resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 1351
    kazım kazım'ı istediğine inanmıyorum, inanmak da istemiyorum.

    eğer medyada çıkan hagi misimovic'i disiplinsiz diye istemiyor haberleri doğruysa, hagi kazım kazım gibi bir adamı kesinlikle takımında istemez.

    ha eğer ki hagibu oyuncuyu* istediyse, misimovic olayında hagi dışında başka faktörler söz konusu, ya da misimovic hakikaten birşey yaptı üstü kapatıldı, disiplinsizdi ayağı çekildi.

    lostizliyoruz sanki anasını satıyım, hayattan soğudum resmen.
  • 1355
    son kazım kazım transferi gösterdi ki haginin disiplinle falan işi yok. yada misimovicin suçu disiplinli olmaması değildi. peki neydi? misimovic haginin tahtını sarsacak potansiyele sahipti. hagi misimovicte bu potansiyeli gördü ve misimovicin önünü kesti. kim efsanesinin son bulmasını ister ki? "gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncusu hagi" olarak anılmak varken "misimovicle beraber gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncusu hagi" denilmesini istermiydi? tabiiki istemezdi. istemedide. bu ünvanı misimovicle paylaşmak istemedi. eğer hakikaten disiplinse konumuz kazım kazım transferine neden onay verdin ey efsane diye sormak istiyorum kendisine. haa dersen ki benim kararım değil, yönetimin kararıdır kazım transferi diye o zamanda sana derimki hala ne işin var bu takımın başında? haksızmıyım hagi?
  • 1365
    ben, isimler haykırarak galatasaraylıoldum. resmini, biriktirilerek 'futbol topu veya walkman' kazanmak umut edilen futbolcu kartlarında gördüğüm van gobbel'i haykırırdım mesela; daha korkutucu olmak istediğimde...

    o günlerden bir isim daha vardı ki; başkadır benim için... hagi, benim; bazen sigara dumanına boğulmuş bir kahvehanede, gırtlağından heyecan fışkıran bir spikerin nidalarından öğrendiğim bir isimdi. bazen de, sami yen tribünlerinde, görmek için amcamın omuzlarına çıktığım adamdı. ve ben, "hagi" ismini, ne zaman daha güçlü olmaya ihtiyaç duyarsam, o zaman haykırırdım. aralarına sakız yapışmış, girinti-çıkıntılarla dolu bozuk bir asfaltın üstünde yapılan, çocukça maçlarda; hep en zor durumdayken "hagi!" dedim ben. o ismi topun dahi duyup, itaat edeceğine çocukça inanarak... bakmayın "çocukça inanarak..." dediğime; eşek kadar olduğum bugünlerde dahi ne zaman zora düşsem sessiz bir "hagi!" çığlığı koparırım. bütün zorlukların bu isim karşısında diz çökeceğine inanarak...

    hagi, benim kocaeli fen lisesi koridorlarını, sesimi rapid maçındaki ercan taner'in sesine benzetmeye çalışarak inlettiğim isimdi; hacci, bir çalım nefis bir hareket, hacci, haccii, hacciii...!!

    teknik direktörlüğünde de; her maçta kamera yedek kulübesine döndüğünde, gözlerime hücum eden gözyaşlarıydı hagi... o'nu sakallı görünce maçlarda; geçip aynanın karşısına; tükenmez kalemle sakal yapmıştım kendime... sonra evin içinde koştur dur... annem de yüzümü gözümü boyadığıma mı kızsın, "haccii!" diye haykırıp kırdığım vazolara mı..?

    şu sözlükte bugüne kadar yazdığım her yazı, sonra okuduğumda hep kötü gelmiştir bana. tek istisnası yine hagi'dir. benim güzel olduğuna inandığım yazıların tek konusu; hep hagi'ydi. şiir gibi işte be abi...

    ben bu hayattan öğrendiklerimin çoğunu galatasaray'dan öğrenmişimdir. beni ilk kez arada bırakan galatasaray'dır mesela. felipe'yi çok sevmiştim ben. ama öyle böyle değil... ve diğer taraftan; çocukluğum boyunca fatih terim'in benim babam olmasını istemişimdir. ama bir televizyon kanalında gördüğüm bir haberle öğrenmiştim ben arada kalmayı... terazinin bir tarafında; kalbimin en müstesna yerinde, kendimce her tehlikeden korumaya çalıştığım felipe... diğer tarafında babam fatih terim... o mengeneden beni kurtaran; bir çift kurban olduğum renk, iki harften müteşekkil bir kutsal armaolmuştu. belki de ben o gün öğrenmiştim; sabırla susmanın sevginin gerektirdiklerinden olduğunu... belki de ben; o gün galatasaraylıolmuştum...

    şimdi terazi aynı terazi; kefelerden birinde şu dünyada en çok sevdiğim adam var. diğerinde... siktir edin diğerini... ben de çok güçsüz hissediyorum kendimi... ve çocukluğumdan beri, böyle anlarda yaptığım gibi; sessiz sessiz "hagi!" diyorum. bir çift rengin yine güneş gibi doğup, beni bu lanet mengeneden çekip çıkarmasını bekliyorum. sabırla susarak...

    sizden de susmanızı bekleyemem. bu benim şahsi hislerimle inşa ettiğim bir sevda çünkü... büyük bir kısmınız okumayacaktır bile, okuyanlar da "aptal" diyecek belki, "çok duygusal.." diyecek... ama evet; ben aptalca seviyorum galatasaray'ı da, onun bana sevdirdiklerini de... sizden de bu aptallığı bekleyemem; haksızlık olur... sanırım yine susmak, tek çare benim için uzunca bir süre...

    yine çok güçsüzüm...

    "hagi!"
  • 1366
    önceden düştüğümüz hatalara tekrar tekrar düştüğümüzü ve düşmeye devam edeceğimizi göstermektedir kendisi. her zaman efsanemizdir kimsenin oyunculuğu kıyaslanamaz 10unkiyle, bize yaşattıklarının yanına yaklaşan çıkmadı bunu da tartışan yok.

    ama unutmamamız gereken bir şey var ki o futbolcu gheorge hagiydi. commandante olan, yüreğimizi hoplatan adını söyleyince heyecanlandıran.. ama artık teknik direktör gheorge hagi kendisi ve kabul edin ki ne ilk gelişinde ne de ikinci gelişinde başarılı olamadı olamayacak futbolculuğuyla teknik direktörlüğünü karıştırmayın hele hele eleştirenlere bizden, sizden zırvalıklarıyla yaklaşma muhabbetine gözünüzü seveyim girişmeyin okumakta olan okumuş olan insanlar şurada yazan kesim...

    aynısını bülent korkmaz için de yaptık. hakan şükür için de yapıyoruz yorumculuğuna laf söyletmemeye çalışanlar var...

    yapmayın, geçmişle yaşamayın hele hele ki futbol kariyeriyle teknik direktörlük kariyerini hiç kıyaslamayın hiç olmazsa jose mourinhoyu hatırlayın.

    sonuç olarak; gheorge hagi benim gözümde futbolun tanrısıdır o formayı canlı gözle onun kadar yakıştırdığım futbolcu bir elin parmaklarına ulaşmaz bile**. ama teknik direktör olarak başarısızdır kulübe katacakları sınırlıdır daha önce de yazdığım gibi kendisi kulübün abiye ihtiyacı olduğu zaman gelmiştir tek ümidim de o yöndeydi kaptanın* ortada gözükmediği dibe vurduğumuz ortamda abilik yapacak takımı anlatacak kişi olma görevini üstlenmesini, dargınları barıştırmasını bekliyordum ama o konuda da sınıfta kaldı ne bir dargını takıma kazandırdı ne de motivasyonu disiplini üst düzeye taşıyabildi.

    şimdi isterseniz efsanenize laf söyledim diye beni sözlükten atabilirsiniz ama ben teknik direktör gheorge hagiyi eleştiriyorum futbolculuğuna ruhuna asla söz söylemem söyletmem.(u: söyletmem derken ultraslan "reyiz"lerinden değilim tabi)
  • 1368
    colin kazim'in alinmasinda birinci isim.

    artik eminim bundan. 2-3 blogda okudum. ustune bir de ultraslan genel koordinatoru oguz altay'in da aciklamalarinda belirtmesiyle, emin oldum.

    "ben adam ederim onu." tarzi bir istek olmali bu. bu sene piyasada hic olmayan bir adam icin, ancak bu dusunceler olabilir cunku.

    bakalim, hem karakter, hem de futbol anlayisi olarak kendisine ne kadar yontabilecek, gorecegiz. su anda butun oklar, kendisine dondu.
  • 1370
    bir efsanedir. hiçbirimiz onu unutmayacağız. attığı goller, yaptığı hareketler, oynadığı futbol, oynattığı futbol ile o galatasaray'ın görmüş olduğu en büyük transferdir.

    teknik direktör olarak zayıftır. ilk zamanında da korkak futbol oynatmasıyla eleştiriyordum, şimdi de. asla efsane olmasını unutturmaya yeten bir şey değildir bu.

    fakat misimovic'e disiplinsiz diyip, serdar özkan'ı, servet çetin'i 11'de oynatması, arkasından colin kazım transferi insanı bir duraksatıyor. ne olur kendinle çelişme hagi. lütfen hep aynı hagi ol. yine doğrulık için mücadele et. biz senden başka bir şey istemiyoruz. daha da efsaneleşmen için yapamıyorum de ayrıl oradan.
  • 1371
    kazım transferi üzerine yıkılmaya çalışılıp, o arada da kendisine saydırılan efsanemizdir, misimovic'i hagi istemedi imajını yiyen taraftar bunu da yer bu normal, bakın direkt anlatıyorum, bu 10 numara transferlerinde çok büyük paralar döner 20-30 trilyon bi yerden çıkıyor bi yere giriyor bu koca paralar 2 kişinin ağzıyla yer değiştirmez mantıklı olalım, adnan polat ve adamları misimovic'e verilen paradan rahatsız olup sözleşmedeki bir açıktan adamı sepetlemeye çalıştılar, kimse disiplinsiz adamı kadıköy'de sahaya çıkarmaz bunu futbolu bilen herkes bilir -ki servet gibi mecburi bir pozisyonda da değil, 2-3 haftada çok bariz olmadıkça kimseye disiplinsiz diyemezsin ayrıca misimovic gider ve mesela ronaldinho gelirse adnan polat'ın şakşakçılar tarafından ne kadar büyük başkan olacağını göremeyen var mı? sansasyonel sağ bek transferi duydunuz mu hiç ya da muhteşem haber yapılan defansif ortasaha tabii ki görmediniz, yıldız pozisyonunda oynayan bir oyuncu aldın mı senden büyük başkan yoktur bu hep böyledir, yanlıştır ama böyledir, şimdi öngörümü söyleyeyim; hagi paftan bile oyuncu toplasa bu takımı düzeltecektir buna inanıyorum, misimovic yerine gözboyayıcı bir oyuncu gelir ve forvet de hemen ardından gelir ortalık durulur ya da yönetim misimovic'i elden çıkaramaz ve hagi'nin kucağına bombayı koyarlar 2. yarı biter bomba patlar, hagi gider x gelir en güvendiğim oyuncum misimovic der, çark dönmeye devam eder.

    sen hep daha sonra anlayacağımız şeyler yaptın, fenerbahçe maçında ribery'i çıkardın önce neden dedik sonra 5 oldu maç,herkesi birarada oynattın çok ofansif takım oldu bu fener fark atar dediler en son fenerliler dua ediyordu, toplama takımla rakibine kafa tuttun son maça kadar, şuanda da bize düşen seni anlamaya çalışmak iş işten geçtikten sonra "keşke eleştirmeseydik, yıpratmasaydık o kadar dememek için sana güveniyoruz, sen ki en zor zamanda bu kulüpte göreve koşa koşa geldin, bişeyleri değiştireceksen de sen değiştireceksin"

    hagi ya affet misimovic'i çünkü bu sürekli önüne getirilecek senin maksat misimovic de değil maksat seni yaralamak biz seni galatasaray gibi düşündüğümüzden, o yönetici geçinenlerin içinde pırlanta gibi gördüğümüzden hep seni kolluyoruz farkında değil misin ya da çık de ki "transferler sadece bana bağlı bir olay değildir", "yoksa bu ilişkiler bu zaaflar seni yiyip bitirir seni yiyip bitirir santim santim çürürsün"

    bu entry direkt kimseye cevap olarak yazılmamıştır ama 1 kişiye bile cevap olursa ne mutlu bana.
  • 1372
    hagi colin kazım richards transferinde guus hiddink ve fatih terim'i arayarak fikir alışverişinde bulunduğu da birincil ağızlardan doğrulanmıştır. *. esas sorun şudur ki ultraslan yayınladığı son mesajda da açık açık "hagi must be clever" demiştir. şimdi gelelim bizlere; sayfalar dolusu tartıştık colin'i,necati'yi,onu,şunu,bunu. bu adamları tartışılmasına sebebiyet verenleri adam akıllı tartışmamız gerekiyor. ama o kişi asla hagi değil şu aşamada. ve şunu belirtmekte fayda var galatasaray'ın şu an içinde bulunduğu durumu ne transfer çözer, ne de oyuncuların gitmesi, zihniyet körelmesi yaşayan bir kulübüz ve sanırsam en tehlikelisi de bu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın