• 7652
    transferde ne istediğini bilmeyen taraftar.

    yıldız olsun ama çok kazanmasın.
    yıldız olursa yaşı 30’u geçmesin ama çok da ucuza gelsin.
    genç olsun ama hiç hata yapmasın. hiç puan kaybettirmesin, son vuruşları falan ronaldo gibi olsun. tek bir hata yaparsa jesse gibi ptt topçusu ilan edilir çünkü.
    kış dönemi nokta atışı transfer yapılsın ama kiralık olmasın. bonservis de ödemeyelim ama yaşı 30’u yine geçmesin.
    elimizdeki işe yaramayan oyuncuları verelim rakiplerimizin en iyi oyuncularını (irfancan gibi) alalım.
    ha bir de tabi ki olmazsa olmaz galatasaray seviyesinde(!?) olsun her oyuncu.

    gibi. sevgili taraftarımız; dilimize pelesenk olmuş benfica, porto, ajax vs. de yeri geliyor 34’lük topçu alıyor. fiyat/performans oranı bizden yana iyi olsun da isterse batistuta geri bizde futbola başlasın. bırakalım bu “x yaştan büyük almayacaksın ya” muhabbetini. yaşı yüzünden burun kıvırdığımız ibra milan’ı sırtlıyor 40 yaşında. bir pas hatasında jesse’yi ali yavuz’u kerem’i amatör lig oyuncusu ilan ediyoruz, ama 30’dan büyük oyuncu da istemiyoruz.

    herkes ister tüm futbolcuları 25-26 yaşında dünya çapında olan fişek gibi takım ama kötü bir haberim var, malesef öyle bir takım yok...
  • 7653
    kendi kulübünün de sütten çıkmış ak kaşık olmadığını bilmesi gereken taraftardır. türk futbolu bir bok çukuru ve sen de ben de biz de bu çukura bok taşıyoruz. çünkü başka bir şansımız yok, coğrafyada herkesin ulaşabildiği tek eğlence bu çünkü.

    ne biz temiziz, ne fenerbahçe, ne beşiktaş ne de bir başkası. bu ülkede burada atanmış dediğimiz, ondan bundan emir alıyor dediğimiz beşli çetenin birlisi tff'de oy birliğiyle göreve geliyor. senin delegen nihat özdemir'e oy veriyor. fenerbahçe eskisi, iktidar yanlısı nihat özdemir tff'ye başkan olsun diye oy kullanıyor. kulüpleri devletin köpeği yapacak bankalar birliği borç yapılandırma anlaşmasına elinde tuzlukla sen koşuyorsun. durduk yere gidiyorsun başakşehir'in hakkını savunmaya koşuyorsun "kara gece" diye, sanki başakşehir kendini savunmaktan acizmiş gibi. yahu başakşehir senden güçlü, farkında değil misin? iki hafta sonra hakem hatasıyla kazanılan puana da gidip "kulüpler birliği açıklaması hede hede" dersin.

    sen de ben de o da bu boktan düzenin değirmenine su taşıdık. ben artık sıkıldım. ben artık zamanında bana haksızlık yapıldı diye rakibime yapılan haksızlığa oh olsun demekten sıkıldım. ben artık amigo gibi atışan bir haltı başaramamış tv kaşarlarını, muhabir yetmelerini görmekten sıkıldım. fetöydü, devletti, stadını o yaptı, şikeyi sen yaptın, transfer şikesiyle şunu sattın muhabbetinden sıkıldım. yahu adamlar kılıfına uydurup italya'ya iki topçu sattı yeri göğü ayağa kaldırdın, kendin kılıfına uydurup "kiralık" oyuncunu "kiraladığında" yönetim başarısı oldu. ben insanların sırf tuttuğu takım diye tutarsız tutarsız hareket etmesinden de sıkıldım. bu içine tükürdüğümün türk spor medyasından sıkıldım.

    görmek istediğim taraftar profiline girmek istiyorum, öyle yapınca da ben ve umarım benim gibi düşünenler burada objektif olacağım diye takımını her ortamda ezdiren taraftar yaftası yiyor. bombok bir taraftar oluşumu var ülkede. o kadar boktan ki, ülkenin spor tabanlı en nezih platformu olan gss bile bu boktan kitleye maruz kalıyor. siz öyleyseniz ben sizden değilim.
  • 7654
    biraz daha soğukkanlı olması gereken taraftar grubu. özellikle puan kaybedilen maçlarda. her zaman bir suçlu aramak yerine gördüğü eksikliklere yapıcı eleştiri getirmek daha sağlıklıdır.

    dostlar gün birlik zamanıdır. taht oyunları malum, takımımızın hali ortada; sakat oyuncularımız, gereken transferler, hocamızın cezası...

    herkes kendi fikrini saygı çerçevesinde söylemekte özgür. kimsenin gazına gelmeyelim. birbirimizi düşman bellemeyelim. sen, bu yazıyı okuyan renktaş. sen ve ben galatasaray sözlüğün içerisinde sanki sami yen tribününde yan yana, omuz omuzaymış gibi duruyoruz. biz aynı taraftayız. sakin olalım.

    (bkz: kapalı tribün lütfen sakin olalım)
  • 7655
    bu aralar biraz sakin olmasında yarar olan topluluk. öylesine kalitesiz ve bir o kadar da dengesiz bir ligimiz var ki her an her şey olabiliyor. özellikle orta sahada kısıtlı kadromuz var, maçlar üst üste biniyor, covid bir yandan derken her maçı kazanamıyoruz maalesef. hoş bunlar olmasa da her maç kazanılmaz. elbette ben de puan kayıplarından sonra aşırı sinirleniyorum, buraya yazmasam da whatsapp gruplarındaki arkadaşlarım sağ olsunlar bana katlanıyor ama biraz düşününce normale dönüyorum.

    ayrıca ligin sadece sahada oynanmadığını, siyah formalı tetikçilerin* ve amirlerinin her an bize düşmanlık beslediğini unutmaması gereken taraftardır. o yüzden hoca* devre arası aytaç diyorsa aytaç, salih diyorsa salih, henry diyorsa henry çünkü maddi durumlar bu kadarına elveriyor. izleyelim görelim.
  • 7656
    bu yazının baz alındığı kesim ya da kesimler sözlük ya da sözlük dışı olabilir. kimse hedef alınmamıştır.

    galatasaray taraftarı beşiktaş taraftarı neyse fenerbahçe taraftarı neyse ya da diğer takımın taraftarı neyse odur. çünkü hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz ve genel profilimiz aynıdır. ( laf sözlükten dışarı. canım sözlük burayı çok seviyorum.)

    her taraftar grubunda olan ''bizi engelliyorlar'' , ''rakiplere şöyle şöyle çalındı bize çalınmadı'' , '' onların arkasında tff, mkh , milletvekili var '' tarzında cümleler herkesin dilinde. bu şablondan bakarsak türkiye ligi kavimler göçü sonrası avrupa gibi güç savaşının odağı. lakin işin özünde ligimiz aynı güzide ülkemizin her yeri gibi kötü yönetiliyor, kalitesiz ve gereğinden fazla anlam yüklenmiş bir lig. hiç bir siyaset amacı gütmeden diyorum ki bizde vali, vekil, belediye başkanı gibi unvanlar çok abartılır. '' amanın valimiz geliyor, amanın başkanımız geliyor.'' tabi ki bir saygı olmalıdır fakat bu bizde biraz daha abartılmıştır. bu abartılmaya verilen hizmetler ise ortadadır. özümüzü kaybetmeden konumuza dönelim. maalesef ligimiz de aynı bu şekildedir. başkanlar tonlarca para verseler yapamayacağı reklamı yaparlar ceplerini doldururlar ama yöneticilik vasıfları ne kadar ? keza futbolcularımız. kaçı kendilerini geliştirmek için çok çalışıyor ? dünyada iz bırakmış kaç tane türk futbolcu sayabiliriz ? kaç tane antrenör sayabiliriz ? kaç teknik adam ? o kadar paralar harcandı bu ülkede futbola canımız, ciğerimiz galatasaray dışında avrupa başarımız nerededir ?

    sözlük içinde bile maç sonu görebilirsiniz bu bahsettiğim şeyleri.

    (bkz: 3 ocak 2021 kayserispor beşiktaş maçı)

    bu maçtan örnekler verelim.
    hem sözlük hem sosyal medya için soruyorum. beşiktaş'ın dünkü penaltıları bize verilse kaçımız ' yok abi buna da vermesinler, böyle penaltı mı olur! ' diyebilir. tahminim 10 kişide belki 2. yine aynı maçın ikinci penaltısında top ayaktan çıktıktan sonra temas var. ama penaltı bu güzel kardeşim, güzel abim bu penaltı. suç araya atılan topa bomboş bakıp sonradan koşan kayserili futbolcuda. o pozisyona penaltı çalan hakemde değil.

    bakın bir diğer örnekle yolan çıkalım. evimizdeki antalya maçında marcao direkt atılmalıydı. arda da keza ikinci sarıdan atılmalıydı. şimdi sen güzel yazılar yazarak emek vererek bu sözlüğe üye olmuş canım abim, canım kardeşim emre'ye kırmızı değil diye sitem edip bunlara ses etmezsen senin futbol anlayışın galatasaray'ın kollanması üzerine. canın yandığı zaman ses çıkar hakem atladığı zaman sus. e o zaman senin o '' çok ağlıyorlar, şöyle kollanıyorlar.'' dediğin takımın taraftarından ne farkında kalıyor ?

    yine bizim taraftarımızın en büyük problemlerinden biri kendini üstte ya da çok üstte görürken geri kalan rakiplerini vasat ya da vasat altı görmesidir. misal olarak beşiktaş futbolcusu güven senin forvetin oğulcan'dan daha iyi bir futbolcu. ama sen oğulcan'ı ' fatih terim yeni burak yılmaz yapacak ' şeklinde görürken güven'i göbekli, maddi durumu kötü beşiktaş'ın mecbur kaldığı kötü forvet olarak görüyorsun.

    yine takım olarak kendimizden aşağıda gördüğümüz her takım duran toplardan gol atabilirken ve bunun da bir taktik olduğunu bilmemize rağmen bu şekilde gol bulan rakipleri ucuz futbolla yargılıyoruz.

    biz kendi evimizde kayseri, antalya maçlarında puan kaybederken '' rakip oynatmamaya gelmiş, 9 kişi bekliyorlar 2 kişi kontraya çıkıyorlar böyle futbol mu olur ? ' diye yargılıyoruz. ama rakibimize yapılsa ' bravo x hoca, rakibi çözmüş, şöyle şöyle kilitledi ardından hızlı atağa çıktı.' diyoruz.

    yine bu rakiplerimiz kötü futbolla puanlar alırken biz kaybedince ' ittire kaktıra kazandılar.' diyoruz.

    biliyorum çok eveledim. biliyorum çok geveledim. ama iğneyi başkasına batırırken çuvaldızı kaybediyoruz.

    tabi ben de görüyorum bazı fahiş hataları, görüyorum rakiplere 5 bize 15 hataları, adam kayırmaları. ama rakipler kadar bize de yapılıyor. biz de en az onlar kadar kötüyüz bazı alanlarda. tek istediğim en azından bizim objektif olmamız. en azından bizim adaletli ve iyi kalabilmemiz.

    not: bu yazı kimseyi hedef almamıştır, bilirkişi raporu değildir. tamamen kendi hislerim kendi duygularımdır. sürç-i lisan eylediysem affola.
  • 7657
    artık başka takımların ne kadar kötü oynayıp her maç 2-3 golle yendiğine laf söylemek , sürekli hakem demek yerine kendi takımının malesef herhangi reaksiyon veremeyen, kolay kolay farklı kazanamayan, geri düştüğü maçı kaybeden, öne geçtiği maçı diken üstünde izleten hali hakkında yorum yaparsa galatasaray futbol takımı için daha iyi olacak.

    herkes kötü, futbol falan oynamıyorlar ama herkese 2-3 atıyorlar. biz pozisyona giremiyoruz ama süper oynuyoruz.

    birazcik başka takımları salıp kendi halimize bakalım.
  • 7658
    uzun zamandır, yok o kadarda değil diyordum kendi kendime ama bu sezon sürecinde buna kesin karar verdim. kibir konusunda fener taraftarı ile kapisir. fener taraftarı yıllarca zengin kulüp olmaları ile bu kibre sahip oldu ve gerçekle yuzlesemiyor. galatasaray taraftarı da başarı ile sahip oldu ve o da yuzlesemiyor.

    bu takımın belhanda dışında orta saha oyuncusu yokken, sene başında ndiaye alınacağı zaman ortalık ayağa kalktı ve alinmayip yerine etobo geldi, salih uçan için bonservissiz olduğu dönemde ne işi var muhabbeti döndü, şimdi gelmesi isteniyor ama çoğu yorumda rotasyona katkı için ki, daha bizim yedekten oyuna girecek aytaç kara gibi vasat bir orta sahamiz bile yok. salih'i gs as kadrosuna yakıştıramıyoruz.

    bir kaç gün önce, lyundama için 15 milyon euro 'ya satılması ihanettir yazılırken, bugün gitmesi gerekir diye yazılıyor. başakşehir ile irfan can için takasa girmeyi düşünürken, futbolcu değil dediğimiz adamlari basaksehir'e vermeyi hayal ediyoruz. futbolcu değil dediğimiz adamlarla, ligin içinden geçmemiz gerektiğini söylüyoruz.

    gerekirse genç oyuncularla yenilelim diyoruz, ali yavuz kol, sekidika gibi oyuncular hata yapınca, darağacı hemen kuruluyor. çok umutlu olduğumuz kerem ve bartug da bir kaç maç kötü oynarsa aynısı yapılacak, ozan kabak buna en iyi örnek. emin bayram'i sehpaya çıkardık bile, tekmeleyecek zamanı bekliyoruz.

    futbolu kucumsuyoruz, ligikucumsuyoruz, rakip takım oyuncularıni kucumsuyoruz. karagümrük takımının kadrosu senden iyi mi diye eleştiriyoruz ama iyi olduğunu göremiyoruz. mesele isim bazında iyi olmak değil, hedef bazında iyi olmak. karagümrük takımının hedefi belli ve o hedef için oluşturulmuş çok iyi bir kadro, peki galatasaray'ın hedefi sampiyonluksa o hedefe uygun bir kadro mu? kalecisi şu an için vasat, defans rotasyonu eksik, orta sahasında adam yok, golcü desen uzun zamandır yok. nasıl olacak o zaman, emre akbaba yerine muhammed kerem oynayınca mi olacak. 2006 yılında yine aynı kanat için bir yıldız çıktı, adı arda turan'di. sakatlık ve ceza dışında formasını kimseye vermedi, mükemmel oynadı ligi o sezon 3. bitirdik ve sampiyonluk yarısında hiç olmadık. kerem'den süper yıldız da çıksa bu kadroyu tamamlayacak mi.

    beşiktaş'ın kadrosunu çok zayıf görüyoruz, nasıl ustumuzde olur bizim ayibimiz diyoruz, abubakar ve rosier dışında hiç bir oyuncusunu belki de takımımıza uygun görmeyiz, peki beşiktaş bizim kadromuzdan kaç oyuncuyu kendi ilk 11'ine yazar. ya da bizim alt yapı oyuncularını bile yazsak ulasamayacagimiz, fenerbahçe orta saha oyuncularını eleştirirken, bizim daha iyi olduğumuzu düşünüyoruz. fener'in kadrosu süper değil, ama sende olmayan bir çok şey onda var, sende olan ise marcao, belki bu sene ki çıkışı ile taylan, caner'e asist yapsa da gol yediriyor diyorsun, saracchi'de yediriyor, caner gibi de orta yapamıyor, caner'in herhangi bir takımda yüzünü bile girmek istemem o ayrı. diagne samatta takasini düşünmeden yapariz.

    kibrin, en onemli belirtisi asla hata yaptığını kabul etmemektir, o nedenle terim'e en çok yüklenilen noktalardan birisi de budur. hata yaptigini kabul etmiyorsun, çok kibirlisin, sürekli kendi egon var, biraz durul artık derken gs taraftarı olarak aynaya bakmamızın zamanı gelmedi mi?
  • 7660
    edit: bu entry tümevarım içermektedir. ölümlü dünya'daki feyyaz yiğit gibi "10 dakikada nereden nereye geldik" demeyin sonra*.

    7 ocak 2021 fenerbahçe alanyaspor maçı'nda;

    - maç başında enner valencia hakemi itti kırmızı kart görmedi. (ki bence sarı ile geçiştirilebilirdi ama bu pozisyonu dile getirme amacımı alttaki paragrafta anlayacaksınız)
    - mame thiam sarı kartı varken 2 ayrı pozisyonda rakibinin ayağına bastı ve 2. sarıyı görmedi.

    taraftarımız hiçbir tepki vermedi. bu söylediklerim bizim lehimize olmuş olsa şu an ekşi sözlük'te 300 küsür entry'lik başlıklarını görüyorduk. twitter'da da tt listesinin en başında bu pozisyonlardan ötürü hakem halil umut meler'i görüyor olurduk. 12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'nda marcao'nun hakeme vurmadığı görülen pozisyon bile ne kadar tartışılmıştı sosyal medyada. marcao'nun kırmızı görüp birkaç maç ceza alması gerektiği savunulmuştu. enner valencia'nın pozisyonu hakkında ise hiç ses yok.

    taraftarımızın bu tavrının (daha doğrusu tavırsızlığının) olumlu bir şey olduğuna kesinlikle katılmıyorum. "sen galatasaray isen hakemi de yeneceksin", "bu hatalara kadar düştük mü" gibi söylemler kulübümüze kesinlikle zarar veriyor. bu saçmasapan söylemler yüzünden yarımız kadar top oynamayan fenerbahçe ve beşiktaş puan olarak üstümüzde. biri 23 aralık 2020 fenerbahçe başakşehir maçı ile hayata döndürüldü, öbürü zaten her hafta hakem yardımlarıyla yürüyor. o da özellikle 28 aralık 2020 beşiktaş sivasspor maçı ile moda sokuldu.

    emre kılınç'a 2 maçlık ceza verildi, yine sesimiz çıkmıyor. tahkim'in bugün toplanıp bu cezayı 1'e indirmesi şart oğlu şart, ama yapacaklar mı bakalım? o ceza 1'e inmezse 9 ocak 2021 galatasaray gençlerbirliği maçı'nı 4'lünün ortasında younes belhanda-emre akbaba ya da younes belhanda-arda turan ikilisiyle oynayacağız. bugün takımının hakkını savunmayanlar, allah korusun bir puan kaybında hocasına ve oyuncularına demediğini bırakmayacaklar.

    aynısı fatih terim'in cezası için geçerli. vay efendim, hoca ceza alacağını biliyormuş, niye sakin kalmamış, bizi yalnız bırakmış vs...

    sen 30 milyon taraftara sahip bir camiasın. lafta ülkenin en güçlü camiasısın. hocana yıllardır haksızlık yapıyor ve sen bunu engelleyemiyorsan kimse kusura bakmasın, hoca bizi yalnız bırakmıyor, biz hocayı yalnız bırakıyoruz. maalesef bu yeni bir şey de değil. bildiğim kadarıyla 1986'dan, belki de kuruluşumuzdan beri her sene aynı terane. hiçbir zaman hakkımızı savunmayı beceremiyoruz. adamlar şike yaparken kıskıvrak yakalandı, ceza almak yerine ödüllendirildiler. bir de utanmadan kendi şikeleri için bizi suçladılar. dünya futbol tarihinin en büyük şikesinin sonucu yine istediklerini aldılar.

    galatasaray'ın bu konulara girmediği için en başarılı türk kulübü olduğunu söyleyenlere kesinlikle katılmıyorum. bizim yaptığımızın adı işimize bakmak falan değil, hakkımızı savunamamak ve iftiraları engelleyememek. onca emeğimizin olduğu, aleyhimize yapılan hakem hatalarının hepimizi çileden çıkarttığı efsane şampiyonluklarımıza bile şaibeli şampiyonluk yaftasını yapıştırıp kamuoyunu bu yönde kanalize edebiliyorlar. bu benim zoruma gidiyor mesela, "kendi işimize bakalım"cıların gitmiyor mu?

    galatasaray bu konulara girse, yani hakkımızı savunabilsek ve iftiraları engellesek abartısız söylüyorum şu an türk futbolu tekelimizde olurdu. avrupa'da da şimdiki başarımızın 2 katını elde etmiş olurduk. çünkü 1984'te derwall'in gelişinden bu yana belli dönemler haricinde (2003-2011 ve 2013-2017) rakiplerimizle aramızdaki futbol aklı farkı o kadar büyük ki. bu futbol aklının sahaya yansımamasının en büyük sebebi büyük ölçüde deplasmanda oynamamız. özellikle şu dönemler; medyaya, sosyal medyaya, kurumlara tamamen galatasaray düşmanlarını doluşturdular. bir de fatih terim'den kurtulsalar iş tamam. anında 2003-2011 arası galatasaray'a döneriz. o dönem 2 şampiyonluk kazanmıştık, yine 9 senede en fazla 2 şampiyonluk kazanırız. bolca 3.lük, bir miktar 2.lik, bir miktar da 4-5-6-7-8.lik görürüz. nadiren de şampiyonluk işte.

    bazılarımız hala farkında değil, tff'de 1 tane bile galatasaraylı yok. pfdk ve tahkim'de belki 1-2 adamımız vardır ama o kadar. sıkışınca bizi kurtaracak zenginlerimiz yok. çok büyük para edecek gayrimenkullerimiz artık yok. siyasilerden kulübümüze yakın olan 1 kişi bile yok. benim bildiğim galatasaraylı 1 tane bile medya patronu yok (varsa da güçlü kanalların patronu değildir). medyada sözü dinlenen güçlü figürlerden (ağır abilerden) 1'i bile galatasaraylı değil.

    biz bizeyiz lan işte. hakkımızı savunacak bir biz varız. biz de susuyoruz, peki ne olacak bu işin sonu? fatih terim sonrası kim çıkıp toparlayacak camiayı? hoca bu konuda yönetimin işini yapıyor, peki terim sonrası için bizi rahatlatacak bir tane güçlü figürümüz var mı camiada? bir tane başkan adayımız var mı bizleri arkasına, geri kalan herkesi karşısına alabilecek? ben cevap vereyim, varsa da ben hiç göremiyorum. hep pasif isimler, hep dışarıya kedi içeriye aslan kesilen isimler görüyorum.

    iyi top illa ki oynanır, derbiler kazanılır, şampiyonluklar gelir ama hakkımızı savunma konusunu çözemedikçe her zaman tavanı sınırlı bir takım olarak kalacağız. hiçbir zaman o hayal ettiğimiz dünya devi takıma dönüşemeyeceğiz, hatta hiçbir zaman bir benfica da olamayacağız. zaten camia gücünün yarısından fazlasını teknik direktöründen alan 30 milyonluk camia bunu hak etmiyor da.

    siz hala bizde işlerin diğer avrupa ülkelerinde olduğu gibi yürüdüğü hayalleriyle yaşamaya devam edin. hala bizi tutup kendi bataklıklarına çekmeye çalışanlara, galatasaray'ı türk futbolunun üvey evladı haline getirmeye çalışanlara dur demeyin.

    bu kafada gidersek korkarım ki 2020'lerin sonlarında çekeceğiz asıl sıkıntıyı. belki yeni jenerasyonda bolca galatasaraylı olması bizi kurtarır, o da belki. sonuçta onlar da aynı kafada olacağından rakiplerimiz istediği gibi at koşturmaya, bizi yaralamaya devam edecektir.

    açıkça söyleyeyim, geleceğimizden çok endişeliyim. allah fatih terim'e uzun ve sağlıklı bir ömür versin, ömrü ve sağlığı yettiğince de teknik direktörümüz olarak kalsın ama 30 milyonluk camia umutlarını tek bir kişiye bağlayamaz, bu kişi fatih terim olsa bile.

    yine de gittiğimiz nokta ve gelecekte yaşayacaklarımız konusunda umarım ben haksız çıkarım diye ümit ediyorum...

    yine bu konularda çok daha ayrıntılı yazdığım bir entry'm: (bkz: #3016667)
  • 7661
    geçmişi çabuk unutan, her şeyin en iyisini bildiğini iddia eden insanlar topluluğu. galatasaray'ı düşündüğünü iddia edip transferden başka bir şey de düşünmezler genelde.

    her transfer döneminde aynı şeyleri yaşıyoruz:

    1. transfer haberleri piyasa sürülüyormuş ama transfer yapılmıyormuş, taraftar oyalandırılıyormuş... taraftar kendi kafasına göre herkesi yönetimin ulağı yapıyor. adamlar aleni bir şekilde sallıyor, hoca bu insanlara inanmayın diyor ama siz gidip onlara inanıyorsunuz ve bu yüzden yönetime kızıyorsunuz.

    2. radamel falcao'yu tarihin en kötü transferi olarak görüyor ama 2 rakibi aynı tarz oyuncularla anlaşma aşamasına gelince yönetime kızıyor bizim yönetim neden düşünmedi diye. adamlar alıyor abi en çok kullanılan cümle. alıyor da bütün aldıkları uçup kaçıyor sanki. transfer yarışına gireceğiz kim daha çok transfer yapmış diye.

    3. transfer dönemi bittiği gibi bir sonraki transfer dönemine hazırlanmaları gerekiyor... her şey o kadar kolay ki taraftar için; luyindama'yı 20'ye satıyoruz ve o para ile 10 transfer yapıyoruz. tabi elin adamı senin 2 kere sakatlanmış adamına aptal olduğu için gözü kapalı 20 verecek.

    bu arada sezon başı aldığımız oyuncuların çoğunu da bu şekilde kadroya kattığımızı da çabuk unutuyoruz.

    4. seneye zorunlu satın alma opsiyonu ile kiralayalım... inatla ffp'nin 2020-2021 sezonu sonunda biteceğini düşünüyor taraftar. çok zor değil aslında yapılan kap açıklamasını okumak. bu sezon zarar etmememiz gerekiyor. kurlar tarihin en yüksek seviyesine çıkmış, tribün gelirin yok ve muhtemelen zarar açıklayacağız. açıklamamamız imkansız. ama biz bunları umursamayız, bulsunlar kardeşim bir yolunu...

    5. hocanın istediği adamlar alınmıyor... bizim gibi ülkelerdeki takımların hiçbiri her istediğini alamaz. hatta genelde alamaz ve farklı alternatiflere yönelir. bizde de hep böyle olmuştur. fatih terim de bu kulüp tarihinde bu konuda en şanslı kişidir. genelde ne istediyse oldu. bir dönem de olmasın. geçen sene oldu da ne oldu. tabi hemen kılıf uyduruluyor da sezon başı uefa avrupa ligi hayalleri kurduğumuzu, sezon başlamadan şampiyonluğu kutladığımızı hatırlıyorum. sanki şu an keyiflerinden almıyorlar.

    6. galatasaray seviyesinde değil... kendimizi nerede görüyorsak artık kimse bizim seviyemizde değil. taylan antalyalı, adem büyük, oğulcan çağlayan da o isimlerden biriydi. şimdi konuşulan birkaç isim var ve onlara da aynı şekilde davranılıyor. taylan'ın hoca sayesinde böyle olduğunu düşünüyorsanız yine aynı hoca takımda. bırakın insanların seviyesini de buna görevli kişiler karar versin. yani her oyuncunun yıldız olamayacağını bir türlü anlayamıyoruz. oyunlarda bütün oyuncular en üst seviyede olabiliyor da gerçek hayatta bu pek mümkün değil.

    şunu anlamak lazım; üçe beşe bakmadan transfer yapmak zor değil. bu yönetim de yapar onu ama sonra cezayı yönetim değil galatasaray çeker. bu sezon belki şampiyon olursun ama önündeki 10 seneyi çöpe atarsın. biz şampiyonluk sayısında rakiplerin önündeyiz ama sanki arkadan gelen, başarısızlığa tahammülü olmayan bizmişiz gibi davranıyoruz. evet, başarısızlığa tahammülümüz olmasın da 1 sezon başarısız olduk diye de gemileri yakmayalım, son şansımızmış gibi davranmayalım. onu yapanlar var ve gerekçeleri sağlam da bizim bunu yapmak için bir sebebimiz yok. bu takım da şampiyon olabilecek bir kadroya sahip siz kabul etmeseniz de. beğenmediğimiz beşiktaş ligde lider, antep, alanya bizden iyi oynuyor. biz bu takımla daha iyi nasıl oynarız bunu düşünmeliyiz.

    anlamamız gerekiyor artık; hiçbir zaman böyle bir dönemde yaşamadık, bir sürü ekstrem durumlar var, kulübü bağlayan şeyler var ama biz transfer diye kuduruyoruz. transfer olursa ne ala ama olmadı diye ortalığı yakmaya yıkmaya gerek yok.

    not: bu entry yönetimi savunmak için girilmemiştir. yönetimin yetersiz olduğu, başarısız olduğu bolca konu var. baskıları da kaldıramayacak ve kulübe zarar verecek duruma geldiler ama kendilerinin gömüleceği konu transfer değil.

    ek: bir de komplo teorilerine ciddi ciddi inanmaya başlayanlar çıktı ki evlerden ırak. hep vardı da aslında sesleri daha çok çıkmaya başladı. bütün takımların taraftarı böyle zaten; herkes bize oyun oynuyor, en önemli biziz... tamam, kim neye inanmak istiyorsa inansın da başkaları inanmıyor diye de onları suçlamasın, komik oluyor.
  • 7662
    gündemin gazına gelmemesi gereken taraftar grubu. transfer konularında durumumuz belli, etimiz belli budumuz belli. en iyisi sıfır beklenti ile ara transfer sezonunun son gününü beklemektir. beklenti hayal kırıklığı yaratır değerli renktaşlarım. zaten yeterince kırılmadık mı?

    (bkz: galatasaray sözlük hayal kırıklıkları kulübü)
    (bkz: 2020 - 2021 sezonu ara transfer dönemi)
  • 7663
    mustafa cengiz yönetimi ve fatih terim arasında pinpon topu gibi oradan oraya savrulan güruh. beceriksizlikleri yüzünden yönetime sitemden başlayıp, öfke, hakaret, küfre giderken bir yandan da kime nasıl bir mesaj vermeye çalıştığı anlaşılmaz hoca tarafından sarsılıyor. sahada sürekli hiçbir şey yapmamasına rağmen hala ilk 11'de forma bulanlara, en fazla 3 dakika forma şansı bulabilen 22 yaşındaki süt çocukları derken oynamayı haketmeyen oyuncuların kahredici kötü futbollarına rağmen umut etmek isteyen taraftar.
    hala şener'i, akbaba'yı izleyip, onlardan bir şey beklemeyi hakedecek ne yaptık biz.
  • 7666
    bu dakikadan sonra yönetimin arkasında olan herkes benimde gözümde fatih terim karşısındadır. bu kadar olan olaylardan sonra halen bu yönetimin arkasında olmak fatih terim karşısında olmak demektir.

    ayrıca yönetimin nasıl insanlar olduğunu anlamak için galatasaray'ı yakından takip etmek yeterlidir. bu sözlükte çok net bilgi alabileceğiniz insanlar var. fatih terim'e karşı yapılan zorlamalar geçen senenin yaz ayından beri başlamış durumda bunu yakından takip eden bütün herkes de biliyor.
  • 7667
    icinde olmadigimi sozluk sayesinde ogrendigim. nedeni ise irfancan'i hoca isterken benim istememem. anlayamadigim nokta ise hoca arda'yi isterken milyonlarca taraftarimiz hocaya karsi cikarken ben arkasindaydim ama velakin irfancan'i istemedigim icin galatasaray taraftari olmadigimi ogrendigim. simdi aklimda bir soru var, arda turan transferine karsi cikan milyonlar var idi, sizce kac kisi kaldi galatasaray tarftari acaba?
  • 7669
    içinde hocanın sıkıntısının irfan'ın alınmaması olduğunu sananları barındıran topluluk.

    ya arkadaşlar anlamakta güçlük falan mı çekiyorsunuz? irfan-visca için 20 milyon euro verin mi diyecek sanıyorsunuz?

    bu yönetim her transfer döneminde yediği haltı 2021 ocak transfer döneminde de yedi. ne bu halt? listenin a'dan z'ye rodop'a, ali naci'ye gitmesi.

    hoca çıkıp şunu şunu istiyorum herkes biliyor zaten dedi. ulan mısır'daki, norveç'teki topçunun süleyman rodop'ta ne işi var! neden her toplantıdan 10 dakika sonra rodop tweet atıyor!

    neyse gelelim düne. dün mustafa cengiz ve göksel gümüşdağ yüz yüze görüştü. savaş çorlu söyledi bunu.
    bir aydır konuşulan irfan can transferine karşı çıkmayan ultraslan neden dün karşı çıktı?

    mustafa cengiz yine beceremedi. mustafa cengiz yine hocaya açıklama yapacak karaktere sahip olmadığını gösterdi. mustafa cengiz ultraslan'ın arkasına sığınmaya çalıştı. mustafa cengiz hocayı yine istifaya zorladı.

    ultraslan da mustafa cengiz yönetimi de hocayı istemiyor. kimse ay biz aslında öyle demedik triplerine girmesin. yemeyiz.

    yeri gelir sucukçu, yeri gelir mustafa cengiz yönetimi yalakası olurlar bunlar.

    ultraslan üni üyeleri gibi galatasaray'ı gerçekten menfaatsiz sevenleri ayırıyorum. tepedekiler galatasaray'ı düşünmüyor. düşünmeyecekler. galatasaray'ın getirdiği ünle şeyhlerin, mafya babalarının yanında gezecekler.

    alpaslan abiye ihanet ediyorsunuz.
  • 7670
    12 ocak 2021 tarihi itibariyle bir yol ayrımına gelmiş grup.

    ya galatasaray adını kullanarak kendi menfaatlerini düşünen, kendisini galatasaray'ın ve efsanesinin üzerinde gören topluluğa dur diyecek ya da bu düzen böyle devam edecek.

    ileride baktığınız da vicdanınızın rahat etmesi için, ergin ataman'a karşı yapılan hatanın tekrarlanmaması için, kulübü bir avuç tarikat-mafya oluşumuna bırakılmaması için eyleme geçme günüdür.

    benim naçizane tavsiyem; futbolcularımızın başlattığı sosyal medya hesaplarından ultraslan'ı takipten çıkarma etkinliği galatasaray sözlük çatısı altında toplu bir şekilde yapabiliriz.
  • 7675
    tuttukları takımın yaşayan en büyük efsanesinin takımda kalma haberine sevinen topluluk.
    acınacak durumdayız farkında değiliz hiçbirimiz. arkadaş fatih terim'in kalmasının ya da galatasaray başında durmasının ne haber değeri var allah aşkına. güneşin doğması kadar olağan bir durum olması gerekirken bu durum biz neyle uğraşıyoruz?

    bizi bu hale kimler getirdi? yaşayan en büyük efsanemize çok sevdiğimiz halde muhtaç hale getirenler kim? kimler cafcaflı takım elbiselerinde ufak bir arma rozeti takıp o armayı terden yarım asır ıslatan bir kişiye bu muameleyi yapabiliyorlar?

    tek söylenecek bir kelime var bu saatten sonra.
    o da istifa.
    bu kadar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın