• 2235
    foruma dönmeye başlayan sözlüktür. herkes birbirine alenen laf çarpıyor, birbirlerinin başlıkları altında sen bana bunu dedin bak ben de sana şu lafı sokuyorum hurraa modası geliyor. farkında mısın moderasyon ? imla kılavuzluğu iyi güzel ama öncesinde halledilmesi gereken ciddi sorunlar var. örneğin üslup. bu hem yazarlar için geçerli bir sorun hem de admin ve moderatorler için. hala kulakları tıkayıp biz doğruyuz siz yanlışsınız bize 100 puan size 0 puan demeye devam ederseniz antudan farkımız kalmayacak dikkat.
  • 2237
    yeni bir özellik midir yoksa hata mıdır tam çözemedim ama eğer bilerek yapıldıysa çok güzel bir özellik gelmiş sanırım. sol frame'de bir başlığa tıkladıktan sonra sayfayı yenilediğinizde sağ framede o açtığınız başlık kaybolup, yerine 10 numara entry'ler gelmiyor artık. ya da ben paranoyaklaştım, saçmalıyor da olabilirim.

    edit: an itibariyle düzelmiş. sevinmiştim oysa.
  • 2240
    gheorghe hagi vs alex de souza diye bir başlık mevcut bu sözlük'te. ayıp. utanmasını bilmek lazım. hagi cimbom için romanya'dan sonra 2. vatanım diyebilmiş bir adamdır. sense net aleminde 2-3 süslü laf edicem diye malzeme yapıyorsun adamı. ulan helal olsun hepimiz çok rasyonel adamlarız! ama o da hagi be abi. az soluklanmak, bi gölgelik bulup düşünmek lazım.

    "ya abi olur mu öyle şey. biz orda hagi'yi yücelttik alex'in eline verdik" diyen gevezeleri de metni yeniden okumaya davet ediyorum. sen hagi'ye kendi vatanında, kendi evinde alamancı gibi, sikindirik bir misafir gibi davranırsan burda bir sıkıntı vardır. sergen doğru diyor sıkıntı var. sözlük'te büyük sıkıntı var.

    ey büyük cimbom taraftarı. sözlük'ten eleştirdiğin rıdvan dilmen bu kıyaslamayı yapınca şaşırmıyorum. o yapar, o il. ya sen? ulan vallahi şaşırmamıştım rıdvan'a hagi de souza dediğinde. ama sen be sözlük. sen de yapmışsan. film kopmuş demektir. hala alex traktör hagi uzay mekiği diye ötüyoruz. hee abi hee. öyle haklısın, iyi düşünmüşsün.
  • 2243
    haldun üstünel istifa ettikten sonra, yine carrusca'ların, inamoto'ların takıma geleceğini, adnan sezgin'in bu işten anlamadığını söylemeyeni dövüyorlar sanırım burada.

    sorun, takım taraftarı olmakla, yönetici taraftarı olmak arasında sıkışıp kalıyor. haldun üstünel her transfer döneminin şampiyonu olurken, insanların gözlerine öyle bir perde inmiş ki, artık takımdan çok haldun üstünel taraftarı olmaya başlamış sanırım yazarlar. haldun üstünel kaliteli bir adamdır, ben de severim kendisini de, körü körüne kendisine bağlanmam.

    transfer dönemlerindeki başarılarını da, kendisinin ne kadar büyük payı olsa da, sadece kendisine maledemem. mesela, bu bütçelerin yaratılması konusunda, ali haşhaş'ın payını göz ardı edemezsiniz. bu bir ekip işidir.

    5 sene önce gelen futbolcuların, haldun üstünel istifa ettikten sonra tekrar geleceğini iddia edebiliyorsanız eğer, kusura bakmayın ama, en hafif tabirle ne ekonomiden, finanstan, mali yapıdan anlıyorsunuz, ne yönetimden anlıyorsunuz. siz sadece transfer döneminde şampiyon olmayı istiyorsunuz demektir.

    şu anda sonlandırılan şirket birleşmesinden sonra, zaten futbol şubesi diye bir şey kalmadığını, yönetimin kontrolünde bir futbol şubesinden ziyade, artık şirketleşmiş ve profesyonel yöneticilerin** olduğu bir yapıya geçildiğini algılayamıyorsanız diyecek bir şeyim yok. adnan sezgin'in futboldan anlamadığını falan iddia edecek kadar gözünüz karardıysa, ona da diyecek bir şeyim yok.

    ama ben şunu biliyorum, haldun üstünel'i sırf transferleri için sevenler, adnan sezgin'i yerin dibine sokanlar, bu hafta yapılacak transfer veya transferlerden sonra, ne haldun üstünel'i hatırlayacaklar ne de tükürdüklerini yalayıp adnan sezgin'den özür dileyecekler.

    tek hayalim var, belki bu haftadan sonra, kerametin adnan sezgin'de, haldun üstünel'de değil de, kasadaki parada olduğunu anlarsınız da, ben de rahatlarım.

    not: haldun üstünel, yiğit şardan tartışmalarına girmeden, hıncal uluç'a selam ederek bir şeyi daha söyleyeyim. eğer sen takım yöneticisi olarak, başkanın sana "o futbolcuyu alma" dedikten sonra, başkanı hiçe sayarak gidip o futbolcuyu getiriyorsan, sonuçlarına da katlanırsın.

    bir dipnot daha: adnan sezgin'i de çok sevmem ama sevmememin nedeni yaptığı transferler değil, başka bir hikaye.
  • 2244
    transfer dönemlerinde çığırından çıkan yazarlara sahiptir.

    ivan gennaro gattuso - ilacımız olur, aşığım ona, gelmezse çocuğumu keserim..

    alexandre song - gelsin, müthiş, şahane..

    kim kallstrom - defans yapar deli gibi, koşarak gelsin, oyunu her yönlü oynar kaleye bile geçer..

    nigel de jong - halay çekerek gelsin, bizim için yaratmış allah onu, zenci..

    rafael marquez alvarez - çok yakışıklı, her yerde oynar, titreyerek gelsin..

    cristian daniel ledesma - taş gibi, fısıldayarak gelsin, tam bizim kalemimiz..

    mahamadou diarra - çocuk yapacağım kesmek için, 5 milyonu benden alın, inleyerek gelsin..

    anthony annan - boyu kısa aklı uzun, hapşırarak gelsin..
  • 2245
    gidişinin ardından haldun üstünel'i sevmeyenlerin sayısının epey fazla olduğu amaçlarının galatasaray kulübünün hak ve menfaatlerini korumak, kollamak ve gözetmek olduğu bilimum sporseverlerin yazıp çizdiği karalama defteridir.

    haldun üstünel ile ilgili sayfalarda daha önce o'nu eleştiren entryler ile pek karşılaşmadım. şimdi bakıyorum da belden aşağı vurmacalar başlamış, "madem o kadar iyidi neden takım son iki yılda adam akıllı bir başarı sağlayamadı" tarzında içi boş, mesnetsiz açıklamalar okuyorum da vay beee diyorum kendilerine.

    vay beee

    bu tipler internet aleminde her yerde mevcuttur. internetteki haberlerin yorumlarında, çeşitli forum sayfalarında, taraftar sitelerinde hemen her yerde görülürler.

    - x gitti
    + zaten bi bok yememişti

    ---

    - x transferi olmamış
    + zaten boktan biriydi

    ---

    - x y kulübüne transfer olmuş
    + sarhoş lan o herif ! karı kız peşinde akşama kadar!

    çamur at izi kalsın gibisinden bir ton iş yani. bu tipleri gördükçe vay bee demekten başka birşey demeyeceğim. onları alkışlıyorum.

    şak şak şak şak
  • 2247
    hakkında söyleyebileceğim en net şey, tiksiniyorum artıktır. hepinize teşekkür ediyorum gerçekten, sonunda beni galatasaray'la ilgili bir şeyden soğutmayı başardınız.

    çok fazla insan tanıdım; ama bu kadar sabitfikirli, bu kadar düz mantık, bu kadar niteliksiz, bu kadar dönek insanları bir arada görmemiştim. bana bunun da olabileceğini gösterdiğiniz için gerçekten sizlere minnettarım. niteliksiz insanlardan nitelikli entryler çıkmasını bekleyerek kendimi kandırmışım bu kadar süredir.

    istatistikler ortaya dökülsün de, şu sözlüğün yaş ortalaması bir gün yüzüne çıkarılsın istiyorum. yaş ortalamamız düşükse, birkaç yıla düzelir diyerek kendimi avutacağım çünkü. yapılan eleştiriler, 16 yaşındaki ergen bünyelerin kendi içinde çelişen ifadelerinden farklı değil.

    önünüze çok lezzetli, muhteşem görsellikte bir yemek gelir; büyük iştahla yemeye başlarsınız. yemeğin tam ortasında tabağınızdan çıkan kıl nasıl bir tiksinme ve iğrenme duygusu oluşturuyorsa, bu sözlüğün kimi üyeleri de bende aynı duyguyu oluşturuyor. o yazarlar yüzünden, tüm sözlükten soğuyorum ben. burası basit, anlamsız eleştirilerin yapıldığı bir yer izlenimi uyandırıyor ister istemez.

    ben sözlüğe girdiğimde, eskisi gibi tüm entryleri tek tek okuyabilmek istiyorum. şimdi yaptığım gibi sadece kadro butonuna basıp oradaki entryleri okumak değil. eskiden buralar dutluktu anasını satayım, her yer yeşillikti. zizonkovac daha bi' zizonkovac idi. onu okumak -her ne kadar sinirlendirse de- keyif veriyordu. ondan da bir şeyler öğreniyordum. eski maçları anlatıyordu mesela, tribün anılarından bahsediyordu arada. ne bileyim, bahis oyunlarındaki ak sakallı dede faktörü yardırıyordu.

    şimdi öyle değil. kendilerini zizonkovac sanan birkaç aklı evvel türedi sözlükte. "hacı, muhalefet olalım da dikkat çekelim hondurasa koyim" dediler, iyi b.k yediler. delinin biri kuyuya taş attı, öbür deli durur mu, kayayı saldı kuyudan aşağıya. ulan ergen bünyeler, örnek aldığınız adam yazmayı biliyor en azından. yaptığı eleştirinin haklı taraflarını ortaya koyuyor, sizin yaptığınız ne anasını satayım? kendi içinizde çelişmekten başka bir halt bildiğiniz yok. *

    valla sıkıldım abicim, boğdunuz yani. sol framede herhangi bir başlığa tıkladığımda her üç entryden ikisinin saçmalıktan ibaret olması sinirlerimi zıplatıyor. ve ben, en çok sevdiğim şeylerden biri olan sözlük okuma eylemini sizin yüzünüzden sinirlenerek bırakıyorum.

    adnan polat bir transfer yapar, aslan başkan adam gibi adam olur; bugün haldun üstünel istifa eder vay efendim adnan polat adam değilmiş, başkanlığı kaybettiğinin resmidir bu. yahut, liseli yönetici istemiyoruz şudur budur derken, adnan polat şampiyonluk sonrası sahaya inip 20.45 dediği için amigo başkan oluyor bugün.

    birini sevmiyor olabilirsiniz, birini eleştiriyor olabilirsiniz; ama bunu dönekçe yapmayın. iki gün önce aslanım benim dediğiniz adama bugün adam değilmiş demeyin. bunu diyorsanız da, yazdığınız şeyi öyle sağlam temellere dayandırın ki ben size hak vereyim. aksi taktirde herkesin sinir sistemine zarar veriyorsunuz. ben mümkün mertebe ilaç kullanmayan insanım, sizin yüzünüzden artan baş ağrılarım bazen öyle seviyelere geliyor ki iki tane ağrı kesici alıyorum gençler.

    dünya kupası maçları bile, ergen fikirleriniz yüzünden zehir oldu be abicim, yazık değil mi bize? zaten dört yılda bir yapılıyor meret, kaldı ki bu sene vuvuzela ve ömer üründül yeterince işkence etti kulaklara, siz de tutmuş beynimin ırzına geçmeye çalışıyorsunuz. ronaldo mu messi mi tartışması yapıyorsunuz hala. biri ronaldo'nun jölesine kafayı takıyor, öbürü gelip çakma uzaylı diyerek kendi çapında messi'yi ezmeye çalışıyor. ikinizin de omurilik sıvısında zürafalar tepinsin, daha nasıl beddua edeyim ben size?

    şu ortamı güzel kılmak bizim elimizde canlar, tıpkı ırzına geçmenin bizim elimizde olduğu gibi. ben aklı başında eleştiriler okumak istiyorum burda, üçüncü sınıf çocuğu mantığındaki "benim babam senin babanı döver" eleştirileri değil. hayır, çok mu zor bunu yapmak anlamıyorum. tek beklediğim, okuma hakkıma biraz saygı göstermeniz. yoksa ben de biliyorum burda saçmalamayı. öyle yapınca deli gibi eğlenirim de hem. ama yapmıyorum, çünkü hepinize büyük saygım var.

    neyse anasını satayım, vakit ayırıp şu entryyi yazdım okuyan iki-üç kişi çıkar. ben de kendi çapımda vakit öldürmüş olurum. sözlüğün ırzına geçmeye devam edin siz en iyisi, eğlenin. zaten burası da çocuk parkı.
  • 2249
    son günlerde benim de her yazılan entry’yi okuyamadığım sözlüktür. oysa daha bir iki ay öncesine kadar böyle değildi. bunun en temel nedeni, bazı yazarların gerçekten de bilmeden, düşünmeden, hadsizce eleştirme, saldırma, dalga geçme hakkını kendinde görmesidir.

    diyelim ki messi’yle ilgili bir şeyler yazılıyor, bir bakıyorum “yıldız görmesek bu adama yıldız deriz, ronaldo’yu her maç sonrasında eleştirenler nerde?” yazıyor birisi. tamam, ronaldo’yu sevebilirsin, tapabilirsin, yastığının altına fotoğrafını koyup, gece öpmeden uyuyamayabilirsin. kimseyi ilgilendirmez bu. ama bir oyuncuya olan sevgini başka bir oyuncuya karşı nefretle açıklıyorsan, insanı rahatsız edersin işte bu noktada. okuyan, “bu adamın derdi ne, niye bu kadar az gelişmiş bu?” diye sorar. ben messi’ye bayılırım. bence maradona’dan da iyi futbolcudur, ama bunu insanlara kabul ettirmek için kavga etmem. salaklık çünkü bu. messi sevgimi ronaldo nefretine hiç dönüştürmem. çünkü gerizekâlı değilim. sevmesini biliyorum. sevmesini bilmeyen sözlük yazarlarının cidden çok sesi çıkıyor bu sıralar. belki sayıları da çoğalmıştır. kabak tadı veriyor artık bunlar. messi başlığında ronaldo savunmaları çok gereksiz.

    bir de her olaydan sonra düşünmeden yönetime sallayanlar var. özellikle de stadın açılır kapanır çatısı için. bu açılır kapanır çatı hiçbir işe yaramayacak. biri çıksın söylesin, ne işe yarayacak bu çatı allah aşkına? fifa kapalı çatıda maç oynanmasına izin vermiyor. istanbul da zaten yılda bir, bilemedin en fazla iki kere ciddi kar yağışı alan bir şehir. stadın zemin drenajı yeterliyse şiddetli yağmur için de kapalı çatı gerekmiyor. bu çatı ne işe yarayacak ki günde elli tane entry girilebiliyor hakkında? 15 milyon bedel verilecek ve hiç kullanılmayacak. galatasaray bu 15 milyonu başka yere harcadı işte stad içinde. hâlâ bunu gurur meselesi olarak görenler var, ne diyeyim, allah ıslah etsin. 15 milyon verelim ve bir kere bile kullanmayalım. bunun nesi için ısrar edilir ki?

    galatasaray’ın yönetimi bugünlerde çok önemli bir şey yaşadı. haldun üstünel istifa etti. üzücü tabii. ama bir tek resmi açıklama olmadan, bir tek yönetici konuşmamışken, üstünel hiçbir şey söylememişken tutup başkanı istifaya çağırmak hangi akla hizmettir? yarın polat gidip başka biri gelse daha mı iyi olacak? üstünel’in istifasından sonra bütün sözlük galeyana geldi, polat’ı taşa tutuyorlar. birbirinden zavallı cümlelerle saldırıyorlar polat’a. bilmeden, etmeden, düşünmeden. biraz saygılı olun kardeşim ya. zorunuz ne? biraz sakin olun, ortalık bi durulsun, bi belli olsun istifa nedeni. öyle sallarsın sallıyorsan da. içeride bizim görmediğimiz neler dönüyor kim bilir?

    kısacası bu sözlükte ciddi anlamda bir saygı erozyonu var. bazı yazarların kavgacı üslubu cidden rahatsız edici. ben de rahatsız oluyorum. bir şeyi savunacaksan ya da eleştireceksen hakaret etmeden, üzerini çizmeden de eleştirebilirsin. illa işi nefrete, öfkeye bindirmeye gerek yok. oysa bakıyorum, yıkmak için uğraşıyor bazı yazarlar, anlamaya çalışmadan karşısındakini. bu açıkça saygısızlıktır. burası nefret kusma portalı değil.

    şimdi benim bu entry’mden sonra da saçma sapan şeyler yazılacaktır. eminim.

    biraz daha saygı sözlük. entry girdiğimiz kişiler hakkında biraz daha saygılı olmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın