırkçılığa hastalık olarak baktığımız sürece de hiçbir zaman son bulmayan bir sorunu yaşatmaya devam edeceğiz.

    ırkçılık ideolojiktir. hastalıklı bir ideoloji olduğunu söyleyebiliriz ama az önce de dediğim gibi ırkçılığı "hastalık" olarak bireye indirgemek çözüme ulaştırmıyor bizi. ırkçılığı toplumsal olarak ele almalı ve onu yaratan, propagandasında kullanan "zihniyete", örgüte, toplumsal olana karşı mücadele etmemiz gerekiyor. ırkçı söylem ve eylemleri eğitim seviyesinden bağımsız olarak herkeste görebiliriz ve bu kişiler genellikle birey kimliklerini bırakıp toplumun bir parçası oldukları zaman eyleme dönüştürürler söylemlerini. sosyal statü olarak kendini toplumun diğer bireylerinden üstün görme durumu olarak öne çıkar. kendi ırkını başka ırklardan üstün görmek de ırkçılıktır, ten rengi farklı olanı "insan" olarak görmemek de.
  • 253
    dünya’nın her yerinde olduğu gibi maalesef ülkemizde de olan durum.

    dün* de belhanda’ya yapılan ırkçılıktan dolayı bir yazar şutlanmış. ırkçılığın cezasının 3 maç olduğu ülkemiz sporuna nazaran bu eyleme geçit vermeyen moderasyonu tebrik ediyorum.

    çok kısa şekilde; sözlükte de konuşulan, siyahlara yapılan ırkçılığa dikkat çekeceğim. mesela toplum genelinde bazı yaygın kelimeler:

    - zenc***
    - saat*
    - anakonda*
    - yamyamlık*

    malesef bu kelimelerin hepsi şakasına dahi kullanılsa, “ama benim yemin ederim siyahlarla bir sorunum yok” da dense ırkçı söylemlerdir.

    şarkılarında my nig*a falan kullanan türk rapçiler; amerikalı rapçilerle bir kere baş başa kalsalar, o andan sonra n ve z harfleriyle başlayan kelimeleri kullanırken 10 defa düşünmek zorunda kalırlardı. ya da bir türk olarak en yakın arkadaşınızla samimi ve şaka yollu kullandığınız my nig*a hitabını, bir siyahın yanında yine arkadaşınıza söylerseniz dahi siyahi arkadaşınız tarafından yine ciddi tepki görürsünüz.

    neyse, videoda türkiye’de yaşayan bir afrikalı, gayet güzel türkçesi ile `neden zenc* dememeliyiz?` sorusuna cevap vermiş. nacizane; sözlükçe bu kelimeleri mümkün olduğunca kullanmaktan kaçınsak ne güzel olur...

    https://youtu.be/BNl-0Qrx-DA

    edit: tarih hatası. 2020 ne yahu?
    edit 2: hatalı bkz.
  • 254
    ülkemizde ne olduğu bilinmeyen kavramlardan bir tanesi.
    zenci kelimesi ırkçılık değildir, amerikan özentiliğinden dolayı nigger vb. kelimelere bir karşılık bulmaya çalışıyorsunuz ama bu çirkin kelimelerin dilimizde karşılığı yoktur hatta olmaması bile bir gururdur. zenci kelimesi üzerinden duyar kasma çabaları gereksiz ve komiktir. zenci kelimesi amerikan filmlerinde kullanılan aşağılayıcı kelimelere denk gelsin diye seçilmiş bir kelimedir. zenci kelimesi yerine siyahi kelimesi de seçilebilirdi. o zaman siyahi kelimesi mi kullanılamaz olacaktı? insanımız cahil olabilir ama afro ırkçılığı hiçbir zaman tabiatında yer bulmamıştır. arada çubuklu tosun gibileri çıkabilir ama bunlar geneli yansıtmaz.
    araplar konusuna gelince ki belhanda arap değil, muhtemelen berberi'dir ama bir insan ırkı yüzünden küçük görülmemeli, hakarete uğramamalı. belhanda bana göre karaktersizin teki ama arap veya berberi olduğu için değil taraftarın anasın avradına sövdüğü için, saha içerisinde umursamaz tavırlar sergileyip mesleğine, takım arkadaşlarına ve kendisine güvenen insanlara saygı göstermediği içindir.

    ayrıca inanın bana günümüz dünyasında beyaz erkek kadar aşağılanan hiçbir canlı yok. özellikle amerika'daki bu akım, heteroseksüel beyaz erkeği beyaz erkek=şeytan noktasına getirmiş durumda.
    ek bilgi: biz türk insanları beyaz olarak kabul edilmiyoruz, bunu da bilin.
  • 255
    nigg.. kelimesi siyahi insanlar kullanabiliyor ama beyazlar kullanamıyor. ben hollanda'da yaşıyorum mesela ve n... kelimesini bir siyahiye söylersen gerçekten büyük tepkiyle karşılaşıyorsun ama bu noktada benim itirazım var. siyahiler kendi aralarında o kelimeyi kullanabiliyor ama bir beyaz sadece ten renginden dolayı o kelimeyi kullanamıyor. bu da ırkçılık bence. ya herkes söyleyebilsin ya da kimse söylemesin. hollanda'da da tartışılıyor bu durum baya.
  • 257
    türkiye futbol federasyonu tarafından belirlenen, futbol disiplin talimatı 42. maddesi gereğince malum takımın obi mikel'e yaptığı ırkçılık eylemlerine karşı ki, geçmişlerine bakarsak tek ırkçı eylemleri değil;

    şu tür cezai işlemlerin uygulanması gerekmektedir;

    --- alıntı ---

    madde 42 – ayrımcılık ve ideolojik propaganda

    (1) irk, dil, din, etnik köken ayrımcılığı veya herhangi bir şekilde ayrımcılık yaparak insanlık onurunu zedeleyen,

    (a) futbolculara 4 ila 8 müsabakadan men cezası,

    (b) kulüp yöneticilerine ise 45 ila 90 gün hak mahrumiyeti cezası ve süper lig kulübü yöneticileri için 26.000.-tl’den 105.000.-tl’ye kadar, 1. lig kulübü yöneticileri için 13.000.-tl’den 52.000.-tl’ye kadar, 2. lig kulübü yöneticileri için 10.000.-tl’den 20.000.-tl’ye kadar, 3. lig kulübü yöneticileri için 6.500.-tl’den 13.000.-tl’ye kadar para cezası,

    (c) görevlilere ve diğer kişilere, 4 ila 8 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı, veya 30 ila 60 gün arasında hak mahrumiyeti cezası, verilir.

    (2) mensupları ve taraftarları 1. fıkrada tanımlanan fiili gerçekleştiren kulüplere ise ayrıca süper lig için 65.000.-tl’den 200.000.-tl’ye kadar, 1. lig için 40.000.-tl’den 100.000.-tl’ye kadar, 2. lig için 20.000.-tl’den 40.000.-tl’ye kadar, 3. lig için 10.000.-tl’den 20.000.-tl’ye kadar para cezası verilir.

    (3) ayrıca ihlalin ağırlığına göre veya tekerrür halinde, kulübe bir veya daha fazla müsabakayı seyircisiz oynama, saha kapatma, hükmen mağlubiyet, puan silme ve ihraç gibi ek cezalar da verilebilir.

    (4) müsabaka öncesinde, esnasında ve sonrasında her türlü ideolojik propaganda yapmak yasaktır. bu yasağa uyulmaması halinde bu maddede belirtilen cezalar uygulanır.

    --- alıntı ---

    eğer ki bu tür yaptırım yetkileri kullanılmaz ve örf pas edilirse, ülkemiz genelinde sporda ırkçılığın önü açılabilir. doğru kararlar alınarak caydırıcı cezaların uygulanması durumunda türk sporu adına doğru bir adım atılmış olur.
  • 258
    ön edit: biraz akademik kaçmış olabilir.

    uzun zamandır "zenci" kelimesi veya "ırkçılık" ile ilgili bir şeyler yazmak vardı aklımda, kısmet bu güneymiş.

    öncelikle olaya "etnik küfür" olarak baktığımı ve yazının bu doğrultuda şekilleneceğini belirteyim.

    küfür, malumunuz, insanların öfke, korku, endişe ve hayal kırıklığı gibi duygularını ifade etmek ve karşısındaki insanları incitmek için kullandığı kelimelerdir. küfrü bilinçaltımız içinden alıp ortaya çıkartırız. bireylerin olduğu gibi toplumların da bilinçaltı vardır.
    bilinçaltını bir insanın hal ve hareketlerini belirleyen, yaşam planını oluşturan bir mekanizma olarak da görmek mümkündür.

    sözlü anlatımlarda toplum bilincini destekleyen ve birlik ruhunu pekiştiren özellikler vardır; çünkü “ortak bir tarih” yaşamak aynı zamanda ortak bir akla mensup olmak, yani aynı kimliği taşımak anlamına da gelir. yaşanmış geçmişin tanıklıkları, bir sonraki kuşak için yönlendirici özellikler gösterir. yaşanan her olay, yaşayanlar, tanık olanlar ya da bu olayı çeşitli yollardan işitenler, öğrenenler tarafından farklı algılanıp farklı değerlendirilebilir. yaşanan olayın dillendirilmesi, yansıtılması açısından bu değerlendirmeler, halk kültüründe muhtelif türde yapı/ürün olarak ortaya çıkar. misal, yaşanmış bu olay, çevrede ibret alınması için anlatılagelen hikâye olabilir. derin bir üzüntüye sebep olan bir olay olarak ağıtlaşabilir ve yaşananları kuşaklar arası aktararak günümüze kadar gelebilir. (deyimler, atasozleri, fikralar vs.)

    bunun yanında toplumda belirli bir bağlamda kullanılan bazı ifadeler söyleniş şekline göre farklı anlamlara gelebilmektedir. tonlamasına göre bazı sözler hakaret içerebilir. söylenen hakaret içerikli bu sözler ve küfürler muhatabının birçok özelliğine göre değişebilmektedir. kişinin bireysel özelliklerine göre (fiziksel) veya sosyal özelliklerine göre ( etnik, dini, sınıfsal...) kullanılan küfrün şekli değişebilir.

    bu bağlamda milli tarihimiz boyunca, ki binlerce yıl öncesine dayanmaktadır, birçok toplum ile çeşitli ilişkiler içinde bulunduk.
    özellikle içinde yaşadığımız anadolu içinde, son yüzyılı aşkın süredir, özellikle 1890-1930 arası çok zor günler geçirdik. bu zor günler içinde dedelerimizin yaşadıkları yerler işgal edilip, yağmalanıp talan edildiği zamanlar oldu. bu bahsi geçen zamanlar milletimizin kümülatif hafızasında travma olarak yer etti ve bilinçaltına işledi. yaşanan birçok olay, insanların sözel ifadelerinde kendine yer buldu. bu ifadelerden biri de küfürdür.

    halk bilimcilerin yaptıkları çalışmalar sonucu bazı yörelerde "etnik küfür"ler tespit edilmiştir. bu yörelerde ilk sıra kars iline, ikinci sıra trabzon'a ve üçüncü sıra erzurum'a aittir.
    çoğunlukla doğu ve güneydoğu anadolu bilgelerinde olsa da, ege ve akdeniz bölgelerinde de sıklıkla "etnik küfür"ler kullanılmaktadır.
    bu etnik küfürlerden bazılarını yöresine göre ayırmadan örnek olarak vereceğim:
    "ermeninin çıkardığı", "ermeni p.çi", "ermeni soyu", "ermeni dölü",
    "rus bitmesi", "rus dölü", "sarı gavur", "rus balası",
    "rum soyu", "rum tohumu", "rum p.çi",
    "yunan gavuru", "yunan tohumu",
    "bulgar tohumu", "bulgar dölü",
    "çin askeri"
    "fransız bozması"
    "yahudi", "çıfıt", "israil, amerikan ve ingiliz"ler ile ilgili de tek tük küfürler mevcut.

    görüldüğü gibi özellikle kurtuluş savaşı öncesinde ve kurtuluş savaşı döneminde savaşlar yaptığımız, zulümler gördüğümüz uluslar ile ilgili sözel ifadelerimize yerleşmiş küfürler mevcut.

    bu ifadeleri ırkçılık olarak değerlendirmek ahmaklıktır. ırkçılık başka bir şey ve bunu "zenci" kelimesi ile beraber inceleyeceğim.

    turk romaninda veya sinemasinda "arap baci" karakteri vardir. bu karakter ozellikle saray efradinin evlerinde hizmetci olarak calisan, fakat aile bireylerinden pek farkli bir muamele gormeyen kisidir. hatta bu "arap baci" bazen "sut anne" bile olur, yaslaninca evde saygi gorur. bu kisinin rengi ile ilgili hakaret, kucumseme veya ayristirma gorulmez.
    oyle ki, benim fatma diye bir arkadasim vardi universitede, fatma abla hatta. kendisi epey esmer biriydi, izmirliydi. o zamanlar anlamamistim neden bu kadar esmer oldugunu. izmirin koyluk yerlerinin insanlari guneydogu insani gibi biraz kavruktur malumunuz. ben de oyledir heralde diye dusunmustum. meger kendisi "afro-türk"müş. simdi kendi kulturlerinin tanitimini yapiyor. ailesine ait akrabalarindan birkac fotograf gordugumde yabanci evlilik falan sanmistim. hani "bbg ali" var ya. oyle adamlar vardi. sonradan bu kisilerin bildigin turk gibi, ama afrika kokenli olduklarini gordum. erasmus ile buraya gelen afrikali ogrenciler gibi turkce konusmuyorlardi. ayni senin benim gibi fakat ege agziyla konusuyorlardi. kadinlari bildigin ege basmalari giyip, egeli gibi kusak bagliyorlardi. arastirabilirsiniz hatta link birakayim: http://www.afroturc.org/afroturk-mu-dediniz
    mesela bu afro-turklerin "dana bayrami" var, gormenizi tavsiye ederim.

    afro-turklerin kendilerine soylenmesinden en hoslanmadigi kelime "arap". zenci degil mesela. bunun nedeni bu topraklarda daha once "zenci" olarak otekilestirilmemeleridir. bu kisiler 15. yuzyildan beri bu topraklarda ve "biz biriz, ayniyiz gari" diyorlar. fakat "hey nigger!", "hey negro!", "hey zenci!" deseniz, bunu hakaret anlayip ustune alinan pek cikmaz. "hey arap!" derseniz insanliginizdan utanmaniz gerekecek derecede bir bok yemis olursunuz. bu afro-turkleri uzmeyin. kimseyi uzmeyin.

    peki arap kelimesinde ne gibi bir hakaret var? bunu irkcilik sayabilir miyiz? bu ayri bir yazi konusu, belki bunu da baska bir yazida ele alabilirim.

    öncelikle zenci kelimesi dilimize arapça'dan geçmiştir. kelimenin anlamı "siyah" "kara" demektir. bunun yanında osmanlı'nın en çok köle ithal ettiği yerlerden olan "zanzibar" adası ile de bir alakası olması muhtemeldir. oradan getirilen kölelere de zenci adinin verildigi, zanzibar'a "zenci adasi" da dendigi soylenmektedir. (zanzibar "tanzanya'da bi adadir)

    bati dillerinde negro kelimesi de aynı şekilde "siyah" ve "kara" anlamındadır.
    sonucta zenci ve negro kelimeleri siyah tenli insanlari kastederek kullanilan kelimeler.

    zenci ve negro kelimeleri arasında koken ve anlam acisindan benzerlik olmasına rağmen bunlarin ayni seyi karsiladiginini soylemek söz konusu değildir. bunun sebebi batıya ve özellikle amerika'ya yerleşmiş olan kölelik anlayışı ile alakalıdır. orada bariz bir şekilde "negro" kelimesi hakaret içerirken, motamot çevirisi olarak gördüğümüz "zenci" kelimesi burada siyah ırktan olan kişilere söylenmektedir.
    burada konu kolelik meselesine girmekte. doguda veya osmanli'da kole, evin icinden bir birey gibiyken (osmanli romantizmi yapmiyorum, hatta hic hoslanmam bu osmanli romantizminden) batida sanayi devriminin etkisi ile sanayide veya tarlada zorla calistirilan ucuz is gucudur. dolayisiyla yasanan sureclerin farkli olmasi, kelimelere yuklenen anlamdaki hakaret oranini da farklilastirmistir. (burada kolelik yoktur demiyorum, farklidir diyorum. hatta oylesine farklidir ki, marx "das kapital"in osmanli ve uzakdogu ile hic alakasinin olmadigini fark edince "asya tipi uretim tarzi"ni yazmak durumunda kalmistir.

    tabi yazının başlarında belirttiğim gibi, ifadeler tonlamalara göre anlam değiştirebilirler. siz bugün afrikalı birine "hey! pis zenci" derseniz ırkçılık yapmış olursunuz. zaten bu ifade artık hakaret anlamı kazanmış durumda. gunumuzde batiya entegre olma cabalari beraberinde kulturel bazi ogelerin de aktarilmasini beraberinde getirmistir. misal "batinin ahlaksizligini almak" tabiri var ya teknolojisini alalim derken. oyle bir sey. dolayisiyla bazi kelimelere batililar gibi anlam yuklemeye basladik artik. bunun en bariz orneklerinden biri "zenci".

    normalde düne kadar bu ülkede birine "zenci" denilmesinin sebebi ait olduğu milleti ya da ırkı göstermek içindir. "abi ilhan cavcav iki tane zenci transfer ediyo ucuza, sonra bu adamları iyi paralara bi güzel okutuyo" diye çok muhabbet dönmüştür. burada gecen zenci "pis zenci" "cahil nigger" "negro" ile ayni degil haliyle. hatta afrikalilarin hepsinin "arap" diye genellendigini bile goruyoruz bazen bu topraklarda. dedigim gibi, bu ayri bir yazi konusu.

    normalde kimse kimseyi bu topraklarda "hey beyaz adam, hey esmer adam" diye çağırmaz. bir insana alçaltıcı bir tonlama ile "pişşt! sarı" diye seslenirseniz, (hatta "sarı pipi" diye bir hakaret var) o kişiye hakaret etmiş olursunuz. fakat bunun irkcilikla ilgisinin olabilmesi icin sarisin olmayanlarin sarisinlardan daha ustun meziyetlere sahip olduguna inanmak, hatta sarisinlarin hepsinin aptal, cahil, kaba olduguna inanmak gerekir. yapilan her hakaret irkcilik degildir nihayetinde.

    zaman icinde olusmus bazi sembol nesneler de hakaret icerir. misal yolda tartistigim biri bana muz gosterse "al bunu bi yerine sok" demek istiyor diye anlarim. fakat bunu bir afrikaliya ya da zenciye gosterirseniz, hakaret etmis olmakla kalmaz, irkcilik yapmis da olursunuz. bu imgesel hakaret ornegi de, yine son yillarda kulturumuze girmistir. ozellikle son derece cahil kisilerin kulaktan dolma "darwin teorisi" bilgisi uzerinden yaptigi bu hakaret, tamamen taklittir.

    bugun kullanilan anlamiyla zenci kelimesi de artik bati dillerindekine benzer bir hal almaya basladi. dolayisiyla artik zenci kelimesinin irkcilik icermedigini soylemek zor. zaten tonlamayla da bu kelimeye gereginden fazla anlamlar yuklenildigi goruluyor.

    aristo mantigi ile yamyam kelimesi ile zenci kelimesinin de karistigi durumlar var. "butun yamyamlar zencidir" onermesinin karsiligini "butun zenciler yamyamdir" olarak kabul etmis insanlar da var. bu futbolda "adam yiyen" olarak da tezahur etmis durumda. aslinda bir mevki kastediliyor iken soz konusu mevkinin en iyilerinin zenci olmasi, onlara "adam yeme" yakistirmasi yapildigi gibi bir durumu da beraberinde getiriyor. bu tabir size "mantikli" veya "anlasilir" geliyorsa da kesinlikle hic hos degil.

    ameller niyetlere goredir diye bir hadis var, bazi ifadelerimizde de niyetimiz, kelimenin anlaminin farklilasmasina sebep olabiliyor. sonucta bir kelimeyi herkes ayni niyetle kullanmiyor. bu da kelimenin toplum icinde karisik bir anlam icerigine sahip olmasina neden oluyor.

    neyse, uzun bir yazi oldu.
    negro ve zenci esittir siyah tenli kisi.
    fakat negro esit degildir zenci. ( bence bir muddet sonra ayni anlama gelebilirler, degismeye basladi bile hatta).
  • 259
    insanları genetik ve etnik özellikleri nedeniyle aşağılayan fikirler bütünüdür. din, mezhep ve kültür gibi farklılıkları da işin içine katarak kendini üstün görme, diğer aidiyettekileri yerme eylemi de bu kategoriye girmektedir. bunların hepsi nefret suçu olarak sayılır ve uluslararası hukuka göre devletler nezdinde insanlığa karşı işlenmiş suçlar arasında sayılmaktadır.

    görülmektedir ki bazı insanlar ''akademik'' diye tabir ettikleri yazılarında konu ile ilgili kişisel düşüncelerini paylaşmaktadırlar. zira akademik dediğimiz yazılar yorumlar içermekle birlikte, verilerle destekli ve kanıtlanabilir olmalıdır. belirli ırklara yönelik küfür içeren ifadeleri ırkçılık saymanın ahmaklık olarak nitelendirildiği bu görüşler cehaletten öte bir değerlendirme alamaz. aslında cehalet de denilmez buna, yarı cehalet denir ki türkiye gibi bir ülkede topluma en zararlı fikirler bu yarı cahil insanlardan çıkmaktadır.
  • 261
    https://twitter.com/.../1267106437337096194
    marcus thuram, union berlin maçında* attığı golden sonra george floyd'u andı. bu lanet insanlık dışı suçu siyahi oyunculardan çok beyaz oyuncuların kınaması gerekir diye düşünüyorum. thuram'ın floyd olayına tepki göstermesi zaten olağan durum asıl etki bu saçma duruma beyazların tepki vermesiyle elde edilecektir. binlerce yıllık insanoğlunun hala uğraştığı şeylere inanamıyorum.
  • 263
    turkiye’de, en az baska ulkelerde oldugu kadar var olan durum.

    irkcilik deyince sadece siyah-beyaz gelmemeli insanin aklina. arap deyince “igrenc, pis millet”, romen deyince “cingene, hirsiz millet”, kurt deyince “terorist, cahil millet”, laz deyince “aptal, bos kafali millet” derken irkcilik olmuyor heralde. ha bir de sinirlenince “yahudi evladi, yunan tohumu, ermeni torunu” falan diyen tuhaflar var.

    yani bu irkcilik olayini sirf “amarigalilara” ozel zannetmemek lazim.
  • 265
    artık asla yenilemeyeceğine ikna olduğum, herhangi bir sıfatla anlatılamayacak kadar dip bir hareket, düşünce, olgu ne dersenizdir. insan yaşamı bu kadar basit olmamalıdır. dünya'da ırkçılık denince akla ilk gelen siyah ve beyaz ayrımıdır. ancak ''araplardan hiçbir hayır görmedik şu güne kadar, hepsinden nefret ediyorum'' da bir ırkçılıktır, üstlerine bombalar yağarken kaçmak zorunda kaldıkları savaştan sonra sığındıkları ülkede ''her yerde suriyeliler var, atın artık bunları ülkeden'' demek de bir ırkçılıktır, ''ermeni denilince çılgına dönen, ağzından salyalar akarak ermeni dölü'' demek de bir ırkçılıktır, ''kürtler mi aman uzak dursunlar, zaten sürekli çocuk yapıyorlar'' gibi söylemler de ırkçılıktır, ''çok sevdiğimiz'' ancak sürekli olarak saat satıcısı yaftası vurarak, ''hey nigga what's upp'' diyerek ülkemizdeki siyahi insanlarla dalga geçmek de bir ırkçılıktır aslında. evet sözde ülkemizde ırkçılık yoktur, biz uğramadığımız için bunu söylemek çok kolay gelir. ancak bu günümüzde insanların bütün yaşamlarını ve düşünce yapılarını etkileyen lanet bi davranış biçimidir.

    ırkçılık vardır arkadaşlar, dünyanın neresine giderseniz gidin vardır. bir türk olarak yurt dışına çıktığınızda da sizinle habibi, sarığın nerede, sen ellerine yemiyor muydun ya gibisinden ırkçılıklara rastlayabilirsiniz. müslüman olduğunu bildiği birine ''allahuekber, bomba'' şakası yapmak da ırkçılıktır, yahudi olduğunu bildiği birine sabun göndermesi yapmak da. evet hepimiz biraz ırkçıyız aslında. bunu inkar etsek bile, hayatlarımızın bir bölümünde biz de düşünmeden, sonunun nereye gittiğini bilmeden bu cümlelerden birini kurduk veya bu şakalardan birini yaptık. sizi bilemem ama ben herhangi bir insanın sırf ten rengi farklı diye boğularak öldürülmesini sindiremiyorum, yediremiyorum kendime. bundan sonra insanlığa düşen en temel şey de günlük yaşantısında fark ettiği en ufak bir ırkçılığa bile sessiz kalmayıp, en sert tepkiyi vermektir. çıkartabildiği kadar ses çıkarmaktır. evdeki babasına, kafedeki arkadaşına, okuldaki öğretmenine, misafirliğe gittiği komşusuna...
  • 266
    ülkemizde ırkçılık yoktur. bunu söylerken ırkçı kimse yoktur manasında söylemiyorum. 83 milyon insanın yaşadığı, günlük trajedilerin eksik olmadığı bir yerde muhakkak her ideolojide binlerce insan bulunur.

    cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren bu ülkede insanlar ten rengine, ırkına veya dinine göre devlet tarafından sınıflandırmaya tabi tutulmamıştır. bu yapılmamış iken bunu yapmak isteyen siyasiler de kendine çok fazla taraftar bulamamıştır.

    ülke içindeki bölgesel, etnik veya dini gruplar hakkında halk arasında bir çok olumsuz söylem vardır çünkü bir arada yaşıyoruz. dünyanın en medeni ülkesinde de farklı gruplar arasında bu tarz söylemler mevcuttur. demokrasinin beşiği britanya adasında bile yaşanırken dünyanın problem merkezinde bulunan bir ülke olarak yaşadıklarımız normal sayılabilir.

    burada kimse size farklılıklarınızdan dolayı devlet görevinde bulunamazsın demez, mal mülk alamazsın yada oy kullanamazsın da demez. kültürümüz ve dini inanışlarımız gereği toplumumuzda ırkçılık kabul gören bir durum değildir.
  • 267
    cidden kabak tadı veren konu. her şeyden ırkçılık anlamı çıkartan insanlar hayatında hiç gerçek anlamda ırkçılık olan bir toplumda yaşamışlar mı merak ediyorum. benim dayılarımdan birinin annesi alman ve kendisinin türk vatandaşlığı yok, eşi ise sarı saçları, uzun boyu, renkli gözleriyle bildiğin saf alman. alman yengemin babası hitlerin 3. yada 4. adamıymış. ailesinin yanından kaçmış ırkçılık yüzünden. berlin duvarından kaçmışlar, kurşun yağmış üstlerine. yanındaki arkadaşının kafasına isabet etmiş, onun ise ayaklarına. ayaklarında kurşun yaraları duruyor. seneler sonra ailesi ile görüşmeye başlamış. benim 3 yaşındaki kuzenim ağlamaya başlamış yengem mutfakta yemek yaparken. ananesi ağlayan torununa kes ağlamayı pis türk diye çıkışmış. yengem annesini sen benim çocuğuma nasıl ırkçılık yaparsın diyerek evinden kovmuş, son görüşmeleri olmuş. gençler; siz ırkçılığın nasıl bir şey olduğunu gerçekten bilmiyorsunuz. bilmediğiniz için de az bilinen efdane duyarlar tadında gördüğünüz her şeye ırkçılık etiketini yapıştırıyorsunuz. yada 1 kişide olabilecek bir şeyi toplumsal bir hareketmiş gibi topluma mal ediyorsunuz.

    tamam penis şakaları bana da çok bayağı geliyor. ucuz ve kalitesiz buluyorum. ama bu sözlükte wesley sneijder'e, lukas podolski'ye defalarca sarı pipi yazıldığına tanık oldum. o gün aklınıza ırkçılığın ı sı dahi gelmediğine bahse girerim. sarı pipi deyince nasıl gereksiz de olsa bir şaka oluyorsa 3. köprü, boynuma dola vs deyince de gereksiz bir şaka olur. ırkçılık olmaz. bundan ırkçılık çıkarıyorsanız sizin içiniz fesattır.
  • 268
    ülkemizde ırkçılık bal gibi de vardır. dünyanın çok büyük bir kısmında olduğuna da eminim. bu iş sadece ırk üzerinden de devam etmemektedir. ermeniye, ruma, kürde, gürcüye ırkçılık yapıldığına bizzat tanık olmuşumdur. hem de bu planlı ve organize bir ırkçılıktır. kürdün boğazından lokma geçirmedim diyerek övünen yüzlercesini bulabilirsiniz karadenizde. benim üniversitemdeki doçent küfür edicem size yetmeyecek ermenisiniz hepiniz, yahudisiniz, köpekten betersiniz diyordu sık sık. türkiyede çingenelerden daha aşağılık şey çok azdır. uzak doğuluyla da taşak geçilir, siyahi insanla da. gündüz feneri der, naber lan çançinçon der. rus kadın görse düşündüğü şey bellidir. çinliye yecüc mecüc bunlar diyen insan duymadınız mı merak ediyorum. bizde bir memlekette doğmuş diğer memlekette doğmuş adama ayrımcılık yapar. işe almaz, kız vermez. kürt aleviye kızılbaş der selam vermez, kızı aleviyle görüşse aralarını bozar kızı tehdit eder.

    duyar kasmak gibi ergen söylemleriyle bu konu geçiştirilemez. başka örnekler verilerek geçiştirilemez. öznel düşüncemize göre bir gruba yapılanların çok daha kötü olması diğer gruplara yapılanların şaka olduğunu göstermez. usa'deki siyahi vatandaşların sosyal medyada paylaşımlarına bakın lütfen. bütün hayatlar değerlidir dediğinizde bile sizi linç etmeye çalışıyorlar. oysa siyahiler kadar olmasa da her ırktan insana usa'de korkunç yakıştırmalar yapılmıştır. çinliler ve japonlar için bunlar insan değildir dedikleri yıllar çok uzak değildir. ayrımcılık yapılmıştır. dünyanın her yerinde vardır bu hastalık. ortadoğu bataklığında olmadığını iddia etmek komik bile değildir.
  • 269
    hakkinda yanlis bilinen bir olgu.

    turkiye'de irkcilik vardir, yapisal irkcilik yoktur. arasindaki farki, bireysel seviyede irkci kisiler gorebilirsiniz (eboue'ye muz sallayan fenerbahce taraftari), fakat turkiye ve ozellikle osmanli imparatorlugu, cok fazla farkli irktan (sari irk, siyah irk) insan icermedigi icin bu yapisal seviyeye ulasmamistir.

    yapisal irkcilik icin: https://en.wikipedia.org/wiki/Institutional_racism

    yapisal irkcilik daha cok 18 ve 19. yy da dunyayi somurgelemis ulkelerde gorulur, fransa, amerika, ingiltere vs. biz asla boyle bir somurgecilige girmedigimiz icin (ya da giremedigimiz diyelim) bizde olan bir olgu degildir.

    su amerika birlesik devletlerinde olan olaylar tamamen 300 yillik ulkenin iliklerine kadar islemis olan irkciliktan, yani yapisal irkciliktan kaynaklanmakta. bizde boyle bir seyin olmasi icin oncelikle ulkemizde farkli irk gruplarindan insanlarin uzun bir sure bulunmasi gerek ve bu insanlarin sistematik olarak ayrimciiiga ugramasi gerek. bunun olmasi da onyillar, hatta yuzyillar alir, kisaca bu sozlukte su an yazan kimse boyle bir olgu gormeyecektir.
  • 271
    devlet başkanının kendisinin ermeni olduğu iddiaları için bunlar afedersiniz ermeni dediler dediği bir ülkede ırkçılık vardır.

    bir ırkçı değiliz dediğiniz zaman ırkçı olunmuyor.

    edit: "bunlar afedersiniz ermeni" kısmını yazmıştım eksik olmasın tamamını yazayım. bir ırka mensup olmanı hakaret olarak algılandığı ve neredeyse her ırkın birbirini aşağıladığı bir ülkedeyiz.
  • 272
    tasvip etmiyorum elbet lakin aklıma hep bir kitap cümlesi geliyor.

    --- alıntı ---

    çünkü, yani, birisine hiç düşünmeden, ırkçı bir şey söylerseniz bu herhalde sizin ırkçı olduğunuz anlamına gelir, öyle değil mi? çünkü, sizin her zaman, düşünerek, kendinizi ırkçı sözler söylemekten alıkoymanız gerekiyor demektir bu. başka bir deyişle, ırkçılık kafanızda her zaman var ama siz beyninizi kullanarak onu engelliyorsunuz. andrea ırkçı değil, ama bir züppe, çünkü kendini züppece şeyler söylemekten alıkoyması için uzun ve derin derin düşünmesi gerekiyor. (çat!-nick hornby-süha sertabiboğlu çev.-sel yay. - 1. baskı - sf: 185-186)

    --- alıntı ---

    bizim ülkemizde ırkçılık yok diye övünmek bana çok doğru gelmiyor. evet, belki siyahi insanlara karşı bir antipati ya da tepki yok bizde. çünkü hiç onlarla birlikte yaşamadık. onları afrika'dan köle olarak getirip de satmadık. sonrasında köleliğin kalkmasıyla birlikte özgür ama fakir olan bu siyahilerin toplumsal hayatta neden oldukları sorunlara karşılık, geçmişte zihinlerimize yer eden onların 2. sınıf insan hatta hayvan olduğu düşüncesinin de etkisiyle onlardan nefret etmedik elbette. ancak çingenelik etme cümlesini neredeyse deyim olarak dilimize yerleştirdik. bugun ben dahil pek çoğumuz suriyelilere pek sıcak bakmiyoruz hatta onları aşağılayıcı ifadeler de kullanıyoruz. şahsen kendi adıma sesli dile getirmiş olmasam da tıpkı o kitap alıntısında bahsedildiği gibi, düşüncemde var onlara yönelik antipati hatta belki nefret.

    ben kendimi söyle savunurum; benim onların suriyeli olmasıyla bir derdim yok. ancak benim kültürüme, alışkanlıklarıma, konfor alanıma zarar verenlerin büyük çoğunluğu suriyeli olduğundan bende de bir öyargı oluştu suriyelilere karşı. aynısını kürtler için de denebilir. bir başkası çıkar aleviler için der, diyor. mum söndü deyince aranızda mum söndü ne lan diyecek bir kişi bile yoksa eğer, bizim kültürümüzde nefret yok, ırkçılık yok demek fazla iyimserlik olur.

    avrupa'da siyahiler 2. sınıf insan görülüyorlar kimilerince ve ırkçılık oluyor. çünkü çok yakın bir geçmişe kadar zaten öylelerdi hukuki olarak da. bunlar çok derin konular, bir spor sözlüğünde derinlemesine analizlerle bunu açıklamaya kalksak sayfalarca süren yazılar yazmak gerekir.

    ama tribunlerdeki bu çirkin tavrın nedenini sosyal hayatta bir incelemek, önce orada çözmek gerekiyor bence. yakın bir zaman önce amerika'da dönen arkadaşım, orada çalıştığı bir pizzacida, mekânın sahibi tarafından "siyahilere dikkat et, genelde para ödemeden kaçarlar" diye uyarılmış. ve çalıştığı süre boyunca da gerçekten bir defa siyahi bir grup çok ciddi bir sıkıntı çıkartmış kendisine para ödememe konusunda. şimdi buradan yola çıkıp tüm siyasiler kötüdür diyemeyiz elbette ya da bu olan biteni sadece o masadan hesap ödemeden kalkmaya çalışan siyahi insanlara yıkamayız. ancak bu tarz sorunlar çözülmeden de 2 3 tane ünlü futbolcunun ekrana çıkıp hepimiz aynıyız vs. demesiyle falan ırkçılık sorunu çözülmez.

    elbette insanlar sadece iyiler ve kötüler diye ayrılmalı ki o bile tartışılabilir. ama kötü diye tabir edilen şeyleri sıklıkla belirli ortak özelliklere sahip birileri yapıyorsa, geri kalan insanların onlara karşı bir nefretinin oluşması ve bu nefretin belli özelliklere yönelik olarak kodlanması kaçınılmaz olur bence.

    tabii bu söylediklerim siyahilere yönelik ırkçılık meselesini açıklamaya yönelik değil, onu yukarıda kısaca açıkladım zaten kölelik vs. diyerek. bu uzun açıklamalar daha çok bizde yok diye gereksiz yere övünmememiz gerektiğine ilişkin şeyler. bu şartlar altında oldu olacak bir de siyasilere karşı da ırkçılık olsaydı bu ülkede.
  • 273
    türkiyede olan, toplumun içinde yerleşmiş kalıplaşmış bir durumdur.

    ülkemizde, yunan, ermeni, yahudi ve gavur bir insanı aşağılamak için kullanılıyor. dini inanç, mezhep farklılıklarına göre evlilikler olmuyor... bunlar toplumun en dibine yerleşmiş, hemen herkesin duyduğu bildiği şeyler.

    siyah, beyaz ayrımı da var. herhangi biriniz, kız evladınızı siyahi bir arkadaş istese ne düşünürsünüz? çok basit bir soru, sorun kendinize, cevabını bulun.
  • 274
    türkiye'de tarihsel ve kitlesel olarak ırkçılık olmadığı doğrudur.
    yani sosyal darwinizmin şemsiyesi altında afrika'da, güney asya'da, amerika kıtasında yerli topluluklara yapılan vahşete kıyasla; fatih'te bir kahvehane'de çalışan esmer çaycıya "arap" diye seslenilerek şakalaşılmasını aynı derecede görüyorsanız, türkiye'de de ırkçılık var diyebilirsiniz.

    türkiye'de bu anlamda bir mizah malzemesi olarak ırklar kullanılagelmiştir. türkler için "etrak-i biidrak", "çingene çalar, kürt oynar" vs. neredeye her etnik grup için geliştirilen bu söylemler mizah malzemesi olmanın ötesine geçmemiştir. eğer özellikle bazı kuzey avrupa ve slav kökenli coğrafyalarda bulunmamışsanız türkiye'de siyahların da laf arasında birçok ırkçılığa maruz kaldığını düşünebilirsiniz. ama emin olun dünyanın ırkçılık seviyesinin yanında bizde o karşılaştıklarınız en fazla küsürat olarak kayda geçer.
  • 275
    türkiye'de vardır. en çok da 'orta doğu' kalıbıyla yapılır. tezata bakın ki bu kalıbı kullanlar genellikle ırkçılığa en karşı görünen kişilerdir. kürt, arap, çerkez türk, acem, süryani diye ayrıca belirtmeyince ırkçılık yapmadıklarını mı sanıyorlar? sanmasınlar düpedüz ırkçılıktır. afrikalı olanlara yapılan kadar da çirkindir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın