• 901
    --- alıntı ---

    arda konusu bitti. yani arda gidiyor. büyük olasılıkla atletico madrid'e gidiyor, atletico madrid vazgeçerse de başka yere. çünkü arda, benim tanıdığım, birebir tanıdığım, arkadaş olarak tanıdığım en iyi galatasaraylılardan bir tanesi. öteki isimlerden bir iki isim vereyim, gündüz kılıç, coşkun özarı, turgay şeren, metin oktay. galatasaraylılığı bu düzeyde. ama mesela metin oktay'dan ileride, çocukluğundan beri galatasaraylı arda. kendini bildi bileli. turgay şeren, ya da coşkun, ya da gündüz abi gibi galatasaray lisesinin havası içinde galatasaraylı olanlardan değil. kendi çocukluk iradesiyle, görgüsüyle, bilgisiyle galatasaraylı olmuş, galatasaray'ı canı gibi seven bir adam. ve gitmesinin birinci sebebi de galatasaray'ı çok sevmesi. "hıncal abi kalırsam, galatasaray'a da zararlı olurum, bana da" dedi. "benim en az bir sene buradan uzaklaşmam lazım." bu havayı yaratan da, kendisinin galatasaraylı olduğunu zanneden bir gürüh. bunlar, galatasaray'ın kaptanına, galatasaray'ın üstelik de yaşamıyla örnek olan, özel yaşamıyla örnek olan kaptanına saldırdılar, sövdüler. galatasaray'ın başkanı da taraftar bizi uyardı diye tribün yağcılığı yapmak - anlamadım ne diyor bunun devamındaki bir iki kelimede -. arda müthiş bir kırıklık içinde. bu havadan çıkabilir, ama biliyor ki o tribün, gelecek sene galatasaray'ın takıldığı ilk şeyde gene arda'ya saldıracak, gene takıma saldıracak. "galatasaray formasına, galatasaray tribününden saldırıyı önlemek için benim gitmem lazım hıncal abi" diyor. ben yüzde yüz hak veriyorum ve gitmesi gerek. zaten ünal aysal değil, kim gelirse gelsin arda gidecek. adnan polat, hayatındaki en doğru kararı veriyor. yani kongreye gitmeden evvel, bu antlaşmayı yapıp, n'olur n'olmaz yeni gelenler belli olmaz, bak biz arda'yı da tuttuk diyebilir ama tutulursa, kalırsa arda galatasaray'da, mecburen, arda'nın sonu olur. seneye la liga'ya değil, bank asya'ya satamazlar arda'yı. tekrar söylüyorum, arda'nın mutlu olacağı, arda'nın coşkuyla oynayacağı bir tek forma var, galatasaray forması. galatasasaray formasının dışında ben arda'nın mutlu olacağına inanmıyorum. ama o formayı, rahat giymesi lazım. rahat giymesi için gitmesi lazım, ve bu tribündeki o güruhun ne kadar büyük ayıp ettiğini arda'ya anlaması lazım. arda'ya dedim ki, git. istersen almanya'ya, 3.ligi'ne git. ama türkiye'den git. çünkü bu güruh, sövmek için seni bekliyor arena'da. galatasaray'ın gerçek camiası, o güruhu temizleyene kadar o tribünlerden, sen uzak dur kardeşim. ünal aysal galatasaray'ı seviyorsa, ki sevdiğine inanıyorum, arda'yı durdurmaya kalkmaz. arda'nın gitmesi hem arda için, hem galatasaray için çok faydalı.

    --- alıntı ---

    hıncal uluç'un, ntv spor'daki kırmızı çizgi programındaki sözleri.

    bu arada birebir çevirmek amma zormuş arkadaş, bazı yerleri tekrar tekrar dinledim.
  • 902
    bu adamın kafasında galatasaray kulübesinde görmek istediği bazı hayali portreler var, olmayan adamları galatasaray teknik direktörlüğüne yakıştırıyor mevcut olanla kıyaslıyor ve "x hoca değil" diye o çok önemli sandığı köşesinde yazıyor, sansasyonel bir yazı yazmadıkça da kimse sikine takmıyor kendisini.

    seneye yine başarılı olabilecek bir hoca oturacak kulübemizde, seneye yine bu gerçek hayat trollü "şöyle hoca değil, böyle basiretsiz" diye yazacak, televizyonlarda söyleyecek, televizyonda konuşurken de arada 10 saniye kadar es verecek ki bunu kaale alan mallar "ulan o kadar çok şey biliyorki adam ne söylüyüceğini karıştırıyor" şeklinde düşünücek.

    kendisi troll'dür, troll'ün allahıdır, kendisi hakkında birkaç yazı okudum, zamanında çalıştığı mecmua'lardan, porno içerikli yayın yapan organlardan, dergilere, gazetelere kadar hep aynı yolu tercih etmiş, trollük.

    atletizm gibi konulara belki hakimdir, söyledikleri belki dikkate alınmalıdır lakin, futboldan bir bok anlamaz bu adam.
  • 905
    hıncal uluç, geçtiğimiz hafta spora damgasını vuran olayları değerlendirdi.

    hıncal uluç; "aziz yıldırım her maçın soyunma odasında fenerbahçe'nin lehine değilse skor hakem fırçalamaya koridora iniyor. bunu hala federasyon önleyemedi. şimdi fenerbahçe maçını yöneten hakemlerin artık tarafsız olabileceğine inanabilir misin? ama tekrar söylüyorum; yetmez! fenerbahçe bütün maçlarını kazansa bile şampiyonluğa yetmez. trabzon'un kaybetmesi lazım. aykut kocaman ne diyor "trabzon'un puan kaybedeceğine eminim. biz şampiyon olacağız" bu, şu demek; trabzon'un puan kaybedeceğini bildiğim gibi bizim kaybetmeyeceğimizi de biliyorum" diyor. bu sözleri yorumlayan hiç kimse yok türkiye'de. "hoca neden bu kadar eminsin?" diyen yok" dedi.

    fenerbahçe, gaziantepspor'u 1-0 mağlup etti ancak maç sonunda futboldan çok hakem konuşuldu. alex'in ve niang'ın verilmeyen penaltısı, lugano'nun üstünden çıkan forması, emre güngör ve lugano'ya verilmeyen kırmızı kartlar. maçın ardından fenerbahçe camiası, mhk ve federasyonu hedef alan açıklamalarda bulundu. siz bu maçı nasıl buldunuz?

    fenerbahçe, geri kalan maçlarda federasyonu ve hakemi etkilemek için elinden gelen her şeyi yapıyor. fenerbahçe-gaziantep maçında hakemden zarar gören bir taraf varsa bu fenerbahçe değil gaziantep olur.
    yani, iyi bir hakem, tarafsız bir hakem daha birinci yarı bitmedenemre'yi ve lugano'yu oyundan atmalıydı. tartışılmaz yani. tartışılmaz net durumlardı. emre'ye bir sarı kart çıkardı, ikinciyi çıkaramadı. lugano'nun açık seçik iki kırmızıdan birini görmezden geldi, öbürüne sarı gösterdi. ve de durup dururken, maç 0-0 iken murat ceylan'ı oyundan attı. karşılaşmayı gaziantep'ten alıp fenerbahçe'ye hediye etti. bu hakeme rağmen fenerbahçe saldırıyor. niye saldırıyor? fenerbahçe çünkü 2 puan geride trabzon'dan.
    geri kalan maçlarda kendisinin bütün maçları kazanması yetmiyor. trabzon'un da maç kaybetmesi gerekiyor.

    bu yüzden fenerbahçe ve trabzon'un gelecekteki maçlarını yönetecek hakemleri şimdiden baskı altına almaya uğraşıyor. suçlu iken, güçlü durumda olup, bas bas bağırmalarının sebebi bu. ama fenerbahçe bu bağırtısında, gürültüsünde yalnız değil ne yazık ki.

    1-yayıncı kuruluş lig tv gerek maç yayınları gerek maçtan sonraki yorumları ile fenerbahçe televizyonugibi çalışıyor. sebebi de açık. galatasaray'ın neredeyse küme düşme haline gelmesi yüzünden büyük decoder kaybına uğradılar. galatasaraylıların pek çoğu kutularını iade etti. lig tv aboneliğinden vazgeçti. şimdi bunun üstüne bir de fenerbahçe'yi kaybetmeyi göze alamıyorlar.
    2- medya... ertesi gün gazeteler "fenerbahçe hakemi de yendi" başlığı ile çıktı.

    insanda utanma olur. emre'yi ve lugano'yu atmayıp murat ceylan'ı atan bir hakeme sen teşekkür etmen gerekirken bir fenerli olarak "fenerbahçe hakemi de yendi" diye anlattıkları pozisyonun hepsi tartışmalı, bana göre.

    devre arasında aziz yıldırım, koridora inip hakemi fırçalamayı adet haline getirdi. yine hakemi fırçalıyor. yetmiyor, emre hakemi hakaretle dolu fırçalıyor. ikinci yarıda bu hakemin dengeli maç yönetebileceğini tahmin edebiliyor musun? sarı kartı olan emre soyunma odası yolunda hakeme küfür ediyor, hakaret ediyor ve ikinci yarıya çıkıyor. o emre'yi soyunma odası yolunda ikinci sarı kartı gösteremeyen hakemin artık tarafsız olduğu söylenebilir mi artık? aziz yıldırım her maçın devre arasında fenerbahçe'nin lehine değilse skor, hakem fırçalamaya koridora iniyor. bunu hâlâ federasyon önleyemedi. şimdi fenerbahçe maçını yöneten hakemlerin artık tarafsız olabileceğine inanabilir misin? ama tekrar söylüyorum; yetmez! fenerbahçe bütün maçlarını kazansa bile şampiyonluğa yetmez. trabzon'un kaybetmesi lazım. aykut kocaman ne diyor "trabzon'un puan kaybedeceğine eminim. biz şampiyon olacağız"bu, şu demek; "trabzon'un puan kaybedeceğini bildiğim gibi bizim kaybetmeyeceğimizi de biliyorum" diyor.

    bu sözleri yorumlayan hiç kimse yok türkiye'de. "hoca neden bu kadar eminsin?" diyen yok.
  • 909
    bugünkü yazısında basketbolla ilgili yazı yazmış ve dile getirilmeyenleri dile getirmiş.

    --- alıntı ---

    yılların dostu, nur içinde yatsın, çetin esen kaftan'ın oğlu erce kaftan ajansspor.com'a bir yazı yazmıştı. ilginçti..
    "son haftaların en iyi takımı olin, arka arkaya maçlar kaybedip, yedinciliğe düşmek istiyor. çünkü ligi yedinci bitirirse, ikinci galatasaray'la playoff oynayacak. son hafta galatasaray'ı yenerse, playoffa 1-0 önde girecek" diye.. yazı sitede bir kaç saat kalmış.
    sonra sitenin sahibi ahmet dervişoğlu, sansürlemiş. erce'ye de "kusura bakma.. turgay demirel'den ve iddia'dan büyük baskı geldi" demiş.
    yazı yanımda.. hafta sonu olin, galatasaray'la oynadı ve olaylı, hakem hatalı maçı kazandı.
    aynen erce'nin dediği gibi playoff'ta galatasaray'a karşı 1-0 önde girecek..
    şimdi bu ülkede, bu konuyu soruşturacak bir makam var mı?.
    bunca şey tesadüf mü sadece?.. öyleyse, ajansspor, olacakları önceden yazan bir yazıyı baş tacı edeceğine niye sansürledi?.

    --- alıntı ---
  • 910
    fatih terim - mustafa denizli ikilisinin galatasaray'da birlikte çalışabileceğini iddia ediyor. işte 'çılgın proje' diye buna denir. fatih - mustafa elele, hep beraber tribüne mi diyeceğiz? neuchatel maçı sonrası denizli sevinci mi yoksa arsenal sonrası terim sevinci mi? işler kötü gittiğinde hangisi istifaya çağrılacak? sanırım hıncal uluç'un projesini biraz detaylandırması gerekiyor...
  • 911
    kendisinin çılgın projesi hakkında biraz bilgi vermek gerekirse okuduğum kadarıyla, ikisi teknik direktör olsun demiyor. fatih terim yıllardır gerek kulüp bazında gerekse milli takım başında altı yaş grubuna kadar her şeyin incisini cıncığını bildiği için sportif direktör olsun diyor.

    üstelik bu sportif direktörlük yönetimlerle değişmesin ya da başarısızlıkla. fatih terim sürekli futbolu yöneten tek kişi olsun istiyor. yani bildiğimiz johan cruyff olsun diyor barcelonadaki gibi.

    mustafa denizli ise teknik direktör olsun, beraber çalışsınlar istiyor.

    aslında bana göre olması harika olacak bir çılgın proje. hep istediğimiz bu değil mi zaten? "istikrar". olur olmaz orası ayrı mesele. ama bence kayda değer, çok güzel bir fikir. isimler önemli değil. fatih terim ya da başkası. ama şu anki şirket yapısı itibariyle de çok uygun.

    dediğim gibi ismlere takılmamak lazım. ama şahsi kanaatimce olması gereken budur. niye biz de kendi cruyff'umuzu ya da ferguson, wenger'imizi çıkartamayalım ki? doğruluğu ve de başarısı kanıtlanmış bir sistemin uzun yıllar uygulanması. kendi ekolümüz olur bir kere en azından. bizim gibi geleneklerine bağlı bir camianın ruhuna hitap eder.

    yapılır mı bizim bu şark kafasıyla? çok zor. ama yapılması gereken de budur. skibbe'yi getirip hücum oynatıyorsun, bülent korkmaz ile 1-0 a yat. rijkaard ile ayrı bir futbol felsefesi, hagi ile ayrı. feldkamp ile uzun top oyna. bir sene sonra skibbe kısa pasla oynatsın. bu mudur yani?

    ama düşünün x kişi sportif direktör. hem de uzun yıllar. hem altyapıdan oyuncular buna göre yetiştirilir hem de yeni alınan oyuncular buna göre alınır. yıllardan yıllara değişiklik olmaz sistemde.

    kısacası barcelona modelini öneriyor.
  • 918
    bugün yayınlanan kırmızı çizgi programının tekrarını şimdi yeniden izledim."basında güven" sloganıyla yayın yapan hürriyet gazetesinin spor müdürlerinden mehmet arslan'a tabiri caizse; @2 olmuş,bu gazetenin taraflı tutumu neticesinde,galatasaray'ın ve diğer takımların hakkının yendiğini çatır çatır söylemiştir.tebrik ederim bu duyarlılığından dolayı bu konuda..
  • 923
    ağzına sağlık dediğim şu medyada fener'e karşı durabilen nadir gazetecilerden.
    --- alıntı ---
    fenerbahçe, 'zor' denilen ankaragücü maçını farklı kazanarak son haftaya önde girdi. çakır'ın tartışılan 3 penaltı kararı var. siz maçı ve penaltı kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
    tartışıldığı falan yok. kendi kendini kandırma; beni de kandırmaya kalkma!.. başta hürriyet!.. altını çizerek söylüyorum... fenerbahçe.com ya da fenerbahçe televizyonu gibi yayın yapan hürriyet gazetesi sayfaları ve interneti, fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutluyorlar.

    erman toroğlu gibi tarihsel bir ankaragüçlü bile, her zaman bodoslama girer konuya, bu defa yandan... yandan... 'ne olur, ne olmaz' diye... hürriyet'in maçtan sonraki sayfalarına aç, "fenerbahçe'nin en büyük gücü medya" derken neyi kast ettiğimi anlarsın... benzeri bir maçı galatasaray kazandığı ve şampiyon olduğu zaman bu medya yeri yerinden oynattı, türkiye'de tribünler, "para, şike; işte cimbom işte" diye bağırdı.

    aynı ankaragücü'ne karşı, aşağı yukarı aynı sonucu aldı, alex destanları yazılıyor!..
    sene başında alex'i fenerbahçe'den kazımak için her türlü yayın yapan hürriyet!.. hele bir özür dile!.. aykut kocaman, alex'i silmeye karar verdiği zaman, oynatmadığı zaman arkasında hürriyet duruyordu. bir sor ya!.. 'aykut hoca, senin fener'den silmeye kalktığın alex takımı şampiyon yapıyor' de!.. bir görelim!.. söylenenlerin hepsi unutuldu, yazılanların hepsi unutuldu. inanamıyorum...

    öz fenerbahçe dergisi mi okuyorum, fener.com sitesine mi giriyorum!.. ben böyle bir şey görmedim.
    ben haftalardan beri "fenerbahçe şampiyon, fenerbahçe şampiyon" derken arkasındaki bu medyayı söylüyordum.

    bana diyorsun ki "penaltılar." ben de sana diyorum ki; aynı pozisyonları tersine çevir. cüneyt çakır, fenerbahçe aleyhine 2 penaltıyı çalabilir miydi ve de bir kırmızı kart gösterebilir miydi?
    çakır bunu yapıyorsa; ben türkiye'yi bırakır giderim... vallahi giderim... ben çok komplocu bir adamım. bu ülkede yaşama hakkım yok' derim, başka ülkeye giderim. ismi değiştirir, sakal bırakır, tebdil-i kıyafet yaşarım. utancımdan... o penaltılar ve o kırmızı kart haklı' diyenler bana sadece bu sorunun cevabını versinler.

    aynı kararları ankaragücü lehine bu kadar kesin, bu kadar net verebilir miydi! birinci penaltı, penaltı değil... alex'in bu ülkenin 'en iyi penaltı alan adamı' olduğunu bütün dünya biliyor. ama galatasaraylı arif'in adı çıkıyor, fenerli alex'in adı çıkmıyor. çünkü fenerli!.. daha ankaragüçlü adamın ayağı uzanırken, alex düşmeye başlıyor zaten!.. ayağı görür görmez düşmeye başlıyor. alex'in en büyük özelliği bu!.. birisi ayak uzattığı anda alex o ayağa takılıyor ve kendisini yere atıyor.

    yüreği olan bir tane televizyon varsa bu ülkede; alex'in kazandığı bütün penaltı pozisyonlarını ve frikik pozisyonlarını arka arkaya yayınlasın... hiç yorumsuz... yorum yapmalarını istemiyorum. 'bu sene alex, fenerbahçe'ye şu kadar penaltı kazandırdı, şu kadar da 18'in civarından, 20 metre civarından frikik kazandırdı. bu pozisyonları sıralıyoruz' desin göreyim!..

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın