• 197
    yetiştirip yetiştirip futbolcu satmak.

    altyapıdaki her futbolcuyu bir hammadde olarak görüp, tüm imkanlardan maksimum çıktıyı alıp karlılığı sağlamak. uzun süren futbolcu olma maratonunda, elenen nice futbolcuyu olabildiğince sistemin içinde tutmalı. en önemli konumuz bu olmalı, muasır kulüpler seviyesine ulaşmak için. birkaç gündür kafamdakileri not alıyordum, şimdi birleştirebildim. profesyonelce bir rapor değil elbette ama bu kulübü çıkarsızca seven ve menfaatlerini göz önünde bulunduran bir taraftardan, 758 kelimelik bir temenni listesidir.

    5 milyona aldığımız bir oyuncuyu 3 milyona sattığımızda mutlu oluyoruz, çünkü satış yapabilmek bu piyasada çok zorlaştı. afrika ve güney amerika pazarına hakim olanlar, 30 yaş civarına para bayılacağına gidiyor, en gencinden ve potansiyellisinden bir genci ilk uçakla kulübe getirip imza attırıyor.
    peki biz bu transferlerin neresindeyiz?

    ozan kabak satışımız dışında hiçbir yerde. bakın arda turan transferi bile faciaydı. arda’dan aldığımız para ile arda’yı ikame etsin diye riera’yı aldık ve bu maliyet karşılığında o pozisyonda hiç verim elde edemedik. gelen para buharlaşırken fatih hoca riera’yı sol beke çekti ve 1-1.5 sezon biraz verim alabildik.

    peki bunu nasıl sağlayabiliriz?
    öncelikle kulüp amacını belirleyecek. diyecek ki ben her yıl şu kadar satış yapıcam. satışlarımın bilmem kaçı altyapımdan ya da ucuza aldığım genç futbolcuların satışından gelecek diyecek. bu durum da teknik heyette kadro oluşturma yöntemine etki edecek.

    lig 34 maç. 34 maç 11 futbolcudan toplam 33.660 dakika yapıyor.
    yönetim ve teknik heyet mutabakata varacak ve sezonun hedefi açıklanacak.
    18 yaş altı futbolcular toplamda en az 1000 dakika sahada kalacak,
    19 yaş altı futbolcular toplamda en az 2000 dakika sahada kalacak,
    20 yaş altı futbolcular toplamda en az 3000 dakika sahada kalacak,
    21 yaş altı futbolcular toplamda en az 4000 dakika sahada kalacak,
    21-25 yaş arası futbolcular kalan sürenin %40’ı olan 9464 dakika,
    25-30 yaş arası futbolcular kalan sürenin %40’ı olan 9464 dakika,
    30 yaş üstü futbolcular da kalan sürenin %20’si 4732 dakika.

    her sezon bir alt yaş grubundan bir üst yaş grubuna en az 3 futbolcu geçecek ve 19 yaş altı takımı 19 yaşındakilerden değil 18 yaşındakilerden oluşacak. eğer ileride mücadeleye gireceklerse zaten, 1 yaş farkını alt yaş kategorilerinde hayli hayli kapatıyor olmalılar.

    kontratlı futbolcu sözleşme ortalamaları en az 2 sene olacak. bu durum takım know-how’ını saklamaya, kurumsal hafızayı yaşatmaya, birlikte oynamaya başlamış birbirini tanıyan takıma ve uzun sözleşmelerle konfor alanı oluşturmuş tembel futbolcuları sistemden uzak tutacak.

    galatasaray liseciliği zihniyeti, galatasaray altyapıcılığı fikrine dönüşecek. divan kurullarında galatasaray adası’ndaki yemek fiyatları değil, kulübün en büyük sportif dalı futbol takımın geleceği için altyapıda dikkat çeken topçuların neden başarılı olamadığı sorgulansın.

    satışı gerçekleştirilebilen her altyapı çıkışlı futbolcudan elde edilen gelirin %10’u alt yapı harcamalarına, %10 yetiştiren hocalarına, %5’i de takım arkadaşlarına prim şekilde dağıtılması. bu durum hocaların öğrencilerine olan yaklaşımında pozitif etki gösterecektir.

    her sene sonu şeffaf biçimde belirlenen hedefler ve gerçekleşen sonuçların raporları internet üzerinden paylaşılacaktır.
    her 8 maçta 1, her devre 1 ayrı rapor ile ara raporlar verilecek, durumun izlenebilirliği arttırılacaktır. çünkü millet olarak başlamayı bitirmekten daha çok seviyoruz.

    her yıl belirli seyirci miktarı hedefi koyulacak ve gerçekleşirse tüm emeği geçenlere cüzi de olsa prim dağıtılacaktır.
    türkiye kupası maçlarında takımın %60’ı 21 yaş altı, %40’ı 21 yaş üstünden oluşturulacaktır. sonuçta artık ekonomik bağlamda çok bir artısı olmayan bir kupada yıllık 5 milyon euro alan bir futbolcuyu riske etmek, benim yatırım anlayışıma pek uymamakta. ayrıca 34 yaşındaki bir orta saha oyuncusunu görmektense 17 yaşında gözlerinin içi gülen gencecik bir futbolcuyu görmek de herkesin dileğidir.

    alt yaş kategorilerinde 1 sene önce birlikte oynadıkları abilerini, 1 sene sonra tt arena’da görecek olan gençler için de bu durum havuç etkisi yaratacaktır.
    genç futbolcuların bir şekilde oynadığını gören gelecek vaat eden, anadolunun bağrından çıkmış gençler için de galatasaray böylelikle tercih edilme sebebi olacaktır. nasıl ki cengiz daha çok oynamak için başakşehir’e gittiyse, bu umudu genç futbolculara verebilmeliyiz.

    a takımdaki her genç futbolcu için 1 yaşam koçu temin edilmelidir. bu özellikle erken gelen şan, şöhret ve ün yüzünden şımarmanın; ben oldum diyip fazladan çalışıp akranlarının önüne geçmeyi engelleyen hastalıklı fikirlerin oluşmasını engelleyecektir.

    her alt yaş kategorisinin öne çıkan 3 futbolcusu her yıl monaco ve kopenhag’da kupa kazandığımız statlara götürülüp, onlardan beklediğimiz şeyin ne olduğu gösterilecektir. tıpkı japon çocuklara yaptırılan hiroşima ve nagazaki turları gibi.
    gençler için ayda 1 motivasyon toplantısı düzenlenecektir. onlara “neden” bu oyunu en iyi şekilde oynamaları ama eski futbolcuların anılarıyla ama diğer akranlarından piyasada yer bulabilmiş olanlarından canlı kanlı örneklerle farkındalıkları sağlanacaktır.

    alt yaş kategorilerinden mutlaka 1 kaleci, 1 defans, 1 orta saha, 1 forvet oyuncusu erasmus programı gibi farklı ülkelere gönderilecektir. türk futbolunun o pozisyonda eksikliği olan konular hangi ligde öne çıkıyorsa, futbolcular rastgele değil adreslenmiş kulüplere gönderilecektir.

    her 3 yılda 1, 1 avrupa takımı ile altyapı anlaşması yapıp oyuncu değişimi programı imzalanacaktır.
    futbolcuların fiziksel gelişimleri için uzmanlar tarafından vücut analizlerinde hedefleri bulunacaktır. yağ/kas oranları, vücut ölçüleri, güç testi, kondisyon testi, efor testi vs. takip edilecek. her tatil dönüşü uygunsuzluğu bulunanlara öyle bir komando kampı hazırlanacak ki, bir daha o yağlı yiyecekleri yemeye cesaret bile edemeyecekler.
    işte masa başında yazayım çizeyim dediğim, belki çoktan düşünülen ama pek uygulanmayan, hakkıyla uygulanırsa “ajax olmaya gerek yok, biz böyle de yapabiliriz” dediğim konular bunlar. umarım başınızı şişirmemişimdir.
  • 156
    - efsane futbolcuların ve yıldız futbolcuların biblolarının üretilip satışa sürülmesi.

    - galatasaray storedan yapılacak 250 tl üstü alısverise formaya yazılacak isim numara ücretsiz olması.

    - galatasaray storeda forma sayısına sayaç koymak. sosyal medyayla yaz dönemlerinde hedef belirlenir taraftar tabiri caizse gaza gelir.

    - yine galatasaray store'a düzgün posterler, resimler eklemek.

    - maç biletlerini 150 lira yapıp on bin kişiye oynayacağına, kırk lira yap maç biletlerini 45.000 kişiye oyna her maç. ayrıca gelen insanlar arenadaki store'dan da alışveriş yapıyor bunu da göz önüne alınca hem keyif hem de maddi olarak çok daha kazançlı olacaktır.

    - antropolog isimli yazarın da önerdiği gibi galatasaray ile ilgili bir film çekilip, taraftarı kenetlemeye çalışabiliriz.

    - galatasaray store'ın nikela yıllık bir miktar karşılığında anlaşılıp işletmesi garanti para + kârdan pay şeklinde devredilebilir.

    - stadı gezip, hatıra fotoğrafı çekimi vs isteyenlere gezi turu gibi bir şey yapılabilir ali samiyen arena'da.

    - şampiyonlar liginde her sene gruplardan çıkan bir galatasaray da bizi maddi açıdan rahatlatabilir.

    - kulüp üye sayısını arttırmak.

    - belki de en acili takımdaki çöpleri satmak, sözleşme fesh etmek. (eray işcan, tarık çamdal, hamit altıntop, umut bulut, jem paul karacan, blerim dzemaili, lucas ontivero, furkan özçal)

    - takımdaki oyunculardan %15-20lik bir maaş indirimi istenmesi.
  • 130
    1. bir bok yaptığınız yok.

    2. bari bir iyilik yapın. sikko bir basketbol tişörtü çıkartın.

    3. binbir çeşit sikko tişört çıkartıyorsunuz zaten. 80-100 lira fiyat çekiyorsunuz. bunlara bir yenisini daha ekleyin. maliyet en fazla 5 tl tutar.

    4. 50 tl fiyat koyun. taraftara bu tişörtü hedef göstererek aldırın.

    5. gelirin tamamını basketbol şubesine aktarın.

    6. sizden hayır yok. bari bu kadarını yapın.
  • 185
    galatasaray'ın cari hesabı bulunan bankalardan biriyle anlaşarak havale masrafı 1 lirada tutulup her 10 lira kulübe bağışta bulunan galatasaray taraftarına başkan ve hoca imzalı galatasaray antetli kağıdı üzerine bir berat belgesi kargo ile taraftara gönderilebilir...

    bu proje kapsamında matbaa ve kargo ücretleri aynı zamanda hesap sahibi bankanın sponsorluğunda gerçekleştirilebilir...buna göre derneğe ait bir branşımızın; farz-ı muhal, sutopu şubemizin her iki takımına da 3 yıllığına isim sponsorluğu verilir karşılığında bağış başına 9 tl galatasaray spor kulübü derneğine kalmış olur...

    bu yellow friday gibi aracı firmaları ve tedarikçileri zengin etmek yerine direkt galatasaraya menfaat sağlar hem de taraftar için tekstil gibi dandik ve geçici ürünler yerine kalıcı bir hatıra olarak saklanabilecek bir anı bırakır...

    böylece sadece 1 milyon taraftar projeye teveccüh gösterse 90 trilyonluk bir gelir elde edilir ve istenildiği zaman altyapı oluşturulacağından ötürü kampanya yenilenebilir ihtiyaç hasıl olduğunda...hürmetler...
  • 181
    aslanlı yol galatasaray efsaneleri adıyla çok basit bir gelir getirici proje gerçekleştirilebilir:

    aslanlı yol projesi, stadın çatısı yapılacağı düşünülerek hollywood'daki gibi bir ünlüler bulvarı konsepti düşünüldü. işte bugün aslanlı yol olarak anılan metro çıkışı ile gişelerin arasındaki dikdörtgen yol kaldırım taşlarıyla kaplanacaktı. bu taşların her birinin üzerinde bağış yapan galatasaraylıların bilgileri olacaktı. sedat doğan'ın geliştirdiği bu projeye göre aslanlı yol'a 40 bin granit parke döşeneceği ve her birine 1.200 tl karşılığında bir isim yazılacaktı. karşıt görüş olarak da sağlı sollu anıtkabir'deki gibi aslan heykellerinin dikilerek sadece çevre düzenlemesi yapılması teklif edildi...

    fikirler güzeldi ama saçmaydı zira şöhretler yolundan esinlenip oraya 40.000 granit döşesen üzerinde bilgi işlenmiş yahut plaket çakılmış olsa elde edeceğin gelirden fazla maliyetin olur ki bu başlangıç maliyeti...peki ya sirkülasyondan dolayı zaman içinde ortaya çıkacak olan bakım maliyeti ? hollywood'da bu bakım maliyeti 1 milyon doları buluyor aylık...

    anıtkabir'deki gibi sağlı sollu heykel dikmek ise hiç iktisadi almayacağı gibi mantıksız da zira 20 adet birbirinin aynı aslan heykelini diksek ne olacak? hadi diyelim diktik bunun çevre düzenleme maliyetiyle bir yıldız futbolcu alınır...

    zaten açılan davalardan ötürü intifa hakkımız olmadığından yani tapumuz olmadığından buralara çivi çakamadık...şimdi bu sorun dursun özbek zamanında çözüldüğü için ve mustafa cengiz de stat çatısına güneş enerjisi panelleri koyarak iktisadi olarak aslantepe'yi değerlendirmeye başladığı için artık bu proje hayata geçirilebilir...benim projeme gelince şu şekilde;

    metro ile gişeler arasında en ön sırada 2 büyük aslan heykeli taraftarı karşılayacak şekilde konumlandırılır ve hizasında da 18 tane daha heykel stat önüne kadar taraftarı selamlayacak şekilde çaprazlama konumlandırılır...

    çevre düzenlemesi olarak da catering akarlarımızın yani toprak altı dükkanların (aslanlı yolun solunda, e-6 tarafına bitişik nizamda kalan) önüne belli bir mesafe payı bırakılır ve simetrik bir şekilde heykeller sağlı sollu yerleştirilir...

    bu 18 heykel de şu isimlere ait olur ki 1481'den bugüne, ocak-lise-futbol-voleybol-basketbol takımlarımızı sembolize edebilsinler;

    gül baba
    ali sami yen
    tevfik fikret
    emin bülend serdaroğlu
    celal ibrahim
    nihat bekdik
    gündüz kiliç
    ali uras
    yalçin granit
    ali tanriyar
    paidar demir
    ergin ataman
    metin oktay
    turgay şeren
    jupp derwall
    bülent korkmaz
    fatih terim
    gheorghe hagi

    sırasıyla girişteki aslanlardan sonra ilk sırada soldan-sağa: bülent korkmaz-gheorghe hagi; paidar demir-ergin ataman; yalçın granit-ali uras; turgay şeren-metin oktay; ali tanrıyar-jupp derwall; fatih terim-gündüz kılıç; nihat bekdik-celal ibrahim; tevfik fikret-emin bülend sedaroğlu ve tabii ki gül baba-ali sami yen tam stadın ağzına dikilirler...

    heykellerin maliyetleri 1.5 metrelik üzerinde ansiklopedik bilgi içeren kaide ve 2.5 metrelik heykel ile 4 metrelik heykellerin tanesi sordurmuştum ağustos 2017'de eğer bronz olursa 75 milyar...toplu imal edilirse tane başı 60 milyara kadar düşüyordu...

    yani 60 x 20 = 1.2 trilyon...hem açık hava müzemiz oldu hem bedavaya çevre düzenlemesi yaptık hem de sıfır bakım maliyeti...peki nereden gelir elde edeceğiz???

    renktaşlar, aslanlı yol'un vadi tarafı yani sağ tarafı biliyorsunuz yardır...buraya hem rüzgarı kesecek hem separatör işlevi görüp sınırımızı çekecek bir 5 metrelik betonarme yekpare boyasız istinat duvarı yapılabilir aslanlı yol boyunca...bu duvara maddi bağışta bulunanların isim plaketleri çakılır...granit karolardan çok daha ucuza ve mantıklı...buraya istemediğiniz kadar plaket çakabilirsiniz sınırsız...farzı muhal berat ve plaket masraflarıyla, istinat duvarı 1.2 trilyonluk heykel maliyetleri hesaplanır bunun üzerine de kulübe bağış baabında dernek makbuz keser...diyelim ki 1.500 tl...toplam maliyet 1.5 trilyonu bulsa 1.000 kişi bağışta bulunduğunda artıya geçeriz...

    ortalama 100.000 farklı taraftar gelse stada sezon içinde, 10.000 de kongre üyemiz olsa, dernek üyeleri de bir o kadar olsa...kafadan 120.000 kişilik bir havuzumuz var ki, camianın önemli duayenleri daha fazla katkıda bulunabilir hatta bazı heykel maliyetlerini direkt kendileri bile karşılayabilir ama biz en kötü ihtimali alıp 50.000 kişinin daha 1.500 tl verip ismini ölümsüzleştireceğini varsayalım; 50.000 x 1.500 = 75 trilyon yapar...dernek olduğu için de vergiden muaf kılçıksız para...üstelik aynı kişiler anneler günü babalar günü hediyesi gibi sadece kendilerine değil yakınlarına da plaket satın alıp aslanlı yola çaktırırlar...dahası bu üye alımlarında bir sadakat ilkesi olarak görülüp sicil kurulu tarafından verilen beratlar üzerinden kayda alınabilir...

    bu sayede hem yeni nesil galatasaraylılara gerçek galatasaray efsanelerimizi anlatacak bir açık hava müzemiz olur hem çevre düzenlememizi yapabilir hem de asgari 75 trilyon kaynak üretmiş oluruz...ismailenver kaçar...hürmetler...
  • 153
    5 milyon doları galatasaray taraftarı arasında dağıtacaktın sayın başkan. 2. haftada osmanlı maçını 1-2 kaybettik ya. hah işte orada osmanlıya verilen bahis oranı 7.00'ydi. 5 milyon doları taraftarlar çaktırmadan el altından osmanlıya basıp gelirleri ki kendisi 35 milyon dolay yapar vergiyi çık kalsın 30 milyon dolar. mis gibi plan.
  • 33
    üst katları bilmem de, gs pazarlama hakkında edebilecek iki kelamım var.

    - gs tv; ücretsiz oldu, daha fazla izleyiciye ulaştı. bazen hagi'yi, kral hakan'ı, arif'i, ergün'ü, ümit'i, tugay'ı, hasan'ı yıllar sonra izletiyor bize sağolsun. fakat ayhan'lı, mehmet güven'li, barış'lı, orhan'lı, cihan'lı galatasaray maçlarından ziyade, prekazi'li, simovic'li, tanju'lu, kubilay'lı lig maçlarını arşivine katarsa daha fazla izlenir diye tahmin ediyorum. hatta imkanı varsa, tümü çekilmişse, metin'li ya da fatih'li maçlar daha fazla ilgi çekici olabilir. ayrıca diyeceksiniz ki, '' ulan kel! hasan ile kral, artık izlemek istemediğin sezonlarda da oynadı. '' fakat demek istediğim o değil, anladın sen. eğer durum bahsettiğim gibi olursa kanalımızın izlenebilirlik oranı artar, günde 827363 defa dönen elmander'li gs bonus reklamından daha fazla reklam alır, daha fazla kazandırabilir. ayrıca merak ederim; digitürk'ü olmayan, şu çarkın içine girmek istemeyen galatasaray taraftarı ne yapacak? '' link yassah amına koyayım, öte dur. '' tamam çekildim ben kenara. takımımı ntvspor'dan, rıdvan'dan takibe devam.

    - '' gs bonus; kartı olmayan taraftar öncelikli bilet alamaz, dolayısıyla 150 tl'den aşağıya maç izleyemez. '' düşüncesi yerine, taraftarı maça çekebilecek transfer ya da sami yen arena'da düzenleme* gerçekleştir.

    - gs store'a nereden başlasam bilemiyorum. 200 tl üzeri alışveriş yapan taraftara inter forması(u: bir sakıncası yoksa götüne koyayım verdiğiniz inter formasının da, zihniyetinizin de) vermek yerine, 16 tl'lik forma baskı bedelinin ücretsiz olması daha mantıklı olabilir. olmadı mı? bebeğini henüz kucağına almış galatasaraylı bir babanın internetten verdiği sarı-kırmızı zıbın siparişinin, bebeğin giyemeyecek bedene gelmesinden sonra eline ulaşması önlenebilir. yine mi olmadı? 3 hafta sonraki maç için forma siparişi verip de çok daha sonra formasını üzerine geçiren ya da siparişi eksik gelen taraftarın üzüntüsü önlenebilir. hala olmadı mı? taraftarın store'dan aldığı suluğun, kalemin, ayakkabının, terliğin, çantanın, tişörtün ya da şortun, daha henüz satın almışken elinde paramparça olması, daha kaliteli bir firmalarla anlaşılması suretiyle en baştan çözülebilir. daha fazla çeşit mi? geçtim la ben ondan. galatasaray'ı tanıyan satış elemanı mı? la bi git. ayrıca içimde kalmasın, bir önceki sezonda transfer edilen karpuzcunun parası çıksın diye yemeğimden kesip aldığım parfüm götüm gibi kokuyor, bil lan bunu.

    - gsmobile; sevgilime attığım, gayet masumca olan ''seni seviyorum.'' mesajını ulaştır yeter. '' gsmobile ile ne ilgisi var amk? '' mı diyorsun? bu işi becerebilen operatörlerle anlaş.

    - gs dergisi; ali sami bey'i, baba gündüz'ü, metin'i, coşkun özarı'yı, özhan abi'yi* sadece ölüm yıl dönümlerinde değil, her gün, her sayı anımsa, biz çömez galatasaray'lılara da kavrat. her sayı eskileri kapsayan bulmacalar çıkıyor. bir sayfa az reklam al, bir sayfa fazla bulmaca yayımla. öğret, öğretmeye alıştır galatasaray'ı, galatasaray'lı büyükleri, galatasarayı'mın kültürünü.

    ben galatasaray taraftarıyım. sarı-kırmızı ile yatar, sarı-kırmızı ile kalkarım. sana para kazandırdığını bildiğim için, üzerinde galatasaray arması olan kalemimi, silgimi ve kalemliğimi, bir sürü orospu çocuğunun '' haha çocuk musun lan sen? '' bakışları altında, eşşek kadar adam olduğum halde okuduğum üniversitede gururla, şevkle kullanırım.

    biliyorum amına koyayım, hissediyorum. aynı sarı-kırmızı kalemi satın alıp, utandığından değil, sadece kıyamadığından kullanamayan galatasaray aşığı nice insanlar da var. ben bunları düşünürken, senin benim için kılını kıpırdatmaman..

    lan var ya, yemin ederim sen umrumda değilsin. sana rağmen ben sana para kazandıracağım. sarı-kırmızı ile yatıp, sarı-kırmızı ile kalkmaya devam edeceğim. milyonlarca taraftarından biri olduğumu bilirim. dikkate alınmayacağımı da bilirim. ama belki ben sana örnek olurum, kim bilir?

    içimde ukdedir; (gbkz: bu ne ya, her sene bir orospu rengi forma! galatasaray forması nerede amına koyayım?)
  • 202
    (bkz: #2875106)

    apollon'un mesajını aldım, katılıyorum, onaylıyorum ve tl gelirle euro ortamında mücadele etmemizi sağlayacak konulara yönetimimizin çözüm üretmeyi ana gündem yapması gerektiğini düşünüyorum. yapmadıkları anlamına gelmiyor elbette.

    mevcut durumda gelirlerimizin büyük bir kısmı tl bazlı. gelirlerimizin yaklaşık olarak %21'ini uefa gelirleri, %21'ini yayın gelirleri, %15'ini lisanslı ürün satış gelirleri, %19'unu sponsorluk reklam, %17'sini stadyum hasılatları, %7'sini futbolcu satışları oluşturmuş.

    detaylı bakarsak;
    uefa gelirleri: euro bazlı, burası cepte.
    yayın gelirleri: yarı yarıya tl&dolar sabit kur bazlı.
    sponsorluk & reklam gelirleri: genelde euro, veya yıllara göre artışlı tl şeklinde anlaşmalar yapılsa da, ülkenin ekonomik durumundan fazlaca etkinlendiği için daha çok kurun negatif tarafında bu kalem de.
    stadyum hasılatı ve ürün satışları: net bir şekilde tl bazlı.
    son olarak futbolcu satışları da euro bazlı.

    gelirlerimizin %35'i euro bazlıyken, kalan %65'lik kısım tl'yle birlikte eriyip gidiyor.

    bazı naçizane öneriler...
    %17 stadyum hasılatı: her sene birkaç maç yurtdışında gurbetçilerin önünde oynanabilir, oynanmalı.
    %10 yayın gelirleri: yayınların yurtdışında daha iyi pazarlanması gerekli, bu bizim elimizde olan bir şey değil malesef.
    %15 lisanslı ürün gelirleri: lcw gibi büyük zincirlerle anlaşma mı yapılır, yurtdışında franchise modeli mi geliştirilir bilmiyorum, ama yine yurtdışı ve yurtiçinde erişim artırılması gereken bir şey. benim fikrim, 23.02.2020 kadıköy hatırası temalı tshirt'ler yerine, logosuz ve casual ürünlerin ağırlığı artırılmalı.

    artık bunları konuşmalıyız.

    edit: imla
  • 201
    arda turan'ı almamak.

    son 2 yılda başakşehir'i şampiyonluktan eden en önemli faktörlerden biri olduğu gibi(inanmayan açsın başakşehir'in maçlarını arda turan sahadayken ve sahada değilken ayrı ayrı izlesin) bizi de başarıya dayalı primlerden mahrum bırakma ihtimalinin yanı sıra birçok kişi gsstore'lardan çok daha az alışveriş yapacaktır veya maçlara gitmeyecektir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın