• 1
    kimse kusura bakmasın ama yoktur böyle bir şey.

    evet galatasarayımız ülkemizde online ortama adım atan ve ilk resmi siteye sahip olan kulüptür. evet galatasarayımız medyayla bir şekilde etkileşime girmekte haftada en az iki üç tane zorunlu açıklama yapmaktadır. evet galatasarayımız sosyal ağlarda temsil edilmektedir. ama yeterli mi? değil.

    öncelikle galatasaray.org ile ilgili sorunlar ortada. en basitinden veriye ulaşmak veya yabancı dil çevirilerinin güncel olmamasındab bahsedebiliriz. bunun dışında kulübün medya yönetimi ve ilişkileri anlamında nitelikli bir elemana veya danışmana sahip olmadığıda çok açık. örneğin 2008 avrupa şampiyonası'nda milli takım için bu görevi pek çokları tarafından duayen olarak nitelendirilen yiğiter uluğ yapmıştı bu nedenle kulübümüzün bu tarz birini bünyesine katması gerektiğini düşünüyorum. bu sayede hem saçma sorular soran gazetecilerden hem de saçma cevaplar verebilitesi olan oyuncularımızı bir şekilde düzeltme veya denetleme yoluna gidebiliriz.

    bütün bunların dışında pek çok oyuncumuz twitter facebook gibi ortamları kullanıyor. ben bunlara karşı değilim ancak nba'in u konudaki politikalarını düşündüğümüzde en azından sporcularımız "sağlıklı iletişim" hakkında eğitilmelidirler. hepimizin bildiği gibi yarın öbür gün yıldız olabilecek altyapı oyuncularımızın "saçma" fotoğraflarını internet ortamında "elaleme" yayması ileride hem kulübümüzü hem de genç oyuncularımızı zor durumda bırakabilir. o yüzden bir politika üretilmesi gerekliliği göze çarpmakta. hadi bunları geçtim... en azından yabancı oyuncularımızın tweetleri bir şekilde tercüme edilerek anlaşılır kılınmalıdır. ama tercüme de yavşaklık yapılmaması koşuluyla... çünkü bu iletişim politikası sansürü değil galatasaray ilkelerine yakışan bir bir yapıyı teşvik etmelidir.

    bunun dışında bu politikayla beraber bloglar,sözlükler ve forumlarla daha iyi bir iletişim kurulabilir. kısacası zannımca bir dünya kulübünün kurumsallaşması anlamında sağlıklı bir iletişim politikasına sahip olması son derece önemlidir. bu politika benimsenmeli ve başkanının cümlelerinden tesis bekçisinin paylaştığı "özel" florya fotoğraflarına kadar yansımalıdır.

    dünya kulübü dediğimiz takımımızın iletişimi de dünya standardlarına göre yapılmalıdır.

    (bkz: profesyonel)
  • 2
    2018-19 transfer döneminde de olmadığını bir kez daha anladığımız politika. bir sürü krizvari durum olur, en son kulüp açıklama yapar. serdar aziz'in fenerbahçe'ye bonservissiz gideceği haberleri çıkar kan gövdeyi götürür. kulüp en son çıkıp açıklama yapar. bir iletişimci olarak kriz yönetiminin anlık reaksiyonlarla yapılması gereken bir süreç olduğunu belirtmeliyim. ama maalesef ki bizim kulübümüz bunu becerememektedir. bu da kendilerine karşı duyulan sempatiyi de ortadan kaldırararak taraftarda haklı bir öfkeye neden olmaktadır.
  • 4
    burak elmas yönetimi altında yerlerde sürünmektedir. fatih terim'in gönderiliş süreci bir rezalet, sosyal medya kullanımı bir rezalet, basın toplantıları/açıklamaları bir rezalet. ne selçuk inan ne mert çetin için güzel bir veda paylaşımı yapıldı. yıllardır kulübün içindeler. geçenlerde bülent korkmaz'ın doğum günü kutlanmadı halbuki başka eski futbolcuların kutlanmıştı. daha bir sürü örnek var. geldiklerinden beri en kötü oldukları konulardan birisi iletişim.
  • 6
    son derece zayıf bulduğum politika. bir iki örnekle açıklamak isterim:
    1. fatih terim, galatasaray spor kulübünün yaşayan efsanesi, görevinin başındayken rahatsızlanıp maça çıkamıyor? herkesin aklında kötü düşünceler var? ismini anmak istemediğim o lanet hastalık mı, basit bir rahatsızlık mı ortada belirsizlik hali mevcut. hocamızın rahatsızlığı şudur demek çok zor bir şey değil.
    2. luis campos ile görüşülüyor. az buz adam değil ki bu adam. başkana danışmanlık mı, sportif direktörlük için mi geldi? geldi de ne oldu, alınan bir karar var mıdır?
    benzer örnekler çoğaltılabilir, bence bu tip bilgilerin taraftarlar ile daha şeffaf bir şekilde paylaşılması gerekiyor.
  • 7
    yani rezalet bir performans gösteren birimdir, ve taraftara gram önem verilmiyordur.

    şimdi yazdıklarım fazlaca ütopik kaçabilir, ancak içimde kalmasın.
    daha detaylı bilgisi olanlar da, eğer yazacağım şeyler fazla ütopikse bilgilendirme yapabilirler, editlerim.

    öncelikle uefa'dan alınan bir örnek metni aşağıya koyalım.

    --- alıntı ---

    how does financial fair play work?
    uefa permits football clubs to spend no more than €5 million (£3.9 million) over what they earn in each three-year assessment period. there is, however, a new limit of 30 million euros (previously 45 million euros) if the owners of the club or a related party can cover these losses.

    what is counted under the financial fair play regulations?
    to comply with the financial fair play regulations, the club financial control body (cfcb) stated that only a club's outgoings in the area of transfers, employee benefits (including wages), amortisation of transfers, financial costs and dividends will be included.

    --- alıntı ---

    çeviri:
    finansal fair play nasıl işliyor?
    uefa, futbol kulüplerinin harcamalarının, her üç yıllık değerlendirme döneminde kazandıklarına kıyasla 5 milyon euro zararı (3,9 milyon £) aşmamasını istiyor. ancak kulübün sahiplerinin veya ilişkili bir tarafın bu zararları karşılayabilmesi durumunda 30 milyon euro'luk (önceden 45 milyon euro) yeni bir limit var.*

    finansal fair play düzenlemeleri kapsamında harcama kalemlerinde neler sayılıyor?
    mali adil oyun düzenlemelerine uymak için, kulübün mali kontrol organı (cfcb), yalnızca bir kulübün transferler, çalışanlara sağlanan faydalar (ücretler dahil), transferlerin amortismanı, mali maliyetler ve temettüler alanındaki harcamalarının dahil edileceğini belirtti.

    oyuncu ücretlerini falan geçtim, 2021/2022'de senin satış alışın eksi 29.95 milyon euro.
    22/23 eksi 32.14 milyon euro
    bu yıl anlık artı 23.21 milyon euro.

    sadece alım satımı alt alta topladığınızda ortaya çıkan tablo nedir? eksi 38.88 milyon euro.

    sacha ve bakambu transferleri öncesi kara, kara düşünüyordum. bu tablodan biz nasıl ceza yemeyeceğiz diye. ve hatırlarsınız, dursun başkan aday olmayacak şeklinde bir söylenti vardı.

    bu transferler sonrası, bir anda 'dursun başkan yeniden aday' söylentisi yayılmaya başladı. üstüne 'transferde harcama yapmayın' emri geldi.

    bilemiyorum altan, kafam çok karışık.

    bu süreçte uefa'da çeyrek ve şl'nde bu yıl belli karlar ettik tabii. oyuncuların yıllık ücreti, burak elmas döneminde bir nebze iyi olmakla beraber, son 2 yıldır biraz yüksek. bu gelir/gider dengesinin ne durumda olduğunu anlayabilecek, 3 yıllık mali raporları inceleyen biri varsa ve yeşillendirirse sevinirim.

    edit: goloz uyardı, bu transfer döneminde 3-5 milyon euro bulsak yeterli olurdu diye. eklemek istedim.
  • 10
    kendi aralarında iletişim kuruyorlar mıdır acaba?

    2 şubat 2024 samsunspor galatasaray maçı kamp kafilesinde wilfried zaha yer alıyor.
    ancak oyuncu bugün samsuna bireysel olarak gidecek, akşam da yedek başlayacakmış.
    bunu muhabirlerden öğreniyoruz. bu yönetimin çok ama çok eksiği var da, sırf erden timur var çabalıyor diye kimse bir şey demiyor. erden timur'u çıkartsak şu an çoktan kaos ve yönetim istifa çığlıkları başlamıştı.
  • 11
    galatasaray martta seçim yapıp başkan değiştirip kalesinde aykut erçetin, saha kenarında cevat güler ile şampiyonlar liginde çeyrek final oynayan tarihin en güçlü fenerbahçe kadrosunu ali sami yen'de ligin sonundaki şampiyonluk maçında yenerek şampiyon olmuş takımdır.

    orta sahasız, forvetsiz, bilmemnesiz, takımın en iyi oyuncusunu devre arası gönderip şampiyon olmak zaten alışılageldik çıtır çerez olaylar.

    galatasaray kaostan beslenir. bu bizzat kulüp stratejisidir, dna'sina işlenmiştir ve tüm bunlar sahadaki takımın konsantrasyonunu bozmaz.
  • 12
    yeni yönetimde herhangi bir iletişim politikasından söz edilmemektedir. her kafadan bir ses çıkmaktadır. ilgili yöneticiler gerçekleştiremeyecekleri vaatleri ile taraftarı gereksiz bir şekilde beklentiye sokmaktadır. dursun özbek'in iletişim ve hitabet yeteneği olmadığı biliniyor ısrarla açıklamaları kendisine yaptırmakta sorun oluşturuyor.
    kulübün bir an önce bir iletişim sorumlusu belirlemesi gerekiyor, tabi seçilecek bu kişinin alanında yetkin olması çok önemli.
  • 17
    aktif yönetimde ki en sıkıntılı durumlardan biri.

    futbolcu satarız veya kiralarız kap’a tam açıklama olmaz.

    idmanlara çıkmayan oyuncularımız olur sıfır sağlık bildirimi yapılır.

    bankalar birliğinden 2 aya çıkıyorduk çıkamayız açıklama yok.

    kemerburgaz’a taraftar en son şantiye şefi arıyordu bulundu mu bulunmadı mı haber yok cevap yok.

    böyle gider sabaha kadar.

    murat bereket rica ediyorum kamuoyunu bilgilendirici mesajlar bekliyoruz.
  • 18
    tarihin tozlu sayfaları karıştırıldığında iletişim politikasındaki tercihler,tavırlar, uygulanış şekli spor kulüplerinin başarılarına doğrudan etki ettiği su götürmez bir gerçektir sevgili seray severler.

    geçmişte kulübümüzde 1 kamyon dolusu laf edip aslından hiçbir şey söylemeyen ama yine de ortada bir sorun var ise profesyonelce yöneten ali dürüst vardı misal. çıkardı kameraların karşısına, muhabir transfer haberi yada kulüp içi bir sorun ile ilgili bilgi almak isterken o mezopotamya bölgesinin verimli topraklarından bahsedip konuyu bir şekilde istediği noktaya getirip basın toplantısını tamamlardı. ne hikmetse sorun da çözülmüş ve taraftarın gazı alınmış olurdu.

    yakın tarihte erden timur vardı. ölümlü dünya film karakteri serbest tadında, onun parolası sevgiydi. yeri geldiğinde de benim babamın s2 kutu kola gibidir demekten de çekinmezdi. her şeyi dobra dobra anlatır, günahı ile sevabı ile kabul eder, taraftara kendisininde onlardan biri olduğunu hissettirirdi. iş bu nedenle okan buruk ve dursun özbek yönetiminin 2 senedir işi kolaydı. maç sonu metin öztürke soru sorarlar ben bilmem erden bilir der çekilirdi, dursun özbek basın toplantılarına onsuz çıkmaz en kıl sorulara kendisini muhatap ederdi.

    yöneticilik zamanlarını düşünürsek adnan polat'ta böyle bir figürdü, haldun üstünel de.

    esas meseleye gelirsek oyuncusundan, taraftarına, yöneticisinden teknik direktörüne. ossurduğunda mangalda kül bırakmayan ama iş icraata geldiğinde ortada görünmeyen mevcut yöneticiler maalesef bu eksikliği doldurmaktan acizler.

    son örnek dünkerem aktrükoğlu'nun kaptanlık konusu ile ilgili yaptığı açıklama. kerem'in doğru yada yanlış yaptığı ayrı bir tartışma konusu ancak burada esas sorun takımdaki başı bozukluğun, düzensizliğin sere serpe medyanın önüne bazen oyuncular ile bazen gazeteciler vasıtasıyla serilmesi. 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı sonunda oyuncuların verdiği röportajları tekrar dinlemenizi tavsiye ederim. orada oyuncular o kadar ince mesajlar veriyor ki okan hocanın duruma artık el koymasını, müdahale etmesini bekliyor. lakin okan hocanın da bu konuda çaresiz kaldığını görüyoruz, öyle ki o da iletişim konusunda hata üstüne hata yapmaya devam ediyor.

    ez cümle, galatasaray'ın acilen hem kulüp içerisindeki hemde taraftar ile medya arasındaki iletişimi sağlayacak yeri geldi mi paratoner görevi görecek, herkesin saygı duyduğu, iş bitirici bir yöneticiye ihtiyacı var. ben diyeyim yeni bir erden timur siz diyin abdülrahim albayrak. yoksa galatasaray yönetimi testi kırılana kadar durumun farkına varması çok mümkün değil.

    son bir not; niyet okuma gibi olacak ama belki de yönetimin içerisinden bir grup bu işin böyle olmasını ve camianın kaosa sürüklenmesini istiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın