resim
İbrahim Üzülmez
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:50
Uyruk:Türkiye
  • 184
    ligi domine ettiğimiz, avrupa'da ise uefa şampiyonluğuyla taçlanacak sezondu. beşiktaş adına "ahmet dursun, seba gitsin" sezonuydu bir başka deyişle. fenerbahçe'nin hemen hemen bizim bu sezon yaşadığımıza benzer şekilde arka arkaya yenilgilerle yarıştan koptuğu sezon.

    ve uefa kupasına giden o sezonun en görkemli maçı olan mallorca deplasmanının ardından -yanlış hatırlamıyorsam- fenerbahçe'nin üst üste yenilgilerine gaziantep maçı eklenmişti. gaziantep adına sahanın yıldızı, 26 yaşına kadar hemen hemen kimsenin adını duymadığı ama sonraki 11 sezon boyunca türk futbolunun içinde hep ön saflarda yer alacak bir isimdi. spor gazeteleri ibrahim üzülmez'i överken o takımın genç yeteneği de beşiktaş'ta 7 sene birlikte top koşturacağı ibrahim toraman'dı, pardon 6,5 sene.

    2000 sonrasına bakıyorum, her devrin kendine özgü bir zihniyeti, yapısı var ya hani, futbol da bunun dışında kalmıyor. akıl tutulması yaşadığımız, klişelere boğulduğumuz ama kimsenin birşeyi sorgulamadığı dönem net bir şekilde. neydi, ibrahim üzülmez'in ortaları, kaç orta yapmış kaçı isabetsiz, kaç asisti var konuşulmadan ibrahim üzülmez'in ortaları, iyi ki döneminin -pek çok kişiye göre de dünya futbol tarihinin- en iyi sol bekini de izledik bu ligde de kazın ayağının öyle olmadığını net bir şekilde gördük. görmeyenler içinse madem isabetli orta en hayati kriteriniz, ali tandoğan gibi bir oyuncunun yıllardır istikrarlı şekilde yaptığı ortaları överken de görmek isteriz, ibrahim üzülmezin ortaları abi ehi ehi demeden önce.

    neyse, olayın içyüzü nedir değildir bilmiyorum, sadece silah ateşlenirken olay yerinde olup da linç edecekler için önemlidir belki beni ilgilendiren o değil. sinir insani bir duygudur, sinirden kuduracak denli çıldırdığınız ama kendinizi tutmak zorunda kaldığınız olmadı mı hiç bilmiyorum. ibrahim üzülmez'in gönderilmesi belki tamamen haklı gerekçelere dayanmakta, belki adam tüm zamanların en disiplinsiz davranışları listesine ilk sıradan giren bir halt karıştırdı devre arasında. hatta önce ibrahim toraman'a dalıp sonra schuster'e ana avrat düzbastı gitmiş de olabilir. dedim ya beni ilgilendiren başka birşey.

    haftasonu beşiktaş başkanı futbolda demokrasi yok diyemezseniz, derseniz diktatörsünüz özgener gibi bir ifade kullandı malum. koca koca adamlar da alkışladı hani, yavşaklık bedava ya. benim gibi düşünen kaç kişi var bilmiyorum ama bizim dinimiz olan futbolun baş aktörlerinin -rakipte de olsa, hatta sevmesek de- ergenekon soruşturması gibi dakikasında gönderilebilmesi serbestisi karşısında anlamını bilmediğinizden emin olduğum demokrasi kelimesini kullanmanın bedavalığına sığınarak, demokratik bir açıklama talep ediyorum sayın demirören.

    benim anlam veremediğim, galatasaray tarihinde metin oktay dahil hiçbir oyuncunun kıyaslanmayacağı bir yere koyduğum büyük kaptan bülent korkmaz, fenerbahçe taraftarının -ne yazık ki bir kısmı için bir zamanlar- imparatoru ve fenerbahçe'den nefret eden benim 25 yılda izlediğim en teknik yerli orta saha oyuncusu diyeceğim denli beğendiğim oğuz çetin ve şimdi de süleyman seba gittikten sonra yaşadığı değişim sürecinde taraftarının eskiye dair izler bulduğu için alkışladığı deli ibo. üç kaptanın küskün ayrılması ve hatta son ikisinin ayrılmaya fırsat bulamadan gönderilmesi, türkiye'nin hani her fırsatta övündükleri üzere en büyük üç kulübünün kaptanı.

    ve bize kalan nedir: adnan polat-aziz yıldırım- yıldırım demirören.

    üçünden daha beter ne yapabilir ki bir oyuncu kulübüne böyle bir sonu hak etmek için, beşiktaş'ın tüm branşlarındaki tüm oyuncuları dövse demirören'den fazla zarar verebilir mi kulübe ya da demirören messi'yi getirse deli ibo'nun beşiktaş'a emeğinin onda birini karşılar mı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın