• 4676
    artık taraftar olma özelliğini kaybetmeye başlamış, "yenilsen de yensen de taraftarın senle üzüntünle sevincinle seninle birlikte" şarkılarını unutmuş, şımarıkça sadece kendi dediği olmadı diye takımının mağlubiyetinden zevk alır hale gelmiştir. sanırsınız ki hepsi disiplinli, çalışkan, başarılı, söylediği o güzel sözleri hayatına hakim kılmış mükemmel kişiler. sanırsınız ki herşeyi bilen onlar. bir youtube videosu iki gazete haberi bir tv programı biraz da fm oyunu ile uzman olmuşlar. olun, konuşun, yazın çizin, ilk dakkada istifa deyin, önünüze geleni ıslıklayıp yuhalayın bişey demiyorum da siz kendinizi tatmin edeceksiniz diye benim mutluluk kaynağımın mağlubiyetini isteyecek seviyeye gelirseniz o zaman siz galatasaray değil sadece kendi egonuza taraftarsınız demektir.
  • 4677
    şu an itibariyle hamza hoca'ya yönetime verilen tepkilerde çok haklı bence taraftar. sınırları aşmadan küfür etmeden eleştirebilmek çok olumlu bir şey. ama sosyal medya bu kadar yaygın olmasaydı taraftar birbirini bu kadar gazlamayacaktı, ibrahimovic haberleri bu kadar yayılmayacaktı ve bunun gibi birçok şey daha var. şimdi merak ettiğim bir şey var petre bratu gibi transferlerin yapıldığı dönem sosyal medya bu kadar yaygın olsaydı ne olurdu?
  • 4680
    geçen sene bugünlerde cesare prandelli'den, tarık çamdal'dan umutlu olması gayet doğal olan taraftar. cesare prandelli italya milli takımını 2012'de finallere çıkarmış, 2014'te ise takımın form düşüklüğünden dolayı ilerleyememiş ve kendisi hakkında olumsuz hiçbir şey söylenmeyen bir teknik adamdı. tarık çamdal ise skora etki olarak değil ama oyun olarak müthiş oynamıştı eskişehirde 2013-2014 sezonunda, benim takımda belki de en sevdiğim 2-3 adamdan biri olan telles'in kanadını baya işlemişti hatta.

    ayrıca aydın yılmaz'ın sözleşmesinin uzamasını engelleyen taraftardır. ultraslan yüzünden galatasaray taraftarı stadta kendini tam olarak ifade edemiyor o ayrı bir konu bence.
  • 4683
    hamza hamzaoğlu'nu ve mevcut durumu savunanları görünce la haine filminin meşhur repliği geliyor aklıma. ''bu düşen bir toplumun hikayesi. düşerken kendini rahatlatmak için şunu tekrar edermiş: buraya kadar her şey yolunda. buraya kadar her şey yolunda. buraya kadar her şey yolunda. önemli olan düşüş değil.''

    illa yere çakılmamız mı gerekiyor?
  • 4685
    kendi takımına kendi oyuncusuna saygısı olmayan taraftar. eminim fenerbahçe ve beşiktaş taraftarı daha çok saygı duyuyordur şu takıma ve hocaya. kazandığı maç sonrası kazandığı kupa sonrası üzülen taraftar mı olur! adam geldiği ilk sezonda çifte kupa kazanmış yeni sezona yine kupayla başlamış ve bu alanda ilk olmuş yine hocaya vuruyorsun yine vurabiliyorsun. okuduğum başka bir şey şu oldu: hocanın hiçbir oyuncunun gelisimine katkısı yokmuşmuş.
    bak bunu yazman için ya doğru şeyi izlemiyorsun ya da afedersin geri zekalısın. ben kupa kazandığımız bir akşam bunları değil takımın eksik yönleri nedir, hoca neyi doğru neyi yanlış yapıyor, sahada oyuncu ne oynadı gibi şeylere entry yazmam lazım. anlatıyoruz ama kime ne anlatmaya çalışıyoruz. taraftarlık müessesesi sabır gerektirir az biraz da saygı ve terbiye gerektirir. böyle olamıyorsan da olana, olabilene bari laf söyleme de ne halt yersen ye.
  • 4689
    sürekli olarak memnuniyetsiz ve sürekli isyandayız. ama iş kulübe katkıya geldiğinde eleştirdiğimiz galatasaraylı iş adamlarından farksısız.

    edit: yazdığım enrty de bir genelleme yaptım, çünkü oldukça fazla taraftarımız bu profile uyuyor ama herkes üzerine alınmış. üzerine düşeni yapana zaten lafım yok onların bu lafı üzerine de alınmasında gerek yok gerekeni yapmayanlar üzerine alınsın yeter.
  • 4691
    taraftarlık psikolojisine bakınca iki ana tip farketmek mümkün. galatasaray taraftarı olarak biz de bundan ayrı değiliz.

    1) sportif taraftar. sporu seven, futbolun bir oyun olduğunun farkında, kendisi de spor yaptığı için bu oyunun içindeki insan faktörünün farkında, buna isyan eden değil, daha çok bu yüzden oyundan keyif alan taraftar. bu oyunun dışında başarılı olduğu veya olmaya çalıştığı bir iş/eğitim/cinsel/sosyal hayatı olduğu , bu yüzden hayatını futbola endekslemediği için koyu taraftar oluyor ama bizim bildiğimiz anlamı ile fanatik nadir oluyor. genelleme yapmak gerekirse, almanya ve alman taraftarlar en önemli örneğidir.

    2) egozentrik taraftar. spor yapmayan, bu yüzden sahadaki dinamikleri ancak medyada kendisine anlatıldığı kadar kavrayabilen taraftardır. bir sevgiden de bahsetmek güç, zira burada amaç hayatta sahip olunamayan ait olma duygusunu, birşeyler başarma sevincini ve haklı çıkma tatminini yaşamaktır. özellikle "adam haklıymış" dedirtmek için anti hakancı, anti terimci, anti hamzacı, anti burakcı vb vb olunur. bu taraftarlık tipinde yaşanan başarılar gerçek anlamda ruhsal tatmin yaşatamadığından (eninde sonunda taraftar evine dönüp kaçmaya çalıştığı hayatı ile karşılaşacaktır) kısa ömürlü olur. 1980'lerde bir şampiyonluk sevinci 4-5 ay sürerken, şimdi bu sadece günler ile sayılıdır. ego tatmini (asla gerçekleşmese de) klasik anlamda taraftarlığın ve takımın başarısının önündedir.
  • 4692
    bu transfer sezonunun şu ana kadar en başarılı aktörü taraftarımızdır. yönetimden ve hocadan şu ana kadar pek birşey göremedik. ama en azından büyük galatasaray taraftarı sayesinde aydın yılmaz'ın sözleşmesinin yenilenmesi,yekta kurtuluş ve sercan yıldırım'ın takımda kalması , felipe melo'dan yönetimin kolay bir şekilde vazgeçilmesi engellendi.

    tüm bunlar taraftar gerekn tepkiyi göstermese yine yapılır mıydı bilemiyorum. ama yönetimin ve hocanın verdiği intiba hiç bu yönde değil. zaten hamza hoca'nın dün " inter maçında hissettim ki ilk mağlubiyette transfer yüzünden taraftardan büyük tepki göreceğiz" minvalindeki açıklaması da taraftarın etkisinin en güzel kanıtı.

    lakin gücümüz takımın eksiklerini kapatmaya yetecek mi onu bilemiyorum. stoper ve forvet hayati olmak üzere, sağ bek ve orta saha eksiklerimiz var. inşallah transfer sezonu kapanmadan bunlar da giderilir. yoksa özellikle şampiyonlar liginde hiç de iyi günler beklemiyor bizi.
  • 4694
    gece gündüz çalışıp eve ancak uyumaya gelmiş fakir babanın onu da istiyorum bunu da istiyorum diyen şımarık ağzı burnu kırılası terbiye edilesi çocuğudur. bunda çok sevdiğim ünal aysal'ın payı da var bir gerçek ve bu konuda esaslı bir eleştiri de alabilir, hakkıdır. ama galatasaray taraftarının şımarıkları dağları dereleri aştı artık. kulübün parasının olmadığını bile bile ibrahimovic'i ağzından düşürmeyen, yine kulübün parasının veyahut imkanlarının olmadığını bile bile her seferinde "1 sağ bek+1 kanat+1 defans+1 forvet" isteme cüretini gösteren aslında kulüp ve kulübün geleceğiyle zerre ilgilenmeyen belki transfer şampiyonu rakibinden geri kalmamak için belki ego mastürbasyonu için ağlayan zırlayan insanlar birçoğu.

    yönetimin eleştirilebilir yanları var elbet ancak öyle eleştiriliyor geliyor ki kafayı yememek namümkün. adam gelmiş sırf fiyakalı transferler yapmadı diye ya da kendince eksik gördüğü bölgelere transfer yapmadığı için sayıp sövüyor bunların en acısı o zaman bu göreve niye talip oldunuz diye sorguluyor, çünkü arkadaş için önemli olan sadece bugünü düşünmek ve bugünle gülmek eğlenmek istiyor 5-10 sene sonrası sikinde değil inanın. sabri ile sözleşme yenilenmesi sıkıntı ve kabul edilebilir değil ve bunu zamlı yapmak çok çok büyük bir hata ancak burada suçun tamamen idari kadrodan ziyade tamamen teknik kadroda olduğunu düşünüyorum.

    benim görüşümce bugünün yönetimi ve özhan canaydın yönetimi birbirine oldukça benzer, ikisinin de ilk amacı mali yapıyı düzenlemek galatasaray'ı güzel yarınlara hazırlamak bunu yaparken bile aslında bakıldığında başarılı sayılabilecek transfer hamleleri var. ve yine takımın eksik bölgelerine transferi ben de isterim ancak bunu şu an içinde bulunduğumuz maddi yapıdan bağımsız olarak istemek ve ya düşünmek yukarıda da belirttiğim gibi şımarıklıktır. korkmaya da gerek yok ortada herhangi bir küçülme politikası falan yok sadece daha ekonomik ve hesaplı hareketler yapılıyor. ayrıca yaranılmıyor zaten. geçen sene herkesin dilinde olan amatör branşlardaki parasızlık, maaş skandalları futbol takımının başarılarından gelen paralarla örtüldü ancak kimse şu an konuşmuyor çünkü artık çatlaklar yok, kapandı, oradan vuramıyorlar ama bu sefer de futbol takımı için sesler yükseliyor ki insan bu şımarıklığı da anlayamıyor.
  • 4695
    şımarıklığı olmasına rağmen haklı olan taraftar grubudur. bir yönetim daha başa gelmeden çıkar sponsorumuz hazır der 3 kupa alınan sezonda sponsor bulamazsa, yönetim kurulu üyesi oyuncumuzu mu küstürelim diye 4 yıl önce kesik yemiş yerine adam alınmış görev yerlerine dönemeyen adamlara zam vererek sözleşme uzatırsa taraftar da haklı tepkisini koyar. sene başında çıkıp bizim maddi durumumuz bu denilse bu takım altyapı ile çıksa taraftarın sesi çıkmaz. ama sene başından beri eksik noktalar belliyken transfer yapılacak diye yalan söylenir bekletilirse, takımın en önemli oyuncuları muslera sneijdere değerinde teklif gelirse satılır derken by17 nin satılma ihtimalinde ortalığı ayağa kaldırırlarsa taraftar da çıldırır.
  • 4699
    omurgasızların kendilerine laf ederek halt ettiklerini sandığı taraftardır. şimdi böyle hafif elit takılan, küstahça bir üsluba sahip olan, ben en büyük taraftarım kafasında olan, diğer taraftarlara üsttten bakan tipler var. bu tiplere dikkat edin hep en farklı yorumu yapmaya çalışırlar, çünkü dikkat çekmek ister bu ruh hastaları.

    mesela taraftarın büyük çoğunluğu hamza'yı mı eleştiriyor, bunlar hemen atılırlar 3 kupa derler, değerimiz derler, olmayan şeyleri olur gibi söylerler. vizyonlu diyeni de gördüm.
    mesela taraftar oynanan oyunu mu eleştiriyor, hemen atılırlar yine aslında siz böyle boktan oynadığımıza bakmayın, kaç maçtır gol yemiyoruz derler halbuki muslera olmazsa neler olabileceğini de bilir bu omurgasız sürüsü.
    şimdi bir kaçına denk geliyorum 15 ağustos 2015 m.sivasspor galatasaray maçı'nın devre arasında baktım da, bunlar diyor ki galatasaray'ın en kötü yönü transfer isteyen taraftar, transfer delisi taraftar. şimdi gel de deli olma sanki görmüyorlar sağ bek diye bi kavram bile olmadığını, rezalet orta sahayı, forveti.

    bu marjinal olmaya çalışan omurgasızların en büyük hedefi galatasaray taraftarıdır, çünkü bizim milletimiz farklı bir laf gördü mü içeriğine bakmaz haklısın abi demeye başlar, bunlar sallar da sallar farklı bir şey söyleyeyim ki bir şey bildiğimi sansınlar diye marjinalliğin dibine vururlar, bunlar eleştirmezler bunlar o anki konu neyse onun tersini absürd bir şekilde söylerler ki dikkat çeksinler. bi de üstüne galatasaray'ın düşmanı transfer isteyen, ıslıklayan taraftardır der. yazı yazan, twit atan taraftardır der.

    asıl düşman bu omurgasız ruh hastalarıdır. hele bunların yaşını başını almışları yok mu onlar tam narsistlerdir. "tejrübe gonuşuyo" edasıyla söylerler ne söyleyecekseler. bu sözlükte bu yazıda anlatılanları karşılayan adamlar var. bu kendini bir şey sanan her devrin adamı olan, bulunduğun kabın şeklini alan tiplerdir esas galatasaray'ın düşmanları.
App Store'dan indirin Google Play'den alın