• 6401
    yakın çevremde sürekli dile getirilen iyi gün taraftarı olduğumuz fikri çok da yanlış değil aslında . ya çok heyecanlıyız ya da gerçekten sabır kavramı bizde yok. en ufak hatalardan yaygara çıkıyor efsanemiz fatih hocamızı bile saçma nedenlerden dolayı eleştirioruz. aklımıza gelmeyen bir şey var biz hiçbir takımda olmayan bir birlikteliğe sahibiz. dile getirdiğimiz fikirleri biraz daha mantık süzgeçinden geçirdikten sonra ağır eleştirilere başlasak sinerjimiz daha kuvvetli olacak.
  • 6403
    dünya da eşi benzeri olmayan topluluk.takimin gerçek sahibi adeta bu grup,yeri geldi başkan gönderdi.yeri geldi teknik adam getirdi.hatta dördüncü yıldızı bile kendi kendisine armağan etti.öyle bir topluluk ki ufacık bir umut ışığı gördüğünde takımda, ordan takımını bir şekilde cikartiyor.kör değil takimda umut yoksa yokluğuyla uyarıyor yonetimi ve gerekenin yapılmasını sağlıyor.
  • 6404
    çoğunluğunun iktisat,ekonomi gibi konularda uzmanlaştığını düşündüğün taraftar topluluğu. her transfer döneminde bir anda çat kapı gelen maliyeciler gibi onlarda bir anda çıkıp ortalığı yangın yerine çeviriyorlar. evet hepimiz seviyoruz takımımızı hepimiz isteriz yüksek paralara topcular satıp düşük paralara iyi topcular almayı ama be kardeşim azda bizi yönetenlere güvenin yaaa.
    yönetimsel bazda bakıldığında senelerdir topcu satmayı beceremiyoruz ve bunun aksine rakiplerimiz leş topcularını iyi paralara satınca hepten çıldırıyoruz. ama şu unutulmasın ki başımızda fatih terim gibi bir değer var ve benim şahsen güvenim sonsuz ona. hoca birşeye izin veriyorsa vardır bir bildiği.
  • 6405
    bu transfer dönemi kafamı iyiden iyiye bulandıran bir konu hakkında yazmak istediğim kendimin de dahil olduğu güruh.

    takıldığım konu, elimizdeki değerleri sosyal medya aracılığıyla bok etme.

    sanırım türkiye’nin en büyük* ve sosyal medyada en aktif olan taraftar grubu olmamızın ceremesini çekiyoruz bu konuda. sosyal medyada özellikle belirli bir görüşün peşine anlık duygularla hareket ederek çok çabuk kanalize oluyoruz. sözgelimi, kaybedilen bir maçtan sonra taraftarca yaptığımız en büyük eylem oyuncu çarmıha germek oluyor. bunu hem burada, hem de twitter, instagram, facebook gibi sosyal medya platformlarında yapıyoruz.

    ben bu tavrımızın oyuncularımızın hakkettiği piyasa değerini bulamamalarında ya da varolan değerlerinin de altında kalmalarında etkili olduğunu düşünüyorum. diğer ezeli rakiplerimizde ise tam tersine sürekli bir oyuncu pohpohlama ve ederinden fazla gösterme durumu var.

    giuliano çıkar bir iki tane şut çeker sosyal medya kendisine yapılan güzellemelerden geçilmez, oğuzhan çıkar iki tane ara pası atar ederinin 150 milyon euro olduğu konuşulur ama bizim gomis’in 29 gol attığı sezonun üzerinden 2 ay geçtikten sonra instagram fotoğraflarının altına s..tir git artık bu takımdan yazılır.

    bize biraz tiner lazım.

    rakip taraftarların bu 150 milyon euro len mq tutumu haklı olarak bize komik geliyor, ama sosyal medyada yarattıkları bu tinerli algı oyuncularını dışarıya öyle ya da böyle okutmalarına olanak tanıyor.

    insanlık geçtiğimiz yüzyılın başında sinemayla, sonlarında televizyonla yönlendirildi. günümüzde ise bu yönlendirme işlevini sosyal medya aldı. tinerli veya değil taraftarın takımın aleyhine değil lehine algı yaratması gerekiyor sosyal medyada.

    sosyal medyanın gücünü fark etmeliyiz.

    bir örnekle devam edelim, bugün takımdan gitse hepimizin sevineceği tolga ciğerci geçtiğimiz sezona fırtına gibi başlamıştı. fırtınalar estirdiği dönemde tolga ciğerci üzerinden gerekli algıyı yaratabilsek üçe-beşe elden çıkarabilirdik belki de geçtiğimiz sezon ocak ayında. ama biz o iyi oynarken sustuk. ‘bu şabanın attığı gole sevinmem ben’ tarzı tivitler bile okuduk. daha sonra kendisinin formu serbest düşüşe geçince, iyi günde susan tüm simsarlar gün yüzüne çıktı ve her yerden oyuncuya saldırmaya başladı. kimi twitterda fenomen olmak için tolga üzerinden espiri kastı, kimi gerçekten tolgaya sinir olduğu için içindeki öfkeyi boşalttı sosyal medyaya. ve bugün geldiğimiz nokta, geçen sezon öyle ya da böyle beklenenin üzerinde performans göstermiş bir oyuncuyu elden çıkaramamak oldu.

    bir saniyeliğine tolga ciğerci’nin beşiktaşta olduğunu ve şampiyon oldukları sezon 6 gol atmış olduğunu düşünelim. sosyal medya tolga ciğerci’ye dair öyle yorumlarla dolardı ki 6 gol atarak girdiği ligin ilk yarısında. oyuncu ya ingiltereden bir takıma ya çine ya da başalt bir avrupa takımına 6-7 milyon euro’ya okutulur biz de vay anasını be derdik.

    yine de yanlış anlaşılmasın. elbette iyi oynayan oyuncuya hakkını veriyor taraftarımız ama bu isim taraftarın gözünde birazcık mimli bir isimse iyi oynadığı dönemde taraftarımızın oyuncu hakkında yaptığı en olumlu şey – genelde- susmak oluyor. konuşmamız lazım.

    sosyal medya ile takım taraftarlarının rolü çok büyüdü artık. taraftarın bir oyuncu hakkında yarattığı algıya göre yerel spor basını haber yapıyor. dış spor basını yerel basından bu haberleri alıyor ve transfer piyasalarını şekillendirmeye başlıyor. hal böyleyken bizlerin de elimizdeki değeri kötülemeyi bırakıp onu yüceltmeyi öğrenmemiz gerek. kulübün içinde bulunduğu ekonomik sıkışıklıkta inanın buna çok ihtiyacı olacaktır.
  • 6406
    23 ağustos'u 24'üne bağlayan geceyi yılın en uzun gecesi olarak yaşayacak kitle.
    özellikle 433'ün twittlerinden ve diğer bazı duyumcuların "uyumayın" uyarısından sonra geceyi ekran başında geçiren kitle. gomis ve maicon'un ayrılışından sonra illa ki planları vardır diyip bekliyor, kaosla besleniyoruz. eleştirsek de desteklediğimiz yönetim, dosta güven düşmana tedirginlik veren terim ve büyük galatasaray sinerjisi ile bu kaostan da daha güçlü çıkabiliriz diye umuyorum. bu gece olan işlere şu an kızan, üzülen, sevinen olabilir ama büyük resimde yine hep beraber "cimbombomum sen çok yaşa, canım feda olsun sana, hiçbir şeye değişilmez, senin sevgin bu dünyada" diye bağıracağız.
  • 6407
    hiçbir oyuncuyu ilahlaştırmaması gerekiyor. aşırı sevginin sonu kötü oluyor. taraftar sevgisini gösterir, yeri geldiğinde tepkisini gösterir. ancak taraftara oynayarak yönetimi karşısına alabileceğini düşünen oyuncular ve menajerlere karşı artık bu hatayı yapmamak şart.

    bu isimlerin ezici çoğunluğu babasının hayrına gelmiyor. aldıkları dolgun maaşların hatrına buradalar. bunun karşılığında da ellerinden gelenin en iyisini vermeleri, onların burada olma gerekçesi. bunu yaparak aldıkları ücretin hakkını vermiş oluyorlar, görevlerini yerine getiriyorlar.

    oyuncular sosyal medyadan istedikleri mesajı versinler. kulübü şöyle seviyorum, taraftara böyle tapıyorum. taraftar sağduyulu yaklaşım sergilemek zorunda. biraz daha ağırdan almak, herkes için en iyisi olacak. aksi takdirde bu sevgi seline kapılan oyuncu da sapıtıyor.
  • 6408
    (bkz: süper lig 2017-2018 sezonu) sezonunda bir takımın taraftarı nasıl olur da şampiyonlukta birincil dereceden rol oynar, bunu çok güzel göstermiş taraftardır. tüm sezon boyunca evimizde 17 maçta 16 galibiyet-1 beraberlik almasını, rakipler üstünde kurduğu tahakkümü anlatmaya gerek duymuyorum. çünkü bunu, ilerde herhangi biri istatistiklere bakarsa anlayacaktır. ben tarihe geçmesi açısından önemli olaylardan bir kaçını yazacağım.

    1) (bkz: igor tudor)'un istifaya zorlanması. yerine de (bkz: fatih terim)'in getirilmesi. tüm bunlar direkt olarak galatasaray taraftarının baskısı sonucu olmuştur.

    2) taraftarın sözünü dinlemesine rağmen (bkz: dursun özbek) ile bu işin olmayacağını gören, öncelikle dursun'un istifa etmesini sağlayan, ondan sonra da ona karşı oluşan doğal ittifakın kurucusu yine bu taraftardır.

    3) böyle bir hikayenin muhakkak duygusal bir yönü olmak zorundaydı ve oldu. (bkz: 9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçı) son dk'da yenilen gol ile 1-0 kaybedilmiş. 28. haftada kaybedilen bu maç sonrası hem beşiktaş'ın hem de başakşehir'in sadece 3 puan önündeydik ve iki takımla da oynayacağımız birer maç vardı. kaybedilen maç sonrası fatih terim çıkıp "kredimiz tükendi" diye demeç verdi. taraftar ise havalimanına gidip, krediniz biz de tükenmez dedi. bunu gören fatih terim gözyaşlarını tutamadı. fatih hocayı bilen herkes o gözyaşlarının altında nasıl hırslandığını tahmin edebilir.
    link: https://www.youtube.com/watch?v=CEnMFcfholc

    4) şampiyonluk yolunda en önemli iki rakibimiz (bkz: istanbul başakşehir futbol kulübü) ve (bkz: beşiktaş)dı. oyun olarak bizden daha oturaklı oynuyorlardı. fakat yine devreye galatasaray taraftarı girdi. (bkz: 15 nisan 2018 galatasaray başakşehir maçı)'nda son derece akıllı davranıp, rakibin hassas noktasına ölümcül vuruş yaptı. malum şahsa karşı yapılan tezahürat ile oyundan alınana kadar sahada ruh gibi dolaştı. başakşehir bir kişi eksik oynadı ve o bir kişi başakşehir'in tüm akıcı oynuna engel olur vaziyetteydi. bu psikolojik savaşı tek başına taraftar kazanmıştı.
    link: https://www.youtube.com/watch?v=DnH5-aow10c

    5) şampiyonluk yolunda diğer önemli rakibimiz (bkz: beşiktaş)'ı da en hassas yerinden yine taraftar vurdu. galatasaray maçından önce olmadık işler yapan (bkz: şenol güneş) beşiktaşın üzerinde oyun oynamak için en uygun kişiydi. taraftarın ilk önce "tiyatrocu şenol güneş" diye tezahürat yapmasından sonra "imparator fatih terim" tezahüratını duyan şenol güneş'in yüzünü yere düşürmesi, sahadaki tavrı bile aslında ne kadar etkilendiğini gösteriyordu. en olası rakip ile yapılan maçta, rakibin teknik direktörünü taraftar olarak oyundan düşürmek muazzam bir olaydı.
    link:https://www.youtube.com/watch?v=fklQ3ETQv_Q
  • 6410
    son 2-3 transfer döneminde çok enteresan şekilde hiç izlemedikleri futbolcuları övüp arşa çıkarmak veya da yerin dibine sokmakla meşgul olan taraftar. şaşıp kalıyorum bazen. bence yorum yapanların %90'ı şu an duyumcu adı altında ortaya atlan forvetlerin hiç birinin 10 maçını 90 dk izlememiştir. ya dileniyor ya da yerin dibine sokuyor.
  • 6411
    istemeden forvet transferini baltaladığımızı düşünüyorum. bu kadar heyecanlı olmamız yönetimin elini hiç de rahatlatmadı. modeste'nin 7 milyon euro imza parası istediğine inanmayanlar, transferi bitiremediler yalan haber pompalıyorlar diyenleri görüyorum. modeste ismi düştüğünde ben de heyecanlandım da geçen imza parası 3 milyon euro kadardı ve maliyet olarak çok uygun olacağını düşündüğüm için şiddetle istedim kendisini. çünkü modeste'ye 3 milyon euro imza parası verip seneye araplara 15e 20ye, hatta avrupaya bile satabilirdik. ama oyuncunun 7 milyon euro imza parası istemiş olma ihtimali şaşırtmıyor beni açıkçası, daha yeni adamın bonservisine 29 milyon euro ödenmiş. adamın önünde kapı gibi emsali var yani, benim gibi oyuncu almak isteyen takım 29 milyon euro istedi diye koz var elinde. 7 milyon euro istemesinin nesi garip, nesi inandırıcı gelmiyor? ha 5 sene önce 29 milyon euroya bonservisini almıştır çin takımı, şimdi gelir 7 milyon euro ister o zaman saçma olur.

    maddi durumumuz iyi olsa modeste'ye 7 milyon euro imza parası verilsin de derdim ama şu an öyle bir lüksümüz yok. yaptığımız baskı modeste transferini, modeste'nin isteyeceği imza parasını baltaladı demiyorum kesinlikle. oyuncunun bir değeri vardır, neyse odur. taraftar çok istiyor diye menajeri 3ten 7'ye çıkaramaz onu. bizim yaptığımız baskının sonucu, modeste'yi bitiremeyen yönetim gidip abuk sabuk bir forvet alırsa işte o zaman süreci baltalamış olacağız. bu kulübün sokağa atacak 1 kuruşu yok diye defalarca söylendi zaten, ben cornelius vb. bir forvetin takıma katılmasını istemiyorum mesela. vniye biz bu tarz bir forvete yıllık 1.5-2 milyon euro maaş verelim bu sene? alabiliyorsak takıma koyduğumuzda çat diye oynayacak adamı alırız maaşı da ona veririz. bununla beraber gelip çat diye takım girecek modeste'ye 7 milyon euro imza parası verilmesini de istemiyorum, yönetim baskı altında kaldığını hissedip modeste'yi para saçarak getirse de rahatsız olurum son derece. kaldı ki modeste transferi çin ekibiyle olan hukuki süreçten dolayı da sıkıntılı. yönetimin baskı yüzünden bu riski alması taraftarın sebep olduğu bir baltalama olur benim gözümde.

    bu noktada bir eleştiri de madem forvet alamayacaktınız gomis'i neden sattınız üzerine oluyor, çok basit bir cevabı var onun da. gelince hepimizi çok sevindiren, 2.maçında 2 gol atan emre akbaba o gomis'ten gelen para sayesinde takıma katıldı, dönemde yanlış hatırlamıyorsam -4.15 milyon euro içeri girmiştik. feghouli gitmiyor, belhanda gitmiyor, 34 yaşındaki gomis de zam istiyor. ne yapılacaktı acaba? bu arada neden satıldı dediğimiz gomis'in de üst düzey futbol oynayabileceği maksimum 1 sene var, adamın zaten rahatsızlığı var, sene sonunda benden bu kadar diyip futbolu da bırakabilme ihtimali de vardı. gerçe sözleşmesi var ama kendisinin kalbiyle ilgili rahatsızlığı beni geldiğinden beri tedirgin ediyordu. sağlık bu, ne olacağı belli olmaz, umarım arabistan'da da bu konuyla ilgili sıkıntı yaşamaz. gomis neden satıldının cevabı kısaca budur, neden üst düzey bir forvet cevap alınamıyor sorusunun cevabı da ffp'dir. alınabilecek tek üst düzey forvet modeste'ydi, o da finansal konulardan dolayı olmayacak gibi. modeste'nin alternatifi neden bulunmadı diye sormanın da manası yok, hadi arjantin liginden süper bir forvet buldun 22 yaşında diyelim, hangi parayla alacaksın? yönetimde en ufak suç görmüyorum. şöyle bir durum olsa eleştirirdim, gomis'i 6 milyon euroya satıp gidip abuk sabuk adamlara burdan gelen parayı dağıtsalar dersin ki "eline para geçti sen sağa sola savurdun şimdi forvet alamıyorsun." bu sezon kimlere bonservis ödedik? onyekuru, nagatomo, emre akbaba, badou. bu adamlara ödenen paradan rahatsız olan var mı? varsa o konuşssun, desin ki emre akbaba'yı fenerbahçe'nin almasına izin verip, gomis'ten gelen parayla forvet alsaydınız. veya nagatomo'ya 2.5 verene kadar forvet alsaydınız desin. ortada böyle bir durum yoksa forvet neden gelmiyor, nasıl alamıyorlar diye hayıflanmak manasız.

    umarım transferin son günü taraftar forvet istiyor diyerek gereksiz bir hamle yapılmaz. ocak'ta belki feghouli paşa gitmeye karar verir, o zaman duruma bakılır.
  • 6412
    bu taraftar hem geçen sene hem bu sene kar kış demeden tribüne gitti mi? gitti
    başkanı beğenmedi gönderdi mi? gönderdi
    hocayı beğenmedi ve terimi getirdi mi? getirdi
    içsahada 16 galibiyet yapılmasının bir numaralı sebebi miydi? kesinlikle

    peki bu transfer dönemi ne oldu :
    taraftar bir şey istemedi, baskı da yapmadı. hep idare ederiz düşüncesiyle geçirdi malum maddi durum nedeniyle. gösterişli transfer yapılmadı ve buna da ses çıkarılmadı.
    tamam transfer yapmayın ama bari eldeki tek santraforu satmasaydınız. hadi satıyorsun bari o düzey bir adam alsaydınız. ayıp değil mi bu taraftara

    soruyorum şimdi, bu taraftar ne yapsın. transferi de mi taraftar yapsın
  • 6413
    içlerinde ciddi anlamda sinir bozucu genç arkadaşlarımızın olduğu taraftar. 2 hafta önce emre akbaba fenerbahçe'ye gidecek diye haberler dönerken isyan ediliyordu neden kaptırdın diye. şu an orta saha rotasyonumuz emre, belhanda, ndiaye, fernando, donk ve selçuk. kanat rotasyonumuz da gayet yerinde. bek rotasyonumuz ise milli bir futbolcu transfer ederek yerine oturmuş durumda. evet golcüye ihtiyacımız var, hemde çok. ama daha transfer dönemi kapanmadan ortalığı yangın yerine çevirmenin maksadını anlamıyorum?
  • 6417
    galatasaray'ın gol kralı forvetini satıp, her gün "bir veya iki forvet alacağız" diye açıklama yapıldığı halde son ana kadar yerine adam alamamasının tek sorumlusu. ben demiyorum, sözlükteki arkadaşlarımız öyle diyor.

    galatasaray sözlük moderasyonu "birlik ve beraberliği bozan" başlıkları silmeye davet ediliyor. an itibarıyla gündemde olan oyuncuların başlıklarında, daha külübümüze transfer dahi olmamış, geleceğine dair söylenti olan oyuncular hakkında çenemizi kapatıp sadece destek olmamız gerektiğine dair bol hakaretli "uyarılar" art arda geliyor. şımarık galatasaray taraftarı ve yangıncı taraftar başlıklarında edilen laflar zaten ayrı bir seviyeye ulaştı. ha evet, takımın bir santraforu olsun isteyen insanlar "şımarık yangıncılar" olarak tanımlanıyor zaten, daha başlıktan.

    sustuk babalar tamam. özür dileriz forvet alamadığımız için.
  • 6419
    bir kisminin sattigin kadar al meselesini tam anlamadigini düşündüğüm renkdaslardir. gomis'in de kendisinin cok uyumlu ve sorunsuz takılırken zorla gönderildiğini düşünmektedirler yine. mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak'in da transferi falan umursamadigini dusunen ve arttirdiklari parayla sanki kendilerine mal mülk edineceklermiş gibi tepki veren arkadaslari biraz sag duyuya davet ediyorum. elinde paran yoksa ve en umut bagladigin transfer son anda yattıysa b ve c planlarını devreye sokmak da cok kolay olmuyor maalesef. ocak ayında bir santrafor alınır ya da kiralanır tabi gidişata gore. su an teknik ekip ve yönetim oldukça caliskan ve samimi insanlardan oluşuyor. durduk yerde gecmisten gelen sorunların actigi yaralar yüzünden birbirimize girmenin alemi yok. şartlari sonuna kadar zorlayan bir baskan ve yönetim ve hocamız oldugundan kimin şüphesi var? galatasaray'in gelecegini bir santrafor yüzünden atese atmadıkları icin teşekkür etmemiz gerekirken biz sadece bu güne odaklı dusunup tepki verirsek ayıp etmiş oluruz.
  • 6425
    duygularıyla oynanmış ve kandırılmıştır.

    sen çıkıp 'olursa olur olmazsa ocak'ta olur' diyeceksin 2 saat sonra çıkıp bu beyanını yalanlayacaksın 'alacağız tabii' diyeceksin ve gelen kimse olmayacak.

    bunun adı falan yok abi. almayacaksan açık bir şekilde 'kimseyi almayacağız taraftarımızı beklentiye sokmayalım' demeliydin.

    yine eleştirilirdin ama böyle yaparak kimseyi kandırmamış olurdun bu kadar basit.
App Store'dan indirin Google Play'den alın