18
tarihin tozlu sayfaları karıştırıldığında iletişim politikasındaki tercihler,tavırlar, uygulanış şekli spor kulüplerinin başarılarına doğrudan etki ettiği su götürmez bir gerçektir sevgili seray severler.
geçmişte kulübümüzde 1 kamyon dolusu laf edip aslından hiçbir şey söylemeyen ama yine de ortada bir sorun var ise profesyonelce yöneten ali dürüst vardı misal. çıkardı kameraların karşısına, muhabir transfer haberi yada kulüp içi bir sorun ile ilgili bilgi almak isterken o mezopotamya bölgesinin verimli topraklarından bahsedip konuyu bir şekilde istediği noktaya getirip basın toplantısını tamamlardı. ne hikmetse sorun da çözülmüş ve taraftarın gazı alınmış olurdu.
yakın tarihte erden timur vardı. ölümlü dünya film karakteri serbest tadında, onun parolası sevgiydi. yeri geldiğinde de benim babamın s2 kutu kola gibidir demekten de çekinmezdi. her şeyi dobra dobra anlatır, günahı ile sevabı ile kabul eder, taraftara kendisininde onlardan biri olduğunu hissettirirdi. iş bu nedenle okan buruk ve dursun özbek yönetiminin 2 senedir işi kolaydı. maç sonu metin öztürke soru sorarlar ben bilmem erden bilir der çekilirdi, dursun özbek basın toplantılarına onsuz çıkmaz en kıl sorulara kendisini muhatap ederdi.
yöneticilik zamanlarını düşünürsek adnan polat'ta böyle bir figürdü, haldun üstünel de.
esas meseleye gelirsek oyuncusundan, taraftarına, yöneticisinden teknik direktörüne. ossurduğunda mangalda kül bırakmayan ama iş icraata geldiğinde ortada görünmeyen mevcut yöneticiler maalesef bu eksikliği doldurmaktan acizler.
son örnek dünkerem aktrükoğlu'nun kaptanlık konusu ile ilgili yaptığı açıklama. kerem'in doğru yada yanlış yaptığı ayrı bir tartışma konusu ancak burada esas sorun takımdaki başı bozukluğun, düzensizliğin sere serpe medyanın önüne bazen oyuncular ile bazen gazeteciler vasıtasıyla serilmesi. 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı sonunda oyuncuların verdiği röportajları tekrar dinlemenizi tavsiye ederim. orada oyuncular o kadar ince mesajlar veriyor ki okan hocanın duruma artık el koymasını, müdahale etmesini bekliyor. lakin okan hocanın da bu konuda çaresiz kaldığını görüyoruz, öyle ki o da iletişim konusunda hata üstüne hata yapmaya devam ediyor.
ez cümle, galatasaray'ın acilen hem kulüp içerisindeki hemde taraftar ile medya arasındaki iletişimi sağlayacak yeri geldi mi paratoner görevi görecek, herkesin saygı duyduğu, iş bitirici bir yöneticiye ihtiyacı var. ben diyeyim yeni bir erden timur siz diyin abdülrahim albayrak. yoksa galatasaray yönetimi testi kırılana kadar durumun farkına varması çok mümkün değil.
son bir not; niyet okuma gibi olacak ama belki de yönetimin içerisinden bir grup bu işin böyle olmasını ve camianın kaosa sürüklenmesini istiyor.
geçmişte kulübümüzde 1 kamyon dolusu laf edip aslından hiçbir şey söylemeyen ama yine de ortada bir sorun var ise profesyonelce yöneten ali dürüst vardı misal. çıkardı kameraların karşısına, muhabir transfer haberi yada kulüp içi bir sorun ile ilgili bilgi almak isterken o mezopotamya bölgesinin verimli topraklarından bahsedip konuyu bir şekilde istediği noktaya getirip basın toplantısını tamamlardı. ne hikmetse sorun da çözülmüş ve taraftarın gazı alınmış olurdu.
yakın tarihte erden timur vardı. ölümlü dünya film karakteri serbest tadında, onun parolası sevgiydi. yeri geldiğinde de benim babamın s2 kutu kola gibidir demekten de çekinmezdi. her şeyi dobra dobra anlatır, günahı ile sevabı ile kabul eder, taraftara kendisininde onlardan biri olduğunu hissettirirdi. iş bu nedenle okan buruk ve dursun özbek yönetiminin 2 senedir işi kolaydı. maç sonu metin öztürke soru sorarlar ben bilmem erden bilir der çekilirdi, dursun özbek basın toplantılarına onsuz çıkmaz en kıl sorulara kendisini muhatap ederdi.
yöneticilik zamanlarını düşünürsek adnan polat'ta böyle bir figürdü, haldun üstünel de.
esas meseleye gelirsek oyuncusundan, taraftarına, yöneticisinden teknik direktörüne. ossurduğunda mangalda kül bırakmayan ama iş icraata geldiğinde ortada görünmeyen mevcut yöneticiler maalesef bu eksikliği doldurmaktan acizler.
son örnek dünkerem aktrükoğlu'nun kaptanlık konusu ile ilgili yaptığı açıklama. kerem'in doğru yada yanlış yaptığı ayrı bir tartışma konusu ancak burada esas sorun takımdaki başı bozukluğun, düzensizliğin sere serpe medyanın önüne bazen oyuncular ile bazen gazeteciler vasıtasıyla serilmesi. 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı sonunda oyuncuların verdiği röportajları tekrar dinlemenizi tavsiye ederim. orada oyuncular o kadar ince mesajlar veriyor ki okan hocanın duruma artık el koymasını, müdahale etmesini bekliyor. lakin okan hocanın da bu konuda çaresiz kaldığını görüyoruz, öyle ki o da iletişim konusunda hata üstüne hata yapmaya devam ediyor.
ez cümle, galatasaray'ın acilen hem kulüp içerisindeki hemde taraftar ile medya arasındaki iletişimi sağlayacak yeri geldi mi paratoner görevi görecek, herkesin saygı duyduğu, iş bitirici bir yöneticiye ihtiyacı var. ben diyeyim yeni bir erden timur siz diyin abdülrahim albayrak. yoksa galatasaray yönetimi testi kırılana kadar durumun farkına varması çok mümkün değil.
son bir not; niyet okuma gibi olacak ama belki de yönetimin içerisinden bir grup bu işin böyle olmasını ve camianın kaosa sürüklenmesini istiyor.