en son söyleyecegimi en başta söyleyeyim; "sizi çok seviyorum!"
gectigimiz 10 gün icinde neler yasadık neler hissettik bilemezsiniz ve insallah hicbir zaman da ögrenmezsiniz. aslında pek duyulmasını istemedigim, bilgi alma amacli yazdigim(meme kanseri hk.) entryi bile bu sebeple 10 dk sonra sildigim herkesin de basina gelebilecek talihsiz bir olay geldi basimiza.
her gün sözlükte olan, kendince yazmaya calisan biri oldugum icin olsa gerek, bir süredir sözlüge yazmayinca ve hemen her gün mesajlastigim arkadaslarim merak edip bana ulasamayinca nickaltima yazmislar sag olsunlar. daniel tozser de kendince dogru oldugunu dusundugu icin konu hakkinda nickaltima yazma ihtiyaci hissetmis ve bilgi amacli durumu yazmis, duyuldu madem ben de detayli olarak yazayim da hem merak eden dostlarima bilgi vereyim hem de kadin yazarlarimiz ve erkek yazarlarimizin anneleri, esleri, kardesleri vs cevresindeki her kadin icin farkindalik yaratmasi adina belli mi olur belki bir katkisi olur...
doktorlarin yapilmasi icin bas bas bagirdigi genç-yaşlı her kadinin yapmasini istedigi ve erken teshisin onemine vurgu yaptigi bir olay var; "
meme kanseri ve elle kendi muayeneni yapma"
esim 35 yasinda. yani aslinda bu hastalik icin cok genç denilebilecek bir yaş.
sanki hissetmis gibi 2-3 aydır kendini muayene eden esim, gogsunde hissettigi anormal durumu bana anlatti ve benim de tesvigimle hemen doktordan randevu aldık. üstelik de ayni taraftan 7 sene önce "yağ bezesi" aldirmistik. buna ragmen hic zaman kaybetmeden doktora gittik cünkü
erken teşhis hayat kurtarır!
ben yine yag bezesi cikacagindan emin oldugum icin cok rahattim. ayni gun hem ultrason hem mamogrofi hem de biopsi yapilmasina ve doktorların "kötü gibi görünüyor" demesine ragmen ben hala yağ bezesi olduguna emindim. 2 gün sonra doktoru arama görevi benimdi ve sonucu esimle paylasmak da bana kalmisti. her ikimiz de is yerindeyken haberi aldim ve yıkıldım. yani doktor ilk muayenede kotu huylu ciksa bile erken evre oldugunu ve diger evrelere göre cok daha rahat bir tedavi olacagini, gecikseydik daha zor olacagini söylese de bu illetin adı
kanser. en hafifi de olsa tedavisi de olsa erken evre de olsa adı bile kötü, rahatsızlık verici.
en buyuk hatayi sonucu ogrendikten sonra esime durumu telefonda söyleyerek yaptim. sonra hemen taksiye binip 15 dk sonra yaninda olsam da o an yaninda olamamak icimde ukde kaldı. insan böyle anlarda saglikli dusunemiyor.
sonraki gün doktorumuzla gorustuk, hemen pet-bt denilen tümörün vucutta baska bir yere sıcrayıp sıcramadığına bakilan test icin gun alip, bir gun sonra onu yaptirdik ve cok sükür temiz cikmasiyla da ertesi gün hemen ameliyata alındi.
allah'a sükürler olsun ameliyat cok iyi gecti ve kitle ilgili bolgeden cikarildi. 2 cm.den kucuk sandigimiz kitle 2.2 cm cikti 2a evresiymis. doktor ilk muayenede 1. evre demisti ama ameliyat sonrasi patolojik incelemde 2. evre oldugu goruldu. zaten 1. evre ve 2.evre arasindaki fark buyukluk. her ikisi de erken teshis anlamina geliyor. 3. evre koltuk alti lenflerine sicramis olmasi, 4. evre de vucutta baska organlara da sicramis olmasi demekmis.
allah korusun ilerleyen evrelerde tedavi daha sıkıntılı olabiliyor(gogsun tamamen alinmasi, cok daha uzun ve agir kemoterapi gibi) ve hayatta kalma oranı da daha düsük oluyor.
elbette kimse böyle bir seyi kendisine konduramıyor, sevdiğine konduramıyor. 5 yasinda bir cocuk annesi olan esim de kendisine konduramadı tabii. cok degisik bir 10 gün yasadik. her kafadan cikan sesler, internetteki sagliksiz kaynakları tahmin edebilirsiniz.
bugün onkologla ilk görüsmemizi yaptık. bundan sonrası artık cerrahi degil, onkolojik.
patoloji sonucuna göre tümörümüzün çesidi oldukca agresif bir tip cikti. yani tekrarı olası ve cok cabuk yayilan bir tip. söyle söyleyeyim, doktorumuz "6 ay sonra gelseniz baska seyler konusuyor olurduk" dedi. sanirim erken teshisin vurgusunu da burada bir kez daha yapmak lazım.
neyse tümör hormon ilaci kullanilabilecek bir tip de cikmadigindan kemoterapi sartmıs. yapacak bir sey yok. dünyanin her yerine de gitsek boyle olacakmis. sansimiz ise bu tip tümörlerin kemoterapiye cok iyi cevap vermesi. tekrar etme olasigini cok dusurmesi.
yalnız isin zor kısmı da biraz burada basliyor. dünyanın en güzel kadını olan sevgili eşim kemoterapinin saçlarını, kaşlarını dökecegini vs baska seyleri dusundukce anlayacaginiz uzere oldukca farkli bir psikolojiye girdi. yani o guzel saclarini siyahtan sarıya gecirmek icin aylardır yavas yavas rengini acmak icin ugrasiyordu. cok kısa sürede geldigi durum ise bambaska.
sacların tekrar cikacak oldugunu bilsek de iste bu psikolojiyi yürütmek, anlamak kolay degil.
9 nisan'da kemoterapiye basliyoruz. acikcasi mantikli baktigimda tablo asla kötü degil. biz kötünün en iyisi denilebilecek bir seviyedeyiz. dedigim gibi erken teshis hayat kurtarıyor. cok klise ama cok da hayati bir söz.
biz bu olayı kendi sınavımız olarak görüyoruz ve kendi iliskimizde, evliligimizde de milat olarak görecegiz. ne kadar anlamsız seylere zaman, enerji vs harcadigimizi, cok anlamsiz seyler icin uzuldugumuzu anladik. insallah bu gunler geride kaldiginda da bunun bize katacaklariyla hayata daha farklı bakacagız.
dedigim gibi pek giremedim bu aralar sözlüğe ama bugun gördüğüm tablo karsisinda cok şaşırdım ve çok mutlu oldum.
hakkımda o kadar entry girilince derbide gol attım sandım :(
aslında bakarsak golü esim atacak, dilerim ben ise bu sürecte ona asist yapacağım...
eşim bana bazen kızıyor, sanırım sözlüğü kıskanıyor. (u: (: )
bu aksam telefonda sözlüğü gösterdiğimde ve yazilanları ona okudugumda yüzünde olusan tebessüm ve ona verdiginiz güç icin hepinize cok tesekkür ederim.
galatasaray sözlük sinerjisi başka bir şey. buranın ailem oldugunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum. hepinizi cok seviyorum. gercekten büyük güç oldunuz, iyi ki varsınız!
esime özel not:
kibritçi kız'ım hastalıkta ve sağlıkta... seni hep sevdim ve seveceğim, son nefesime kadar yanındayım...