17/18 sezonunda ilk 8 hafta her maçta kendisine yöneltilen farklı bir saldırıyı savuşturan hocamız.
1.hafta: kayserispor maçı östersunds'a elenilmiş ve sezona gayet negatif giriliyor. bu kadar yeni gelen futbolcuyu nasıl adapte edecek? yine ölü gibi bir futbol mu oynatacak? tolga neden on birde?
galatasaray uzun zaman sonra galatasaray gibi oynayarak maçı 4-1 kazanır. bu arada tolga sezonun ilk golünü atar. bu kez argümanlar şunlardır: 1.kayseri çok zayıf takım(şu an ligde ilk 5'te sanırım) 2.iç sahada böyle oynamak kolay tabii.
-----------------------------------------
2.hafta: osmanlıspor maçı ilk haftaki oyun iyidir fakat hala soru işaretleri var: bu takım deplasmanda nasıl oynayacak?
galatasaray maçı gayet rahat şekilde 3-1 kazanır. tolga yine gol atmıştır. bu kez şu argümanlar gelir: 1. osmanlıspor çok zayıf takım. 2. galatasaray duran toptan gol yemeye devam ediyor.
----------------------------------------
3.hafta: sivasspor maçı bu maçtan önce de şu geyik atılır ortaya: galatasaray 60.dakikadan sonra oyundan çok düşüyor.
galatasaray maçı 3-0 kazanır. 1 tane bile pozisyon vermez. tolga ciğerci 2 gol atar. galatasaray 2 golü 60.dakikadan sonra atar ve duran toptan gol yemez.
bu maçtan sonra ise galatasaray'ın gol attığı ama pozisyona giremediği konuşulur.
----------------------------------------
4.hafta: antalya maçı ilk 3 hafta herkesi şaşırtan galatasaray hep zayıf rakiplerle oynadı, ilk kez bu kadar teknik oyuncuları olan bir takımla oynayacak denir.
gerçekten galatasaray sezonun en etkisiz futbolunu oynar ve maç 1-1 biter. ancak bunda hava şartlarının ve berbat zeminin etkisi çok büyüktür ki bundan sonraki haftalarda bu kanıtlanır. bu arada bu maçta antalya birçok korner kullanmasına karşılık tehlike yaratamamıştır. evet gol kornerin devamında geldi ama duran top zaafı olarak değerlendiremeyiz onu.
bu maçtan sonra ise 3 haftadır bekleyen çakallar hemen ''galatasaray deplasmanlarda çok puan kaybeder.'' gibi bir algı oluşturur.
-------------------------------------
5.hafta: kasımpaşa maçı beşiktaş ile berabere kalmış, ligin hücum anlamında en etkili takımlarından biri olan kasımpaşa çıkar karşımıza. ayrıca acaba antalya maçındaki puan kaybı bu maça yansıyacak mı gibi sorular dolaşır.
bu maçı da galatasaray 2-0 kazanır. hem de bu haftaya kadar en çok pozisyona girdiği maçı oynayarak ''üretkenlik sorunu'' diye bir şey olmadığını gösterir. ayrıca yine gol yemediği gibi tehlikeli pozisyon bile vermez kasımpaşa'ya.
ancak tudor'un sınavları yine bitmez: 1. galatasaray geriye düşerse nasıl reaksiyon verir. 2.tudor'un oyuna hamleleri nasıl olur?(b planı yani)
-------------------------------------
6.hafta: bursaspor maçıişte sezonun kilit maçlarından biri gelir. hem iyi bir takım olan bursaspor'a karşı, hem zorlu bir deplasman olan bursaspor'a karşı galatasaray nasıl oynayacaktır? 2 hafta önce antalya'ya deplasmanda puan kaybeden takımın bu maçta da puan kaybını bekler herkes.
maç bursa'nın önde baskısıyla başlar. ilk yarı iki takım da etkili pozisyonlar bulur ve devreye 1-0 bursa üstünlüğü ile gidilir. işte bütün çakalların salyaları akmaya başlar: tek maçla galatasaray'ın her şeyine saldırma imkanları doğar. ancak ilk yarıda karşı koymak için çok fazla efor sarf eden bursaspor 2.yarı yarı sahasından çıkamaz. galatasaray atak üstüne atak yapar ama harun'un üstün performansı skoru bulmasına engel olur derken benim daha önce hiç görmediğim tarzda bir değişiklik gelir tudor'dan: 2 beki çıkarıp 2 kanat oyuncusu almak. ancak bursaspor bir yere kadar direnebilir. galatasaray feghouli ve tolga'nın harika golleriyle maçı 2-1 kazanır. tudor ve takım bu maçta birçok soruya cevap vermiştir: 1.galatasaray deplasmanda nasıl oynayacak? 2.galatasaray iyi bir takıma karşı nasıl oynayacak? 3. galatasaray geriye düşerse nasıl reaksiyon verecek? 4.tudor oyunu değiştirecek hamleler yapabilecek mi? galatasaray sadece maçı kazanmaz. 2.yarı oynadığı oyunla ne kadar üstün bir fizik kapasiteye sahip olduğunu gösterir. 60.dakikada dili dışarı çıkan bursaspor takımına inat 20 dakika daha olsa oynayacak gibi bir izlenim verir.
bu da yetmez birilerine, bu kez de ''galatasaray zaten maçı alırdı hatta değişiklikler kötüydü'' denir.
---------------------------------
7.hafta: karabük maçı: bu maçtan önce ortalık sakindir zira millet artık ayar yemekten bıkmıştır. maçta da galatasaray çok fazla pozisyonu harcarken saçma sapan bir penaltı kararı ile maçın bitimine 10 dakika kala karabük eşitliği sağlar ancak takım o 10 dakikada da reaksiyonu verir ve galatasaray bu maçı kazanır.
---------------------------------
8.hafta: konyaspor maçı yine bir deplasman, yine bir kendini kanıtlama maçı. bu kez soru: ''acaba takım milli ara dönüşü yine puan kaybedecek mi?''
galatasaray maça biraz etkisiz başlar. bunda konya'nın neredeyse 5-6 savunmacıyla oynamasının da etkisi var. yine mi milli ara dönüşü puan kaybı, derken galatasaray 2.yarı maçı koparır. bu maçın tudor'luk kısmı ise 30.dakika civarı rahatsızlığı nedeniyle oyundan çıkan garry yerine selçuk'u oyuna almasıdır. yine sürpriz bir değişikliktir ancak yine tutar. selçuk yıllar sonra eli yüzü düzgün bir futbol oynar ve galatasaray maçı kazanır. oysa orada selçuk yerine yasin'i alsa kimse ''ne yapıyorsun'' demezdi tudor'a.
---------------------------------
evet ilk 8 haftası böyle geçti hocamızın. sürekli bir şeyleri ispatlamak zorundaydı ve hepsinde ispatladı. gerçekten takdir etmemek elde değil. inadına kendini kabul ettirdi herkese. boşuna o koltukta ısrarla durmadığını gösterdi. şimdi önümüzde 22 ekim fenerbahçe maçı var. allah'ın izniyle bu maçtan da alnının akıyla çıkacak.
riekerink'i sevdik. güzel başladı kariyerine ve biraz da biz birilerine inanmaya açtık. ona çok destek olduk. kabul edelim ilk haftalarda da kötü oynadık beşiktaş maçı hariç ama desteği hep arttırdık. ''sana inanıyoruz ve güveniyoruz hocam'' diye pankart açtık. ama olmadı.
şimdi bu adam herkes saldırırken o koltukta durdu ve bizim şu an izlemek için günleri saydığımız bu takımı oluşturdu. en az bizim kadar aç ve istiyor başarıyı. kendini bu ülkeye ispatlamak, östersunds maçından sonra gelen hakaret gibi sorulara cevap vermek istiyor. bu adamı artık tartışmayı bırakıp desteklemeliyiz. riekerink'ten çok daha fazlasını hak ediyor.