edit: bu entry tümevarım içermektedir. ölümlü dünya'daki feyyaz yiğit gibi "10 dakikada nereden nereye geldik" demeyin sonra
*.
7 ocak 2021 fenerbahçe alanyaspor maçı'nda;
- maç başında
enner valencia hakemi itti kırmızı kart görmedi. (ki bence sarı ile geçiştirilebilirdi ama bu pozisyonu dile getirme amacımı alttaki paragrafta anlayacaksınız)
-
mame thiam sarı kartı varken 2 ayrı pozisyonda rakibinin ayağına bastı ve 2. sarıyı görmedi.
taraftarımız hiçbir tepki vermedi. bu söylediklerim bizim lehimize olmuş olsa şu an
ekşi sözlük'te 300 küsür entry'lik başlıklarını görüyorduk.
twitter'da da tt listesinin en başında bu pozisyonlardan ötürü hakem
halil umut meler'i görüyor olurduk.
12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'nda
marcao'nun hakeme vurmadığı görülen pozisyon bile ne kadar tartışılmıştı sosyal medyada.
marcao'nun kırmızı görüp birkaç maç ceza alması gerektiği savunulmuştu.
enner valencia'nın pozisyonu hakkında ise hiç ses yok.
taraftarımızın bu tavrının (daha doğrusu tavırsızlığının) olumlu bir şey olduğuna kesinlikle katılmıyorum. "sen
galatasaray isen hakemi de yeneceksin", "bu hatalara kadar düştük mü" gibi söylemler kulübümüze kesinlikle zarar veriyor. bu saçmasapan söylemler yüzünden yarımız kadar top oynamayan
fenerbahçe ve
beşiktaş puan olarak üstümüzde. biri
23 aralık 2020 fenerbahçe başakşehir maçı ile hayata döndürüldü, öbürü zaten her hafta hakem yardımlarıyla yürüyor. o da özellikle
28 aralık 2020 beşiktaş sivasspor maçı ile moda sokuldu.
emre kılınç'a 2 maçlık ceza verildi, yine sesimiz çıkmıyor. tahkim'in bugün toplanıp bu cezayı 1'e indirmesi şart oğlu şart, ama yapacaklar mı bakalım? o ceza 1'e inmezse
9 ocak 2021 galatasaray gençlerbirliği maçı'nı 4'lünün ortasında
younes belhanda-
emre akbaba ya da
younes belhanda-
arda turan ikilisiyle oynayacağız. bugün takımının hakkını savunmayanlar, allah korusun bir puan kaybında hocasına ve oyuncularına demediğini bırakmayacaklar.
aynısı
fatih terim'in cezası için geçerli. vay efendim, hoca ceza alacağını biliyormuş, niye sakin kalmamış, bizi yalnız bırakmış vs...
sen 30 milyon taraftara sahip bir camiasın. lafta ülkenin en güçlü camiasısın. hocana yıllardır haksızlık yapıyor ve sen bunu engelleyemiyorsan kimse kusura bakmasın, hoca bizi yalnız bırakmıyor, biz hocayı yalnız bırakıyoruz. maalesef bu yeni bir şey de değil. bildiğim kadarıyla 1986'dan, belki de kuruluşumuzdan beri her sene aynı terane. hiçbir zaman hakkımızı savunmayı beceremiyoruz. adamlar şike yaparken kıskıvrak yakalandı, ceza almak yerine ödüllendirildiler. bir de utanmadan kendi şikeleri için bizi suçladılar.
dünya futbol tarihinin en büyük şikesinin sonucu yine istediklerini aldılar.
galatasaray'ın bu konulara girmediği için en başarılı türk kulübü olduğunu söyleyenlere kesinlikle katılmıyorum. bizim yaptığımızın adı işimize bakmak falan değil, hakkımızı savunamamak ve iftiraları engelleyememek. onca emeğimizin olduğu, aleyhimize yapılan hakem hatalarının hepimizi çileden çıkarttığı efsane şampiyonluklarımıza bile şaibeli şampiyonluk yaftasını yapıştırıp kamuoyunu bu yönde kanalize edebiliyorlar. bu benim zoruma gidiyor mesela, "kendi işimize bakalım"cıların gitmiyor mu?
galatasaray bu konulara girse, yani hakkımızı savunabilsek ve iftiraları engellesek abartısız söylüyorum şu an türk futbolu tekelimizde olurdu. avrupa'da da şimdiki başarımızın 2 katını elde etmiş olurduk. çünkü 1984'te derwall'in gelişinden bu yana belli dönemler haricinde (2003-2011 ve 2013-2017) rakiplerimizle aramızdaki futbol aklı farkı o kadar büyük ki. bu futbol aklının sahaya yansımamasının en büyük sebebi büyük ölçüde deplasmanda oynamamız. özellikle şu dönemler; medyaya, sosyal medyaya, kurumlara tamamen
galatasaray düşmanlarını doluşturdular. bir de
fatih terim'den kurtulsalar iş tamam. anında 2003-2011 arası
galatasaray'a döneriz. o dönem 2 şampiyonluk kazanmıştık, yine 9 senede en fazla 2 şampiyonluk kazanırız. bolca 3.lük, bir miktar 2.lik, bir miktar da 4-5-6-7-8.lik görürüz. nadiren de şampiyonluk işte.
bazılarımız hala farkında değil, tff'de 1 tane bile
galatasaraylı yok. pfdk ve tahkim'de belki 1-2 adamımız vardır ama o kadar. sıkışınca bizi kurtaracak zenginlerimiz yok. çok büyük para edecek gayrimenkullerimiz artık yok. siyasilerden kulübümüze yakın olan 1 kişi bile yok. benim bildiğim
galatasaraylı 1 tane bile medya patronu yok (varsa da güçlü kanalların patronu değildir). medyada sözü dinlenen güçlü figürlerden (ağır abilerden) 1'i bile
galatasaraylı değil.
biz bizeyiz lan işte. hakkımızı savunacak bir biz varız. biz de susuyoruz, peki ne olacak bu işin sonu?
fatih terim sonrası kim çıkıp toparlayacak camiayı? hoca bu konuda yönetimin işini yapıyor, peki terim sonrası için bizi rahatlatacak bir tane güçlü figürümüz var mı camiada? bir tane başkan adayımız var mı bizleri arkasına, geri kalan herkesi karşısına alabilecek? ben cevap vereyim, varsa da ben hiç göremiyorum. hep pasif isimler, hep dışarıya kedi içeriye aslan kesilen isimler görüyorum.
iyi top illa ki oynanır, derbiler kazanılır, şampiyonluklar gelir ama hakkımızı savunma konusunu çözemedikçe her zaman tavanı sınırlı bir takım olarak kalacağız. hiçbir zaman o hayal ettiğimiz dünya devi takıma dönüşemeyeceğiz, hatta hiçbir zaman bir
benfica da olamayacağız. zaten camia gücünün yarısından fazlasını teknik direktöründen alan 30 milyonluk camia bunu hak etmiyor da.
siz hala bizde işlerin diğer avrupa ülkelerinde olduğu gibi yürüdüğü hayalleriyle yaşamaya devam edin. hala bizi tutup kendi bataklıklarına çekmeye çalışanlara,
galatasaray'ı türk futbolunun üvey evladı haline getirmeye çalışanlara dur demeyin.
bu kafada gidersek korkarım ki 2020'lerin sonlarında çekeceğiz asıl sıkıntıyı. belki yeni jenerasyonda bolca
galatasaraylı olması bizi kurtarır, o da belki. sonuçta onlar da aynı kafada olacağından rakiplerimiz istediği gibi at koşturmaya, bizi yaralamaya devam edecektir.
açıkça söyleyeyim, geleceğimizden çok endişeliyim. allah
fatih terim'e uzun ve sağlıklı bir ömür versin, ömrü ve sağlığı yettiğince de teknik direktörümüz olarak kalsın ama 30 milyonluk camia umutlarını tek bir kişiye bağlayamaz, bu kişi
fatih terim olsa bile.
yine de gittiğimiz nokta ve gelecekte yaşayacaklarımız konusunda umarım ben haksız çıkarım diye ümit ediyorum...
yine bu konularda çok daha ayrıntılı yazdığım bir entry'm: (bkz:
#3016667)