115
sakin kafayla berabere kaldığımız 21 kasım 2010 kayseri- galatasaray maçını yeniden yorumlayalım. önce kendi hislerimi yazayım, dünkü maçın kaybedilmesini o kadar çok istedim ki anlatamam, yazamam. servet daha maçın başında maymuna dönmüştü ya, o pozisyon, devamında ali turan'ın şebek olduğu an gol olsa inanın galatasaray'ın bu senesi kurtulmuş olacaktı. şimdi bekleyin bakalım bir daha ne zaman yeniliriz diye?
dikkat eden var mı? mustafa sarp'ın olmadığı oyunlar sonuç ne olursa olsun sezonun en iyi futbolları. yani sadece bizim değil, yayıncı kuruluşun, normal futbolseverin bile mustafa sarp'a tepki vermesi lazım. ayhan'la servet'de bir şekilde oynamasa o galatasaray'ı kimse yenemeyecek. mustafa sarp sakat olmasa her iki lig maçında da sahada olacaktı, bu kesindi. kadroyu nasıl reykart yapmadıysa hagi'de yapamaz. hagi antrenör falan değil, o galatasaray hissidir. kayseri'de eşi dostu, akrabası, arkadaşları tribünde otururken 5 tane bile yedirse ali turan'ı oynatan, o varken onu değil de sabri'yi çıkartıp, ali turan'ı rencide etmeyen his. dünyada başka kim hoca olursa ali turan'ı çıkartır, sabri'yi yerine gönderirdi.
ne var ki başımızda hissizler padişah olmuş vaziyette. bizi bize bıraksalar, son şampiyonluktaki gibi, hastaneden kaçıp maça gelen hasan şaş oluruz biz bazen. bazen oynamadığı maçta bile gol atan hakan şükür oluruz. biz bazen ayhan olup, ayhan'ı aşar 40 metreden sivas temeltepe'ye bozuka göndeririz. sabri olur 3 lü çekeriz, arda turan olur tribünlere esas duruş gösterir saygılar sunarız. bıraksalar hepimiz futbolcu oluruz, dünyayı dar ederiz. kaleye geçeriz hepimiz, ufuk'a yardımcı oluruz. biz galatasaraylıyız, hepimiz aynı damardan besleniyoruz, ölüye top oynatırız biz. biz, dünya'da hiçbir takımda olmayan enerjinin sahibiyiz, orhan ak'a, cihan haspolatlı'ya şampiyonluk kupasını elletiriz biz.
bırakmazlar, o yüzden, ne lincoln oynayabildi bu takımda, ne elano oynayabilir, ne misimoviç, ne kewell. bunlar şampiyonluk kupasını elleyemez. elletmek işlerine gelmez. servet eller, mustafa sarp eller de, cana elleyemez. terim eller, hagi elleyemez. hagi'nin yapabileceği bir şey olsa yapar, nitekim oynarken yapmış, en büyük avrupa kupalarını taşımıştı. ne yapacak şimdi hagi? sezonun en büyük topunu oynamış takımdan, maçın göğüs göğüse çarpışmaya döndüğü anlarda çıkardığı elano, duşa gidiyor. sikinde değil galatasaray'ın akibeti elano'nun. hagi o anda bile, gelsin kulübeye diye haber gönderiyor. sende bizim umurumuzda değilsin elano bey. brezilya ulus takımı da bizim s.kimizde değil. his yok lan sende, her futbol takımında üst düzey futbol oynarsın ama his takımında oynayamazsın sen arkadaş.
sen hiç oynayamazsın hakan balta. sol çaprazdan adam kaleye şut çekerken götünü topa dön sen. aman hayalarına falan top çarpar, bu güne kadar top çarpması sonucu bir kaç futbolcu hadım oldu, sende olma nemize lazım. o top gitsin gol olsun, sana ne, sen maç başı al paranı koy cebine, bin cipine. senin yerine topun önüne gavur neill yatsın. onun hayaları parçalansın.
bir şeyi çok merak ediyorum, 2.5 senedir mustafa sarp banko oynadı bu takımda. 3 maçtır yok, arayan soran merak eden var mı? galatasaray sahaya eksik mi çıkıyor? servet'de sakatlansa kimse oynamayacak mı orada? gökhan zan demeyin sakın, o ilk oynadığı maçtan sonra zaten takımdan ayrı bölmede çalışır, maçlarda da çekirdek çiter. oynayacak adam hazırdır, kimsenin kuşkusu olmasın. ama oynatmazlar, oynatamazlar. devir hesap devri, para devri. şundan da kimsenin kuşkusu olmasın, adnan polat, en az morinho kadar futbolu bilir. o yüzden yüz yıllardır takımın içindedir zaten. istese galatasarayı avrupa şampiyonu bile yapar. ama işte her sene tam isabet kaydetmektedir. galatasaray'ın her sene şampiyon olması, aldığı adamların hagi gibi, popescu gibi çıkması işine gelmez. millet adnan sezgin'le uğraşıyor, suçu ne ki dallamanın. adam onursuz, o kadar parayı, erki nereden bulacak, kapıdan kovsan bacadan girer. galatasaray her sene kötüye gittikçe transfer yapıyorlar, son dakikada kimsenin itiraz edemeyeceği futbolcuları alıyorlar, ne yapalım oynayamadı diye geri gönderip yenisini getiriyorlar. her alış veriş, kasalarını dolduruyor.
bakın ben bir kere daha yazıyorum. seleksiyona aykırı bir şey var ise mutlaka sebebi vardır. kewell, baros gibi futbolcular, bu ülkeye futbol oynayamaya geliyorsa iki şeye bakacağız. ya oynayamayacaklar, ya sakatlanacaklar. aynı şey tüpçü içinde geçerli. kuarizma beşiktaş'a, rehabilitasyona, tedaviye hava değişimine geldi, sıra guti'de. ya sakatlanacak, ya ikinci yarı ortalarında kovulacak. büyük takımların bir kozmik odası var. futbolcularını sokuyorlar o odanın içine, çıkarıyorlar, raporu okuyorlar. rapor 2 ay sonra sakatlanacak diye yazıyorsa, arıyorlar seramik'çiyle, tüpçü'yü, soyduruyorlar güzelim kulüplermizi.
toparlayalım, konudan uzaklaştık. dün akşam takım sezonun en iyi maçlarından birini oynadı, diğeri fener maçıydı, bir diğeri trabzon maçı. yani deplasman maçları. ve iyi oynadığı 3 maçtan sadece 2 beraberlik çıkarabildi. vah galatasaray'ım vah. sıradan bir anadolu takımına evrim geçirttiler seni. kadrodaki tek galatasaraylı, oyundan çıkan sabri. yani futbolu bıraktıktan sonra, galatasaray'dan ayrıldıktan sonra florya'da volta atabilecek tek adam. evinde galatasaray köşesi bulunan tek galatasaray futbolcusu. velev ki kewell'in vurduğu top içeri girse, hiç değinmem buralarda ama o puşt hakem 2.5 penaltıdan birini çalabilse de yensek ne değişecek ki benim için. hangi galatasaraylı atılan golde yerlerde takla atıyor. ali sami yen'de bile atılan golde ses çıkmıyor. futbolcular golde(o da en son ne zaman gol attık unutmuşum?) yalandan gülümsüyor. sahaya çıkarken tabut taşıyorlarmış gibiler. maç bittiğinde alacakları parayı hesaplıyorlar. ayı servet'in meneceri, yani pazarlamacısı taşşak geçiyor. ''bize galatasaray'ın verdiğini kimse veremez'' diye beyanat veriyor ve biz bu adamları sadece sırtlarında bizim formalar var diye baş tacı ediyoruz.
ortada maç falan, takım falan yok. his bitmiş, ruh uçmuş, yapılacak tek şey var. cana, neill, sabri, arda turan hariç bütün takımı istisnasız, acımasız kadro dışı bırakmak. kimle çıkılırsa çıkılsın, bundan daha beter tabela yapamazlar. takıma girecek olanlar laktak testinden değil de his testinden geçecekler. galatasaraylılıktan sınava girecekler. yeni baştan yaratılacak 20. asrın son senelerinin takımı. ihtiyacımız olan şey, damarlarımızda aktığını iddia ettiğimiz sarı kırmızı kansa, vakit gelmiştir. o kan bizde vardır. harekete geçmek için, maç beklemeye, yenilgi beklemeye gerek yoktur. gerekirse, galip gelinen bir maçtan sonra başlanmalıdır eyleme. yenildiğinde, büyük bir maçı kazandığında ağlamayan futbolcunun bizimle işi yok.
bizden geçti, bizim artık bir kupa daha görmeye ömrümüz yetmez. siz ne yapacaksınız peki? galatasaray ruhunu, gaflet uykusunda olanlardan, hiyanet şebekelerinden kurtaramazsanız, şampiyonluksuz geçen yıllara dayanamazsınız. bizim yaşımıza geldiğinizde,gelecek nesillere anlatacağınız galatasarayınız kalmayabilir.
galatasaray, kayıtsız şartsız, okulsuz, seçimsiz kongresiz sizlerindir. bizim babalarımız ekmekspor taraftarıydı, biz onlardan miras almadık galatasaray'ı. şimdi tribünlerde özgürce, bağımsız tepindiğiniz, marşlar söylediğiniz galatasaraylılıkta bizim de payımız var. bizden miras aldınız, gelecek nesillere daha da büyüterek aktaracaksınız.
ne mutlu bu günlerde galatasaraylıyız diyebilenlere...