• 4176
    gs'yın en kötü yanıdır. takımına sahip çıkmaz
    fbli tetikçi yazarlar ne derse onu der. sürekli birilerini gönderir. ama bence gitmesi gereken tek şey taraftarın kafasındakiler. ne yapacağız peki. destek olacağız. yeni yönetim ile takım biraz düzeldi. daha da düzelecek. bu takımın özgüveni yok. ligte maç kazanmamız lazım. bekleyeceğiz. karabük maçı çok kritik. kazanıp milli araya öyle girmeliyiz.
  • 4177
    bu entry'yi taraftar özelinde herkese yazmak istiyorum, sorun ne, çözüm ne, bulmaya çalışacağım;

    bana göre, galatasaray'daki ilk sorun hala ünal aysal etkisi. henüz kendisinden kurtulamadık maalesef. bırakıp kaçtığı çığ gibi sorunlar muhtemelen tüm senemizi yok edecek. burada bile gördüğüm şu, birçok insan yine ünal aysal'ın hedef saptırması sonucu kendisinde oluşan fatih terim nefretini bi yandan ünal aysal tapınmasına çevirirken, öte taraftan da abdürrahim albayrak&ali dürüst nefretine yöneltti. sözde kadroyu abdürrahim albayrak kuruyormuş. neden? ünal aysal'ın getirdiği teknik adamın kadrosunu nasıl abdürrahim albayrak kursun? hayır madem kuruyor, bu durumda ünal aysal'ın getirdiği teknik adam o kadar karaktersiz, bu durumda da ünal aysal o kadar kötü bi başkan mı? söylediğiniz şeyi biraz düşünün. sabri olayından yola çıkıyorsunuz da, o kadroyu abdürrahim albayrak'ın kurduğunu varsayarken bi önceki kadroyu ünal aysal'ın kurduğunu söyleyemiyorsunuz. neden? çünkü ünal aysal yapmaz öyle şey. neden? çünkü o fatih terim'i kovdu. biraz mantıklı düşünün, sizce bi teknik adam, elinde daha tarık yokken, elinde oynatabileceği tek sağ bek veysel'ken ki onun da mevkisi sağ bek değil, iki tane sağ bekini, eboue ve sabri'yi kamp bile yapmadan bi önceki teknik adam öyle raporladı diye kadro dışı bırakır mı? şöyle söyleyeyim, bunu prandelli bile yapmaz. bunu yapan, sabri'yi kadro dışı bırakan ünal aysal'dır. kadroya alan da abdürrahim albayrak'tır, o da ayrı bi hadsizlik. tabii bunların hepsine izin veren prandelli denen karaktersizdir.

    öncelikle bu ve bunun gibi ünal aysal sorunlarından bi kurtulacağız. ali dürüst'ün politikasıyla bunu zamanla yerleştireceğini düşünüyorum. diğer bi öncelikli işimiz, prandelli'den kurtulmak. bi önceki paragraf bile yeterli ne kadar çapsız bi teknik adam olduğunu anlamak için de, yine de yazayım. galatasaray hiçbir zaman bu kadar rezil olmadı. sabır dediğin şey her adama edilmez. önce yeterli olacak sabredeceğin adam, ışığı göreceksin. ışığı görmediysen olmaz o iş. şu an takım içi otoritesi falan kalmadı zaten herifin, bu saatten sonra dünya taktik bilse yol olmaz. futbolcularından gereken saygıyı görmüyor, bununla futbolcuları suçlayabilirsiniz, ama saygı görmek teknik adamın işidir. doğru davranış stratejisi uygulamazsan olmaz o iş. futbolcuların seni sevecek, işe geliyormuş gibi gelmeyecek yani. bak, mourinho dünyanın öteki ucunda olsa drogba, sneijder hepsi her gördüğünde sarılıyor. baba gibi seviyorlar adamı. fatih terim demedim dikkat edersen, mourinho dedim. ne kadar profesyonel olursan ol, bu iş böyle.

    sıradaki kalem, futbolcularımız. bugün kötü günde herkes diyor ki yok sinan gümüş oynasın, bruma oynasın efendime söyleyeyim koray oynasın falan. olmaz arkadaşım, bu şekilde aşamazsın o sorunları. bak, 2010-11 sezonunda da öyle dedin, oynadı anıl dilaver, noldu? bitirdin belki de olacak adamı. genç futbolcuyu yetiştirmek için önce takımın takım olacak. takım olacak ki o genç futbolcu hata yaptığında sen kızma, adamın üstünde de hayvan gibi baskı oluşmasın. semih'in ilk sezonunda beşiktaş maçında kendi kalesine attığı gol var, herkes semih'i alkışladı, twitter'dan, sözlükten destek yağdı. neden? çünkü onu kapatabilecek bi takımın var senin. ama bugün bruma topu sürüp herkesi çalımlamaya çalışınca küfrediyorsun adama. adam bi şey öğrenmiyor, üstüne de baskı yiyor. o yüzden böyle bi takımda genç oyuncu yetiştiremezsin. iki haftada mahvedersin adamın psikolojisini. bunu bi geçeceksin.

    selçuk, burak gibi adamlar için de böyle bu bence bu arada. taraftarın yaptığı tüm eleştirilere katılmakla birlikte, daha iyi bi takım olunursa onların da düzeleceğini düşünüyorum. selçuk sürekli geri pas atıyor şu an, çünkü hata yapmaktan korkuyor. gol yedirirse takım geri gelemeyecek, biliyor çünkü. o baskıdan tırsıyor. oysa takımına güvense, rahat oynayabilse çok daha iyilerini yaptı, yine yapabilir. kendisini hiç savunmak istemiyorum, fakat bu da böyle. takım olmaktan geçiyor her şey.

    ve taraftar. şu an dibi gördük. dipteyiz yani. artık fatih terim nefretinden yola çıkıp bu nefretinizi birilerine tapınmak için ya da birilerinden nefret etmek için kullanmaktan vazgeçin. fatih terim konusu ayrı, bana göre fatih terim konusunda çok suçlu olan bir ünal aysal var. fakat siz şu an elinizdekine sahip çıkın, gerisi gelecek.

    umarım tekrar ayağa kalkacağız. galatasaray yerde kalmaz, müsterih olun.
  • 4179
    4 kasım 2014 borussia dortmund galatasaray maçı'nda, azınlık bir kısmının, tam da en sinirli olduğum anda yaptıkları hareketlerin ardından, kendimi derin derin nefes alarak sakinleştirdim ve sakin kafayla "herhalde annelerini pek sevmiyorlar, ondan yapıyorlar" diye düşündükten sonra hak verdiğim taraftardır. dediğim gibi, o olayları çıkaran azınlığadır bu serzeniş.
  • 4180
    şu aralar beklentiyi biraz daha azaltsa daha mutlu olacak taraftar grubudur. eldeki malzeme bu. sürekli olarak şu çok kötü, bu bundan kötü, bu en az bunun kadar kötü, bu en kötüsü demek yerine takım olarak kötüyüz, kimse iyi oynamıyor diyebilse keşke. bir de prandelli'yi gönderip yeni hoca geldiği zaman beklentiyi çok tepelerde tutmamak lazım. benim gözümde manu dünyanın en iyi 3-5 kulübünden birisidir fakat durumları ortada.
    onu bunu ıslıklayarak bir yere varamayız. biraz destek verip toparlanmaya çalışacağız.
  • 4182
    başarı odaklı, takıma bağılılık seviyesi düşük iyi gün taraftarıdır. 3 temmuz sürecini galatasaray yaşasaydı dağılırdı biterdi salvosunun dayanağı olan çok geniş kitle. bu arada olay 3 temmuz değil gerçekten kötü bir dönemi vurgulamak açısından söyledim.

    özellikle yeni dönem 2000 sonrası şu an 20-35 yaş arası kitlesi başarıya fazlaca alışmış bir taraftar topluluğu. üç büyükler ile kıyaslandığında açık ara en kötüsü bu konuda. çünkü gördüğü en kötü gün ikinci fatih terim dönemindeki 6.lık ve adnan polat dönemindeki 8.lik bu iki yıl hariç ya lig şampiyonluğu ya lig şampiyonluk mücadelesi verilmiş ya da avrupa'da ilerlenilmiş ''başarısız değil'' statüsündeki sezonları yaşamış çokça da ''başarılı sezonlar'' görmüş başarı alışkanlığı çok yüksek bir taraftar topluluğu bu yüzden kötü dönemin daha başında hemen takıma küsen bir topluluk. bu gerçekten bir kulübün sahip olabileceği en kötü şey.

    bunlar yetmezmiş gibi taraftardan gazı alıp kendi kişisel çıkar ve egoları için galatasaray'ı kullanan kendilerine galatasaray alimi veya gerçek galatasaraylı diye tanıtan ve medyada da ''camia'' diye tanımlanan galatasaray lisesi mezunu olduğu için ayrı bir triplere giren liseli güruhu var.
  • 4183
    özellikle son zamanlarda en çok algısı yönetilmeye çalışan taraftar topluluğumuz.dar kapıdan geçmek gerek bazen hayat öyle hep günlük güneşlik olmuyor.takım şuan en kötü dönemlerin birinden geçerken onlara daha çok destek olmalıyız.yanlı medyanın ve her gün galatasaray üzerinden kendini ifade eden diğer takımların tahriklerine kapılmadan en kötü futbolcusuna sahip çıkarak desteğini göstermeli.

    konsantrasyon, sadece sahadaki futbolcudan beklenmemeli tribünde yer alan veya yer almayan taraftarımızından da beklenmeli.bizler üstümüze düşeni fazlasıyla yapmalıyız.çünkü sahadakilere o içimizdeki galatasaray sevgisini hissettirecek tek güç bizleriz. yoksa dünyanın en iyi kadrosu,en iyi teknik direktörü gelsin hiç bir anlam ifade etmez.
  • 4184
    birlik olmasının önünde iki büyük engel olan taraftar.
    1- avrupa olgusu.
    2- fatih terim.
    bu iki olguyu gs düşmanları çok iyi çözmüş durumda. gs aleyhine sürekli olarak kullanılıyor. takım ve taraftar arası bu iki olgu yüzünden kolayca açılıyor.

    avrupa olgusu: gs taraftarı avrupa maçları yüzünden takıma ne zaman küsüp, ne zaman destekleyeceğine karar vermeli. mesela bu sene gs avrupa maçlarında kötü sonuç alsa da takımını desteklemeli. çünkü şu anda avrupanın sırası değil. takım iyi olur, ligde puan farkı ile önde olur ama dortmund'ta gs sahada yürür, o zaman gs taraftarı takımını eleştirmek de haklı olur. ama şu an taraftar dortmund yüzünden takıma küsüyor, ama ligdeki bir galibiyete sevinmiyor. yani ligde galip gelirken sen sevinmezsen bu takım özgüvenini nasıl kazanacak. bu takım takım nasıl olacak? fb taraftarı rizeyi yeniyor ve çok mutlu. 3 senedir rizeyi yenip mutlu oluyorlar. ama biz olamıyoruz. sonra takımın özgüveni yok diyoruz. özgüveni takıma verecek olan taraftardır.

    fatih terim olgusu: ben terim düşmanı veya fanı değilim. gs kulübesinde oturuyorsa en büyük destekçisiyim. kulübede değilse umurumda değil. taraftarın içinde terim yokken başarılı olamayacağımıza inananlar var bence. ayrıca terim yoksa başarılı olmayalım diye düşünenler de var sanki. belki sabri de bu iki gruptan birinde olduğu için kadro dışı kalmıştır. gs'nın terim olgusundan kurtulması lazım. gs terimi yok saysın demiyorum. ama terim yokken başarılı olabilmeliyiz. terimi hak ettiğinden fazla sevenlere sesleniyorum.terimi gs'ın aziz'i olmasına sebep olmayın.

    bu iki olgu gs camiasını bölen, birlik olmasını engelleyen unsurlar. ve bu olguları gs düşmanları çok iyi kullanıyor.
  • 4185
    başka ülkelerdeki futbol izleyicileriyle karşılaştırılan türk taraftar profilinin bir parçasıdır. ama karşılaştırmanın ne kadar abes olduğu ilk cümleden bellidir, biri izleyici biri taraftar.

    ingiltere taraftar profili ile kıyaslanır genelde, yahu sen 4 ağustos 2013 arsenal galatasaray maçında drogba'nın golünden sonra hiçbir tepki vermeyip yalnızca alkış tutanlara taraftar diyebilir misin? peki o zaman heysel faciasını yaşatan holiganlara ne diyeceğiz?

    sonuç olarak galatasaray taraftarı olması beklendiği gibidir, duygusaldır, romantiktir, reaktiftir, çocukluktan kodlanan bilgileri içinde büyütmüştür.
  • 4190
    daha önce bu başlığa yazmıştım. yine yazıyorum. iyi gün dostudur. dünyanın sayılı taraftarlarından biri değildir. sadece futboldaki derbi ve şampiyonlar ligi maçlarının bazılarında doldurabiliyorsan eğer stadını, 17 milyon insanın yaşadığı istanbulun orta yerinde bulunan apdi ipekçi arenadaki euroleague maçlarını 3 4 bin kişiye oynuyorsan kusura bakma ama büyük taraftarın falan yok malesef. millet kendini yırtıyor maça gelin diye kime sorsam abi çok ters, abi öğrenciyiz yok bilmemne. bende öğrenciydim. biz eskişehirden trenle kaçak maça gelip evimize uğramadan anadolu expresiyle geri dönerdik. şimdi adam topkapıya gelemiyor. sonra iki laylay çekince efsane taraftar oluyor. valla ben hayatımda aralarında hiç maç izlemedim hiç bir şekilde bir sempatim yok. ama ultraaslan olmasa apdi ipekçide el ilk tur maçlarını 1500 kişiye oynardık. kabul edelim eksiğiz. bayern münih basketbol takımının el de 2. sezonu ilk turdaki tüm maçlarını kapalı gişe oynadı. sonraki maçlarının da biletleri tükendi. heee en büyüğüz biz. başka büyük yok.
  • 4191
    görünüş açısından evet, dışardan bakıldığında göze en kötü görünen taraftardır burası kesin.

    lakin galatasaray taraftarında bulunan iyi gün taraftarlığı ve diğer öğeler bütün türk taraftarlarda bulunan şeylerdir. mesela fenerbahçe futbol dışındaki branşlara bu kadar yatırım yapmasaydı, meyvelerini de böylesine son birkaç senedir topluyor olmasaydı fenerbahçe taraftarı basketbol ve voleybolla bu kadar ilgili olur muydu? adamlar voleybolda dünyanın sayılı ekipleri arasındalar, kadın basketbol desen hakeza son 2 yıldır finaldeler ve bu sezon muhtemelen de kupayı alacaklar. erkek basketbol desen adamların zaten euroleague biletleri midir nedir ondan var, ligi sonuncu da bitirseler ertesi yıl gene euroleague'deler. böylelikle adlarını duyurabiliyorlar. e sen böylesine çalışırsan her branşta bu taraftarının da dikkatini çeker, taraftar bu çabayı görür ve yönetimine de destek verir.

    peki galatasaray yönetimi ne yapıyor? gelirlerini dinazorlara çatır çutur yedirmekten yatırım yapmaya fırsatı olmuyor! en fazla gelir getiren branş olan futbolda 3 sene üst üste cl'ye katılıyorsun, 3 senenin 2 senesinde şampiyon olup 2 süper kupa alıp üzerine bir de türkiye kupası ekliyorsun, avrupa'da kadın basketbolda fenere koyup kupa 1'i alıyorsun ancak bütün bunlara rağmen kulübün birileri çıkıp amına koyuyor ve sen gene sezona fener'in efes'in vakıf'ın bilmemnenin bilmemkaç euro mudur tl midir o kadar miktar altında bütçeyle başlıyorsun! sonra neden başarısız olduk, neden ilgi çekmiyoruz, taraftar neden gelmiyor böhüm! ulan tabi gelmez, sen sorunlara çare bulmuyorsun ki! üstelik sorunlar da bu kadar açık halde iken! kadın basketbol'da şampiyon kadro büyük sorumsuzluklar sonucunda dağıldı, futbol ve erkek basketbolda yanlış transferler peşpeşe geldi, erkek voleybolda 25 senedir, kadın voleybolda ise ligler kurulduğundan beri kupa yok amk. senin ezeli rakibin amatörlerde almış başını gitmişken sen beşiktaş'tan beter durumdasın. beşiktaş'tan beter diyorum çünkü geçen sene onların kadın voleybol takımı yanlış hatırlamıyorsam kupa 2'de final oynayıp kaybetti.

    diyeceğim o ki sayın dinazor(!) biraz bizi düşünün. kulübün büyüklüğünün farkına varın. her yerde doğan görünümlü serçelerin "boz bor sopor koloboyoz" zırvalamalarını duymak zorunda kalmayalım.

    saygılar, bir galatasaray taraftarı.

    edit: hatalı ya da iyi düşünemediğim kısımlar olabilir, dün gece hiç uyumadım ve hafif güzel hafif de asabi bir kafayla yazdım bunları. atladığım bir yer olduysa bana bildirin düzelteyim.
  • 4192
    (bkz: #1598936)

    koskoca sozlukte iki tane ogrenci cikartamamis olan taraftardir.

    arkadaslar kotu dusunmek istemiyorum mutlaka gorulmemistir ya da atlanmistir ama gercekten olay ciddi eger gercekten mevzu bilet fiyati ise iki tane ogrenci yok mu maca gitmek isteyen ama imkani olmayan. yol parasini da birinden rica ederiz gecerken alir hem kaynasmis da oluruz. al iste mini zirve. (bkz: gs sozluk euroleague toyota yaris zirvesi) ya da (bkz: kizilyildiz maci minivan zirvesi)...
  • 4194
    bugün galatasarayın başına aziz yıldırım ya da ömer çavuşoğlu geçse. küme düşse avrupadan men edilse bu armayı sevmekten vazgeçmeyecek olan taraftarları da içinde barındırır. hakettiğini düşünmüyor olabilirsin aliye veliye selçuğa endere burağa kereme tepkin olabilir. gelirsin salona stada avazın çıktığı kadar bağırırsın galatasaray ulan diye. zonguldakspor taraftarlarına futbol resitali mi sunuyor 15000 kişiye oynarken. armaya sevdalı insanlar vardır. bir de başarıya endeksli olanlar.
  • 4195
    et beyinli olmayan taraftardır. et beyinli olsaydı eğer her maç sahaya bakmadan setin üzerindekiler gibi tezahürat yapar dururdu. zombi miyiz la biz? galatasaray taraftarı düşünür ve hisseder. takımdan aldığını güçlendirerek takıma geri verir. takım bir koşuyorsa 2 bağırır. 3 mücadele ediyorsa 5 iter. her kontra atağında "yürü ulan" der. kornerden atar, sneijder'a vurdurur, hatta bazen ne yazık ki sabri'ye vur der o da vurur ammosunun gülü. ama o takımda his bitmişse kızar, söver, gaza getirmeye çalışır. tepki alamazsa küser. pes eden taraftar değildir. takım pes etmiştir zaten. 90 dakika "iiiinn üüüçün eğeğeğe de koooooyyyyy" diye bağıran set üstü zombileriyle alakası yoktur olmayacaktır.
  • 4197
    istese hükumeti düşürebilecek, dağı devirebilecek oluşum ama arena'yı doldurmadıkları gibi s.inan ve q-raul'u adam gibi ıslık yağmuruna tutmayan oluşum. hayır arkadaş anlamadım sizi de fatih terim mi seçiyor hani böyle şartlar ne olursa olsun alkış tutacak destekleyecek falan... statta olsam yemin ederim delirirdim yahu kendimi paralardım.
  • 4199
    tek yapması gereken selçuk, burak, yekta, sabri, hakan gibi oyuncuları ıslıklamak. bak tezahürat yapın demiyorum, şunları 90 dakika boyunca ıslıklayacaksınız sadece. bu takımda artık selçuk değil furkan oynayacak kardeşim. yekta değil sinan gümüş oynayacak. ne eksikleri var lan bu adamların şu sülüklerden? adım gibi eminim ne yeniçerilik yaparlar ne de para yüzünden küserler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın