hakkında benim de bir yazı yazmak istediğim sözde
galatasaraylı yazar.
maçlara bile gitmeden yorum yapan insanlar var gazetelerde. sonuç odaklı yazıların, sistem denen olgunun, total futbolun ne olduğundan bihaber. bunların içinden en iyi örnek
hıncal uluç denen şahsiyettir. her yeni teknik direktör ile anlaştığında
galatasaray, bu beyefendi de övmeye başlar önce. bilir ki ilk hatasında yerle yeksan edecek nasılsa. bu kişidir ki
frank rijkaard galatasaray ile anlaştığında kulübün vizyonundan, misyonundan dem vurup, yere göğe sığdıramayan. fakat gelin görün ki daha 10. haftada
frank rijkaard'ın ne futbol bilgisi kalmıştır ne de adamlığı. kendi deyişiyle bu yaptığına cevap sanırım tek kelimedir.
inanamadım. biri bana bu hıncal'ın ne yapmaya çalıştığını anlatmalı. bu adamın futboldan ya haberi yok ya da yazarlığı ciddiye almıyor. son yazısında değiştirilmesi gerek dediği
mustafa sarp ile
ayhan gerçekten kenara alınsaydı ve o dakikalarda galeyana gelen seyirci bu futbolculara yuh çekseydi o zaman da bu zat-ı muhterem
frank rijkaard'ı suçlayabilmek için "futbolcuları tribüne yem etti" diyecekti. bu adamın gazetecilikten falan anladığı yok. tek bildiği "vurun abalıya" mantığı. arada bir
galatasaray lehinde yazıyormuş gibi görünüp göz boyayan, gündemde kalabilmek için kızı yaşındaki hanımlarla boy boy resimler çektiren, anlamadığı konu bulunmayan bu
her bokun otoritesi adam için söylenecek tek cümlem kaldı...
bsg hıncal