resim
Hakan Şükür
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:53
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 401
    adnan polat yönetimini desteklemeyerek beni hiç şaşırtmayan yalancı. evet yalancı diyorum. bu adam ne zaman konu galatasaray'dan ayrılmasına gelse aynı ifadeleri kullanır. ben camiayı seviyorum, benim sorunum kişilerle, asla galatasaray ile bir sorunum olamaz diyor. sözlük yazarlarının oy verme hakkı olsa, kaç yazar oyunu adnan polat dışında birine verir? aralarında benim de bulunduğum çok büyük bir galatasaraylı grubun, galatasaray'ın geleceği için en yararlı adayın yine adnan polat olduğu kanısında. medya bile bunun farkında. beşiktaş'ın seçim dönemi yaklaşıyor ve medya bu konunun üzerine çok gidiyor. neden? çünkü belirsizlik var. beşiktaş'ın günümüz yönetimi camiayı iyi yönetemiyor. taraftar, yönetim istifa diye bağırıyor. belirsizlik burdan kaynaklanıyor. eğer yönetimden mutlu olmasaydık, bizlerde bağırırdık, yönetim istifa diye. hakan şükür camianın, yani galatasaray'ın geleceğini düşünen birisi olsaydı oyunu adnan polat'a verirdi. son zamanlarda eskisi kadar iyi bir futbolcu olmadığı için takımdan gönderilmesine karar verildi. adnan polat verdi bu kararı. kral takımı düşünen birisi olsaydı, gönderilmesine gerek kalmadan kendisi jubilesini yapardı. son dönemlerde verdiği zararı hala sürdürmekte kendisi.

    **
  • 403
    en az bir sene daha rahatlıkla futbol oynayabilecek durumdaydı; feldkamp'tan sonra skibbe ile başlayan tek santraforlu sistemde nasıl bir performansı olurdu bilemiyorum ama sahada türkiye ligi'nin üzerinde bir futbol oynardı bu adam. avrupa kariyeri bir başarısızlık abidesi idi; evet. evet, çünkü çağın da gerisinde bir futbolcuydu, ki ben bunun kötü bir futbolcu ya da avrupa düzeyinin altında bir futbolcu olduğu anlamına geldiğine inanmıyorum. ama gerçek şu ki; avrupa futbolu, hakan şükür'ün 90'lı yıllara hakim olan "çapraz koşu il alan boşaltan santrafor" oyununu aşmıştı artık, meydan dribling yapan forvetlerindi.

    hepsi bir yana. peki şu an sorunumuz ne bu adamla? bu konunun yıllar öncesine dayandığını, zaten kral'ın futbol oynarken de galatasaray'a içten içe bir kin güttüğünü ima eden adamcıklarla hiç muhattap olmadan; olayın kral'ın galatasaray'daki son sezonu olan 2007-2008 sezonundan kaynaklandığını söyleyebilirim. hakan şükür sezon boyunca "sözleşmem ha uzatıldı, ha uzatılacak..." diye düşünerek oynadı, feldkamp'ın arıza yaptığını ve yönetimin nasıl olsa yumruğu masaya vurup sözleşmesini uzatabileceğini düşünüyordu. sezon sonunda feldkamp'tan öğrendi ki, kral'ı istemeyen kalli değil; yönetimdi...

    evet, sebebi de tahmin ettiğiniz gibi: hakan şükür ve jenerasyonunun takım içinde yarattığı huzursuzluk. hakan şükür futbol oynadığı sürece medyada çıkan haberlere(milli takım kampında aynı odada kaldığı genç futbolcuların "din, iman, cemaat, vs." propagandasıyla kafasını s*kmesi, galatasaray'daki genç futbolcuların saçına başına, giyimine kuşamına benzer zımbırtımatik sebeplerle laf etmesi gibi...) kulak tıkadık; hakan şükür'ün "krallığı" hatrına fener medyası, aziz'in köpekleri diye bağıra bağıra geçiştirdik ama adımız gibi biliyorduk olup biteni. ilk defa yaşanmıyordu bu; hakan'ın avrupa macerası öncesi gençliğinin de getirdiği uçarılık sebebiyle medyada bu din-iman menşeli abuk subuk radikal demeçlerini defalarca duyduk/gördük.

    yönetimin 2007-2008 sezonun başından beri planı hakan şükür'e şatafatlı bir jübile yapıp sezo sonunda yolları ayırmaktı; zira anladığım kadarıyla daha öncesinde, hakan şükür'ün bu "eski alışkanlıklarını" terk etmesi için bir miktar da olsa ümitleri vardı. muhtemelen bu ümit 2007-2008 sezonunda ayyuka çıktı ve rest çekildi. yönetimi asla suçlayamam, ayrıca ellerinden geleni de yaptılar. metin oktay dışında hiç bir futbolcusuna heykelini dikmek gibi bir jest yapmamıştır galatasaray, fakat bu erken ayrılığın teselli ikramiyesi olarak (kesinlikle ve kesinlikle hak etmediği halde) hakan şükür'e böyle bir lütufta bulunmayı kabul etmiştir. böyle bir jesti hak etmek için sadece iyi bir sporcu olmanın yetmediğini hatırlatalım.

    kendisine teklif edilen jübileyi "arkadaşlarıma yapılmayan jübile bana niye yapılsın?" diyerek sitemkar bir şekilde geri çevirdi; suçlayamam, haklı. heykelinin dikilmesi teklifini de muhtemelen bunu hak etmediğinin farkında olduğu için kabul etmedi; güzel bir davranış, eyvallah. ama bu "dev lütuflar"** en azından hakan şükür'e vefasızlık yapılmadığını kanıtlar değil mi? galatasaray'ın vefasızlığından bahsederken kastettiği, arkadaşlarına yapılanlar ise; ayrıca tartışılabilir...

    --------------------------------------

    konunun diğer bir boyutu, eğer hakan şükür'ün galatasaray'a zarar verdiği için yolların ayrıldığı konusunda hemfikir isek, hakan şükür'ün içinde bulunduğu ruh halidir. yaptığı şeyin galatasaray'a zarar verdiğinin farkında olduğunu hiç sanmıyorum ben hakan'ın; yani bu tür mistik motivasyona sahip insanlarda gözlemlenen o tipik "metafizik mucizeler yaratma beklentisi" ruh hali söz konusu olabilir. içinde bulunduğu tarikatın "ya adamın düşüncesi bu abi..." şeklinde geçilemeyecek bir şey olduğu belli. hayır, yanlış anlaşılmasın; birer yurttaş olarak bu tarikatı tehlike olarak algılama ya da ne gibi yasal karşı duruşlar geliştirilebileceği konusuyla ilgisi yok " [caps lock'un işlevsizliğine isyan mode/on] şu an [caps lock'un işlevsizliğine isyan mode/off] " söylediklerimin. "şu an" sadece, hakan şükür'ün içinde bulunduğu ruh halinden bahsediyorum.

    dünyadaki her şeyden, her kişiden, her kurumdan daha önce gelen, herkesten daha "yüce bir amaçları" var; buna hayatlarını adamışlar, sermaye birikimi yoluyla büyüyorlar ve dünyayı kurtaracaklar vs... yani sonuç olarak ya,

    " [alaycı mode/on] böyle yüce bir uğurda [alaycı mode/off] " harcadığı çabanın, çok sevdiği* galatasaray'a zarar verebilecek olmasına ihtimal vermiyor;

    ya da,

    bu ihtimalin farkında, fakat " [alaycı mode/on] böyle yüce bir uğurda [alaycı mode/off] " bunun kainattaki toz zerresi kadar bile öneminin bulunmadığı falan gibi bir şeylerle yaptıklarını zihninde meşrulaştırıryor.

    hakan şükür'ün o "düşüncesi, kendi görüşü, vs." diye şirinleştirilen "politik" konumu ile ilgili tavrım gayet nettir ve galatasaray'a zarar verdiğini düşündüğüm yegane davranışı da budur. "vay takımın içinde çete oldu adam, kadroyu o yapıyor, teknik direktörden bile çok sözü geçiyor, vay genç ve/veya yabancı futbolcuları çekemiyor, galatasaray'ı kendi malı olarak görüyor" gibi teranelere ne hakan şükür, ne de başka bir galatasaray'lı futbolcu için söylendiğinde asla inanmadım; kimi taraftar alınan kötü sonuçları bu şekil sürreal sebeplere bağlayarak kendi içine su serpleyi seçer, çeşit çeşit insan var işte... hakan şükür ne sportif performansı, ne de egosu sebebiyle galatasaray'a zarar verebilir; kendisine kızgın olduğumuz, eleştirdiğimiz konu bellidir.

    fakat söylediğim gibi; bu tür mistik mambo-jambo motivasyonlara sahip kişilerde davranış bozukluklarının yer yer sosyopatiye kadar vardığı düşünüldüğünde, hakan şükür'e pek kızamıyorum. o'nun için ancak üzülebiliyorum...

    --------------------------------------

    son söz: keşke böyle olmasaydı...
  • 407
    saba tümer'in programında "medyaya heykeller dicekeceğiz, okullar açacağız diye demeç verdiler. bunlar dışarıya yansıyanlardı. o dönemde beni tek bir galatasaraylı yönetici aramadı. ben heykellerimin dikilmesini istememiştim oysaki. bir sezon daha oynamak istemiştim" demiştir. programı izlemeden dedikleri hakkında yorum yapmak ağır olur, ağır olmuş zaten. aynı programda "benim camiayla tek bir sorunum yok, olamaz. benim problemim kişilerle." demiştir. yine "bana her dönemde fenerbahçeden teklif geldi. inanılmaz paralar teklif edildi" demesi üzerine saba'nın "neden gitmedin?" sorusuna "olmazdı. benim tek bir hayalim vardı; o da bu kulüpte oynamak. parayla derdim olmadı hiçbir zaman." diye cevap vermiştir.

    programı baştan sona izleyen birisi olarak cümlelerinden seçilenlere baktım da eğer ben de izlememiş olsaydım programı ben de saydırabilirdim arkasından. ama bazılarına bakıyorum da resmen arkasından saydırmak için bir kelime, bir cümle bekliyorlar. protesto ettikleri yayın kuruluşunun haberlerine inanıyorlar.

    yazık.
  • 408
    madem camia ile sorunu yok keşke o caminanın verdiği her galatasaraylının hayali olan üyelik mazbatasını almaya gitseydi dedirtendir. iyi galatasarlayıdır şudur budur bilemem de keşke baba gündüz'ün neler yaşadığını, nasıl gönderildiğini bilse; sonrasında "çocukluğumdan beri galatasaraylıyım, burda top oynadım, teknik direktörlük yaptım, şimdi galatasaraylı olmayı bıraksam ömrüm yetmez ki" sözünü okusa. belki o zaman kimse beni aramadı küstüm demez.
  • 409
    kariyerinde sınırsız rekorlara ve başarılara ulaşmasına rağmen, içindeki çekememezlik duygusunu bir türlü atamamış futbolcu. yorumculuk yaptığı spor programında da, milan baros ya da herhangi bir golcü konusu açılsa hemen, 'onun yerinde ben olsaydım'lı cümleler kuruyor. sen zaten olmuşsun, daha yapacak neyin kaldı. türk futbol tarihinde belki en fazla kredi verilen futbolcu hakan şükür'dür. 37 yaşındayken fatih terim tarafından moldova maçının kadrosuna alındı, arkadaşlarının sınırsız yardımlarıyla 4 gol buldu. eğer içinde futbol oynama aşkı devam ediyorsa katar yolu açık. galatasaray 5 yıl boyunca hep hakan şükür'e endeksli oynamak zorunda kaldı. hakan gene sınırsız kredisiyle hiçbir futbolcu arkadaşına yer açmadı. onları yükseltmedi. belki o olmasaydı galatasaray daha başarılı olacak ve avrupa da hayal kırıklıkları yaşatmayacaktı.

    bunun en tipik örneği 2006 yılındaki 3-2 kaybettiğimiz liverpool maçıydı. ümit karan o maçta iki gol buldu ve hakan şükür'den daha yetenekli bir futbolcu olduğunu kanıtladı. hakan şükür ne yaptı o maçta, sadece top ıskalamakla yetindi.

    hakan şükür'ün galatasaray'a tavır alması konusuna gelirsek, onun tavrı sadece adnan polat'a. adnan polat 'ın hakan şükür'e takımda yer vermemesi artık o yılların bıkkınlığı ve galatasaray da hakan şükür tabusunun da yıkılması anlamına geliyordu. kısacası hakan şükür galatasaray a siyaset bulaştırıyordu. son şampiyonluk gününü fethullah gülen'in doğum gününe denk getirmek istemek bir futbol takımına yarar sağlar mı? aksine bu hamle takımda gruplaşmayı da önlemiş oldu. ne diyoruz, değişmeyen tek şey değişimdir. ama bu başta hakan şükür olmak üzere galatasaray'ın efsane futbolcularına saygısızlık anlamına gelmemeli, galatasaray'a saygısızlık yapma anlamına da gelmemeli. hakan şükür ve hakan ünsal'a artık yorumculukta başarılar dilerim.
  • 410
    miş miş miş lerle kendini dolduran taraftarın sürekli salladığı futbolcu. ben de nefret ediyorum fetoculuğundan, daha önce böyle bir entrym de olmuştu. ama dil uzattığınız adam hakan şükür. cismini şeklini bilmediğimiz, canlı görmediğimiz metin oktay'ın yalamadık yerini bırakmayız ama bu adama sallarız. biz galatasaray taraftarı biraz şımardık sanırım.

    adamı bizi bıraktı gitti diye suçlayanlar var. metin'de gitti, arda da gidecek. yapmayın etmeyin, bu adamı canlı gözlerle gördüğümüz için yatıp kalkıp dua edelim. yapılan nankörlüktür başka bir şey değil.

    yazık.
  • 415
    yazıktır. kulübün ilerlediğini, dünya markası haline geldiğini göremeyecek kadar üstün tutmaktadır kendisini galatasarayımdan..hakanlar gider,galatasaray kalır. bizlere yaşattığın başarılar için (başta hagi'nin yardımlarıyla, diğer takım arkadaşlarınla birlikte..tek başına değil.) teşekkürler..

    ama lütfen sus!!

    (bkz: #275239)

    haksız mıymışım be sözlük..
  • 418
    geçen akşam saba tümer'in konuğu hakan şükür'dü. bazen iyi oluyor magazin seyretmek, dinlemek. konuk hakan şükür olunca, yapacak bir şey de yoksa takıldık işte ekran başına. daha önce arda turan'la yaptığı programı da izlemiştim.

    hakan şükür, türk futbolu ve galatasaray'ın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusudur. sarı kırmızı formanın içinde geçirdiği yıllar boyunca verdiği imaj, yazdığı tarihle sonsuza kadar bu sıfatı devam edecektir. futbolun ticaret olduğu günümüzde artık hiç bir futbolcunun, hakan şükür'ün istatistiklerini geçmesi mümkün değildir. ne var ki hakan şükür'ü , formanın içinden çıktıktan sonra ki yaşamıyla da takip etmek, sevmek isterdik.

    yazıklar olsun ki, şu dandik magazin programında bile galatasaray'lıların gönlünü alamıyor. dikkatli izleyiciler tarafından küfür yiyor, hiç haketmediği halde.

    galatasaray'a üye yapılmış, kendisini üye yapana oy vermeyeceğini söylüyor. çok umurumuzdaydı hakan şükür. sen vermesen, galatasaray'ın başına bir şey gelir sanki. türkiye'de hiç kimseye nasip olmayacak bir noktaya geldin sayemizde. galatasaray'lı olmasan sana onca sene o formayı giydirlermiydi?

    galatasaray'ın oynadığı en büyük maçın ilk 11ine bakın. yücegök bize acımış, arsenal maçına çıkan takımın fotoğraflarını duvarlarına asanlar, indirmek mecburiyetinde kalmamışlar. fatih akyel yok, hakan ünsal yok, emre belezoğlu cezalı o da yok. kenardan sevindiler, ihanet ettiler, çıkabilecekleri en büyük maça çıktıkları takımı sattılar. bundan sonraki nesiller başta küçük hakan olmak üzere bu saydığım futbolcuları lanetle anacaklardır.

    ancak bunlar neydi ki, kaptan hakan şükür'ün yanında. çocuklarımın tutacağı takıma karışmam diyor. bundan daha büyük lanet olabilir mi? düşün baban karışmamış, dayın seni fener'li yapmış ve sen bir bakıyorsun ki senin baban galatasaray'ın en büyük futbolcusuymuş. bundan daha büyük galatasaray nefreti olabilir mi? hakan şükür. bırak senin gibi sporcuyu, sıradan bir galatasaray'lı baba, çocuğunu galatasaray'lı yapar. aynı şekilde fener'li de fener'li.senin çocuğunun başka takımı tutması imkanı var mı? tanju çolak, fener'e gittiğinde oğlu anıl ağlıyordu, yıllarca konuşmadı babasıyla. sapına kadar galatasaray'lıydı. ve babası da döndü dolaştı aslan yuvasına katıldı, arkasında mecbur kaldığı pişmanlığı her fırsatta dile getirerek.

    son oynadığın sezondan önceki sezon aslında son senendi hakan şükür.o sezonu tarihinin en kötü sezonu olarak bitirdin. bence bilerek yaptın bunu. sadece 4 gol atabildin ve galatasaray yönetimi, o beğenmediğin, nankörlük ettiğin adnan polat seni 1 sene daha oynattı. elini öpmeye koştuğunuz canaydın başkan'a kalsa o akıl edemezdi.kırılması gereken rekorlar vardı. gerçi senden önce kıranlar da galatasaray'lıydı ama olsundu. tanju çolak'ın attığı goller topaldı. icabında, haklı olarak fener'li de sahip çıkacaktı. seni 1 sene daha oynatıp, bir daha asla kırılamayacak bir rekoru galatasaray formasına kırdırdı ve duvara astı. yoksa sen o formsuzluğunla, o yaşta 1 sene daha oynayabilecek durumda değildin. nonda'yı getirmişlerdi, hasan kabze vardı, ümit karan'ın en verimli sezonuydu.

    saba tümer'e dışarda galatasaray'lı gördüğünde saatlerce konuştuğunu, imza verdiğini falan söyledi. ben çok denk geldim, misal milano'nun bağdat caddesinde maçtan sonraki gün bütün futbolcular kafelerde taraftarla takılırken hakan şükür ortalıkta yoktu. ha hakkını yemeyelim bir de popescu yoktu. otellerin lobilerinde hakan şükür bir idareciyle, ya da o şehrin kodamanıyla, tarikatçısıyla oturur da asla taraftarla oturmazdı. sahada 100 kişi çağırınca gelen adam dışarda taraftar gördümü öcü muamelesi yapardı.

    tutulmuşlar, şimdi basındaki hakan ünsal'ın peşine takılmışlar, inceden galatasaray'a sövüyorlar. galatasaray'lıyım diyemiyorlar, kenan imirzalıoğlu kadar bile galatasaray'ı sevmiyorlar. görevli değillerse galatasaray maçlarına gelmiyorlar. ne yalan söyleyeyim şu son hakan şükür magazin programını seyrettikten sonra keşke hakan şükür'de fener'e gidip 1 sene oynasaydı diyorum.nerden nereye 15 sene önce televole programlarında fıkra anlatırken şimdi ülkenin spordaki en büyük, en ciddi adamı haline gelmişin. tek bir sıfatın var oysa o da galatasaray'lı oluşun. acaba ne diyecek diye hiç sevmediği programı, sadece sen varsın diye seyreden milyonlarca galatasaray'lıya ayıp ettin. ben dayanamadım, sonuna kadar seyredemedim o yüzden burada kesiyorum.

    geçen yıl, futbolu bırakalı 2 ay olmuşken takım kadıköy deplasmanına yol alırken favori fener diyebilen bir hakan şükür'sün. yani ne değişti, tamam bildin hezimet yedik ama ne değişti? de sen varken yenmeye gittiğiniz takım sen yokken yenilmeye gidiyordu.

    formanın içindeyken en büyük galatasaray futbolcusuydun kral hakan şükür, seni formanın dışında da aynı duygularla sevmek isterdim.formanın içindeyken hiç seyretmediğimiz, formanın dışında ise her zaman en tepelerde taşıdığımız, ve galatasaray var oldukça taşıyacağımız metin oktay gibi olsaydın keşke.

    galatasaray hakkında ne olur konuşma hakan şükür, bırak bari anılar güzel kalsın.
  • 421
    tabii tabii tarikatçıydı hakan şükür. çok fena bir adamdı lan bu. floryaya antremanı izlemeye giderdik biliyonnü. bir bakardık hakan şükür en başta, zikir çekiyor bizim futbolcular. sonra adamın biri gelin içeriyi gezdireyim lan size garibanlar dedi. tamam dedik düştük peşine. ne görsek iyi ? bir baktık odalar eylem planlarıyla dolu. hakan şükür'le tarikatçı arkadaşları eylem hazırlığındalar. her yerde fünye, patlayıcı için gerekli malzemeler. o gün çözdüm aga bu işi. bu gelen adamlar nasıl gitti diyorduk ya? aha bu yüzdenmiş. hakan tarikatın içine alamadığı adamları çeşitli işkencelerle yıldırıyormuş. yaaaa!!!

    tamam mı ? oldu mu şimdi usta ? çözdük işi, daha konuşmaya gerek yok sanırım. dinden imandan çıktım şerefsizim!!

    şimdi sizin konuştuğunuz hakan şükür benim de tanıdığım hakan şükür hemi ? hani götü yalanan adamlar floryanın yolunu bir türlü bulamayıp antremana gelemezken,* 90. dakikada-afedersin- it gibi koşan hakan şükür he? ersen martin'le de kıyasladınız ya daha ses etmiyorum lan. sen ilk yenilgide sik sok takıma. sonra hakan şükür konuşmasın galatasaray hakkında. sen niye konuşuyorsun lan. hakan şükür'ü ersen martin'le kıyaslayan adam konuşacak galatasaray hakkında da, hakan şükür galatasaray hakkında konuşmayacak. oldu !!!
  • 423
    an itibarıyla stadyum da nefret kusmaya başlayandır. jo transferini kongre için göz boyama olarak göstermiştir. bu ne nefret anlamadım ki arkadaş 15 sene oynadın, senin istediginden bir sene az oynadın diye bi bitmedi şu kinin. keşke başkanımız geri takıma kazandırsa da kendisini hem hakan rahatlasa, hem de belli mi olur hakan a göre göz boyama meraklısı başkanımız kongrede rahatlar bu transferle. birazdan ekürisi ömer üründül ile beraber hakem yorumu da yapar tam olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın