böyyük galatasaray taraftarının büyük bir kısmının kaypak değer yargılarıyla değerlerini harcama bunalımından etkilenmeyeceğini umduğum başarılı ve son derece işini bilen yönetici.
evet arkadaşım zaza giderse sadece bahsi geçen uzunları değil takımımızın euroleague'deki rakiplerinin karşısına da
sertaç şanlı çıkacak. bir takımın bütçe planlamasını, idaresi ve koçu arasındaki diyaloğu, genç oyuncuları yetiştirmesinde kullandığı yöntemleri yok sayarak böyle talihsiz açıklamalar yapmak yakışmıyor. özellikle bu takımın nereden nereye geldiğini ve olgunlaşmanın belirli bir zaman gerektirdiğini bilen ya da bildiğine inandığım yazarlardan bu yaklaşımı görmek beni ziyadesiyle üzüyor.
basketbol formaları anlamında yapılan eleştiri mantıklıdır.ancak kollektif anlamda ayrı bir şirket olan pazarlama a.ş'nin bir kolu olan gsstorelarda yaşanan yönetimsel değişimin bu gecikmedeki rolü es geçilmemelidir.
maça pankart sokulmaması ise maalesef kendisinin elinde değildir. he siz başkaları gibi kuralları hiçe sayarak "ortamı titreten" yöneticilerden ve bu titretme ile görev ahlakını yitiren memurlardan oluşan bir sistemde basketbol izlemek istiyorsanız bilemem. bilinmesi gereken şudur ki "sopalı" pankart sopalardan dolayı sıkıntı teşkil edip yaptırımlara takılmış olabilir. ayrıca abdi ipekçi'deki özel güvenlik'te kulübün değil basketbol federasyonu'nun emrindedir.gişelerde de bu elemanlar olduğundan çatılması gereken kişi/kurum hakan ütünberk'ten başkası/başkaları olabilir.
yine de bu sorunu bile çözmek için elinden geleni yapacağından benim en ufak bir şüphem yok.
sıkıntılı olan nokta ise en ufak bir arızadan sonra hemen eleştirilerin ardı ardına gelmesi. şu çok açık ki kendisi bilinen yönetici kalıplarının dışında "özgün" ve başarılı bir kişilik. bu nedenle kimse ahmet dedehayır-
ömer reis ilişkisinin bir benzerinin bu yöneticimizle kurulmasını beklemesin.
tek korkum, oktay mahmuti ile birlikte yaptıkları devrimin mimarları olarak ilk kurbanları olmaları.o ya da bu vesileyle...