• 301
    zordur ama imkansız değildir. doğru bir yapılanmayla gayet mümkündür. ancak her sene hoca değişimi istemeyen, oyuncusunu ıslıklamayan, senede 15 transfer talep etmeyen taraftar şart.

    doğru bir takım olmak için her sene ilk 11' den maksimum 2 kişi değişebilmeli. yoksa yap boz okuyorsun, takım olamıyorsun.

    edit: futbol piyasasının parasal olarak artması antitez değildir. futbolcu 100 milyon euro iken imkansız ama aynı oyuncu 50 milyon euro olunca mı şansın artıyor. zaten top seviye oyuncuları hiç bir zaman 30'undan önce alamayacaktık. o yüzden havada uçuşan paralar beni ilgilendirmiyor. sen alt yapından ozan kabak gibi oyuncu çıkar 5 tane, hocanın arkasında dur, o zaman otur ' imkansız' de.
  • 304
    galatasaray'ın adı olduğu yerde koyulması gereken bir hedeftir.
    bakın hedeftir diyorum. zira ufak bir müze turunda bile eksik olan tek şeyin bu turnuvanın kupası olduğunu görürsünüz.
    ama işte mantıklı yaklaşmak lazım. bu öyle bir iki senede olacak şey değildir. çok ama çok doğru bir planlama ve sabır gerektirir. zira bizim uefa zaferi dediğimiz şey, 14 sene üst üste şampiyon olunamayan zorlu süreçten sonra yapılan planlamalarla gelmiştir. o dönemde çoğu şeyin temelleri hepinizin bildiği doğru isimlerle atılmış, ardından da şahane bir kadro mühendisliğiyle yurt içi ve yurtdışı zaferleri doğmuştur.
    her sene oralarda olmak, o havayı teneffüs etmek ve ilk etapta gruptan çıkarak son 16 ve çeyrek finaller görmek daha yararlı olur.
    evet maddi olarak avrupa takımlarıyla her yıl uçurum daha da artıyor. ancak bu durum geçmişte de çok ama çok farklı değildi.
    önemli olan istikrar ve gelişime sürekli açık olmak.
    daha fazla marcao'lar, luyindama'lar ve onyekuru'lar bulmak.
    edit: şunada değinelim. birgün bu gözler o günü görürse (kupayı geç final maçını) o maçı nasıl izlerim, kaybedersek ne yaparım, kazanırsak ruh sağlığım ne olur bilinmez. herhalde ağlaya ağlaya dışarıda depar atarım. hadi hadi itiraf et! hepimiz kurduk bunun hayalini, işte o hayali kurduran takımınla gurur duy galatasaray'lı.
  • 305
    ben imkansız görmüyorum.

    bir gün gelecek ve o şans önümüze düşecektir diyorum. bu sene kısmen ajax'ın önüne geldi o şans.

    avrupa'da futbolu domine eden bazı takımlar var herkesin malumu. bunları formda olduklarında geçmek imkansız. işte real, barca, man utd, bayern vs. bunların hepsinin formsuz olduğu ve sonradan gelen takımların öne çıktığı yıllar var tıpkı bu sene gibi. bu sonradan gelen takımları geçmek mümkün olabiliyor. ne kadar formda olsalar da size bir şans sunuyorlar. ama bu baş takımlar formda olduklarında size bu şansı tanımıyorlar.

    böyle bir senede bizim de efsane bir dönemimize denk gelirse en azından final görebiliriz, hatta kupayı da alabiliriz diye düşünüyorum. belki 10 yıl belki 20 yıl sonra ama o gün gelecek bence.

    not: şans deme sebebim bizimle ilgili değil diğer takımların formsuzluğuyla ilgili.
  • 306
    mevcut ekonomik şartlarda imkansız olandır.
    endüstriyelleşen futbolda avrupa takımlarının çat diye 100-150 milyon euro’yu bir futbolcunun bonservisine ödediğini görünce “ulan liradan altı sıfır atılmadı mı?” diye düşünüyoruz. diagne gitse de iki üç topçu alalımın derdindeyiz. ajax modelinin de profesyonellik açısından fersah fersah gerisindeyiz...
  • 307
    sadece fm de mümkün olan, ütopik düşünce. 2000' li yılların başında olsa kesinlikle şansımız var derdim ama günümüz futbolunda, yüz milyon euroların havada uçuştuğu bir piyasada transfer vb gibi şeylerle çok zor görüyorum. ancak alt yapıya yatırım yapılır ve kaliteli oyuncular yetiştirilebilirse, bu oyuncuların etrafı iyi ve nokta atışı yabancılarla doldurulursa ancak o zaman bir şansımız olabilir. yani bence alarak değil yetiştirerek ve nokta atış transfer yaparak mümkün olan durum.
  • 308
    imkansız değildir. imkansız olduğunun düşünülmesinin sebebi bunu ancak pahalı transferle başarılacağı algısıdır.

    bir başka yanlış algı ise futbolcuların ederi meselesi. futbolcu değerleri sanki objektif bir şeymiş gibi düşünüyoruz.
    fikir yürütelim:

    *(ajax örneği çok veriliyor. bir başka yarı finalist ajax olsun) diyelim ki 2018/19 sezonunda galatasaray şampiyonlar ligi yarı finalini gördü ve kadrosunda her yönüyle de light kadar iyi (hatta de light'tan daha iyi yönleri de olsun), 18 yaşında bir stoper var. ismi selami olsun. selami bazı yönleriyle (mental olarak da) de light'tan daha iyi olmasına rağmen hepimiz biliyoruz ki hiçbir zaman de light kadar ederi olmayacak. selami daha değerli ama de light daha ederli. neden?

    *bir futbolcunun bir takım için ifade ettiği şey ile başka bir takım için ifade ettiği şey aynı olamaz. söz gelimi felipe melo. juventus'taki ederi ve değeri neydi? bizdeki ederi ve değeri neydi? (örnekler çoğaltılabilinir)

    *sadece marcao'nun varlığı ile bile, neredeyse tüm oyuncularımızın 2018-19 sezonunun ikinci yarısındaki performansları arttı. örneğin feghouli'nin galatasaray için 'mevcut' değeri ve ederini marcao'nun varlığından bağımsız hesaplayabilir miyiz? diyelim ki hesaplayabiliriz, nasıl? (aynı soruyu ajax için 'de light- de jong' ikilisi için de sorabiliriz)

    anlatmaya çalıştığım şey, subjektif bir ölçü biriminin (para) bize objektif bir kaide olarak sunulması ve bizim bunu kabullenmemiz. çok yanlış. fukuyama'nın 'tarihin sonu geldi' demesi gibi. (ve bizim bunu kabul etmemiz) muktedirler bunu kabul eder, daha doğrusu kabul ettirmeye çalışır.

    para ve para ile ölçülen şeyler gözünüzü korkutmasın. futbolcu ederleri son yıllarda inanılmaz bir noktada, kabul. bu saçma bir nokta. (bunun birden fazla sebebi var, ayrı bir tartışma konusu) ama bu pornografik paralardan yola çıkarak yanlış çıkarımlarda bulunmayın. (tarihin sonu da gelmedi, merak etmeyin) biliyorum çok çalışmamız, çok akıllı hamleler yapmamız gerek. biliyorum onların ellerindeki ekonomik güce sahip değiliz. biliyorum kültürel olarak da onların seviyesinde değiliz. (sadece futbol kültüründen bahsetmiyorum) ama bizim de güçlü olduğumuz taraflar var: moral değerler.

    bir gün başarabiliriz. çok çalışarak, çok iyi bir planlama ile. önce oyunu, oyunla tanımlamaya çalışarak başlamalıyız. sadece oyuncularla ve oyuncu ederleriyle yapılan oyun okuması her zaman eksik kalacaktır. güçlü oyun, her zaman oyuncuların da değerini artırır. ama yüksek ederli oyuncular her zaman oyun gücünü artırmaz. tarih bunun bir çok örneği ile dolu.

    ve bizim, birçok rakibimizde olmayan bir gücümüz de var. tarihimizle, hikayelerimizle... başarabiliriz çünkü, galatasaray gerekli moral değerlere sahip.

    (bu arada galatasaray'ın bir gün şampiyonlar ligi şampiyonu olmasını imkansız olarak görsem, galatasaray taraftarı olarak kalamazdım. kimsenin galatasaraylılığını sorgulamıyorum, yanlış anlaşılmasın. bu hayata karşı mevzilendiğin yer ile de ilgili)
  • 309
    altyapı devrimiyle gayet mümkün. küçücük hollanda'dan altyapısının etkisiyle yarı final oynamış bir ajax örneği var bu sene. türkiye altyapı devrimini yapabilse, dünyanın en önemli futbol ülkelerinden biri haline gelir. avrupa'da futbola ilginin bu kadar yoğun olup nüfusu bu kadar fazla olan bir almanya var heralde. yine ufacık belçika'nın çıkardığı oyuncular ortada.

    gerekli altyapı dönüşümleri sağlansın - ki asla ihtimal vermiyorum - galatasaray sadece altyapısıyla bile bu kupaya aday olur. türkiye de aynı şekilde dünyanın en önemli milli takımlarından biri haline gelir.

    bu açılan makası kapatmanın anahtarı da yine altyapıdan geçiyor. bu işi başarabilirsen de ligt'leri, joao felix'leri sen çıkarıyor olacaksın, bu paralara da bu adamlara sen satıyor olacaksın. makası da kapatırsın, önlerine de geçersin.

    türk futbolunun tek çözümü altyapıdır, çözümü uzakta aramaya gerek yok.
  • 310
    bir ihtimali vardır. eğer 2024'de planlanan şampiyonlar ligi söylenildiği gibi olacaksa birinci hedef avrupa'da ilk 24'e girmek olmalıdır. yani yari final, çeyrek final değil, ilk 24. bu sıralamaya girmek de zordur ama bugünden planlamanı yapıp 5 yıl boyunca yüksek puanlar toplarsan imkansız değildir.

    ikinci hedef ise 2024'den sonra ilk 24'de kalmaktır. böylece liginde kaçıncı olduğuna bakılmaksızın sürekli şampiyonlar ligi'nde olacaksın. şampiyonlar ligi'ndeki maç sayısı da artacağı için aslında senin ana ligin bu lig olacak.

    böylece muhtemelen o zaman çok artacak olan şampiyonlar ligi gelirlerine sürekli kavuşmuş olacaksın. artan sponsorluk, reklam, ürün ve futbolcu satış gelirleri de cabası. yani ortalama bir premier lig takımının, premier lig sayesinde ciddi gelirler kazanması gibi olacak durumun.

    artık şampiyonlar ligi seviyesinde olduğuna göre zaten yüksek standartlarda yönetiliyorsun demektir. ondan sonrası için ise her şey olabilir. leicester, premier lig'de şampiyon olmadı mı? emin olun ki bu taraftar sayısı ve dünyada taraftar kazanma potansiyeli ile galatasaray'ın şampiyon olma olasılığı, leicester'dan daha fazla olur. çünkü o zaman galatasaray bir türkiye ligi takımı değil şampiyonlar ligi takımı olacak. şu an önümüzü tıkayan ne varsa o zaman geçersiz olacak.

    evrimin şartları dünyadaki her canlı ve onların sosyal alanları için geçerlidir. önce zorlu çevre koşulları ortaya çıkar. daha sonra orada hayatta kalma ihtiyacı oluşur ve adapte olabilenler yaşamaya devam eder.

    ilk 24'e girip şampiyonlar ligi takımı olursak bu bizim kendi evrimimizi gerçekleştirmemizi sağlayacaktır. ondan sonra ise her şey mümkündür. yeter ki biz bu 5 yıl boyunca takımımızı avrupa'da puan toplaması için zorlayalım ve o ihtiyacı oluşturalım.
  • 313
    neredeyse imkansız olandır. ülkede ki sistemsizliği, liyakat eksikliğini, vasatlığı geçtim bunları çok iyi yapsanız bile günümüz futbolunda devlerle yarışmak çok çok zor. uefa 2024' de avrupa kupalarının statüsünü tamamen değiştirmek istiyor ve avrupa' da beş büyük ligde ki devlerin sürekli olarak birlikte oynamasını istiyor. juventus ve psg ise bu konuya oldukça olumlu bakıyor. tahminim uefa bu olayı geçiş süreci olarak görüyor. zamanla yerel ligleri ortadan kaldırıp tamamen devlerin oluşturduğu bir lig kurmak istiyorlar. devlerin ise bu olaya gayet olumlu yaklaşacağını düşünüyorum çünkü yerel liglerde artık rekabet diye bir şey yok. fransa' da psg, italya' da juve, almanya' da bayern, ispanya' da barca-real madrid ikilisi dışında zirveye yaklaşan yok. daha çekişmeli dediğimiz premier lig' de bile artık guardiola, klopp hakimiyeti olmaya başlıyor. zaten ilk 5' de olan takımların diğer takımlarla olan puan farkına bakarsak aranın açıldığını rahatlıkla görebiliyoruz. ayriyeten 2004' de porto'nun şampiyonluğundan beri 5 büyük lig dışında kaç takım şl finali oynamış? hepimizin bildiği gibi sıfır. seksenlere, doksanlara baktığımız zaman ise lokal seviye de olan takımların büyüklerle rekabet edebildiğini görüyoruz ama artık işler değişti. tahminim bildiğimiz şekilde olan futbol düzeninin son beş yılı falan. sonrasında avrupa genelinde devlerin olduğu nba gibi bir lig kurulacak ve sürekli onlar oynayıp duracak.
  • 314
    doğru kadro ile üst üste 2 kere bile olabilir. ne kadar doğru tercihler yaptığımı anladım ve buradan yönetime fikir vermek istedim.

    https://gss.gs/icM.png

    şu kadroyu kurmak çok mu zor amk!

    not: de jong'a 90m euro teklif vardı. gitmedi kitapsız. gitseydi james rodriguez'i ayarlamıştım. kap bildirimi hazırdı. taraftar havaalanında yatıyordu. olmadı :(

    (bkz: fifa19)
  • 315
    her ne kadar uefa'nın düzenlediği organizasyonlara pek güvenim ve endüstriyel futbol yüzünden hevesim kalmasa da, bir gün elbet gerçekleştirmemiz gereken ve gerçekleştireceğimiz, galatasaray'ın kuruluş amacı olan "türk olmayan takımları yenmek" sloganının en önemli hedefi. uefa kupası ve uefa süper kupa'yı alarak gerçekleştirdiğimiz bu hedefe, uefa şampiyonlar ligi'ni de ekleyerek türkiye'de yine bir ilki gerçekleştirmek, şanlı galatasaray'ın büyüklüğüne yakışacak bir başarıdır.

    her ne kadar zorlu bir hedef gibi görünse de, futbolun sadece kadro kalitesiyle, yıldız oyuncularla oynanmadığını, geçmişte birçok kulüp göstermiştir. bunlardan yola çıkarak bu hedefimizden hiçbir zaman umudumuzu kesmemize ve hedefi yine en yükseğe koymamızın, başarının daha kolay gelmesi açısından önemi bir hayli büyüktür.
  • 317
    galatasaray ne zaman iyi kadro yapılanmalarının peşine düşse bir şekilde uydurulan yabancı oyuncu sınırı garabeti oldukça hayal olan durum. yarı finalini tee 80lerde görmüş avrupa geleneği olan bir kulüp için şimdiye kadar çoktan olması gereken bir hadiseydi bu. 2001 ve 2013'de yarı final başarısının tekrarının kapısından dönülmüştür ki özellikle 2013 kadrosunda sadece dany yerine ujfalusi bile olsa o kadar da hayal değildi real'i elemek. ah ulan...

    edit: bkz düzeltmesi
  • 318
    güçlü oyun ve sinerji yakaladığımız yıllarda yerimiz çeyrek final oluyor. bence bu başarıyı yakalama potansiyelimiz yine var.

    çeyrek final ve sonrasında ise kupaya uzanmak için 3 rakibi elemek gerekiyor. bunlardan minimum ikisi aygır diye tabir edilecek takımlar oluyor. orda işimiz çok zorlaşıyor.

    geleneği gereği rakiplerine oyununu kabul ettirmek isteyen galatasaray'ın o aşamada farklı bir forma dönüşmesi gerekecektir. 2-2'lik juventus deplasmanı veya 0-0'lık barcelona deplasmanı gibi rakibe boyun eğip sinsice eline geçeceği fırsatı beklemeyi öğrenmesi gerekiyor.

    çeyrek final eşiğini geçmek gerçekten zor ama bir gün gececegimize inanıyorum.
  • 320
    malesef mümkün olması çok ama çok düşük olan hadise. her geçen sene de arap ve amerikan sermayesindeki takımlar yüzünden düşüyor bu ihtimal. istediğin kadar iyi yapılan kalitenin önünde duramıyorsun. epl takımları ve real-barca her sene doğal yarı final adayları. diyeceksin inter bu sene final yaptı, doğru yaptı ama final yolları porto - benfica - milan oldu akılalmaz bir şans güldü yüzlerine ayrıca bizden daha iyi bir takım. avrupa ligi ise çok daha gerçekçi bir hedef duruyor, bu sezon liverpool harici öyle aman aman bir takım yok tabi şl gruplarından kim gelicek bilmiyoruz.
  • 322
    3-0’ın rövanşında 1-0 geriye düşmüşüz, ikinci yarı yağmur gibi geliyoruz, 1-2-3. hatta bi de 4. sıkıştırıyoruz ancak ofsayt olduğunu ekranlarda çok geç anlıyoruz heyecandan. eforumuz, gücümüz, terimizin son damlası, yetmiyor, 88 gibi bir pankart açılıyor kale arkasından, tribünlerde tek ses, ölüm varmış korku varmış…

    şampiyonluk şarkısı böyle yarım kalmayacak, o kupa bir gün ellerinizde kalkacak.
  • 324
    2001 ve 2013 çeyrek final serüvenlerinde aslında şanssız olan taraftık.

    2001'de bence nizami olan jardel'in attığı dördüncü golümüz ofside sebebiyle iptal edilmişti. rövanşta da 3-0 lık bir maç olmadı kesinlikle. ıkinci yarı barnebau'da ne kadar real ceza alanına girilebilirse o kadar girdik. jardel altı pastan gol kaçırdı falan derken umutlanacak golü bir türlü atamadık ve 5-3 ile elendik.

    2013'teyse ilk maçı kötü oynamamıza rağmen burak'ın nizami penaltısı verilmedi üstüne sarı kart gördü. rövanştaysa ilk dakikada ofside'dan gol yedik. totalde yine 5-3 elendik.

    bir de 2002 var. barça, liverpool, roma, lazio hepsine karşı samiyende hakimiyet kurduk. kardo o kadar iyi değildi ama lucescu effect baya eze eze gidiyorduk bence. ıkıncı gruplardan çıkmayı da en çok biz hakettik ama yine son maç bariz ofside'dan yediğimiz gol ile elendik. o turu geçsek çeyrek finalde panathinaikos'u da geçip yarı final yapabilirdik.

    çeyrek final eşiğini kıracağımız sezonu iple çekiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın