• 129
    dünyaca ünlü galatasaray spor kulübünü içinden çıkarmış, ismini vermiş, 550 yıllık bir mazisi olan türkiye'nin en köklü ve en değerli eğitim kurumudur.

    allah aşkına bazı konular tabu olsun, yıkılamasın, galatasaray'ın sözlüğünde galatasaray'ın özüne el freni falan denemesin. bazı satırları okurken insanın içi acıyor, nasıl söylenir bu? tevfik fikret'in, ali sami'nin, abdi ipekçi'nin, ahmet haşim'in, erol günaydın'ın, orhan boran'ın, turgay şeren'in... okulda on dakika dolaşsanız içinize işleyecek sarı-kırmızı renklerin hatrına biraz dilinizi tutun bari.
  • 130
    en çok yanlış anlaşıldığım konu. bu okulun eğitimine eğitmenine mezununa öğrencisine karşı büyük bir saygı duyuyorum. her ne kadar konunun uzmanı olmasamda ülkemizin belki de lise düzeyinde en iyi eğitim veren kurumu. ama diğer milyonlarca galatasaraylı gibi konunun eğitim kısmıyla ilgili değil spor kulübüyle ilgili olan ilişkisi ilgilendiriyor. evet bazılarına göre bu ülke demokrasi ile büyük bir atılım yapamamış olabilir, ama bu aristokrasinin en iyi yönetim şekli olduğu anlamına gelmez. kabaca dünyanın en çok taraftarına sahip kulüplerinden birinin mezunlar derneği şeklinde çok azınlık bir grup tarafından yönetilmesinin spor kulübüne hiçbir faydası olmamakla birlikte, çoktan atması gereken atılımları da atmasına manidar olmakta. ayrıca burada liseci kavramından da bahsetmemiz gerekmekte. kimdir bunlar? her ne olursa olsun galatasaray spor kulübü içerisinde sonuna kadar galatasaray lisesi mezunlarının haklarını korumak için orda olanlar. onlar sadece ve sadece bir zümrenin haklarını korumak adına spor kulübü içerisinde hareket etmektedirler. yönetimsel anlamda bu farklı amaç ve istek, pek tabi ki amacı galatasaray spor kulübünü en tepelere çıkarmak olanlarla çatışmaktadır.

    esasen konu; "galatasaray kongresinde galatasaray spor kulübünün başarısı için ne yapabiliriz mi sorulacak, yoksa kimileri tarafından bu kulübü nasıl elimizde tutarız mı?"

    kongre içerisinde birçok fenerli beşiktaşlı var, ve onlar galatasarayın geleceğine ya karar veriyor, yada karar verecek mekanizmanın parçası, zaten bizim gördüğümüz gibi görmüyor feneri beşiktaşı, galatasaray hepsinin üstünde bir çatı. bu kısımları bazı arkadaşlar tam anlamayabilir, çok normal herkes herşeyi anlayacak diye de bir kaide yok çünkü adam hala tevfik fikret diyor. kimseyi suçladığım anlaşılmasın, kim olsa aa ben fenerliyim diye önündeki olanakları reddetmez. ilginç olan bir kısım da dünyada örneği olmayan bu sistem sayesinde birçok şeye sahip olunulmuş gibi gösterilmesi. bunu yazan sonra gidiyor fenerli kafası diye birşey yazıyor, hiç mi farkımız yok bizim onlardan? sonuçta örnekler mevcut barcelonanın bayern munichin taraftarlarca nasıl yönetildikleri ortada. hadi aynısı da olmasın sonuçta burası türkiye yok öle, ama en azından kulüp gelir açısından ve daha geniş bir perspektifle yönetilmesi açısından bazı adımların atılması lazım.
  • 132
    acildigi donem ve gunumuz itibariyle turkiye cografyasinin surekli en onde gelen ve her disiplinde uzmanlasabilmis bireyler yetistirebilen bir egitim yuvasidir. kulubun kurulus zamaninda da temelinin atildigi koklu egitim kurumudur. o zamandan bu zamana kulube buyuk katkisi faydasi bulunmus insanlarda yetistirmistir. buna ragmen, gunumuz sartlariyla bakildiginda, kulube katilabilmek icin lise mezunu olmak, liseli olmak bugune kuruldugu donemin idari sisteminin yansimasidir. dunya degisiyor ve gelisiyor; kabuklar kiriliyor, tabular yikiliyor. bugun amerika'nin zenci-sen afro-amerikan diyebilirsin, ama bunun icin sakin ozelden yazma kalbini kirarim- bir baskani oluyor, bir kurt vatandasi israil savunma bakani olabiliyor, turkiye barzaniyle toplanti yapiyor, ki bu adam 10 sen once asiret reisiydi, ingiltere tahran'da tekrar'dan elcilik aciyor, ortadogu'da toplumlar yonetimlere karsi bas kaldirabiliyor. her sey surekli degisiyor. bizim kirmizi cizgimiz nedir? nede hala liselilik uzerinde uyelik kabul ediliyor? kimin uye olmasindan veya neyden korkuluyor?

    liselilerin yonetimde surekli bu sekilde yer almasi, kamusal alan somurusunden cok farksiz degil, hantal ve isleyemez bir yapi durmadan aday gosterilen ve yonetime katilan yaklasik 50 kisilik bir guruh.

    galatasaray liseli olmayan birinin bir kurumun yonetiminde bulunabilme becerisi yok mudur? insanlari hala ellerinde olmayan kosullar sebebiyle etiketlemek basta da soyledigim gibi, kuruldugu donemden miras kalan curumus, kokan bir zihniyettir. bu okul galatasaray'in onunde bulunan en buyuk engeldir. kocaman kulupten baskan adayi cikamiyor, bu lisenin ayibidir. umarim delikanli bir baskan ve bir kac yonetici cikar da su miras yoneticigilini birakiriz.
  • 133
    hakkında daha önce şu şekilde bir entry karalamıştım;

    (bkz: #1570326)

    ama artık bu okulun kulupten elini çekmesinin vakti geldi, madem kurumsallaşılıyor mektebiniz de sultanınız da sizin olsun beyler. galatasaray artık kurulduğu zaman ki galatasaray değil. dünya da artık o zaman ki dünya değil, insansız mesafe alabilen vasıta yapıldığı bu günlerde, kulubün dışa kapalı bir cemiyet tarafından yönetilmesi ne kadar saçma amk.
  • 134
    galatasaray spor kulübü içerisinde çok büyük bir etkisi olduğundan bahsedilir ama nedense bu "etki" en çok birilerinin ayağını kaydırırken ortaya çıkar.

    şikeye karşı nerede bu lise? sporun dört bir yanını saran mafya ilişkilerine karşı ne yapmış, ne tepki vermiş? bir eylemi olmuş mu?

    futbolda ırkçılık yaygınlaşırken ses çıkarabilmiş mi? demirören gibi siyasi bağlantılı emek hırsızlarına karşı çıkabilmiş mi? somut hangi adımları atmış? ne gibi çalışmalar yapmış?

    onurlu biçimde mücadele eden ama maddi problem içerisinde boğulan basketbol ve voleybol şubelerinin yaşadığı sorunlar karşısında ne yapmış? elini taşın altına koyabilmiş mi? murat özyer gibi torpilli beceriksizlere göz yumup iğrenç kafatasçı ilişkilerle "liseli"lerin kadrolaşmasını sağlamak dışında nasıl bir eylemi olmuş?

    eğitimleriyle ve aydın olmalarıyla övünen bu kitle kulüp üyeliği konusundaki akıl almaz ayrım konusunda ne yol katetmiş? yoksa bu iğrenç ve faşist ayrımcılığın ayakta durmasını mı sağlamış?

    kimse hikaye anlatmasın artık. galatasaray lisesi galatasaray'ın sırtındaki kamburdur. galatasaray spor kulübünün kanser hücresidir. eğitim kalitesi, kültürü falan filan beni zerre kadar ilgilendirmiyor. ben türk sporunda her alanda haksızlığa karşı çıkan, ilkeli ve omurgalı durmayı şiar edinen, şubelerine sahip çıkan bir spor kulübü istiyorum. tekrar söylüyorum gerisi şeyimde bile değil.
  • 137
    galatasaray spor kulübü yönetimi üzerinde miadını doldurmuş kitle. evet kulüp lisede doğdu, evet kulübün değerlerinde lisenin değerleri temel alındı ama şu gün güneş kadar aşikar ki:

    artık beceremiyorsunuz muhteremler!

    siz taraftar kitlesi milyonları bulmuş bu "camia"yı yönetmeyi beceremiyorsunuz!

    yönetme kabiliyeti yeterli, gerekli donanıma sahip bireyler yetiştirmeyi beceremiyorsunuz!

    ya siz gideceksiniz ya biz!
  • 139
    işin sonu aziz yıldırım tipi halklaşma görünümlü dikdatörlüğe gitse bile kurtulmamız gereken lise. çünkü dünya hızlı değişti. aristokrasi diye bir şey kalmadı. herkes kendi çapında, her konuda yanlış da olsa bilgi sahibi olmaya başladı. makam mevki sahibi olmasına gerek yok, elinde basit bir akıllı telefonu olan biri bile senin açığını bulup olaya uyanmaya başladı. haliyle tek dertleri mezunlar derneği üyeleri olarak, galatasaray markasını sömürme niyetinde olanlar da deşifre olmaya başladı. hepimiz biliyoruz; kimi işadamı işlerini genişletti bu sayede, kimisi de 70 yaşında yök başkanlığı kovalıyor yalakalık hünerleriyle.

    ister rızayla ister zorla. bu kulübü halka açacaksınız. bu kaçınılmaz bir olgu. mancini'nin dediği gibi avrupa'nın en potansiyelli kulübü galatasaray, futboldan spordan gram anlamayan bir avuç ihtiyarın elinde oyuncağa dönüşmüş durumda. yazıktır günahtır be.
  • 147
    galatasaray'ı her geçen gün içten içe kemiren, sömüren zihniyetin mezun olduğu lisedir başka da bir işe yaradığı görülmemiştir.

    spor kulübünü lisenin okul takımıymış gibi yöneten, ekonomik gücünü taraftarından alan, maddi manevi taraftarı sömüren ama
    hiçbir zaman sömürmeye çalıştıkları taraftara söz hakkı vermeyen, küçük gören kurumdur.
    bu liseden mezun, adada çorba, kalamışta çay içe içe kulübün önünü tıkamış bunakların, ihtiyarların yapmış olduğu 300 küsür milyon euro borcun
    nasıl ve kim tarafından ödenecek olması merak konusudur. nasılsa rivayı satarlar yine kurdukları düzen devam eder yiyecekleri 10 sene küsürlük bir mebla daha ortaya çıkar böylece.

    yiye yiye bitiremedikleri galatasaray'ı zerre kadar umursamamaktadırlar bu adamlar.
    maksat lisenin şanı yürüsün, cepleri dolsun, elitliklerinden ödün vermesinler ama milyonlarca taraftar da onların lisesinden çıkan bu kulübü karşılıksız sevsin, forma alsın maça gelsin,
    tv izlesin kulübüne sahip çıksın ama hiçbir şeyi sorgulamasındır. dünyanın hiçbir yerinde böylesine adi bir düzen yoktur heralde.
  • 149
    galatasaray klübünde görülen olumsuzluktan sonra karalanan, manasızca saldırıya ve karalamaya uğrayan, türkiye'nin ve dünyanın en köklü ve değerli
    kurumları arasında olan eğitim kurumu. türkiye'nin hali hazırda en başarılı ve en şerefli spor klübünün her başarısında eğer aynı derecede övgü ve kredi liseye verilmiyorsa, kötü gününde buraya gelip karalama hakkı olmamalı. bazı mezunları ile kişisel sıkıntısı olanın bu galatasaray'ın çıkış noktası olan kutsal eğitim kurumunu karalamamalı.
    kişisel tecrübemde şudur; gerçek hayatta bu kuruma saldıranların kişisel eksikliği ve hatayı başkasından/başka yerde arama eğiliminde olmasıdır. o kurum herkese açıktı, herkesin eşit olarak girdiği bir sınavda bu toplumun bütün sosyal katmanından en başarılılar o okulda okumaya hak kazandılar, galatasaray adet, etik değerleri ve prensipleri ile eğitilip dayanışma ruhu kazandılar. bu hakkı o zaman kazanamayan artık bu gerçekle yüzleşerek hatayı eksikliği kendisinde arayıp hayatının geri kalan kısmında daha pozitif olmalı.
  • 150
    sanki bugüne kadar galatasaray'ın başarısını engelleyen, kulübü borca sokan, kulüpteki tüm kötülüklerin anasıymış gibi saçma sapan suçlanan lise.

    antipatiniz, önyargılarınız, mışlı muşlu kulaktan dolma bilgileriniz ya da kendi kafanızda oluşturduğunuz senaryolarla sallıyorsunuz liseye. ne yapmış da kulübü batırmış, önünü açmamış, başarımızı engellemiş lise? somut verilerle açıklayın biz de bilelim. ağzı olan konuşuyor amk.

    galatasaray'ın olayı hep buydu, yeni bir şey değil. kulüp 1905'te kurulurken de lise vardı, neuchatel'e 5 attığımızda da, monaco'yu yenip şampiyon kulüpler kupası yarı finaline yükseldiğimizde de, derwall'le yıllar sonra şampiyon olduğumuzda da, 4 sene üst üste şampiyon olup uefa kupası'nı aldığımızda da, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynadığımızda da. 1905'ten beri bizim diğer takımlardan farklı bir kültürümüz, imrenilen aristokrat bir duruşumuz var. diğer takımlar can atıyor böyle bir kültüre sahip olabilmek için. fenerbahçe lisesi'ni galatasaray lisesi'ne benzetmeye, galatasaray üniversitesi gibi fenerbahçe üniversitesi kurmaya çalışıyorlar mesela. ve zararından çok yararı dokunmuştur bu kültürün bize bugüne kadar, bu kültür kulübü zor zamanlarda bir arada tutmuştur.

    liselilerin burun kalkıklığından ya da kulüpteki imtiyazlarından rahatsızlık duyabilirsin ama maddi manevi en ufak bir kötü gidişte her şeyin sorumlusuymuş gibi liseye sallamaya başlamak ve alakasız şekillerde yerden yere vurmak dünyanın en saçma olayı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın