resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3776
    https://twitter.com/...s/909393324821409794

    şuradaki çakallığı ile bana roberto mancini'yi hatırlatmıştır. yabancı olup da bu kadar gözü açık adam az bulunur. zaten değil hırvatlar balkanlardaki tüm milletlerin geneli böyle ama yine de her zaman karşımıza çıkmıyor.

    mesela prandelli bildiğin süzmeydi, riekerink naifti, mustafa denizli kurttu ama yaşlanmıştı, hamzaoğlu kendi gözlerini kör edecek kadar yerli yanlısıydı... tudor'un bu açıdan haydut gibi olması imajı açısından bir artı.

    edit: https://youtu.be/mdNJVJbtAyY?t=130

    mesela şurada elini masaya vururken yüzünde oluşan "kaçın kurrasıyız olum" gülüşü ve hemen sonrasında ilgili şahsı parmağıyla işaret ederkenki "sen kimi kandırıyorsun yarraam?" bakışı parayla temin edilebilecek şeyler değil. bunun bir üstünü de ancak fatih terim falan yapar. aha da şöyle;

    https://www.youtube.com/watch?v=sxozRRc_-6Y

    "hangi gazete sizin?"

    :(

    (bkz: fatih terim'e soru sormaya çalışan kişi)
  • 3777
    galatasaray'ı kafasında bitirmiş selçuk, yasin, sinan gibi oyuncularla uğraşmayı bırakıp eren, emrah, koray, linnes (lato 11'de artık) ve gençleri kazanmaya yönelik adımlar atması gereken teknik direktör. bir de oyuncu değişikliklerinde geç kalmaması lazım. küfür eder gibi 88'de eren'i alırsan olmaz. bu işi şenol güneş çok iyi yapıyor. yedekteki oyuncuları küstürmüyor.
  • 3778
    oysa hiçbir katkısı yoktu tudorlardan igor'un, galatasaray'ın mükemmel futboluna. oyuncu grubu o kadar kaliteliydi ki takım kendiliğinden oynuyordu sahada. fernando tamamen hissiyattan maicon ile serdar'ın arasında konumlanıyor, ndiaye tamamen tesadüfi şekilde kapanan takımlara karşı belhanda'ya yakın, açık oynayan takımlara karşı fernando'ya yakın oynuyordu. rodrigues'in 50-60 metre deparla geriye gelip top çalmasıysa korkunun getirdiği bir durum olup takım arkadaşlarının onu ''çok koşmazsan seni soyunma odasında çarmıha gereriz'' tehditlerinden kaynaklanıyordu.

    hatta bazı rivayelerde de gomis'in devasa bir sopasının olduğu ve kötü oynayan arkadaşlarını bu sopayla dövdüğü geçiyordu. yani bir bakıma korku imparatorluğu sayesinde güçlüydü yeni galatasaray. asırlardan beri özgürlükten, medeniyetten yana tavır takınan kulüp beklediği gelişimi göremeyince barbar metotlara başvurmaya karar verdi iki sene önce. dursun aydın özbek başkanlığındaki yönetim ilk iş olarak florya'nın sır gibi saklanan bölmelerine gaz odaları yaptırarak işe soyunmuştu. ardındansa futbolculara ibret olması için tesisteki soyunma odasına kötü oynadığı için ''boğdurulan'' nigel de jong'un cansız bedeni asıldı.(neden oynatılmıyor veya başka takıma satılmıyor sanıyorsunuz) yeni transferler de bu yeni yapılanmaya uygun şekilde yapıldı. uysal olan mariano, linnes, rodrigues, tolga gibi isimleri iyi oynatması için sert yapılarıyla tanınan ve adları geçmişte cinayetlere karışmış maicon, fernando, ndiaye, gomis gibi isimler transfer edildi. işte bu muazzam kadro yapılanması+ florya'da girilen yeni dönemin ardından da başarı kaçınılmaz oldu.

    durun durun, bu igor tudor'a kin besleyenlerin teorisi. gerçekler sahada...

    geçtiğimiz sezon yani 2016-2017 futbol sezonundaki ilk maçımız olan galatasaray karabükspor maçına gidelim. o maçta galatasaray futbolcularının sadece üçü ortalama pozisyon olarak sağ bölümümüzde. altı futbolcumuzsa sahanın sol kısmında daha fazla konumlanmış durumda. https://i.hizliresim.com/o62VDk.png
    bunun sonucu olarak da pas akışımız ya sağ yöne düz ya alttan yukarı ya da kuzeydoğu yönünde oluyor. sahaya tek taraf ağırlıklı konumlanıp paslarımızı da sola doğru yaptığımızdan rakip karabükspor maç içinde sağ yarılarına bir oyuncuyu kaydırarak takımımız kilitlemeyi başarıyor. işin kötüsü takımımızsa bu asimetrik oyun anlayışından doğan sıfır üretkenliğe çare bulamayarak hatta sorunu dahi fark etmeyerek maçın 90 dakika böyle gitmesine neden oluyor. bakın dikkat ederseniz, igor tudor'un takımı da maç içinde sağda(yani bizim sol tarafımıza denk geliyor) bir adam fazla gözüküyor.(https://i.hizliresim.com/EybmqB.png:maçın ortalama pozisyonları) ama acaba bu bilinçli bir durum mu yoksa tesadüfi mi?

    igor tudorlu karabükspor'un ertesi hafta oynadığı rizespor maçının ortalama pozisyonlarına bakalım şimdi de: https://i.hizliresim.com/2Ey6NL.png ta ta ta tam! muazzam bir dağılış öyle değil mi? galatasaray maçındaki asimetriden, sağ ağırlıklı oyundan eser yok. görüldüğü üzere tudor, galatasaray maçına özel olarak bu stratejiyi kullanıyor ki ardındaki hafta neredeyse kusursuza yakın simetride bir dağılım göstererek de saha parselizasyonu dersi veriyorlar ek olarak. yani tesadüfi bir durum değil, her maç o şekilde bir parselizasyon kullanmıyor. soldan oynadığnıı gördüğü galatasaray'a karşı önlem olarak bu taktik hamlede bulunuyor. taktik bilmeyen tudor!

    neyse efenim, o dönemin galatasaray'ı sezon içindeki hemen her maçını sol ağırlıklı oynuyor aynı şekilde. yanılmıyorsam üçüncü haftada bir kayserispor maçı var deplasmanda, bildiğiniz tüm takımın sahanın sol yarısında konumlandığı, tüm ataklarımızın oradan yapılmaya çalışıldığı haliyle de çok fena gümlediğimiz bir maç. bizim teknik direktörümüz de bu olayı bu zaafiyeti göremiyor baya baya. riekerink sonrası tudor bizim takıma geçiyor ve takımla çıktığı ilk maçtan itibaren de bu sol ağırlıklı oyun şeklimizi düzeltip daha dengeli bir hale büründürüyor. taktik bilmeyen tudor!

    bu sezona bakalım tekrardan.

    top rakipteyken:

    savunmamız dörtlü, yay şeklinde bir pozisyon alıyor. fernando- ndiaye bu dörtlünün önlerinde dururken tolga sol iç, rodrigues sağ iç, belhanda da bu ikilinin ortasında yer alıyor. yani 4-2-3-1 dizilimine dönüyoruz. bunu yaparken beş tane ağırlıklı press bölgemiz var. 1) top bize göre sol çizgi- sol iç arasındayken sol bek- serdar- tolga-fernando- ndiaye ve bazen gomis presse katılan isimler oluyor. 2) yine bize göre sağ çizgi- sağ iç bölgesinde de mariano- maicon- ndiaye- rodrigues(arkadan basan isim)- fernando- bazen gomis bazen belhanda pressi uygulayanlar. bu iki bölgede genellikle rakibi sahanın bize yakın kısmında çizgiden biraz içte rakibin etrafını kapatıp, rakibi kıstırıp topu kapıyoruz. genel mantık bu. 3) gomis- belhanda- rodrigues- tolga ile rakip savunmaya yapılan baskı. 4) savunma önümüz ile orta sahamız arasındaki bölgede aniden serdar-maicon- fernando rakibe basarak alan kapatıyor ve topu alıyoruz. 5) merkez orta sahadaki düzensiz baskı bölgeleri ve baskılar.

    top takımımızdayken:

    maicon sağ bek, serdar sol bek ve fernando bu oyuncuların çok az önünde ve ortasında konumlanıyor. savunmadaki pozisyonlarımızdan alakasız bir şekilde. fernando oyunu kurarken gomis - belhanda ikili gibi önde, rodrigues-ndiaye-tolga ise gezinir durumda. buradaki temel metodumuzsa topu sürekli aynı kanada taşıyıp ters kanada bekleri veya açıkları sarkıtarak rakibi hazırlıksız yakalamak. mesela bunu rodrigues'le çok iyi yapıyoruz. top belli aralıklarla 5 dakikaya kadar bizde kalıyor ve sürekli bilinçli olarak sağdan atak yapıyoruz. sonra tak diye rodrigues'in içeri çevirdiği bir topla solda kendini unutturmuş tolga gol atıyor, yine bunun sol taraf versiyonunu da uyguluyoruz maç içinde. mariano ile linnes ve lato da bu tarz çokça pozisyona girebiliyor.

    oyun içinde bu temel uygulamaların haricinde çok önemli taktiksel varyasyonlarımız da var.

    a) maicon'un sağ çizgiden sol köşe gönderi civarına gönderdiği çapraz uzun paslarla hem rakip savunmanın dağılışı değiştiriliyor hem de seken toplarla pozisyona girme şansımız oluyor.

    b) muslera'nın da içine dahil olduğu savunma- orta saha arası pas futboluyla rakip takımların enerjisi epeyce düşürülüyor. bunu genellikle en az iki farkla önde olduğumuzda santranın hemen ardındaki süreçte uyguluyoruz.

    c) hücum esnasında mariano ve lato-linnes çizginin en ucunda yer alırken rodrigues ve tolga'ysa bizim kaleye yakın ve daha merkezde bekleyip rakibin dengesini bozuyor. (normalde açık oyuncuları daha önde olur, bekler geriden takviyeye gelir.)

    d) bu sezon oynadığımız her maçta ikinci yarı belirli süre aralıkları içinde kasti olarak kapanarak kontrataklara çıktık. ve yine her maçta da bu türde tehlikeler yaratıp ondan fazla gol pozisyonuna girdik. gol de geldi zannersem kontradan.

    e) tudor'un serdar tercihi ile beraber oyunu rakip sahaya yaymışken gelen seken topların neredeyse tümünü kazanarak hem atağın devamlılığını hem de topun daha fazla takımımızda kalmasını sağlıyoruz. başka bir stoper tercihinde bu durum söz konusu olmayacaktır. yani yine tudor'un taktiksel bir tercihi söz konusu.

    bunların hepsini yapan, taktik bilmeyen tudor!

    hadi hepsini geçtim, daha sezon başı adam katıldığı bir programda tüm taraftarlara bu sene oynadığımız futbolu hedef olarak belirledi, daha 4 ay öncesinden geleceği görüyormuşçasına iddialı ve ne istediğini bilen bir şekilde rotamızı gösterdi. hala daha tudor'un payı yok deniyor. yahu adam sana takımının şu an oynadığı futbolu daha dört ayn önceden vaat ediyor, anlatıyor, tarif ediyor. bu oyun şeklini isteyen bu adam, tüm transferleri kafasındaki kurguya göre tercih eden bu adam, savunmanın üçlü mü dörtlü mü olacağını, hangi formasyonla sahaya çıkacağımızı haziranda belirleyen bu adam. ahanda: (bkz: ne dediler/#2184565)

    mesela sabri'nin semih'in bu takıma fayda sağlayamayacağını görmek de taktiksel bir olay.

    selçuk inan'la baskılı futbol oynanmayacağını görmek de taktiksel bir olay.

    çalım yeteneği olmayan yasin öztekin'le bu sezonki hücum varyasyonlarımızı uygulayamayacağımızı görmek de taktiksel bir olay.

    hala dank etmediyse: https://i.hizliresim.com/d7oL9p.png
  • 3779
    hafiften başarılı olmaya başladıkça demirören medyasının dikkatini çekmeye başlamış teknik adam.
    daha doğrusu şöyle diyebiliriz;

    - bir galatasaraylı'nın başarılı bir çizgi yakalayıp yakalamadığını demirören medyasının tavrından anlayabilirsiniz.

    son habere göre kontratını uzatmak için zam bekliyormuş,

    http://www.fanatik.com.tr/...trat-istiyor-1319669

    lan amk çomarı, 5 hafta öncesine kadar österunds mağlubu - lucescu da gelse çalışırım diye diye yolluyordunuz adamı ne ara zam isteyen teknik direktöre dönüştü?
  • 3780
    kendisine karşı inanılmaz karmaşık duygular içerisinde oldum. östersunds maçından sonra ise çıldırdım. iyi niyetinden hiç şüphe etmesem de aklımda hep bir acaba sorusu vardı.

    fakat bunu öyle kısa zamanda öyle müthiş bir şekilde sildi ki inanamıyorum. adam resmen aylar öncesinden bu günleri tarif etti.

    müthiş!

    başarılı olmasını çok istedim her zaman, bazen ümidimi yitirdim ama isteğim hep aynıydı.

    haydi hocam, sana çok güveniyorum ve her zaman da arkandayım.
  • 3781
    kendisine karşı garip duygular içerisinde olduğum teknik direktör.
    östersunds rezaleti bendeki kredisini sıfıra indirmişti. şu an iyi bir grafik çiziyor. ama takımın başarısı bizi yanıltmamalı. tudor iyi bir takıma iyi bir futbol oynatmaya çalışıyor ve bunu iyi oranda başarıyor. burası tamam.

    ama soru işareti, onu tam da büyük teknik direktör yapacak olan, zor karar anlarında neler yapacağıdır. lig uzun bir maraton ve bu şekilde gitmeyecektir. allah korusun sakatlıklar olacak, beklemediğin anda gol yiyip geri düşeceksin, derbi maçları vs vs. böyle anlarda ne yapacağı belli değil.

    antalya maçında yine çok kötü bir sinyal verdi. antalya'nın baskı yaptığı dakikalarda selçuğu oyuna alarak maçın fişini çekti. kusura bakmasın ama kaybedilen iki puan onun sorumluluğudur. teşhis yanlış. tolgayı oyundan alıp bir hücumcu daha ekleyip tekrar yüklenmesi gerekiyordu.

    ama en başından dediğim gibi, bu adam daha çok genç ve bu hataları yapacak. ben şu an oturduğum yerden "sen nasıl bu hatayı yaparsın" diyemiyorum adama. en fazla "sen bu hatayı yaptın" diyebiliyorum. çünkü ve çünkü adam daha öğreniyor. şirkete junior pozisyonunda aldığın çalışanının hatalar yapacağını kabul etmek zorundasın. bu böyledir.

    anlayacağınız yönetim yine yeni yeniden bombayı kucağımıza bıraktı. inşallah patlamaz.
  • 3782
    özellikle yapılan transferlerdeki etkisi ve kadro mühendisliği sebebiyle bir tebriği hak ediyor. alınan her oyuncu şu ana kadar sistemin bir parçası oldu ve geçen sezon performansı tartışılan tolga ciğerci, rodrigues, linnes gibi oyuncuların performansı arttı. sürekli sakat olduğu için eleştirilen serdar aziz savunmanın bel kemiği oldu. sabri ve semih'i yolladı, selçuk ve yasin'e kolay kolay süre bile vermiyor.

    sneijder konusunda ben hala yanlış karar verdiği görüşündeyim ama oynanan oyun ve gelen sonuçlar kendisini haklı çıkarıyor. eğer sneijder'le konuşup yeni oyun planında yalnızca hamle oyuncusu olarak düşünüldüğünü kendisine söylese ve maçlarda 2.yarılarda sneijder'i kullansa çok daha güçlü olmaz mıydık diye düşünmekten kendimi alamıyorum. selçuk inan'ın yapmasını istediği şeyi gözü kapalı yapardı sneijder ve dahası tek pasıyla bir şutuyla maçı getirebilecek oyun zekasını anlatmaya gerek olmayan bir oyuncu.

    neyse bu konuyu fazla kurcalamak istemiyorum, can sıkıcı ama sonuçta kazanan her zaman haklıdır. kaybettiğinde de bunları deşecek değilim, benim derdim galatasaray, galatasaray'ın iyi olması.

    kendisinin şu ana kadar gösterdiği performans ise yeni bir teknik direktörün galatasaray'la başladığı en iyi sezon başlangıçlarından biri. yalnızca puan olarak değil bu durum oyun olarak özellikle.

    en son 23 ekim 2013 galatasaray fc kopenhag maçında bu sezon yaptığımız presli oyuna benzer bir maç çıkarmıştık. o maçta bile 1 devre oynamıştık o şekilde. zaten o kadronun yaş ortalaması vs 90 dk için prese uygun değildi.

    bu sebeple kendisinin yaptığı iş, ilk onbirin neredeyse tamamı yeni bir takımda bunu yaptığı da düşünülünce büyük iş. tabii ki eksikleri var, hatta çok eksiği var ama dilerim tecrübe ede ede kendisini de geliştirir, bu süreçte iş kazaları da olacak, kötü oynadığımız da, hatta beklenmedik sonuçlar da alacaktır, rakipleri şenol güneş, ersun yanal, aykut kocaman(!) gibi ligde şampiyonluk yaşamış, kupalar kazanmış hocalar, abdullah avcı gibi yıllardır aynı kulüpte görev alan hocalar. kendisinin hocalık kariyerinin zirvesi burası, buradan sonra ya geriye doğru gidecek ve türkiye ve avrupa'da alt/orta düzey takımlarda görev alacak ya da burada kazanacağı başarılarla, futbolculuk döneminden gelen markasıyla da avrupa'nın iyi kulüplerinde görev alacak.

    çok büyük bir şans yakaladı, dilerim bu şansı iyi kullanır ve birlikte yükseliriz. östersunds faciasından sonra o akşam gönderilmesi taraftarıydım ama şimdi geldiği noktada 2 hafta kaybetse bile kendisini ayağa kaldırmaya çalışan tarafta olacağım. yeter ki korkmadan, yapması gerekeni yapsın, galatasaray'ın gücünün farkında olsun, taraftar zaten bu takımı sahiplendi.

    bize düşen pusuda bekleyip ilk tökezlediğinde yerden yere vurmak değil, elinden tutup doğrulmasını sağlamaktır...
  • 3784
    yapılan transferlerde cenk ergün'ün açıklamasına göre tudor hangi mevkilere transfer istediğini söylemiş. ardından scout ekibi çalışma yapmış ve bir liste hazırlamış. listeden maliyetler de göz önüne alınarak tudor ile bir öncelikli liste hazırlanmış. ardından transfer çalışmaları başlamış. transferlerde ahmet bulut'un payı yok mudur kesin vardır. ama tudor'un hiç bir katkısı yok demek saygısızlık. uğur karakulukçu da yapılan tüm transferleri birebir tudor'un istediğini doğruladı. bunu transfer ile ilgili güvenilir bilgi veren herkes tekrarladı. ayrıca bahsettiğim cenk ergün açıklamaları transferin son günü a spor'a bağlanıp yaptığı açıklamalardır. youtube'da isteyen bulup izleyebilir. ben öyle yaptım ve bu bilgiler ışığında bu entryi girdim.
  • 3785
    hala transferlerde hiç payı yokmuş, bütün transferleri cenk ergün ve ahmet bulut yapmış, şeklinde yorumlar yapılan teknik direktörümüz.

    transferi tabi cenk ergün yapacak. ama tudor'un oynatmak istediği pres futboluna uygun, tudor'un belirttiği oyuncu profillerine göre yapılmış transferler.

    yani öyle bir yazıyorsunuz ki tudor'un transferle hiç alakası yok, sadece bana orta saha alın, kanat alın demiş. ama tesadüfe bak ki alınan tüm oyuncular aynı sisteme müthiş uyum sağlamış. bu yüzden tudor'a değil cenk ergün'e teşekkür etmeliyiz heralde. yeter be kardeşim.
  • 3786
    hamza hamzaoğlu'nda, umut'ta, olcan'da sabri'de ve daha nice yerlide haksız çıkıp yenilgiye uğradıkları hissini yaşayanların, "igor tudor'da haklı çıktık bakıııın" demeye çalıştıkları stajyer teknik direktör.

    igor tudor'u ya da bir futbolcuyu eleştirirken galatasaray'a fayda/zarar kriterinden başka amacı olmayanların yapılan eleştiriler üzerinden bazı ergenlerin deyimi ile g.t edilmeye çalışılması çocukluktan başka bir şey değil.

    eleştiri mantıklı ve gerekçeli olursa karşı taraf için de fayda sağlar. gerekçesi ve argümanı olmayanların sırf duygularıyla hareket etmesi boş lakırtıdan ibarettir.

    igor tudor büyük hatalar yapmış ve halen de yapmaya devam etmektedir. bunun alınan sonuçlarla ilgisi yoktur. resmin tamamı ortaya çıkmadan karar vermek yanlıştır. önce güçlü takımlar karşısında görelim tudor'u, sonra da lig bittikten sonra bakalım resmin tamamına. eğer yanlışlarında inat etmeyip kendisini geliştirirse aferin devam deriz. aksi halde yol veririz.

    unutmayın, rekabet ve eleştiri olmadan gelişme, yükselme ve başarı gelmez. nasıl ki bir ülkede eleştirel basın olmadıkça o ülkenin geri kalması kaçınılmazdır; futbolda da, sinemada da, eğitimde de durum aynen böyledir. yani igor tudor'u eleştirmek, yetersiz olduğunu, değişiklikleri geç ve isabetsiz yaptığını, oyunu okuyamadığını, yıldızları idare edemediğini söylemek aslında ona ayna tutmaktır. kendisini geliştirmesine, hatalarını görüp bir daha tekrarlamamasına yardım etmektir. zaten bizim yaptığımız eleştirilere saygı duyduğunu kendisi de ifade etmiştir ki aklı başında hiç kimse seviyeli eleştirilerden rahatsız olmaz.

    yani kısacası, igor tudor ile galatasarayımız cl şampiyonu olsa bile onu eleştirenler g.t olmaz. aksine eleştirleriyle katkı vermekten gurur duyarlar merak etmeyin.
  • 3787
    transfer sürecinde kendisi scout ekibi ve yönetime istediği mevkileri söylemiş, scout ekibi ve yönetim de bu mevkilere alınabilecek oyuncuları liste olarak tudor'a sunmuştur. tudor ve cenk ergün ikilisi de maddi olanakları da değerlendirip bu listeden bir sıralama, eksiltme yapmışlardır ve cenk ergün harekete geçip transferleri bitirmiştir. bu olayı cenk ergün a spor'da canlı kanlı açıkladı.

    ayrıca şunu da belirteyim, sözlükte oylama yapılsa 1000 kere tudor'a tercih edilecek bielsa da geçenlerde yaptığı açıklamada scout ekibinin kendisine verdiği listeden oyuncu seçmek için yaklaşık 60 oyuncunun 15'er maçlarını izleyip karar verdim demiştir. yani bana messiyi getirin dememiş. kimler gelebilir demiş ve onlardan istediği oyuncuları geri bildirmiş. bu iş böyle oluyor arkadaşlar.
  • 3788
    kötü yönleri gayet eleştirilebilir teknik adam. ancak sözlükte veya sosyal mecralarda sırf haklı çıkabilmek için kendisinin başarısız olmasını isteyen galatasaray taraftarı da yok değil. ha işte bugün şükür ki onlara bilezik gibi geçirmektedir. östersunds faciasında bile kendisine sabır gösterilmesi gerektiğini düşündük ve yazdık. sneijder'i göndermesi tamamen doğru, gönderme tarzı yanlıştı ki yanlışında yönetim de ortaktı. son beş yıldır kendisinden önce şu iştahlı futbolu toplasan beş maçta görmüşüzdür. kendisinin yönetimindeki kadroyla ise dört maçın üçünde gördük. iyi ki geldin iyi ki bizimlesin hocam.
  • 3793
    b planı yok şeklinde yapılan aşırı ezber eleştirileri ben de pek anlamıyorum. insanlar teknik direktörlüğü şöyle sanıyor sanırım:

    tudor: arkadaşlar b planımız budur. hadi uygulayın.
    takım: tmm

    adamın elinde yeni bir takım var. daha ligin 5. haftasındayız. a planını yeni yeni oturtuyor ki gayet güzel başladı. b planı da maç yaptıkça, üzerine düşündükçe, çalıştıkça gelişecek. fm'deki gibi slotlara taktik yerleştirip maç içinde bir tıkla değiştiriyorsunuz, takım da cin gibi olduğu için ilk sefer de hemen harfi harfine uyguluyor gibi bir durum olamaz.

    her şeyin ilacı zaman.
  • 3795
    geçen sezon geldikten sonraki performansı ile ilgili hiçbir zaman kızmadığım fakat östersunds faciası yaşanınca çok sövdüğüm hocamız.

    fakat son yıllarda galatasaray teknik direktörü olarak sahada gerçek, çalışılmış bir taktik ile takımı oynatan tek hoca. yıllarca eldeki kadroya göre "4-2-3-1 oynat geç." mantığıyla devam ediyorduk. ilk kez önce kafada taktik belirlendi, sonra kadro kuruldu ve bunda aslan payı tudor'un. aylar önce katıldığı programda anlattığı şeylerin gerçekleşiyor olması beni mest ediyor.
  • 3797
    istediği ilk 11 kurulunca kafasındaki taktik planı çok güzel sahaya yansıtabilen hoca. 5 haftada 4 galibiyet 1 beraberlik ile ilerliyoruz. fikstür ilk açıklandığında takımın oynacağı oyundan bihaber bir şekilde ancak hepimizin içinde yaşayan büyük galatasaray inancıyla derbiye kadar 8 maçta 6 galibiyet 1 beraberlik 1 mağlubiyet bize yeter düşüncesindeydim. hala öyle düşünüyorum. tahminimce benim çizdiğim tablodan daha iyi bir konumda girebiliriz 9. haftaya.

    şimdi yönetimin yapması gereken tek bir şey var. devre arasında, takımda ceza, sakatlık gibi durumlarda hangi bölgeler aksıyorsa o bölgelere 2-3 tane rotasyon oyuncusu eklenmeli. sezon sonunda ise "nasıl daha güçlü olabiliriz?" sorusunu cevaplamalı teknik ve idari kadro. örnek vermek gerekirse gomis 30 gol mü attı, 40 gol atacak oyuncu bulabilir miyiz? n'diaye maç başı 4 top çalma ile mi oynuyor, 6 top çalacak oyuncu getirebilir miyiz? maicon'un oynadığı oyunu oynayabilecek 24-25 yaşında oyuncuya gücümüz yeter mi? bunlara göre de kadronun küçük küçük yenilenmesi gerekiyor. uzun vadeli başarı ancak böyle sağlanabilir.
  • 3799
    galatasaray geleneği pres yapmaktır bu cebimizde dursun, bunun dışında defans yapmaz nereden çıktı ? ayrıca defans yapmak neden böyle tü kaka bir şeymiş gibi gösteriliyor onu da anlamıyorum, üst klasman takımların hepsi takım halinde hücum takım halinde savunma yapar, yapıyor , yapacak.

    bu takım eğer bşarılı olacaksa takım halinde savunma yapmayı öğrenecek yarın real, barca, bayern, manu karşısına çıkıp öyle 60 dk yardır yardır pres yapmaya kalkarsan verirler eline gönderirler, takım defans yapacak yapmayı öğrenecek yoksa türkiye liginde önümüze gelene 3-5 atar cl seviyesinde 2. turdan ötesini göremeyiz o nedenle oyunun belli dönemlerinde takım olarak savunma moduna geçilmesi son derece normal, bunu sadece antremanda deneyerek yapamazsın maçlarda da denemelisin ki ihtiyacın olduğunda ve yeri geldiğinde kimse bocalamasın.

    özet, oyunun bir bölümünde inanılmaz pres yapan bir bölümünde takım halinde topun arkasına geçen oyunu tutan bir takım olmazsak saman alevi başarılardan ötesi yalan o nedenle takımı geri çekiyor, siniyor, korkuyor şekline algalamak yanlış.
App Store'dan indirin Google Play'den alın