resim
İbrahim Üzülmez
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:50
Uyruk:Türkiye
  • 182
    duyunca çok olduğum ama sebebini öğrendiğimde beşiktaş'ı takdir ettiğim olayın kahramanı. kaptanmış pehh... sen git takım arkadaşını döv olacak iş mi lan. kovulursun tabi. kimse onca yıl, beşiktaş diye edebiyat yapmasın beşiktaş kadar net bir kulüp olabilseydik keşke. kararlarımızın arkasında durabilseydik. bizde olsa 2-3 hafta kadro dışı kalır sonra hiç bir şey olmamış gibi 11 e geri dönerdi.
  • 184
    ligi domine ettiğimiz, avrupa'da ise uefa şampiyonluğuyla taçlanacak sezondu. beşiktaş adına "ahmet dursun, seba gitsin" sezonuydu bir başka deyişle. fenerbahçe'nin hemen hemen bizim bu sezon yaşadığımıza benzer şekilde arka arkaya yenilgilerle yarıştan koptuğu sezon.

    ve uefa kupasına giden o sezonun en görkemli maçı olan mallorca deplasmanının ardından -yanlış hatırlamıyorsam- fenerbahçe'nin üst üste yenilgilerine gaziantep maçı eklenmişti. gaziantep adına sahanın yıldızı, 26 yaşına kadar hemen hemen kimsenin adını duymadığı ama sonraki 11 sezon boyunca türk futbolunun içinde hep ön saflarda yer alacak bir isimdi. spor gazeteleri ibrahim üzülmez'i överken o takımın genç yeteneği de beşiktaş'ta 7 sene birlikte top koşturacağı ibrahim toraman'dı, pardon 6,5 sene.

    2000 sonrasına bakıyorum, her devrin kendine özgü bir zihniyeti, yapısı var ya hani, futbol da bunun dışında kalmıyor. akıl tutulması yaşadığımız, klişelere boğulduğumuz ama kimsenin birşeyi sorgulamadığı dönem net bir şekilde. neydi, ibrahim üzülmez'in ortaları, kaç orta yapmış kaçı isabetsiz, kaç asisti var konuşulmadan ibrahim üzülmez'in ortaları, iyi ki döneminin -pek çok kişiye göre de dünya futbol tarihinin- en iyi sol bekini de izledik bu ligde de kazın ayağının öyle olmadığını net bir şekilde gördük. görmeyenler içinse madem isabetli orta en hayati kriteriniz, ali tandoğan gibi bir oyuncunun yıllardır istikrarlı şekilde yaptığı ortaları överken de görmek isteriz, ibrahim üzülmezin ortaları abi ehi ehi demeden önce.

    neyse, olayın içyüzü nedir değildir bilmiyorum, sadece silah ateşlenirken olay yerinde olup da linç edecekler için önemlidir belki beni ilgilendiren o değil. sinir insani bir duygudur, sinirden kuduracak denli çıldırdığınız ama kendinizi tutmak zorunda kaldığınız olmadı mı hiç bilmiyorum. ibrahim üzülmez'in gönderilmesi belki tamamen haklı gerekçelere dayanmakta, belki adam tüm zamanların en disiplinsiz davranışları listesine ilk sıradan giren bir halt karıştırdı devre arasında. hatta önce ibrahim toraman'a dalıp sonra schuster'e ana avrat düzbastı gitmiş de olabilir. dedim ya beni ilgilendiren başka birşey.

    haftasonu beşiktaş başkanı futbolda demokrasi yok diyemezseniz, derseniz diktatörsünüz özgener gibi bir ifade kullandı malum. koca koca adamlar da alkışladı hani, yavşaklık bedava ya. benim gibi düşünen kaç kişi var bilmiyorum ama bizim dinimiz olan futbolun baş aktörlerinin -rakipte de olsa, hatta sevmesek de- ergenekon soruşturması gibi dakikasında gönderilebilmesi serbestisi karşısında anlamını bilmediğinizden emin olduğum demokrasi kelimesini kullanmanın bedavalığına sığınarak, demokratik bir açıklama talep ediyorum sayın demirören.

    benim anlam veremediğim, galatasaray tarihinde metin oktay dahil hiçbir oyuncunun kıyaslanmayacağı bir yere koyduğum büyük kaptan bülent korkmaz, fenerbahçe taraftarının -ne yazık ki bir kısmı için bir zamanlar- imparatoru ve fenerbahçe'den nefret eden benim 25 yılda izlediğim en teknik yerli orta saha oyuncusu diyeceğim denli beğendiğim oğuz çetin ve şimdi de süleyman seba gittikten sonra yaşadığı değişim sürecinde taraftarının eskiye dair izler bulduğu için alkışladığı deli ibo. üç kaptanın küskün ayrılması ve hatta son ikisinin ayrılmaya fırsat bulamadan gönderilmesi, türkiye'nin hani her fırsatta övündükleri üzere en büyük üç kulübünün kaptanı.

    ve bize kalan nedir: adnan polat-aziz yıldırım- yıldırım demirören.

    üçünden daha beter ne yapabilir ki bir oyuncu kulübüne böyle bir sonu hak etmek için, beşiktaş'ın tüm branşlarındaki tüm oyuncuları dövse demirören'den fazla zarar verebilir mi kulübe ya da demirören messi'yi getirse deli ibo'nun beşiktaş'a emeğinin onda birini karşılar mı?
  • 185
    yıllar sonra beşiktaş ve sol bek deyince burdaki herkes torunlarına deli ibo'yu anlatacaktır muhtemelen.. bilemiyorum ne yaptığını, yumruk atmış diyorlar toraman'a, yarın çıkar açıklar demirören "tamamen hocamızın kararıydı" diye, hadi diyelim öyle olsun, ibrahimovic bir ara her hafta birini dövüyordu antremanda, cantona, gazza dolu örnekler var bunun gibi.. yaptığını haklı göstermeye çalışmıyorum ama bu adam böyle gönderilmemeliydi.. ne bileyim kadro dışı bırak, sezon sonu gönder zaten yaş gelmiş 37'ye, başka bir şeyler yap, ama bu olmadı sanki.. ben mi çok duygusalım bilemiyorum ama, koskoca deli ibo'ya böyle bir muamele hiç yakışmadı..
  • 186
    arkadasina yumruk degil parmak bile atsa, adam akilli bir jubile ile veda edilmeyi hakketmis futbolcudur. simdi besiktasli durusu'nun yonetim ayagini gorduk bir kez daha. bakalim bir ara ana avrat duz gittikleri yildirim demiroren'e bir kac tane yildiz transferden sonra methiyler duzerek besteler yapan besiktas taraftarinin, bu duruma verecegi tepki hic bisey olmamis gibi davranip; q7, guti, gag guk demek mi olacak.
    ben daha kucuk bir cocukken cevad prekazi'nin altay'a gonderilmesinde yasadigim karisik duygulari dusunuyorum da, koskocaman adamlardan ne kadar cok erdemlere sahip bir cocukmusum diyorum. yaziklar olsun ibrahim uzulmez'i uzen mantiga, yaziklar olsun bulent korkmaz'a jubile yapmaya korkanlara ve hakan sukur'u omuzlarda ugurlayamasak da, sukurler olsun kral biz taraftarlar icin hep omuzlarda zaten!
    ayrica besiktas'ta kalip futbola o sekilde veda etmesini arzuladigim ibrahim uzulmez'in galatasaray kadrosuna katilmasindan hic rahatsiz olmam bilakis en azindan camiasindan goremedigi saygiyi, turk futbolu adina galatasaray'dan gormus olur diye dusunuyorum. ayrica neredeyse 10 yas buyuk oldugu hakan balta'dan da en az 10 kat hirsli ve verimlidir hala.
  • 190
    sahada da gerçek hayatinda olduğu gibi çirkef olan oyuncu.

    sevgili galatasaray sözlük yazarlari tarafindan bayrak adam haline getirilmesini anlamlandiramiyorum. sanki bir ergün penbe, metin tekin, şifo mehmetmişcesine saygi gösterilmesi bana çok garip geliyor.

    alt tarafi ibrahim üzülmez lan işte. rakip futbolcunun formasini yirtarcasina çekip kendini yere birakan ve sonra hakemden faul bekleyen adam. yumruk, dirsek, kol allah ne verdiyse hakeme çaktirmadan rakibi döven adam.

    ayrica kendisi alt yapida kendisinden krampon isteyen 16 - 17 yaşindaki çocuğa "ben bile eski krampon giyiyorum git çok para alanlardan iste" diyebilecek kadar da cimridir.
  • 196
    sözleşmesinin fesh edilmesinin nasıl haksızlık olarak yorumlandığını anlamadığım eski beşiktaşlı oyuncu.

    vefa denip duruyor. ya dostlar, klüpten vefa bekleniyor da oyuncunun vefası ne olacak? sen kaptan yapılmışsın, ekmek yiyorsun o klüpten, takımın parçasısın, milyonlar seni tanıyor, ismini haykırıyor. senden bunun karşılığında işini yapman bekleniyor. ama sen kişisel bir meselen yüzünden klübü, takımı, takım arkadaşlarını, hocanı, yönetimini, taraftarını hiçe sayıyorsun, sonra da cezasını haksız buluyorsun.

    böyle bir mantık, bu kadar mükemmel bir dünya yok. onbir yılını vermiş. e tamam da bedavaya mı oynamış? karşılıksız mı oynamış? karşılığında para, şöhret, çok az insana nasip olacak bir hayata sahip olmamış mı? o zaman vefayı o da göstermeli, takım arkadaşına, hocasına, camiasına saygı göstermeyi bilmeli. kaldı ki kaptan bu adam. takımın en tecrübelisi. en çok onun hakkı yok böyle bir şey yapmaya.

    beşiktaşlı duruşunu saymam ben. demirören bizzat ezdi o duruşu. zamanında nouma gibi herkesin sevdiği oyuncuyu bile bu duruş için gönderdiler. bugün ibrahim üzülmezi gönderen bu duruştan önce kendisidir.
  • 199
    futbol emekçisi. ama pabucumun.

    haklıdır haksızdır, orasını bilmem, bilemem.

    ama futbol emekçisi diye bir şey yoktur arkadaş. en azından bu düzeyde top oynayan ve futbol yapısını, anlayışını değiştiren, futbol tarihinin akışını değiştiren adamlar olmadıkça bu düzeyde kazanan insanlar için emekçi denmez.

    ceo emekçisi olur mu? genel müdür emekçisi olur mu?
    futbolcular çok daha fazlasını kazanıyor.

    ve hiç merak etmeyin, hiç üzmeyin tatlı canınızı.

    çok daha fazla vefa görüyorlar.

    oynadıkları kulüplerin birinden biri sahip çıkmazsa medya sahip çıkar.
    iki gün sonra bir köşe kapar bir gazetede, olmadı telegol'de yorumculuk yapar, yine coşar yine koşar.
  • 200
    misimovic olayı gibi iç yüzünü tam olarak bilemediğimiz sebeplerden dolayı kadro dışı kalan oyuncudur. sonuçta ne sebeple olursa olsun yaptığı hareket suçtur cezasınıda yönetim ve t direktör verir. olaya profesyonel bakarsak herhangi bir patron herhangi bir çalışanını tazminatını vererek arzu ettiği gibi işten çıkarabiliyorsa beşiktaş yönetimininde buna hakkı vardır.

    sonuç olarak futbolculuk taraftarlık değildir ve para karşılığı sözleşme gereğince yapılan profesyonel bir iştir. vefa denen durum tamamen muhattapların tasarrufundadır.

    ayrıca bana kalırsa vefa bu tür durumlarda değilde iki taraftan birisinin bir olaydan dolayı mağdur olması durumda olmalıdır. örn: ibrahim allah korusun kaza vs geçirir sakat kalır bjk yönetimi sahip çıkar ya da bjk nin parası yoktur ödeyemediği halde ibrahim oynamaya devam eder.

    bunların hepsinin ötesinde bence bjk yönetimi ibrahim gibi 37 yaşında olan profesyonel bakıldığında kadroda olmaması gereken ama taraftar tarafından sevilen bir adamdan kurtulmak için bu olayı yöntem seçmiştir ve çok da yanlış değildir.

    benzeri bir yöntemi kewel için gs yönetimininde izlemesinden korkmaktayım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın