• 8476
    üçüncü terim dönemi bittiğinden bu yana freni patlamış kamyon gibi gördüğü her varlığa saldıran taraftar grubu. maalesef ki fenerbahçe taraftarının yapısından en ufak bir farklılığı da kalmamıştır. bu sekilde devam ettiği sürece de bu kulüp asla başarılı olamayacak, hatta belki de 3-4 sene öncesini dahi özler hale geleceğiz.

    türkiye'de kulüplerin gelişmemesinde iş bilmez yöneticilerin ne kadar payı varsa, kulübü kendisinin mülkü gibi görüp "onu kovun", "bunu getirin" diyen taraftarın da payı en az o kadar büyük. özeleştiri muhakemesi olmayan insanlar için söylediklerim yanlış gelecektir muhtemelen ancak geçmişe bakmamızda da fayda var.

    mancini'ye kulübede uyukluyor dendi, hamzaoğlu'na denge dengeoğlu dendi, mustafa denizli'ye gitsin torun sevsin dendi, cüneyt tanman gibi bir kulüp efsanesine denmedik laf kalmadı, riekerink'e beden hocası dendi, igor tudor'a çöpçü bile olamaz dendi ve sonunda şimdi de yeni hedef torrent. torrent'i gönderip gelecek hocayı eleştirsek diye bekliyor insanlar.

    taraftarın bu yaptığı kulübe hiçbir fayda sağlamamakla birlikte beyaz futbol gibi kahvehane ağzıyla komiklik yapılan programlara kulübümüzü rating malzemesi haline getiriyor. riekerink'in karısını kızını soruşturdu adamlar, ne kadar cabuk unuttunuz? levent nazifoğlu ile fatih altaylı'nın arasını kızıştırıp birbirlerine hakaret ettirdiler canlı yayında. en son da ışıtan gün yem oldu, yanında boşnaklara en ağır hakaretlerden birini etmiş adamla aynı masada oturan şahıs, bir galatasaray'ın yöneticisine ahlak dersi vermeye kalkıştı. taraftar da bunu alkışladı.

    galatasaray taraftarlığı diye bir şey kalmamış maalesef. insanlar kulübü desteklemek yerine şahısların destekçiliğini yapıyor, kulübün menfaatlerini düşünerek yapılan bir taraftarlık da değil bu.
  • 8479
    maç öncesi çıkan onbirlere itiraz edebilen, hocayı da eleştirebilen, yaşlı oyuncuların oynatılmasına anlam veremeyen, yapılan transferleri sorgulayabilen, teknik/taktik konusunda yorum yapıp düşündürten muazzam bir kitle olduğunu son dönemde iyiden iyiye kanıtlayan topluluk.
    bu takım sezonun başından beri aşağı yukarı aynı kadroyla sahaya çıkmıyor mu? kurtarıcı olarak girip çıkanlar aynı insanlar değil mi? ben mi yanlış takımı izliyorum yoksa. bu kadar açık fikirli olan bu kitle, fatih hoca zamanında neredeydi? bu soruyu hocayı eleştirmediniz hocayı savundunuz diye sormuyorun. aksine, bu eleştirel bakış tavrınızı hocaya göstermediniz diye hoca zarar gördü.

    bu açık fikirli, eleştirel tavrımızı fatih hoca varken ona da gösterebilseydik keşke. olmuşa olmuş olmamışsa olmamış demek yandaş veya karşıt yapmıyor kimseyi. doğrular zaten doğrularımızdı. yanlışları kimse ortaya dökmedi. basın toplantılarında dahi hocaya kendisini eleştiren bir soru yöneltilmiyordu daha çok kaosa çekilmeye çalışıyordu. bizler de, maalesef, buna çanak tuttuk. herkes hocanın saha içine odaklanmasını beklerken, hiçkimse saha içindeki sıkıntıları gösterecek/çözebilecek eleştirileri yapmadı. kraldan çok kralcılar hocanın başını yedi. bu kitle aynı zamanda kralcı olmayanları da daha çok soğuttu. şimdi de daha yeni gelen hoca, imzayı atmadan başarısız olacak diyenler kendileri ile övünür oldular. ben de kendilerini tebrik ediyorum. kendilerine aşağıda bir iki dizesini iliştirdiğim o muhteşem mfö şarkısını * hediye ediyorum.

    (bkz: her şeyden sen anlarsın)
    (bkz: her şeyi sen bilirsin)
    (bkz: sen neymişsin be abi!)

    şahsi kanaatim hocayla olan bu durum ve takımın bu hale gelmesinde herkes kendisinde aslan payını görmeli.

    bir lafım da ortaya özgür bir fikir çıkarmadan nicelik olarak zengin nitelik olarak belirli bir doygunluğa ulaşmamış yazılar yazan, laflar edenlere gelsin. herkes biliyor ryan babel yaşlı, evet. herkes biliyor sofiane feghouli yavaş, evet. herkes biliyor bu takım gol atamıyor, evet. sorunları tespit etmek gayet güzel ve yerinde bir meziyet evet. ancak çözüm önerileri nerede? bu anlamda buradan sorunları tespit ettikten sonra özgürce dile getirip çözüm önerilerini de geliştirip peşine ekleyen bütün renkdaşlarıma teşekkür ediyorum. kenetlenip takıma, sevsen de sevmesen de yaşlı genç bütün topçulara sahip çıkıp destek olmak varken; tribünde, sokakta, sözlükte, sosyal medyada ve akla gelebilecek her yerde negatif enerji göndermeye yemin etmiş olanlara ise diyecek bir söz bulamıyorum. umarım yakın zamanda bu ‘eleştirel’ tavrınız pozitif anlamda gelişim gösterip akılcı, bilimsel çözüm önerileri ile taçlanır.

    zamanında hoca saha içini toparlamalıydı. toparlayamayadığı için gönderilmiş oldu. şimdi yerine gelenler bu işi kotarabilecek mi emin değilim. ben de zaman verilmeli diyenler arasındaydım ancak şu an sanırım zaman da dolmak üzere (belki de doldu). en azından oyunda bir gelişim olmalıydı. olmadıysa herhangi bir futbolcumuzda bir iyileşme olmalıydı. olmadıysa en azından bir şekilde bir inanç doğmalıydı. hiçbirisi olmadı. taraftarı kenetleyecek bir şeyler için artık gerekli girişimler yapılmalı. bu yüzden belki de okan buruk için zaman gelmiştir. böylelikle en azından takım bir nebze olsun galatasaray taraftarı nın desteğini şimdikinden daha fazla hissedebilir.
  • 8480
    eskiden olsa şu rezillikler yaşanırken ortalığı yangın yerine çevirirdi bu büyük taraftar grubu. şimdi sosyal medyada hashtag çalışmaları, tribünlerde istifa sesleri, ıslıklamalar, sonrasında aynı tas aynı hamam yola devam. hepsi bu. enteresan gerçekten.

    ülkenin en büyük futbol kulübü küme düşmemek için uğraşıyor ama taraftar olanı biteni seyrediyor. bu kadar mı alıştık vasatlığa, başarısızlığa? gerekirse ultraslan her saat başı açıklama yapmalı. bu nedir beyler ya?

    ne yapalım bari liseli tayfadan medet umalım da ibra etmesinler şunları. artık elimizde bu var sadece.
  • 8481
    torrent ihtiyacımız sakinlik derken, oyuncuları koruyan açıklamalar yapıyor. oyuncu grubu durumu düzeltmek için çok çalışıyoruz diyor. yönetim...tamam işin o ayağı biraz sıkıntılı. diğer taraftan biz de taraftar olarak çağrıya uyup, her gün hoca yollayıp, oyuncu yermekten, ateşe körükle gitmektense, zaten çalkantı yaşayan takıma biraz sakin liman olsak fena olmaz sanki. çünkü başka galatasaray yok.
  • 8482
    koca bir yazı 6 numaraya adam alınacak, yakışıklı prensimiz taylan yedek kalacak diye korka korka geçirmiş, 6 numara bölgesinde ismi geçen istisnasız her oyuncuya çöp demiş twitterda orada burada 6 numara almaması için yönetimi preslemiş olan taraftar. burada taylan antalyalı hoştur ama galatasaray futbol takımının banko 6 numarası olamaz dediğimde özelden medenice yazıp tartışanlar kadar ad hominemli üslupla yazanlar üstü kapalı giydirenler falan da olmuştu. halbu ki gördüğüm bir şeyi söylemiştim; taylan antalyalı bu takıma banko 6 olmaz. rotasyon olur. hoca da öyle düşünmüş ki elneny falan istedi. ama alınmadı. almayan başkana da helal olsun başkanım dendi. şimdi taylan çok kötüymüş, taylan berkan ikilisinin mimarı fatih terimmiş. bizi çok daha iyi orta sahalar varken o ikiliye mahkum etmiş şeklinde yorumlar yapılıyor.

    ya fatih hoca bu takıma gedson istedi, gedson olmayınca 6 numara istedi. biraz paralı bir başkan olsaydı hem 6 numara hem gedson isterdi. hoca bizi taylan ve berkan'a mahrum etti demek komik, bunu taylan yerine adı geçen her oyuncuya çöp demiş, 6 numaraya oyuncu almalıyız dediğinde hocam taylan'ı yiyecek transfer obezi diyen taraftarın yapması daha komik.

    galatasaray taraftarı artık kendisine çeki düzen vermeli. bazı şeylere karışmamalı, karıştığında ise sonuçlarıyla yüzleşmeli, evet bu kötü oldu ve ne yazıkki bunu biz istemiştik; yanılmış, hata yapmışız diyebilmeli. ben haksız çıktım deyip şapkasını önüne koyup düşünmeli. her haksız çıktığında geçmişi silip yeni geçmiş yazarak aynı kötü alışkanlıkları sürdürmeye kaldığın yerden devam etmenin galatasaray'a hiç bir yararı yok zira...
  • 8483
    türkiye'deki kayıtlı nüfusun neredeyse dörtte birine denk gelmekte olan insan grubu. türkiye'de yaşayan nüfusun son yıllarda sosyo ekonomik ve kültürel anlamda yaşadığı travmatik denebilecek değişimden aynı oranda etkilenmiştir. sağlıklı düşünmesini, sağlıklı tepkiler verebilmesini, hele hele itidalli falan olabilmesini beklemek lüksten de öte haksızlıktır. şiddetli tahammülsüzlükler, anlık parlamalar, kesin önyargılar, sonsuz bir cepheleşme isteği, birilerinin hedef göstermesiyle linç etmeler, birilerinin gaza gelmesiyle göklere çıkarmalar falan normal şeyler artık.

    bunlar da sadece bizim taraftarın değil, ülkede yaşayan herkesin gerçeği...

    bundan 10 yıl önce, ya da 20 yıl önce sıradan taraftar ile genel kurul arasında bir konumda duran bir kitle vardı. internetin de yeni yeni kitlelere yayıldığı dönemlerde hem sıradan taraftarı hem de genel kurulu galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda inanılmaz katkılarla beslerdi. aradan geçen yıllar içinde galatasaray özelinde konuşursak bu kitleyi dramatik şekilde kaybettik.

    bir şekilde fırsatını bulanlar genel kurul üyeliğine geçtiler. oranın iklimine ve matematiğine dahil olup oranın hesaplarında yer almaya başladılar. bir kısmı en genel tabirle sosyal medya fenomenliğini tercih etti. maddi olsun manevi olsun bunu kullanarak galatasaray menfaatlerini bir kenara bırakıp kendi menfaatlerini ön plana koymayı tercih ettiler. geri kalanlar da zaten hayat koşturmacası içinde kenarıya çekilmek zorunda kaldı.

    günümüze baktığımız zaman artık kendini o şekilde konumlandırmak isteyen yeni bir nesilden bahsetmek imkansız. sıradan bir tarafta olmakla yetinmeyen güruh içerisinde, çağımızın etkiket hastalığının etkisiyle herkes zorlayabildiği yere kadar kulüp üyeliğini zorluyor ilk etapta. bu yolda bir şekilde veto yiyenler, ya da "doğuştan" pek şansı olmayanlarsa kendini sosyal medya fenomeni yapacak adımları atıyor sadece. zaten çeşitli manevralarla belli bir takipçi sayısına ulaşan herkes de artık işin ticaretine başlıyor. maddi olsun manevi olsun yerine göre okkalı yerine göre minik kazançlarla değirmenini döndürmeye çalışıyor. hele bir de ikili ilişkiler devreye girince olay ticaretin de ötesine geçiyor.

    buna ek olarak sıradan taraftarlık da tarih boyunca olmadığı kadar zor durumda aslında. herkes "bir şekilde" sıradan taraftarlıktan zıplamaya çalışıyor. gazeteci, youtuber ya da sadece fenomen olarak üst paragrafta bahsi geçen pastadan pay kapabilme peşinde olan ciddi bir kitle var. bunlar da sayılarının çok, fırsatların(!) görece az olmasından ötürü daha da agresif davranabiliyor.

    bütün bu aritmatiğe ek olarak toplumca yaşadığımız değişiklikler sonucu ortaya çıkan yeni yaşam şeklimiz ve yeni psikolojik vaziyetlerimizi de göz önünde bulundurunca hakikaten sağlıklı bir taraftarlık kurumundan bahsetmek absürd olur. günün sonunda geldiğimiz noktada adada ya da cemiyette birkaç yemek masasına, birkaç maçta localarda yapılacak lounge ağırlamalarla, operasyonel destek ya da reklamlarla galatasaray taraftarını her yola sokturtmak mümkündür. bunun karşısında duracak, durabilecek, fikriyat ve icraat olarak kaymak tabaka diyebileceğimiz bir aklıselim de yoktur.

    varsa da bizzat bu ekip tarafından, birilerinin adamı olmakla ya da fonlanmakla suçlanıp çileden çıkartılırlar genelde...
  • 8484
    tribünde oyuncularımızı yuhalamasından nefret ettiğim taraftar. oyuncuları takıma dolduranlara tepki vermek gerekiyor oyunculara değil, sosyal medyadan gereken eleştirileri yapalım ama tribünde ve resmi hesaplarında küfür hakaret etmeyelim yahu ayıptır. ben burda mesela berkan'a ağır eleştiriler yapıyorum ama asla gidip hesaplarından şahsi olarak sövmem, tribünde hakaret etmem çünkü ne kadar kötü de olsa bizim oyuncumuz. o oyuncuları getirip oynatanlar teknik direktörler ve başkanlar, kızılacaksa onlara kızılmalı oyuncuların ana babasına eşlerine değil.
  • 8486
    enteresan argümanlarla teknik direktörlük için ismi geçen okan buruk'u istemeyen taraftar topluluğu.

    ya bu camia kimleri kimleri kabul etti de gittiniz okan'a tutuldunuz şimdi. yok kırmızı kart görmüş, yok bonservis kazandırmadan gitmiş. ne bileyim yani bana mı garip geliyor bir tek acaba?

    ayrıca bu adam tüm bu bahsettiğiniz mevzulardan sonra geldi iki sezon top oynadı galatasaray formasıyla, atatürk olimpiyat stadında liverpool'a 30 metreden çaktığında sevinç gözyaşlarına boğuldunuz. onu ne yapacağız?
  • 8487
    türkiyenin en bilinçli taraftar topluluğu olmasına rağmen bazen sahip olduğu eleştirel kültür art niyetli ve genellikle galatasaray taraftarı olmayan kişiler tarafından manipüle edilen cefakar taraftar. bu kadar fazla art niyetli algı ve sosyal medya manipülasyonu günümüzde tribüne de etki edince karşımıza 12 şubat 2022 galatasaray kayserispor maçındaki gibi galatasaray başkanlık makamına ve sahada o maç özelinde büyük gayret gösteren ve yine o maç* özelinde gayet başarılı bir maç çıkaran berkan kutluya (ilginçtir ki 9 aralık 2021 lazio galatasaray maçından beri hem fatih hocaya hem de kendisine her oynadığı maçtan sonra özellikle bonservisi üzerinden klasik medya ve sosyal medyada saldırılıyor) karşı yapılan saygısızlıklar çıkıyor. başımızdaki insanı beğenirsiniz beğenmezsiniz ben de zamanında kendisini desteklediğim için çok pişmanım ama sonuçta o kişi* galatasarayın başkanlık makamını temsil ettiğinden edilen küfürün de gittiği yeri veya daha 1 ay önce hakkında italya ve dortmund dedikodularıyla beraber 10 milyon euro civarında bir teklif olduğu söylenen oyuncuya stadda ve sosyal medyada bazı klasik medya çalışanlarının ve sosyal medya fenomenlerinin dolduruşuna gelip küfrederken elimizdeki çok önemli bir değeri nasıl değersizleştirdiğimizi de düşünmek lazım. sonuç olarak taraftarımızın klasik medya ve sosyal medyada kimlerin hangi amaçlara sahip olduğunu anladıktan sonra o kişilerin düşüncelerini değerlendirmeleri lazım yoksa dolduruşa gelme sonucu oluşan bazı anlık ve sert tepkilerin spocularımızın ve itibarımızın üzerindeki sonuçları önümüzdeki süreçlerde hepimizin ortak derdi olan galatasaraya çok ciddi şekilde zarar verebilir
  • 8488
    son yıllarda sabrı sınanan taraftardır.

    dursun özbekten ağzı yananlar rahmetli mustafa cengize üfleyerek yaklaştı. sonrasında başkanlığa seçilen burak elmas 6 ay gibi kısa bir sürede tüm hatalarına rağmen dursun özbek'i geçti, hatta tur bindirdi.

    taraftarın sabrı çeliktenmiş ki hala başkanı o koltuktan indirecek protesto gelmedi. başkanı geçtim ışıtan gün'ü bile istifa ettiremedi. sosyal medyada terimciler ve antiterimciler olarak birbirlerine saldırıyorlar.
  • 8491
    galatasaray'a safi duygularla bağlı, hiçbir karşılık beklemeden galatasaray'ı kalpten seven insanlardır. ne başkanlar ne yöneticiler ne üyeler ne de galatasaray'ın profesyonelleri hiçbiri galatasaray taraftarlarından daha değerli değil.

    bu platformda lütfen birbirimizin değerini bilerek, birbirimizi kırmadan tartışmalarımızı yapalım. bizden önemlisi yok arkadaşlar. bunu hiç unutmayalım.
  • 8492
    uğraştığı konular; rizespor, bülent korkmaz, arda turan, fatih terim'le fotoğraf çekimi, burak elmas, torent olan taraftardır.

    şayet rizespor ile uğraşacak kadar, kafa yoracak kadar düştüyse bu taraftar bitmiş demektir. bir fofoğraf çekiminden nem kapıyorsa denecek zaten bir şey yoktur.

    vizyon; avrupa şampiyonluğundan rizespor'a kadar düştüyse futbol takımı da rizespor ile kümede kalma mücadelesine girişir.

    yazık, çok ama çok yazık.
  • 8493
    2021-2022 sezonunda kulübü yönetenler ve teknik direktörler yüzünden, gönül verdiği takımı düşme hattına yaklaşmış ve bu yüzden acı çeken taraftardır. taraftar vizyonu bunlara sebep değildir. ayrıca kulüp efsanesi bildiği insanların bazı tercihleri, hal ve hareketleri de taraftarın moralini bozmaktadır. ne var ki hep taraftar suçludur...
  • 8495
    eskiden fenerbahçe ve beşiktaş ile anadolu takımlarıyla yüz göz oluyorlar diye dalga geçerdik. özellikle bursaspor ile ikisi de ezeli rakip gibi olmuşlardı bir dönem ki bursaspor aynı sataşmaları bize de yapardı biz ciddiye bile almazdık. sonrasında sosyal medyanın yaygınlaşması bu konuda bize büyük zarar verdi çaykur rizespor, tuzlaspor, ibrahim akdağ, uğur demirok o bu falan filan derken çıtayı iyice düşürdük. artık kendimize çeki düzen vermemiz, kim olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. ben şahsen büyük galatasaray taraftarına bu kadar küçük işlerle uğraşmayı yakıştıramıyorum.
  • 8497
    2021-2022 sezonunda tuhaf şeylerle sınanan insan topluluğu. bu kadar saçma sapan hatalar yapılırken bunu söylemek de yapmak da zor ama kendilerinin hiçbir şartta sahadaki herhangi bir oyuncuyu protesto etmemesi gerekiyor. oyuncu grubumuz psikolojik baskıyı kaldıramıyor, yapılan hatalara ıslıklı küfürlü tepki gösterince aynı oyuncunun hata yapma ihtimalini arttırıyoruz sadece. tüm bu hataların kasıtlı yapıldığını düşünmüyorsanız durumun özgüven kaybından kaynaklandığı bariz şekilde ortada.

    bu durumun tam tersini bu sene marsilya maçında yaşadık. çok cesaret kırıcı bir derbi mağlubiyetinden sonra taraftarın takıma sahip çıkması bize marsilya maçını getirdi. o günkü atmosfer takım açısından çok sağlıklıydı, statta takıma inanan taraftar ve derbi kaybetmesine rağmen destek gören bir takım vardı.

    ligdeyse beceriksizlik, şanssızlık ve hakem kıyımlarından kaynaklanan puan kayıpları takımı işin içinden çıkılmaz bir kaosa soktu. fatih hoca’nın gönderilmesi, yerine gelen ismin koca bir soru işareti olması, transfer döneminin kaotik biçimde bitmesi doğal olarak taraftarın sabrını, yönetime güvenini bitirdi. kaotik ortam da en çok psikolojik olarak zayıf olan oyuncu kadrosunu etkiledi.

    tabi ki takımımızın buralarda olmaması gerekiyor, galatasaray futbolcusu olmak psikolojik bir olgunluk gerektiriyor. ama bunlar bu senenin konusu değil, psikolojik olarak yetersiz oyuncuların biletinin sezon sonunda kesilmesi, bizim de köprüyü geçene kadar ayıya dayı dememiz gerekiyor. kadronun pohpohlanmaya ihtiyacı var, pohpohlama konusu taraftar için zor ama en azından ıslıklayarak işleri daha kötüye götürmememiz gerekiyor. çünkü protesto edilmesi gereken oyuncuların protesto edilmemeleri, galatasaray takımının bu sene küme düşmesinden daha küçük bir sorun.

    kalp hastası bir kadromuz var, bu yüzden kendilerinin sene sonuna kadar tansiyonu yükseltecek hiçbir şey yapmaması gerekiyor.
  • 8499
    21 şubat 2022 göztepe galatasaray maçı'nı bir restaurantta takip ettim ve galatasaraylı olduğunu bildiğim bir taraftar ile kanımı donduran bir diyalog geçti aramızda. göztepe' nin lehine gelişen her pozisyonda ayağa kalkan, gollerinde sevinç ve alkış gösterilerinde bulunan bu şahısa daha fazla tahammül edemedim ve sorduğum bir soru ile aşağıdaki diyalog geçti aramızda.

    + sen galatasaraylı olduğuna emin misin?
    - doğuştan hem de.
    + e bu kadar kritik bir haftada, küme düşme riski taşıyan takımının yenilmesini istiyorsun.
    - evet yenilmesini istiyorum, haftaya rize' ye de yenilmesini istiyorum.
    + bu nasıl galatasaraylılık?
    - fatih terim' i gönderen yönetim istifa edene ve fatih terim geriye dönene kadar, küme düşse de umurumda değil bu takım.
    + sen takım değiştir!!

    bu zihniyette ve fikirde bir yazar arkadaşımız varsa rica ediyorum beni engellesin. bu kulüpte emeği geçen herkesin kıymetini ve değerini bilen biriyim ama benim kırmızı çizgim galatasaray
  • 8500
    dünkü maç* teknik ekibi ve oyuncuları yuhalamış iq seviyesinde sıkıntı olan kişilerin de bulunduğu taraftar. burada söz konusu olan şey galatasaray, belli ki taraftarın azımsanmayacak kısmı galatasaray'ı değil sevdiği isimleri tutuyor. sırf belmas ve torrent nefreti yüzünden takımın küme düşmesini isteyenler bile var. çok şey söylenir bunlara da pilot olmaya gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın