• 7927
    tıpkı forvetsiz girilen meşhur modeste sezonunda olduğu gibi, tıpkı ocağı bekleyin diye oyalandığımız dönemde olduğu gibi, tıpkı melo gönderip jem karacan ile mücadele ederken isyan ettiğimizdeki gibi, stoperde gedson oynarken kızdığımız gibi ve daha nice örnekte olduğu gibi haklı olan taraftardır. galatasaray kötü durumda anlayın diyenler, taraftarı yangıncı diye suçlayanlar, hep ihale taraftara kalsın suçlu taraftar diyenler olacaktır.

    kimse 2021 temmuz itibariyle yıldız ya da çilek show beklemiyor. kimse panik transferi olsun falcao gibi biri gelsin istemiyor. günümüzde herkes her şeyin daha fazla farkında. taraftar verilen sözlerin tutulmasını istiyor. taraftar önümüzdeki şampiyonlar ligi ön elemesinde bu kadar eksik bir takımla çıkılmasını kabullenemiyor. çoğumuzun ne oy verme hakkı var ne de kulüpte geçen sözü adamı var. kulübünün daha iyi olmasını isteyen, eksik gördüğünü söyleyen, eleştiri yaparken boşa değil verilen vaatler havada kaldığı için haklı olarak tepki gösteren taraftardır. herkesin görüşüne saygı duymakla beraber eğer yönetim seçildikten sonra durum çok vahim transferler gecikecek dese kimsenin gıkı çıkmazdı diye düşünüyorum. 16 temmuz 2021 itibariyle endişeli olan lakin kısa dönemde inşallah mutlu haberler alacak taraftardır.
  • 7928
    19 haziran 2021 galatasaray seçim genel kurul toplantısından sonraki 10 gün içinde transferleri tamamlamış olacaklarının sözünü verip de tutamayan taraftar.

    taraftar olmazsa profesyonel futbol olmayacağı gerçeğini anlayamayanlar, inanmak istemeyenler, reddedenler var hala. bu inkarcılar futbolun diğer paydaşlarıysa, "adamlar güçlerini ve komisyonlarını korumak istiyor, taraftar-seyirci ayrımı üretip bir yandan erdem sinyalliyor, bir yandan da 'no true scotsman' çekiyor, hiçbirini yapmasa 'şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim' geyiği yapıyor" diyerek bir nebze rasyonalize ediyorum da, taraftar taraftara şunu yapınca işin akıl mantık çerçevesinde bir açıklaması kalmıyor.

    ha, yapan niye yapıyor? bu bahsettiğim diğer futbol paydaşlarından bazılarının, sahip olduğu ideolojinin, dünya görüşünün, insan suretine bürünmüş hali olduklarına inandığı için yapıyor. yani sebep bariz de, rasyonel değil işte. rasyonel olmak gibi bir derdi var mı yapanın; o başka tabii.

    yazdıkça postmodernizm eleştirisine dönüşmeye başladığı için burada keseyim bari. o kısımları depoladım, başka zamana artık.
  • 7929
    içlerinde gün geçmiyor ki basma kalıp fikirlerle yeni bir “fikir grubu” daha türemesin. yeni fikir de şey transfer döneminde 28, 29, 30 yaş civarlarında oyuncuların isimleri takımımızla yüksek maliyetli olmalarına rağmen anılıyor savunma argümanları da “takımda herkes 20 yaşında mı olacak tecrübe de lazım”. bunu söyleyen adamın da takımda falcao(35), babel(34), arda(34), feghouli(31), genç dediği marcao(25) taylan ise 27. yaşına girmek üzere kayda değer mostafa(23) ve kerem(22) dışında bir tane genç oyuncumuz yok.

    yazık ne deyim bırak okuduğunu gözü ile gördüğünü anlamayan bir güruh var galatasaray’ı destekleyen ve bana kalırsa galatasaray’ın başındaki en büyük bela bunlar. sonra yok belhanda’nın kontratı yok feghouli’nin kontratı vs. vs. sağa sola saldırırlar günü geldiğinde. keşke covid aşısı gibi bir aşı olsa da galatasaray’ı şunlardan kurtabilmenin bir yolu olsa. aynı şeyleri kaç kere yaşamak gerekiyor ders çıkarabilmek için anlayamıyorum bu insanları.
  • 7930
    ne yazık ki galatasaray'ın bütün yönetimlerinden daha vizyon sahibidir, en azından bir kısmı; twitter'da ona buna salça olup milletin piyasasını yükseltenlerden bahsetmiyorum. burada veya başka sosyal mecralarda galatasaray'ın 5-10 yıllık geleceği için kara kara düşünen taraftarlardan bahsediyorum.

    kaan kural'ın şimdi kim olduğunu hatırlamadığım bir nba genel menajerinden alıntıladığı bir sözü vardı: "taraftar bugünkü maçı düşünür ve endişelenir, koç bu sezonu düşünür ve endişelenir, ben önümüzdeki 5 sezon sonrasını düşünüyorum ve çok endişeliyim."

    biz taraftar olarak bu hikayedeki gm gibiyiz. kulübümüzde (ülkemizde de) sportif direktör diye bir yapı olmadığı ve futbol için uzun vadeli düşünen bir yönetici bulunmadığı için takımımızın 5 sezon sonrasını da bizim düşünmemiz gerekiyor. aslında sadece maçtan maça takip etmemiz gereken kulübümüz o kadar bilinçsizce yönetiliyor ki transferlere de biz kafa yormak zorunda kalıyoruz.

    fatih terim tabii ki bu sezon şampiyon olmak için en hazır oyunculara sahip olmak isteyecek, ama fatih terim bıraktığında da biz bu takımı tutmaya devam edeceğiz. o yüzden hazır yemekten bıktık artık. bu taraftarın ne istediğini anlamayıp "genç oyuncu fetişisti" diyenler yarın denizin bittiği ortaya çıktığında kafalarını taşlara vuracaklar ama o gün çok geç olacak. genç oyuncu istemiyoruz, bonservisinden para kazanabileceğimiz, yıllık ücreti yüzünden elden çıkarmakta zorlanmayacağımız oyunculara yatırım yapılmasını istiyoruz.
  • 7932
    içlerinde galatasaray karışsın da nasıl karışırsa karışsın modunda olanlar var. gerçekleri görmemek bir hastalıktır. ülke ekonomik kriz yaşıyor, insanlar ekonomik kriz yaşıyor ama kendileri kralmış gibi transfer yapılsında milyonlar hemen yurtdışına kaçsın, hevesinde olanlar var.

    elbette yukarda bahsettiğim kişilerden bazıları menejerlerin adamları, bazıları kripto fenerli veya bjk'li. ama bunlarla beraber hareket eden bir kitle de var. neymiş efendim burak elmas transfer yapmadı, neymiş efendim fatih terim 3 sene süre istedi. kulübün menfaatleri gereği transfer en uygun şartda ve zamanda yapılmalı. bunu kendileri bilmez mi, en iyi kendileri bilir. fatih terim gibi efsanemiz olan güvenilir olan birisine 3 sene elbette verilir. sürekli genç oyuncu çıkıyor, bu emekler 3 yılda pişer.

    sözün kısası yangından mal kaçırmaya hiç gerek yok. herşey olacağına varıyor. genç taraftarlarımız transfer çılgınlığına tutulmadan evvel ceplerindeki paranın değerli olduğunu bilip kulübün parasınında değerli olduğunun farkında olmalı. hiçbir yönetimi transfer yapmadı diye sıkıştırmamalı. ki transfer yapılacak, en alası yapılacak. gedson'u almak tek başına büyük bir olay.
  • 7933
    * milli takımın başarısızlığında %100' ü tarafından şenol güneş sorumlu bulunurken, galatasaray' ın başarısızlığında ise fatih terim' i sorumlu bulan oranı nasıl % 25 gibi bir rakam çıkmaktadır? aradaki fark nedir?

    * bir kısmı tarafından oğulcan, ömer bayram, alpaslan, aytaç, emre kılınç, emre taşdemir gibi futbolcular övülürken, aynı kişiler tarafından rosier nasıl oluyor da beğenilmemektedir?

    * feghouli günümüz şartlarında hangi özellikleriyle ghezzal' ın önündedir?

    * sekidika, yunus akgün gibi gençlerden patlama beklerken onyekuru' yu beğenmeme nasıl bir duygudur?

    * bu takımda muslera, marcao, taylan, kerem, mohammed dışında ilk 11 oyuncusu olabilecek bir adamın dahi olmadığını görememek nasıl bir vasata alışmaktır? (fiziksel +mental sıkıntıdan dolayı luyindama kategori dışıdır.)

    sonuç olarak kredisi vardır, severim hocayı ama sorumlu kendisidir. rosier ülkemiz standartlarında gayet iyi bir oyuncudur. ghezzal feghouli' nin fersah fersah önündedir. (alınmalı demiyorum o ayrı bir konu.) takımımızda 3-4 oyuncu dışında bolca vasat ya da yaşlı oyuncu bulunmaktadır.

    ayrıca galatasaray scout ekibi belki kulüp kaynaklı belki de kendi yetersizliklerinden ötürü, görünürde başarılı bir ekip değildir. işin perde arkasını bilemem.
  • 7936
    link: https://twitter.com/...038416054988809?s=21

    --- alıntı ---

    galatasaray'ın transfer için ödediği bonservis bedelleri ve ilgili yorumlar:

    7+m- kazık yedik
    6m- kazık yedik
    5m- kazık yedik
    4m- kazık yedik
    3m- 2'ye alınırdı.
    2m- 1'e alınırdı
    1m- bu paraya bıraktıklarına göre kötü oyuncu.

    --- alıntı ---

    özeti tam olarak budur. ne bir eksik ne bir fazla.
  • 7937
    2021-22 yaz transfer sezonuns girilmesiyle birlikte durumu hiç de sağlıklı olmayan taraftardır.

    neden böyle olduk inanın hiçbir fikrim yok. eskiden fenerliler akla mantığa aykırı olduğunu bilerek galatasaray aleyhinde algılar yaratır ve bunu sürekli tekrarladıkları için bir müddet sonra buna kendilerinde inanırdı. şimdi taraftarımız sağolsun rakibe gerek bırakmadı.

    bunun içinde maç performansı kötü diye takım antreman yapmıyor, sürekli ayak tenisi oynuyor saçmalığına inanan beyinsiz bir güruh var. fm oynarken bile antremanını başkasına yaptırır ama sanırsın adam hayatını florya'da geçiriyor her dakika her saniye antremanları takip ediyor da bizim takım eğlence antremanı dışında bir şey yapmadığı için rahatsız olmuş paşam. alakası yok tek yaptığı şey evde kurabiyesini kemirirken galatasaray twitter hesabının paylaştığı 4 bilemedin 8 fotoğrafa(video da değil) bakıp oradan bir çıkarım yapmak ve bu çıkarımın asla yanlış olabileceğine ihtimal vermemek. e o kadar uğraşmış arkadaş götünden element uydururken bunun bir de yanlış çıktığını düşünsene! olamaz tabi öyle bir şey.

    gelelim transfere... patlamalara doyamayan kolpacı türk basın ve muhabirlerinin yabancı kaynaklardan ve eski yönetimden arakladığı isimleri, geçen senelerde bizde kiralık oynayan isimlerle serpiştirip 1 ay boyunca önümüze ısıtıp ısıtıp sunduğu bu transfer döneminde günlerce ''oyuncunun geleceğine yatırım yapmalıyız'', ''yeniden yapılanma'' gibi başlıklar altında larsen, ghezzal, paulinho vs. diye yönetime ve teknik heyete sokulmadık laf kalmadı, tıpkı fenerliler gibi dalgalar geçildi. yüz kere uyardık inanmayın içeriden haber alamadıklarından böyle diyorlar dedik fayda etmedi. geldiğimiz noktada ismi geçmeyen cicaldau(24) ve sacha boey(20) transferleri ile tüm dünyada kıtlık durumunda olan tecrübeli sol bek transferi gerçekleşti. özür dileyen oldu mu peki? olmadı. aksine cicaldau için 6.5 milyon'un çok fazla olduğu söylendi, fatih terim ve hagi gibi kulüp efsanelerine komisyonculuk iftirası atıldı. diğer yandan sacha boey için bu yaşta 1 milyon euro'ya alabiliyorsak kesin vasat yoksa rennes niye bıraksın denildi. fransa'dan geldiği için lionel carole benzetmesi yapıldı. bu eleştirileri ve iftiraları atanların bu çocukları 5 dakika izlediğine emin değilim ama işte diyorum ya kitle psikolojisi bozulmuş artık.

    hani 1 aydır aynı isimlerle ilgileniyorduk kardeşim ne oldu? bir ay uğraşıp sonuç alamayınca cicaldau ile sacha'yı 1 günde mi bağladık yoksa? malum hiç isimlerini duymuyorduk bunların! kolpacı twitter hesapları bir bir patlarken, geçtiğimiz dönemlerde kap saatine kadar bilen ali naci küçük ve haluk yürekli'nin bir dediği bir dediğini tutmazken devam edin siz kolpacılara prim vermeye. galatasaray efsanelerine ağza alınmayacak yakıştırmalar yaptırmalarına izin verin hem de sizi kullanarak yaptırıyorlar.

    yakında bu sözlükte fatih terim için sicili bozuk ifadesi kullanılırsa bile şaşırmayacağım. psikoloji bozuk çünkü nefretinin de sevincinin de bir ayarı yok. zihniyet hastalıklı bir kere.
  • 7938
    gelen transferleri oynamadan değerlendirmemeyi, birilerine (özellikle geçmişte oynamış ve beğenilmemiş futbolculara) benzetmemeyi acilen öğrenmesi gereken taraftar topluluğu. bonservislere verilen ücretler daha maça çıkmadan konuşulmamalı. önce bir fırsat verin, yarım sezon da olsa bir oynasınlar, bir görelim bakalım sahada ne yapacaklar, ondan sonra oturur tartışırız.

    edit: tartışacağımız şey verdikleri katkılardır tabii ki. yoksa verilen bonservislerde oyuncuların hiçbir kabahati yoktur. bonservis üzerinden oyuncu eleştirmeyi, değerlendirmeyi de bırakmamız lazım.
  • 7939
    ogretmenin bir cok yolu vardir illaki. pedagoglar bu konularda calisiyorlar, meshur olanlarini duyuyoruz. cocugu olanlar daha cok icli dislidir boyle seylerle.

    yapay zekalara da bir seyi ogretirken kullanilan farkli yontemler var. dogru bir sey yaptiginda arti puan vermek ilk akla gelen yontemlerden birisi, ancak dogru olunca arti puan verip yanlis olunca eksi puan vermek ogrenmenin hizini oldukca artiriyor. kaynaksiz falan yaziyorum ama sozume inanirsiniz diye dusunuyorum*. sadece yanlislara eksi puan verip ogrenme beklemek gibi bir yontem bildigim kadariyla yok.

    simdi diyeceksiniz ki, ne alaka sayin yazar(kibarliginiz icin tesekkur ederim.) bence, bu ayni zamanda bizim oyuncularimizla aramizdaki iliski icin de gecerli. bizim istedigimiz sekilde oyuncu kulturunun olusmasi icin olumlu gordugumuz hareketlere ciddi manada destek gostermemiz ve yanlis bulduklarimiza ceza vermemiz gerekir. yine nacizane fikrime gore, cezalarin sayisi oldukca az olmali ki degeri de olsun.

    evde devamli dayak yiyerek buyuyen cocuklari bilirsiniz; ya sunepelesirler ya da artik iyice arsiz olurlar. devamli sert ve negatif tepki almaya yatkin ortamdaki futbolcular da aynen boyle oluyorlar. ya bagirir bagirir susarlar diye dusunuyor ya da aman bana top atmasinlar da neme lazim, ayagim kaysa bitirirler beni diyerekten saklanarak oynuyor.

    entry nereden aklima geldi; emre kilinc basligindan. ya hakikaten duzgun, formanin hakkini vermek icin cabalayan cocuk. biz bunlari avuclarimiz kizarana kadar alkislarsak, hem bu tip oyunculari begendigimizi digerleri de anlar, hem de emre topa vuracagi zaman sag ayagi yere daha bir saglam basar. hakeza taylan antalyali, kerem, ogulcan, marcao, muslera , omer bayram. aslanlar gibi topcularimiz var. karakterli ve mucadeleci. bilsinler ki biz de aslanlar gibi arkalarindayiz, ayaklarini korkak alistirmasinlar. calissinlar, sahada sonuna kadar mucadele etsinler, arkalarina da bakma ihtiyaci hissetmesinler, onlar bu tarzda oldugu muddetce biz arkalarinda oluruz. bakin ahlakli, yakisikli olmaktan falan bahsetmiyorum, oyununu gelistirme, mucadele etme gibi ozelliklerden bahsediyorum.

    he mesela, feghouli. belhanda ayrildiktan sonra sahada yurumesi, trabzon macinda kirmizi kart gorup maci mahvetmesi. bunlar ise cezasi olmasi gereken hareketler, oyle yaklasik 5 mio para alip kafasina estigi zaman oynarsa, bizde karsiliginin olmadigini da bilmesi lazim topcunun.

    bir de kosar mucadele eder de, kacirir. ayagini yere vurur, ayagi donmez. zamanlama hatasi yapar. pozisyon geregi zordur. buralarda da sirtina soyle babacanca vurup, ‘hadi oglum, bidaki sefere’ dememiz gerekir. hem zaten bir kere boyle gelmeye basladiysa takim, bizim de ritmi bozmadan destege devam etmemiz acayip bir sinerji de cikariyor ortaya. en galatasaray oldugumuz sekanslar bunlar.

    ama islik, kufur kiyamet olunca da, tribunden bile gitmek istiyor insan. taraftar olarak bana kotu gelen o ortam, oyuncuyu ne yapar kim bilir. halbuki, bu caydirici guc rakibe ve hakeme yonelik olmalidir. rakip hadi artik su maci oynayalim da bitsin moduna girmelidir, bizim oyuncumuz degil.

    ıste boyle, biz olumlu seylere arti puan verip, olumsuzlara sirtimizi dondukce, 5 olur 10 sene olur tam istedigimiz gibi kaybetse de mucadeleden vazgecmeyen, kosan, basan, isiran galatasarayi gormus oluruz sahada. genclerimiz daha rahat oynar, uzerine koyar, ya kupa getirir ya bonservis. olmuyorsa da, izzetiyle veda eder galatasaray’a, ben yetemedim ama hep kalbimde diyerekten gider takimdan.

    bizde birazcik bu yabancilarin toksik iliski dedigi gibi bir iliski var aramizda oyuncularla. sevdigimizi cok seviyor, sevmedigimizi hayatindan bezdiriyoruz. sonra sevdigimizin yerine gelen istedigimizi vermeyince ona sarip, eskisine instagramdan yaziyoruz. boyle degisik bir dongu aldi basini gidiyor.

    tanim: bu donguleri kiracak, onu sevenleri uzmeyecek taraftardir. oyuncudan bizi sevenleri uzmeyelim tepkisi beklerken, kendisini uzmeyen oyunculara da her zaman arka cikacak taraftardir.

    bizi uzmeyenleri sevelim arkadaslar.
  • 7941
    sosyal medyada başkan veya fatih terim bir oyuncunun adını andıysa o oyuncu transfer edilmelidir algısı yürütmeye çalışan tuhaf insanları içerisinde barındıran taraftarlardır.

    sizin bu rakip takım istediğimiz oyuncuyu alır da dalga geçer korkunuzla kendi kafanıza göre yürüttüğünüz bu saçma algı galatasaray yönetimini baskı altına alır da yüksek bedellere ghezzal transferi yapılırsa emeği geçen herkese yazıklar olsun. her transfer döneminde saçma sapan bir şeyler ortaya çıkıyor, bunların peşinden de cahil binlerce insan sürükleniyor. yakın zamanda yaşadığımız falcao olayı bile akılları başa getirmemiş olacak ki; bugün o günlere dönsek ve albayrak falcao ile fotoğraf çekilmiş olsa bunlar yine bile bile transfer için baskı yapar.

    isterse kulüp başkanı floryada otursun futbolcuyla yemek yesin, galatasaray'a zarar verecek her sözleşmenin karşısındayım. bırakın bu saçmalıkları artık.
  • 7942
    galatasaray taraftarı 4 yıl boyunca ffp'ye katlandı, her sene kiralık ordusu izlemek zorunda kaldı. desteklediği takım 4 yılın 2 yılını buna rağmen şampiyon bitirdi, 3.yılda pandemi olmasa muhtemelen gene şampiyon olacaktı ve son 4. sezonda sadece 2 gol ile şampiyonluk kaçtı. 4 yıl şahit olunan bunca şeyden sonra ffp nihayet bitti ve sabretmemiz gereken tek sezonda erkenden yangın çıkartıyoruz... taraftar olarak transferlerin bitmesini ve yeni galatasaray'ın ne yapacağını izlememiz gerekiyor. sabırdan kastım 3 yıl beklemek değil, fatih terim kendisi de böyle demek istemediğini belirtti zaten. sabırdan kastım şu transferlerin bitmesini beklemek ve en azından "orta sahası" olan, oyun kurabilecek genç bir takımın ne yapacağını izlemek.
  • 7943
    kötü sonuçlanan maçlar sonrası transferlerle gönlü hoş olan, her daim bahanelere kanan, en ufak eleştiriye bile cümbür cemaat karşı çıkıp insanları yaftalayan, yıllardır süregelen berbat futbola gözleri kapalı topluluk. bu özellikler bana futbolda fenerlileri, siyasette ise a haber izlemekten beyin mıncıklaması yaşayan malum kesimi hatırlatıyor.
  • 7944
    takim zaten pek bir sansimizin olmadigi psv maclarinda silik bir goruntu cizdi. agustos'a girmek uzereyken ileri baktigimizda eylul basindaki transfer sezonu bitisi ve milli takim arasina kadarki fikstur su sekilde:

    5 agustos - st johnstone
    12 agustos - st johnstone (d)
    15 agustos - giresunspor (d)
    19 agustos - europa/konferans ligi eslesmesi ilk maci
    22 agustos - hatayspor
    26 agustos - europa/konferans ligi eslesmesi rovansi
    29 agustos - kasimpasa (d)
    ve sonrasinda milli mac arasi, ve transfer sezonunun kapanisi.

    malesef sezona buyuk elestiri yagmuru altinda baslandi. iki yil sonra iceride taraftarla oynanan ilk macta taraftarimiz kendi oyuncumuzu yuhaladi. psv karsisinda ezilen ve kulupte gelecegi olmayan kadroda st. johnstone serisi icin ciddi bir degisiklik olmayacak olmasi seriyi galatasaray'in rahat gececegine dair beklentileri sifirladi. oyle ki sadece ilk macta dahi bir kaza olmasi halinde iklimin cok sertlesecegi asikar. bu fikstur boyunca transfer haberlerinin gundemin tepesinde olacagi da, kadronun surekli bir degisim halinde olacagi da ortada. sanmiyorum ki galatasaray bu yukaridaki fiksturde iki maca ustuste ayni kadroyla ciksin.

    yani bence galatasaray'in yakin tarihindeki en atesli, en sallantili ayina giris yapmak uzereyiz.

    taraftara nacizane onerim su: artik kulube, teknik heyete, oyunculara gereksiz baski kurmayi birakin. yeniden bir yapilanma icerisindeyiz. daha kadro tam kurulamadi. genc oyuncularla, yarismaci olmaya devam etmeye calisiyoruz. yenilecegiz, yeri gelecek sahadan silinecegiz. ama mucadelemizi verecegiz. elestirin ama destek olun, kostek olmayin, dusmanlastirmayin, hamaset yapmayin. fatih terim'i, burak elmas'i, oyuncularimizi sezonun ve bu yeni yapilanmanin daha bu noktasindan yerin dibine sokarak "elestiri kulturu"nu ilerlettiginizi saniyor olabilirsiniz, ama inanin yaniliyorsunuz. istemeden de olsa yaptiginiz sey bu yapilanmanin basarili olma sansina zarar vermek oluyor.

    bol sabir, hep destek, tam destek.
  • 7947
    biraz sabırlı olması gereken taraftardır. az sakin olup başkan ve hocaya fırsat verin.

    değerlendirmelerimizi de elbette yapalım fakat mevcut şartları, ffp'den yeni çıktığımızı ve yeniden yapılanma sürecinde olduğumuzu göz ardı etmeden yapalım bunları. biz değil miydik başarı gelmede de olur yeter ki sürdürülebilir bir yapı kuralım diyen?

    ayrıca eleştiri yaparken de üsluba dikkat etmelidir. medyanın ve anlık kötü sonuçların gazına gelmeden yapıcı eleştiriler üzerinde durmalıdır. diğer kulüplerden başarı olarak öndeyken yeni bir yapılanmaya giriyoruz, bu yapılanmanın kısa vadede getireceği başarısızlıklar bizden hiçbir şey götürmez, uzun vadede getireceği sağlam yapı ise çok şey kazandırır.

    ayrıca önceliği her daim galatasaray olmalıdır. o gitsin kendini kurtarsın, bu gitsin şahlansın gibi saçma söylemlerden kaçınmalıdır.
  • 7948
    son 2-3 sezondur sütten ağzı yandığı için yönetimlere genç oyuncu transferi için muazzam baskı yapan taraftardır. 28 yaş üstü bir oyuncunun ismi bizimle anıldığında yüzler düşmekte "futbolcuların geçmişine değil, geleceğine yatırım yapacağız" vecizesi hatırlatılmaktadır.

    burak elmas yönetimi p. van aanholt transferini oyuncunun yaşı itibariyle taraftardan çekindiği için 2 genç futbolcu ile beraber araya yedirerek açıkladı.

    son zamanlarda özellikle rakiplerimiz ile anılan 30 yaş üstü kaliteli isimlerin son sözleşmesini alacak, takımın bu futbolcuyu taşıması lazım, çine katara gitti şeklinde kötülenmesini anlayamıyorum belki ben 30-31 yaşın, sakatlık problemi olmayan bir futbolcu için gayet de risksiz bir yaş olduğu konusunda yanılıyorumdur.

    sözün özü futbolda mutlak doğru yoktur. rakiplerimiz tecrübeli ve ne alabileceğinden emin olduğu futbolculara yönelirken bizim, yıllardır yapılması gerektiğini düşündüğümüz değişim ve dönüşüm umarım başımızı yakmaz.
  • 7949
    yaşlı, pahalı ama kaliteli oyuncu alınır; "yaşlı futbolcu istemiyoruz" denir.
    bonservis ödeyip, gelecek vadeden oyuncu alınır; "bizim seviyemizde değil" denir.
    1 milyon euroya transfer yapılır; "madem iyi, neden bu kadar ucuza bıraktılar" denir.
    10 milyon euroya transfer yapılır; "bu paraları etmez, kazık yedik" denir.
    istatistikleri iyi olan oyuncu alınır; "neden milli takımda oynamıyor" denir.
    milli takımda oynayan oyuncu alınır; "scout ekibi neden oyuncu keşfetmiyor" denir.
    28 yaşında adam alınır; "daha genç olsun" denir.
    22 yaşında adam alınır; "bu yaşa kadar büyük takımlar neden yatırım yapmamış" denir.
    benim hepsine vereceğim tek cevap marcao'dur.
    22 yaşına gelmiş, bu yaşına kadar hiç milli takımda oynamamış, büyük kulüplerin hiç dikkatini çekmemiş, portekiz liginin son sırasında, en çok gol yiyen takımında oynayan, 4 milyon euro gibi kazık(!) yediğimiz bir paraya alınan, bizim seviyemizde(!) olmayan bir futbolcuydu.
  • 7950
    transferleri sahada görmeden eleştirmeyi, çıkan haberlere aldanmayı, karalama kampanyalarına inanmayı bırakmalı. transfer komitesi işini yapıyor gereğince. genç oyunculara yüksek bonservis düşük yıllık ücret verilmesinde de bir sorun yok. bu kulüp cavanda'dan, carole'den kar etti, siz hiç merak etmeyin cica'dan da morutan'dan da oldukça iyi faydalanır ve kar ederiz. yeter ki sizler yangın çıkartıp, gencecik oyuncuları ezmeyin söylemlerinizle, saldırılarınızla. bize düşen oyuncularımızı motive etmek ve desteklemektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın