• 14702
    son bir yıldır, her maç doksan dakika bitmeden, hata anında demoklesin kılıcı gibi sporcuların, teknik kadronun başına eleştiriler yağdıran güzide sözlüğümüz. maç saatleri kapatılsa keşke. (bkz: 12 ağustos 2021 st johnstone galatasaray maçı)

    doksan dakikanın tümünü görüp öyle yorumlar yapılabilse çok daha kolay olacak her şey.
  • 14703
    son zamanlarda fatih terim karşıtlığının arşa çıktığı sözlük. özellikle bu sezon açılışında durum daha vahim bir hale geldi.

    "fatih terim eleştirilemez" ifadelerini kullanan birileri sanki burada mevcutmuş gibi, olmayan bir güruh, söylenmemiş sözler üzerinden eleştiriliyor. hocayı eleştirenler yeterince eleştiremiyorsunuz, azıcık daha sert eleştirmeniz lazım diye baskı altına alınıyor.

    türkiye siyasetini galatasaray teknik ekibi yönetimiyle özdeşleştirme psikozuna düşmüş saçma sapan bir topluluk var türkiye'de. bunlar önce ekşi'de yazmaya başladılar, anahtar kelimeleri biatçılık. hocaya "canım ciğerim" yazmadan eleştiri yapılamıyormuş. bu mahalle baskısıymış, faşizmmiş. hadi ordan. sen gidip emre belözoğlu'nu çok sert eleştiriyorsunuz, onu öyle eleştiriyorsanız, hagi'yi bülent korkmaz'ı da eleştirmemiz lazım diyeceksin, sonra gelip hocayı yeterince eleştiremiyorsunuz diye algı yapacaksın.

    burası galatasaray sözlük. burası özgür bir ortam. isteyen fatih hocayı sevdiğini belirtir, isteyen sevdiğini belirtip eleştirir, isteyen körü körüne eleştirir, isteyen nefret ettiğini ve en iyi oyunu oynatsa da bu takımın başında istemediğini belirtir. ama algı çalışmaları yapacak olanlar gidip lağım çukuru ekşi'de oynasın. iki dakika galatasaray okumaya geliyoruz, sokak röportajlarındaki dayılar tandansında tiplere maruz kalıyoruz. evet evet dayılar, tam ters konumda yer aldığınızı düşündüğünüz o dayılar, gs sözlük özelinde siz oluyorsunuz kusura bakmayın.
  • 14705
    buradaki bir çok renkdaşımdan yaşça büyük sayılırım.
    o yüzden bir küçük ricada bulunmak istiyorum.
    2021-2022 sezonu yaz transfer döneminin bitmesine 25 gün var.
    daha transferler gelecek, gidecekler olacak. takım yavaş yavaş oturmaya başlayacak.
    en azından transfer dönemi bitene kadar hepimiz baltalarımızı belimize koyup beklesek?
    eleştirmeyelim demiyorum ama biraz dozunu azaltsak hepimize iyi gelecek.
    transfer dönemi biter, takım oynamaya başlar. eğer işler istediğimiz gibi gitmezse o zaman hep beraber gömeriz.
  • 14706
    müslümanlar için, allah kitap aşkına;
    hristiyanlar için, yüce isa aşkına;
    budistler için, siddhartha aşına;
    maymuna tapanlar için; muz aşkına;

    nolur sözlükte nefretiniz ve kininizden beslediğiniz algıları kasmayın yahu.
    örneğin, hocadan nefret ediyorsan her entry'inde bu nefreti üstüne basa basa belirtmek zorunda değilsin.
    bütün ağırlık merkezini, sözlerini, altyapının nolur buna göre kurma.
    yani bugün yarın mide yanması diye bir başlık açılsa, aşağıdaki entry'in girileceğine eminim.

    başlık mide yanması;
    bu sabah kahvaltıyı poğaça ve meyve suyuyla yaptım ve göz göre göre bu olaya davetiye çıkardım.
    zaten florya'da da kahvaltıları böyle yaptırıyor fatih terim.

    ben de hayatta belki de yolu yarılamış* bir renktaşınız olarak şu yaşıma kadar nefret ve negatifliğin hiç bir faydasını görmedim.
    polyanna da olun demiyorum tabii ki.
    ama olmayacak, belki de yaşanmayacak kötü senaryolar için enseyi şimdiden karartmak neden?

    biraz sakinlik, dinglinlik hepimize iyi gelecektir.
    inanın.

    edit: imla
  • 14708
    içerisinde bol miktarda diğer takım taraftarını barındıran sözlüğümüz. yönetimin bu konuda acil olarak net hamleler yapması gerekiyor. dün akşam hocayı "şutlatmak" isteyen birilerini görünce daha çok emin oldum. kimse dokunulmaz değildir eleştirilir ama sen galatasarayın yaşayan efsanesine böyle yakışıksız kelimeler söyleyemezsin ki galatasaraylıyım diyen biri asla böyle bir üslup tutturmaz.
  • 14709
    şimdi nickini hatırlamadığım aklıevvelin teki zamanında umutsuz konuştuğum bir maç öncesi özelden anlamsız bir şekilde ulaşıp saçma bir soru sormuş; sorunun saçmalığına istinaden kestirip atma isteğim sebebiyle fenerbahçeliliğime kanaat getirmiş ve hiçbir şey söylemeden engellemişti.

    sözlük içi trol olabilir, münafık olabilir ama rakip takım taraftarlığıyla itham etmek bu kadar kolay olmamalı. sözlüğe üyelikte iq seviyesi ölçen gerçekçi bir teknoloji olsa bu tarz art niyetli kekolardan ari daha rahat bir oluşum içinde olacaktık.
  • 14710
    algı çalışmasının nasıl yapıldığını merak ettiğim sözlük. mesela arda turan ısrarla 11 oynatılmıyor da, oynatılıyor diye yalan söylenerek mi algı yapılıyor? takım harika oynuyor da izlemeyenlere tam tersi mi deniyor? rakip takımlı suçlaması bitti, "algı" suçlaması başladı. bunu en son twitter'da aktroller diline dolayıp her şeye "algı yapmayın" diyorlardı. köy takımını bir zahmet yendik * diye pembe masallar mı anlatalım? tamam yıkıcı olmayalım elbette ama sözlük başlığında kişisel rahatsızlıkları genel bir huzursuzluk gibi yansıtmaya da gerek yok.
  • 14711
    yine sözlüğü bir konuda eleştirmek lazım. ne yazık ki sözlükte linç kavramı nedir, ne değildir yanlış anlaşılmış bir halde. lincin tanımına baktığımızda bir grubun kendilerince suçlu bulduğu kişi, kişiler veya kurumları adil yargılama hakkı, kendini anlatma hakkı, varlığının devam etme hakkını yok sayarak müdahale etmesi ve mümkünse o ortamdan sujeyi yok etmesidir. bu galeyana gelmiş halk toplulukları olunca linç edilenin ölümüyle bitmesi olasıdır.

    örneğin kemal kılıçdaroğlu'nun başına gelen budur. orada bir grup insan kemal kılıçdaroğlu'nu suçlu birisi olarak görür ve bu duygunun tatmin edilmediğini ve edilmeyeceğeni bildikleri için kendileri devreye girerler. orada kemal kılıçdaroğlunu öldürmek istedi o gurup. korkunç sanrıları vardı. sanrıları doğru olsa dahi hak hukuktan bir haber oldukları için sanrılarının sebebi olan her şeyin fikir özgürlüğü kapsamında olduğundan bir haberler. medeniyetten yoksun oldukları için bu bir anlığına doğru kabul ettiğimiz sanrılar fikir özgürlüğü kapsamına girmese bile burada müdahale hakkının onlarda olmadığını bilmiyorlar.

    bunu internet ortamına getirdiğimizde aslında tanımın dışına çıkmış oluyoruz. internet linçleri aslında bir linç değildir. yapısına uymaz ama ruhunda benzerlik var. o yüzden ister istemez bu kelimeyi kullanıyoruz. internetteki linçlerde de insanlar sujenin yok olmasını istiyor ama kafasına taş atamıyorsunuz. öldüremiyorsunuz ama taciz ediyorsunuz. bazen cancel culture ile kesiştiğini düşünmüyor değilim ancak bu bambaşka bir konu ve çok kişisel bir analiz. tabi burada cancel culture'ın belli bir açıdan bakıldığında üstte olana zayıf bireylerin bir bütün halinde kalarak (halk) karşı çıkması. neyse konuya dönelim.

    internet linci kavramının asıl linç kavramına göre daha sulandırılmış bir hadise olması yüzünden belli bir kitleden eleştiri alan herkes linç edildim diyor. böyle bir şey yok. sizi eleştiren insanların olması, sayısı vs linç edildiğiniz anlamına gelmez. bu beni çıldırtıyor.

    hadi konuyu sözlüğe getirelim. bir süredir fatih terim'i eleştirenler ve eleştirmeyenler gibi bir ikilik oluştu sözlükte. aslında bu kategorize etme iyi ve mantıklı değil. ama kendini fatih terim'i eleştirenler (veya benzeri) şekilde konumlandıran insanların "linç ediliyoruz." gibi bir iddiasını gözlemliyorum. nasıl yanı? bu kategorik olarak saçma bir iddia. geçen yıl takım şampiyon olamamış. bundan bir önceki sene de böyle. dün akşama kadar skor olarak tatmin olunacak bir şey yok. bu iklimde hangi görüş ana akımdır sizce? ana akım bir görüş linç edilebilir mi? en temeli sebebiyle şuan fatih terim eleştirisi yaptığı için biri linç edilemez. bu sözlük eleştiri üzerine kafayı takmış bir yer. aman birinin eleştiri hakkına karşı bir şey olmasın diye bir düsturu var. bazen bu düstur bozulsa da ana fikir de bu var. bu yüzden bu sözlükte karşılıklı çok sert ama medeni kalmaya çalışan insanların oluşturduğu yazılar görüyoruz. nerede linç var bu sözlükte bir bana göstersin artık.

    fatih terim özelinde devam edecektim ancak bunu yerine x diyelim. zira o an sözlükte aktif negatif görüşün merkezi olan kişi her kimse birazdan diyeceğim şeyi merkezinde kendini buluyor. o kadar bir birinin sesini yükselten aynalayan bir ortam oluyor ki kel alaka başlıklarda kel alaka yazılarda o x kişiye dair safsatalarla ve dalga geçmelerle dolu yazılar görebiliyoruz. bu linç edilmiş bir grubu mu gösteriyor hakikatten?

    bakın yazılarımızda maddi hatalar yapıyoruz. yazılarda tutarsızlıklar çokça var. bunun üzerine genelde o anlık hakim görüş safsataya (bundan hakikatten artık kurtulmak lazım) çok başvuruyor. aynı cümleler ikide bir farklı başlıklara yazılıyor. analizler beğenilmiyor. ee haliyle siz nasıl eleştiri hakkınızı saklı tutuyorsanız burada bir yerlerde sizi eleştiren, maddi hatalarınızı ortaya çıkaran, tutarsızlıkları ortaya çıkartan insanlar olacak. bu linç falan değildir. buna linç diyorsanız olumsuz eleştirinin kendisi de linç olarak değerlendirilmelidir. bu çok korkunç olurdu değil mi?

    bahsettiğim durumu gözlemlemek istiyorsanız gidin en çok on ve of alan entrylerinize bakın. eğer yazdıklarınızı beğeniyorsanız hangi dönem yazdığınıza bakın. o an hakim görüş neymiş onu bir düşünü. hadi kendimden bir örnek vereyim.

    (bkz: #1959946)

    şu entrye bir bakın bakalım. ben bunu 2016'da değil de daha sonra yazsaydım muhtemelen en ofsayt entrylerim arasına girmeyecekti. ki bu yazıma dair şuan baktığımda beğenmediğim yerler var. ya da de jong gelmeden istemediğimi çünkü bu tipolojideki ve aynı zamanda gaddar olan oyuncuları sevmediğimi yazdığım bir başka entry de ofsaytlarımda. yine ben o entrynin benzerini de jong geldikten bir kaç ay sonra yazsam muhtemelen oraya girmeyecekti. hakim görüş düzenli değişir bu da insanların tepkisini değiştirir. yani hakım görüş linçlenmez. her şeye rağmen hakim görüşe katılmayan bir kesim insan da olur ve sizin yazdıklarınıza karşı şeyler söylerler. yazdıklarınızı beğenmeyen insan sayısı 3'ü geçince linçlenmiyorsunuz.

    edit: demin bir şey okudum da konuyla alakasız olsa da onu da yazayım. kimsenin yapıcı eleştiri yapma zorunluluğu yok. yıkıcı da, sadece dert yanma amacıyla da ya da yazar her ne amaçla istiyorsa ona göre yazı yazar. şunu da eklemem gerek. bu yazı fatih terim'le alakalı değil. atıyorum 6 ay sonra hakim görüş fatih terim'i övgüyle bahsederse bu sefer yazdığım her şey geçerliliğini devam ettirir ama örnekler tam tersi haline alır. bir şey söylemek önemli bir sorumluluk. bir şey söylediğinizde karşıdaki insan da ağzına açar, bu linç değil.
  • 14712
    yaşlı futbolcuların performans düşüklüğü, sakatlığa yatkınlığı ve mali külfetinden şikayet eden taraftar grubu tarafından, iki gün arayla yaş ortalaması çok yüksek iki ezeli rakibimizin şampiyonlukta favori ilan edildiği platform.

    genç kadro, koşan kadro, düşük futbolcu maaşları, geleceğe yatırımı yıllarca dillendirip, gerçekleştiğinde rakiplerin yaşlı kadrosunu övücü cümleler kurmak tezat geliyor bana.
  • 14713
    yine maç zamanı ilginçleşen mecra. (bkz: 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı)

    5 dakika önce çöp ilan ettiğimizi 5 dakika sonra kral ediyoruz. penaltı kaçınca sinirlenip penaltı alınca aslansın diyoruz. biraz tutarlı ve sabırlı olmakta fayda var.

    daha ilk hafta. hatta daha ilk 45 dakika.

    galatasarayımızı destekleyelim ve ileriye taşıyalım. tabi sözlüğümüzü de.
  • 14716
    uzun yıllardır aktif olarak yazmasam da okumaktan çok keyif aldığım sözlüğümüzün yazar kalitesi inanılmaz düşmüş durumda. z kuşağının aceleci her şeyi en iyi ben bilirim tavrından mıdır yoksa ülkenin her alanında olduğu gibi kültür profilinin aşağı inmesinden midir bilmiyorum ama bu durum gittikçe çekilmez hale gelmeye başladı.
    sadece 30 dakika izledikleri adamı çöp ilan edenler, bulduğu her fırsatta hocaya gömenler, yaklaşık bir yıldır takımın en iyilerinden olan taylan kötü bir gün geçiriyor diye kapasitesi bu diyenlerle galatasaray ileri gidemez. düşünce özgürlüğü içeren bir çok tarafsız sosyal medya oluşumu bulunan bu günlerde galatasaray'ımızın menfaatinin ön planda olduğu bu platformda ciddi bir yazar kıyımı yapılması gerektiğini düşünüyorum.
  • 14717
    aslında tam alakası var mı emin değilim ama yale üniversitesi'nde yapılan çalışmaya göre sosyal medya bizim öfkemizi dışarısı vurmamızı destekliyormuş. bir kere öfkeli mesaj yazıp beğeni alanlar sonra bunu daha fazla yapmaya başlıyormuş.
    bunu neden yazıyorum dersek; kendim de dahil sözlükte bu sebepten her olaya benzer şekilde giren arkadaşlar var(yenilgi, kötü oyun, yaşanan olay, hakem vs) belki de biraz sakin durup gerçek hayatta asla demeyeceğimiz şeyleri sosyal medya var diye demeyi bırakmalıyız.

    bu da çalışmanın linki;
    https://news.yale.edu/...-more-outrage-online
  • 14718
    16 ağustos 2021 marcao kerem aktürkoğlu olayı sonrası çok fantastik bir yer olmuştur. biri kalkar der marcao oynadığı sürece maç izlemem, diğeri der hemen gönderilsin, diğeri der dönüş uçağına alınmasın, diğeri der sinirden kendime vuruyorum. e beyler marcao'ya kızıyorsunuz ama sizinde çok bir farkınız yok sanki ? hea diyeceksiniz o profesyonel yapamaz. siz hayatınızda hatırladıkça utandığınız bir şey yapmadınız mı ? bu size linç hakkı mı veriyor ?
  • 14719
    kalabalık yazar nüfusunun getirdiği sorunların sancılarını yaşayan sözlük.

    maç esnasında yazarların fikirlerindeki ani değişimler artık beni rahatsız ediyor. yeteri kadar izlemedikten sonra niye entry girersin ki? ya da onu da geçtim maçı izliyorsan o an sözlükte işin ne? ayrıca maçı tv'den takip edip de ahkam kesip hiçbir şeyi beğenmeyenler size ne oluyor? sonuçta siz kamera nereyi gösterirse o kadarını görebiliyorsunuz. hıncal uluç böyleydi, oturduğu yerden ahkam keserdi ama bir kere bile maça gittiğini hatırlamıyorum.

    16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı esnasında ve sonrasında özellikle berkan kutlu, luyindama ve feghouli konusundaki 180 derecelik u dönüşleri beni rahatsız etti. kötü dediğiniz şeye yarım saat sonra nasıl iyi dersiniz? yok eğer iyiyse niye baştan acımasızca kötülüyorsunuz?

    tutarsızlık, güvensizliği getirdiği için olsa gerek, sabit fikirli olmayı nasıl doğru bulmuyorsam aynı şekilde ani ve kısa sürede gerçekleşen fikir değişimlerini de sevmiyorum.

    tuttuğum takımın oyuncuları 1 saat sonra övülecekse daha maç başlar başlamaz acımasızca yerin dibine sokulmasın. çünkü bu onları haksız yere eleştirmek oluyor. buna tahammül etmek doğru değildir.
  • 14720
    her sosyal medya platformu gibi yazarların buyuk kısmının amacı diger yazarlardan onay alacak entryler yazmak haline geldi. marcao kerem olayında her entrynin bir ustundekinden daha buyuk yaptırımlar icermesi bunun gostergesi.
    olayın yanlıslıgı, tepki verilmesi normal tabiki fakat turkiyede yasıyoruz acaba futbol dısındaki yasanan haksızlık, adaletsizlik, siddet karsısında bu kadar buyuk ve net tepkiler gosterebiliyorlar mı gercek hayatta merak ediyorum.
  • 14723
    sözlüğe bir yıl kadar ara vermiştim, yani iki döneme ayırıyorum yazarlığımı. ilk dönemde çok az kişiyi engelledim, tek sorunumuz, anlaşamadığımız nokta belhanda'ydı. çok az of veriyordum. ikinci dönemimde ise çok sayıda engelli yazar var, ondan çok da verilmiş of var. kendi açımdan baya değiştiğini düşünüyorum. benim için en kötü yönse, daha ilk maçına çıkan transferlerimiz hakkında yazılanlar (cica değil sadece, hepsine yapıldı aynı şey). yani aanholt şu an övülüyor ama gelecek maçta ayağının altından top kaçırsa çöp denilecek. halbuki her transferimize 4 5 maç en aşağı zaman tanımak gerekiyor. ondan sonra da yine temkinli yaklaşıp, mantıklı eleştiriler getirmek lazım, yoksa mahalle kahvesinden hallice oluyor yorumlar. bir de tabii ki oldukça sorunlu hale gelen, yazarın üslupları. yani gerçekten yormaya başladı sözlük.

    kerem ve marcao olayına da çok girmek istemiyorum, bu konu teknik ve yönetimsel konudur. bize düşen galatasaray'ın menfaatlerini ön planda tutmak ve galatasaray'a saldırmak için fırsat kollayanlara meydan bırakmamaktır. aslolan galatasaray'dır. tekrar toparlanıp, sinerjimizi yansıtmalıyız sevgili sözlük.
    edit. imla
  • 14724
    16 ağustos 2021 marcao kerem aktürkoğlu olayından sonra sözlüğün çöplüğe dönmemesi ve rakip takım taraftarlarının eline koz vermemek için yazarların yapması gereken şey basitti; sakinleşmeden girdi girmemek. marcao teixeira da, muhammed kerem aktürkoğlu da bizim değerli oyuncularımız. ayrıca kerem 22 yaşında da marcao 32 yaşında değil, o da 25 yaşında. bir hata yapıldı ve büyük bir hata. bunu çözmek de yönetime ve teknik ekibe düşer. ne satılmış medyaya, ne de provakatör rakip takım taraftarına pabuç bırakmamak lazım. bu olayı yapan marcao değil de sallıyorum radamel falcao olsaydı aynı tepkileri verir miydi satılmış medya ve rakip takım trolleri? hiç sanmıyorum. değerli bir oyuncumuzu kaybettirmek için ellerinden geleni yapacaklar. galatasaray taraftarı sakin bir şekilde kararları beklemelidir. oyuncuları kaybetmeden hareket etmek en doğrusudur. bunu da en yakın arkadaşlarından biriyle bir maç esnasında boğaz boğaza gelmiş bir insan olarak söylüyorum. maçtan sonra da beraber eve döndük. ayrıca volkan demirel, emre belözoğlu, gökhan töre ve bunları geçtim arda turan büyük takımlarda forma giymişken ve giyerken marcao'nun kellesinin istenmesi galatasaray'ı güçsüzleştirme çabasıdır. bu oyunlara gelmemek lazım. marcao'nun neyse cezası verilir, marcao da kerem'den ve kamuoyundan özür diler, bu iş de burada biter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın