• 20
    kendisinin adını görünce sebepsizce özgü namal ve sarp apak'ın başrol oynadığı bir film geliyor aklıma.

    bir de efsane dizi the o.c.

    ekleme: aslında hiç gerek yoktu ama gene de yazacağım,

    --- alıntı ---
    iki kulüp düşünün.
    biri tüm öğrencilerini şehit verdiği için o sene mezun verememiş,
    diğerinin başkanı atatürk'e suikastten idam edilmiş.

    --- alıntı ---
  • 60
    16 mayıs 2018 tarihli yazısında yine ağır zırvalamıştır.

    .............alıntı.................

    hakemlerin ne çok şeyi değiştirdiğini görebilmek için hafızaları yitirmemek gerek.
    `fenerbahçe'nin olası bir şampiyonluğunun galatasaray maçında verilmeyen penaltılarıyla iç edildiğini söylersek kimseye haksızlık etmeyiz. alanya-galatasaray maçındaki hakem cinayetinin nelere bedel olduğunu haykırmaktan da gurur duyarız!`
    ipuçları mini minnacık değil dağ gibiyse.
    kimilerinin ışığını söndürenler kimilerine projektör tuttuysa.
    hoş görsünler isyanlarımızı!
    adaletsizliğin teşhir salonlarında ihanetin koynuna giren hakemleri gördük ya, şeytan görsün yüzlerini.

    ***
    lütfen gözden kaçmasın!
    `tudor'lu galatasaray hakemlerle tek puan kazanmadı. fatih terim'li galatasaray'a hakem ziyafetleri çekildi..`

    .............alıntı.................

    şimdi ben içimden geçenleri yazsam ya pilot olurum ya da kallavi bir ceza alırım. ama iki kelam etmezsem de gönül razı değil.
    herkes en az senin kadar bu oyunu takip ediyor efendi.
    sen koca sezonda fenerbahçe’nin yarışta kalabilmek adına elbirliği ile itelendiğini, neredeyse son maçların tümünde rakiplerinin iki veya üçüncü kalecilerle oynadığını, malatya, sivas, kayseri gibi en zor deplasmanları al gülüm ver gülüm şeklinde kazandığını, 2017-2018 sezonun ilk yarısında kendi sahasında beşiktaş derbisinde *beşiktaş’ın verilmeyen golü ve penaltısı ile ali sami yen arenadaki galatasaray maçında *hasan ali’ye çalınmayan penaltı nedeniyle lige havlu attırılmadığını, valbuena’ya son bursaspor maçında* hakemi aldatmaya yönelik hareketten çıkmayan kırmızının belhanda’ya ne kadar kolay çıkarıldığını, galatasaray’ın bu sezon deplasmanda oynadığı kasımpaşa, sivas ve akhisar maçlarında olmayan penaltıların aleyhimize nasıl kolay verildiğini, şampiyonluk mücadelesi veren takımların tamamı aleyhine çalınan toplam penaltı sayısını galatasaray aleyhine çalınan penaltı sayısından az olduğunu yaz da adam yerine koyalım.
    yok yazamıyorsan; ya kalemşör olarak anılırsın ya da azılı bir korkak...
  • 34
    nerede yazıyor bu adam?

    takvim ve fotomaç.

    spor haberciliğinde yalanın ilk adresi bir gazete ile düzenin göt yalayıcılığına soyunmuş bir diğer gazete?

    kalitesizliğin, masa başı haberciliğin, yalanın adresi olmuş, sırf iktidardan nemalanmak adına, çıkar uğruna akla izana dahi gelmeyecek şeyleri iddia edebilen gazeteler lan bunlar.

    yazdığın gazeteler ne ki, sen ne olasına g.t veren..
  • 19
    şöyle bi şeyler sıçmış. umarım gereği yapılır.

    --- alıntı ---

    fenerbahçe’yi niye seviyorum?
    iki kulüp düşünün.
    biri fethullah denen şeytanın yuvası olmuş.
    sisteme uygun hainler yetiştirmiş, futbolun köşelerine yerleştirmiş.
    aynı kaptan yemişler, aynı tasmalara uzatmışlar boyunlarını.
    o ihanetin merkez üssünden çıkan futbolculara özel muamele yapılmış.
    futbolu bıraktıklarında bir emirle istedikleri takıma antrenör olmuşlar.
    namuslu teknik adamlar köşelerde bekletilirken, onlara bir sezonda iki kulübün teknik direktörlüğünü bahşedecek kadar cömert davranmış bu soysuz düzen.

    ***

    iki kulüp düşünün.
    diğeri cumhuriyet'in kalesi olmuş.
    topluma aydınlık mesajlar vermiş.
    onurlu mücadele vermiş, futbolun içine çöreklenen kansızlara karşı.
    futbolun siyasetine yüz vermemiş, kaybetmek pahasına.
    haramın gördüğü itibara karşı, yürekli taraftarları "kazandığında sevmiyorum seni" diye haykırmış.
    "kaybettiğinde sevdiğim kadar!" fetö'nün haramileri, futbolun çeteleri tarafından etrafı sarılmış.
    soysuzluklara karşı öylesine yalnız bırakılmış ki.
    kendi direniş cumhuriyetini kurmuş.

    ***

    iki kulüp düşünün.
    biri fethullah çetesinin gücünü arkasına almış.
    şaibeli şampiyonluklar kazanmış.
    hakemler onlara el vermiş, rakip takımlardaki fethullahçı teknik adamlar yol vermiş.
    sırtını fetö'ye dayamanın karşılığını fazlasıyla almış.
    kendilerini futbolun asaletinden uzak tutmaktan hiç utanmamış!

    ***

    iki kulüp düşünün.
    diğeri son saniye saldırılarında kahpelikle ellerinden şampiyonluklar alınmış.
    sahada kazandıklarını masalarda kaybetmiş. zerre kadar ödün vermemiş asaletinden.
    akbabalarla, sırtlanlarla mücadele etmekten yılmamış.
    "zapt edilmiş bütün kaleleri geri alacağız er niyetine!" diye haykırmış.
    gururla okşarken boynundaki ipi.

    ***

    iki kulüp düşünün.
    biri her biçimde soysuz sistem ve hakemler tarafından kollanmış.
    diğerinin adı haksız yere şike kumpasına yem edilmiş.
    pensilvanya tasmalı savcıların emriyle, haklarında yalan fermanlar çıkarılmış.
    şike kumpasıyla hapse atılan başkanı, "ne şikesi, ülke elden gidiyor" diye bas bas bağırmış.
    takımı sadece türkiye'de değil avrupa'da bile cezalandırılmış.
    fethullah denen hainin rakip kulüp içindeki kansızları, yalan bilgilerle uefa'ya muhbirlik yapmış.
    yaptığı soysuzluğun bedeli dolar hesabına geçirilmiş.
    uefa'nın içindeki rüşvetçi fransız ve arkasındaki itleri de pensilvanya patentli hizmetin bedelini fenerbahçe'ye ödetmişler.
    o cumhuriyet kendi direnişini ve onurunu savunmuş. soysuz hainliğe karşı her biri tek kişilik ordu olmuş.
    şimdi "demedik mi" tişörtlerini taşıyorlar gururla!
    vatan hainlerini ve kulüplerin içindeki uzantılarını işaret ederken.

    ***

    tarih şampiyonluklarla yazılmaz.
    duruşla yazılır.
    "sarının yanına laciverdi koyarsanız efsane olur" onun yanına vatan ve millet sevgisiyle verdiği onurlu mücadeleyi de koyarsanız.
    o kulübün asaletini koyacak yer bulamazsınız.

    ***

    fenerbahçe'yi niye bu kadar çok sevdiğimi anlatmama gerek var mı?

    --- alıntı ---
  • 24
    kendisine sormak istiyorum;

    fetoş' un yuvası olduğunu iddia ettiği galatasaray, kendisinin büyük büyük büyük kulübü fenerbahçe' yi diyar diyar gezdirip de düzerken neden fenerbahçe bir türlü karşı koyamamış buna. feto mu demiş galatasaray' ın fantazisine uygun davranın, sizi diyar diyar gezdirip de koymasına ses etmeyin diye. fener' i saraçoğlu' nda yenemiyoruz doğru ama saraçoğlu haricinde türkiye' yi şehir şehir dolaştırıp döşüyoruz diğer yandan.
  • 58
    hakkı yalçın isimli meczubun bugünkü yazısından bir paragraf.

    --- alıntı ---
    teknolojiye sığınanlara sorun bakalım, insanların içindeki küfür kıyameti yok etmenin tıpta çaresi var mı?
    birlikte maç izleyemeyecek kadar aciz olmanın gerçeğini hangi ilaç tedavi edebilir.
    kaybederken ayakta kalabiliyor musun?
    kaybettiğinde de arkasında durabiliyor musun sevdiğin kulübün?
    futbolun gerçeğini kendi takımına arka çıkmak, rakibinden nefret etmek değil gerçeğinin bilincinde misin?
    ama ne acıdır ki.
    nefretten ve uzun namlulu küfürlerden anlayanların dünyasında romantizmden arındık.
    bayramlar gibi.

    --- alıntı ---

    bu adam, daha birkaç gün önce, isim verme cesaretini dahi göstermeden galatasaray'a nefret kusmadı mı? şimdi de yukarıdaki paragrafı kaleme almış.

    bu iki yazı bile bu zatın akıl sağlığının yerinde olmadığını çok net göstermektedir. allah şifa versin desem mi aceba? hakediyor mu?
  • 40
    bu orlandolu çocuğunun neticesinden çıkarıp çıkarıp yazdığı yazı fotomaç denilen passat yalayıcılarının manşetinde ve başlık "türkiye bu yazıyı konuşuyor"
    uyuma galatasaray taraftarı. türkiye'de spor basını namına kendine yer bulan bu düzenin gazetesinde kendine ayrılan izbe köşeden, aziz yıldırım'ın eliyle ve aziz yıldırım'dan aşağı kalmayarak şampiyonluklarımıza iftira ediliyor, adalet aklıyla dalga geçercesine balık gibi kokuşmuş bu balık hafızalı habis, tarlaların sürüldüğünü, köpeği olduğu başkanının "aziz yıldırım şike yapmışsa fenerbahçe için yapmıştır." dediğini unutmaya ve unutturmaya çalışıyor, bu arada suçu kendilerinden yıkabileceklerini düşündükleri camiamızın onurlu renklerine hakaret ediyor ve çamur atıyor.

    biz 17 haziran'da tüm masa başı oyunları yıkarak, federasyon'a başkaldıran, recep ankaralı, harun erdenay, turgay demirel gibi aziz yıldırım'ın paralı veterinerlik ettiği, bu tek derdi ve tasası kadıköy'de yenilmemek olan çubuklu iblisleri duruşumuzla yerin dibine gömmüş şampiyon taraftarız. bugün bize yakışan; bu haddini bilmeden, galatasaray'ın 2006, 2008'deki şampiyonluklarına dil uzatacak kadar birilerine güvenen akıl sağlığını yitirmiş yazar görünümlü dondurma seviciyi kendi köşesinde şike şike özür diletmektir.

    bu bağlamda, sözlüğümüzdeki bütün yargı mensubu kardeşlerimi göreve çağırıyorum. bizler de gerek galatasaray sözlük, gerek de diğer sosyal mecralardan tepkimizi en üst perdeden göstermeliyiz. unutmayalım ki, haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır. bu vesileyle siz değerli taraftarlarımızdan change.org aracılığıyla başlattığım kampanyama destek istiyorum.
    kampanya linki: http://gss.gs/cBF

    saygılarımla
    bursadan gelen gol haberi
  • 55
    hep söylüyorum, bu adamları sikleyerek buraya getiren sonra onları gömmeye çalışan aynı insanlardır. isim olarak örnek verirsek arda turan keza aynı. bu tür insanlara koyulacak en büyük tepki onları 'tın'mamaktır. salak bir yazı mı yazmış, sen buna çıldırıp da orada burada entry döşüyorsan bu adamı sikine takmış oluyorsun ve farkında olmadan onu popi yapıyorsun. sallayın gitsin şu adamları.
  • 1
    kimlere yakın, kimlere uzak olduğu gayet belli olan fotomac isimli gazetenin, galatasaraylılıktan fenerbahceliliğe geçmiş(!) yazarıdır.
    zat-ı muhteremin sahip olduğu bakış açısı, galatasaray aleyhine yazarken kendini kaybedişinden belli olmaktadır.

    son haftalarda okumak değil de satın almak zorunda kaldığım malum gazetede bu kişinin yazılarını okuyunca galatasaraylı olmak ile tekrar iftihar ettim. hangi düşüncenin cazibesine kapılıp da "çılgınlıkla kol kola yürüyen aşk"tan vazgeçip, birbirine her zaman ve her yerde karşıt durmuş diğer takımın taraftarlığına başlamasına dair merakım büyük olacaktı, eğer emre belözoğlu sene başında malum transferi yapmamış olsaydı. belki de aynı hikayedir, biri öncedir diğeri sonra diye tahmin ediyorum.

    27 ocak 2009 tarihli yazısının galatasaray ile ilgili bölümünde şunları yazmıştır:
    "hakemler bu sezon adaletsizlik sarmaşığı. ama küfürbaz futbolcuları besleyen sistemi de görmezlikten gelmeyelim. galatasaray, sivas'ta kural hatasından medet umacağına, kaptanlık bandının çamura bulaşmasına tepki göstersin. skibbe, küfreden futbolcusuna arka çıkıp hakemi suçlarken, kendi rütbesini söktü. cinayet romanlarının sonunda, gerçek suçluyu bulmak için, küçük bir delil yeterli olur bazen.

    ***

    böylesine ilkel mazeretlerle, kendilerini kurtarmak isteyenler, küfürbaz ve saldırgan futbolcuların cesaret kaynağı oluyorlar. o yüzden tribünleri baştan çıkaran hakemleri tırnak içine alırken... futbolcuların ve teknik adamların kirli tırnaklarıyla, hakemlerin sırtını kaşımayı bırakalım. "
    http://www.fotomac.com.tr/...z1291-50120-110.html

    aynı sayının galatasaray sayfasında; yayıncı kuruluşta gösterilen yeni görüntü kaydı ile, yardımcı hakemin küfür değil, su sıçratma gerekçesi , görme kabiliyeti olan gözlere mıh gibi çakılmışken; kalkıp da ümit karan'a verilen cezanın yanlışlığından bahsedeceği yerde; "küfür ve küfürbazlık" üzerine ahkam kesmeyi uygun bulmuştur. küfre karşı olan hassasiyetini, malum taraftarın malum staddaki terbiyesizlikleri hakkında gösterebilmek gibi bir konuda görebileceğimizi sanmıyorum. neden yazsın ki onu? ümit karan'ın sivasta uğradığı adaletsizliğe sadece "oh olsun, iyi oldu" biçimindeki at gözlüğüyle bakan birisi olsaydı anlayacaktım. ama zat-ı muhterem hızını alamamış; "bakan körlüğünün" mahcubiyetini taşımaktansa, galatasaray klübüne, teknik direktörüne ve kaptanlık müessesesine karalamalar yapmayı münasip görmüştür. bunların objektifliği de, adalet anlayışı da, insafı da elbette tam ve olması gerektiği gibi olmayacaktır. hele konu galatasaray olunca bu iyice imkansızlaşır.

    aynı şahıs; galatasaray'ın büyük taraftarına karşı organize edilen ırkçılık iftirasına ön saftan katılmayı ihmal etmemiş, bu büyük fırsatı kaçırmamıştır. yeri geldiğinde savaşa ve insanlık suçlarına karşı sergilediği duruşun, yandan rüzgar yemiş biçimde kaykılmasına da ancak galatasaray gibi, bunlar için dermansız bir yara, dayanılmaz bir acı sebep olabilirdi.
    nitekim, her türk stadında gerçekleşen, kimine göre ölçüsü kaçırılabilen bir protestonun içinden, tasvip etmesek de sadece bize ipotekli olmayan tezahuratı çekip, galatasaray aleyhine fiktif bir kampanyanın temsilcisi olmak, demek ki büyük bir fırsatmış. öğrenmiş olduk. savaş karşıtı olup da, malum adamın verdiği asker selamını, üstelik de bu selam o esnada akıllara ilk olarak gazze'yi getirirken, sindirebilecek kadar midesi varsa, bu ancak ve ancak kendisinin hazım problemi olacaktır.
    bu konudaki üstün hamlesini (!), aşağıdaki, satırlarda belirtmiş, arada galatasaray hakkında başka yaftalar icat etmeden de rahat edememiştir. buyrun okuyalım;
    "..galatasaray, lincoln'ün yokluğunda, futbolundaki yoksulluğu belgeledi ama kaptanlar da kırmızı kartla onaylatıyor varlıklarını. günahları kulaklarından çekmeyenleri, dipsiz bir kuyu içine çeker. hatırlatırım!.. "
    ve geliyoruz, amacına ulaşmış olmanın hazzını en çok yaşadığını tahmin ettiğimiz muhteşem finale;
    "..ne utançtır ki, bizim ülkemizde dürüstlük mecburi değildir. irkçılığın bile itibar görmesi de sebepsiz değildir."
    http://www.gazetelervehaberler.com/...otomac-gazetesi.html

    işte tablo budur galatasaraylı, tanı bunları lütfen. gör ve bil, öğren ve kanıksa, unutma ve umursamazlık etme. herbirimiz faniyiz. bugün varız, bir gün ölüyüz. ama galatasaray gibi, galatasaray hazımsızlığı da ilelebet var olacaktır. ancak; ne olursa olsun, her zaman hak edene layık olduğu tepkiyi gösterecek olan, bunu yaparken de kişilik haklarına taciz konusunda elalemi değil şanlı kimliğinin edebini gözetecek olan, büyük galatasaray taraftarının varlığı da tartışılmaz bir kesinliktir.

    onulmaz yaralarınıza avuç dolusu tuzlar tutar bu renkler bay yalçın; hepsi tarihte, bugünde ve gelecekte. hepsi kalemlerde, akıllarda en delinmez kalkanı tutacaktır galatasaray aşkının üzerine.

    benzerleri için kullandığımız finali, kendilerinden esirgemeyelim; ne haliniz varsa görünüz beyefendi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın