• 952
    şubeden sorumlu bir yöneticisi fatih terim'i yiyebilecek kadar, öbür yöneticisi de ligin sefiri fenerbahçe'yi sabote edercesine 3 yabancı sınırı koydurtabilecek kadar "kudretli" olan takım. başında böyle iki tane muktedir yönetici varken kendisinin sersefil sürünmeye devam etmesinin tek bir açıklaması kalıyor, başındaki iki yöneticinin ihanet derecesinde takımı sabote etmeleri...
  • 953
    uzun yıllardır galatasaray yönetimleri tarafından arka plana atılan ve değersizleştirilen basketbol takımı. mevcut sezonda, uzunca bir süre sponsor bulamamış ve kısıtlı kadro derinliği sebebiyle birçok maçta altyapısından yetiştirdiği genç basketbolcularla mücadele etmek zorunda kalmıştır. müzesinde 13 kadınlar basketbol süper ligi şampiyonluğu, 11 türkiye kupası şampiyonluğu, 8 cumhurbaşkanlığı kupası, 1 euroleague şampiyonluğu, 2 eurocup şampiyonluğu ve bunların haricinde çeşitli dereceleri olan takımımızın bir an önce hak ettiği değeri görmesi, tekrardan aldığı kupalar ve elde ettiği başarılarla adından söz ettirmesi gerekmektedir. umarım mevcut yönetim ve gelecek olan yönetimler takımımıza sahip çıkar ve hak ettiği değeri gösterirler.
  • 954
    iki ay kadar önce ankara spor salonu'nda çankaya üniversitesi basketbol takımına karşı izlediğim canım takımım.

    takımımızın benchinin hemen arkasında idim. 92-86 kazanarak galip gelmiştik.

    kelsey plum 24 sayı 3 ribaund 4 asist 2 top çalma ile oynarken, tina krajisnik 18 sayı 8 ribaund 2 asist 1 blok, melis gülcan 21 sayı 4 ribaund 1 asist istatistikleriyle maçı tamamladı.

    neyse şuraya geleceğim; takımımızın ilk beşine bakacak olursak - plum, krajisnik, davis, pelin ve melis -lig özelinde değerlendirirsek ben kaliteli bir kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum. yani kimse şu takıma kötü takım diyemez. bence ligin iyi takımlarından biriyiz.

    bunun dışında benchimizde katkı alabileceğimiz isim sayısı biraz daha arttırılabilirse tadından yenmez diyeceğim de - lig özelinde zatan maçların bitmesine tamamlanmasına çok az kaldı. iyi bir sırada bitirip kelsey plum ve tina krajisnik önderliğinde finale kadar gidip şampiyonluğa oynayabiliriz.

    onun dışında basketbolsever arkadaşların bildiği üzere euroleague women'den elendik, yolumuza eurocup women'de devam ediyoruz, ve takımımız final four'a kalma başarısı gösterdi.

    fransa'nın bourges kentinde düzenlenecek dörtlü finalde 5 nisan'da rakibimiz tango bourges takımı oldu, 5 nisanda fransız temsilcisini geçersek 7 nisan'da çukurova- umana reyer venezia eşleşmesinin galibi ile finalde bu kupayı 3 kez kazanmak için mücadele edeceğiz..

    dişi aslanlarımızın yolu açık olsun, kupayı 3. kez ülkeye getireceğimize gönülden inanıyorum.
  • 955
    bir sezonu daha bile isteye çar çur edilmiş olan takım. totalde edilen masrafla, sezon içinde takımdan gelen geçen topçularla çok daha güçlü bir takım oluşturulup çok daha iyi neticeler alınabilirdi. eldeki kadroyla iyi bir ivme yakalamışken bir tane yedek oyuncu alınmadığı için ilk 5'teki oyuncular sakatlandı. kimisi geri dönebildi, kimisi dönemedi, kimisi sakat sakat oynayıp daha da büyük sakatlıklarla yüzleşti. bu dönemde şube yönetimi de transfere gerek olmadığına dair beyanatlar verdi durdu. daha sonra aniden, ortada ciddi bir sebep yokken yağmur gibi transferler yapıldı. tesadüf bu ya tam da fatih terim olaylarından dolayı şubeden de sorumlu olan ablamızın adı taraftarın boy hedeflerinden biri olduğu döneme denk geldi bu transferler. bizim çapımızda bir takımın rüyasında göremeyeceği kelsey plum, eurocup'ın mevkisinde en skorer ismi kaela davis ve fark yaratan shante evens.

    rus takımlarının ihracı sonrası piyangodan eurocup'ta yolumuza devam etme şansı yakaladık ve biraz da kura şansıyla kolayca f4'e attık kendimizi. ancak bu transferler yapıldığı zaman avrupa'ya veda etmiş, ligde de ununu elemiş eleğini asmış pozisyondaydık. aslında tamamen "itibar" ve taraftarı susturmak adına yapılan hovarda transferleriydi yapılanlar. bala göte tekrardan kupaya alınınca plum-shante ikilisi üzerine biraz da tina ile şeref mücadelesine çıkacağız eurocup f4'ünde.

    ki bahsi geçen f4 iki türk takımı varken, fenerbahçe 17 bin kişilik kendi salonunda oynasın diye euroleague women f4'ü istanbul'a verildiği için, fransa'nın bir kasabasında oynanacak. ve yarı finali geçsek bile sadece menajerlik komisyonundan ibaret sermayesiyle çukurova pataklayıp geçerek kupayı alacak. öyle de rezalet boyutu var işin...

    oysa sadece taraftar selba hanıma sövüyor diye apar topar yapılan üç transferden sadece bir tanesi bile sezon başı yapılsaydı ne anete'yi, ne de pelin'i zorlamaya bağlı sakatlıklarla kaybederdik. ek olarak melis ve tina da uzun süreli sakatlıklarla boğuşmazdı. bu rotasyonla ligde en azından ilk 2-3 için kapışabilir, euroleague'de gruptan çıkmayı zorlayabilirdik...

    amatör şubeler konusu her açılınca kar zarar konuşuluyor ya hani. ligde ikinci, euroleague'de de gruptan en kötü 4. çıkabilecek bir kadro masrafıyla ligde 6-7 savaşı veriyoruz, euroleague grubunda da listeyi tamamlayarak elendik gittik.

    insanın gerçekten içi cız ediyor. milleti komisyonla tokatlaya tokatlaya sermaye yapan dandik çukurova'nın bile güle oynaya gittiği şu düzende biz hala bunları yaşıyorken...
  • 956
    bir zamanlar alba torrens, sylvia fowles, tina charles, nevriye yılmaz, ışıl alben, bahar çağlar, diana taurasi gibi winner oyuncuları kadrosunda bulunduran takımdı. ne günlerdi ama. o zamanlar çok takip ederdim. yıllar geçtikçe bulunamayan sponsorlar, kısılan bütçe derken şube küçüldü. rekabetçi takım hüviyetini kaybetti. şimdi ne yazık ki takım hakkında hiç bir fikrim yok.

    https://gss.gs/7fy.jpg
  • 957
    rus takımlarının elenmesi sonrası dahil olduğu eurocup women'in dörtlü finali için gün itibarı ile fransa yollarına düşmüş olan takım. yarı finalde ev sahibi ile finale çıkma mücadelesi verecek. yarı finalin diğer ayağında ise favori gösterilen çukurova ile 2018'de kupayı elinden aldığımız venezia kozlarını paylaşacak. bu iki maçın kazananı da 7 nisan akşamı kupa için sahaya çıkacak.

    açıkçası bu tarz finallerde yüzdemiz çok yüksek olsa da enteresan bir ruh hali içinde gidiyoruz. takımın en büyük silahı konumundaki kelsey plum sadece bu iki maç için amerika'daki milli takım kampından fransa'ya geçti, oradan tekrar ülkesine geri dönecek. kalitesi ve takım içindeki rolü tartışılmaz olsa da maaş alamadığı için takımdan ayrılmış durumda iken ne katkı vereceği tabi merak konusu.

    yönetimin ibra edilememesi sorası şube yönetiminin önümüzdeki sezon olmayacağı kesinleşti. hal böyle olunca da eurocup finaline yetiştirilmesi hedeflenen transfer "bütçe kullanamama" bahanesiyle iptal edildi. bahane, çünkü aynı bütçe kullanamama durumuna sahip olan erkek basketbol takımına transfer yapıldı. koç da kazanılan beşiktaş deplasmanı sonrası yayıncı kuruluşa "çok şey söylemek de istiyorum, söylememek de istiyorum" gibilerinden bir mesaj verdi, hatta bu mesajı resmi sitede sansüre uğradı.

    bir avrupa kupası dörtlü finaline takımı kafası rahat götürmekten bile aciz bir kulübüz aslında. bu detaylar da kimsenin umrunda değil. transfer komsiyonlarından büyüttüğü sermayesiyle var olan çukurova bile bizden daha hazır ve daha favori olarak gidiyor fransa'ya. kazanırsak takımı övüp caka satmak, kaybedersek koç başta olmak üzere herkesi asmak için bekleyen kitle nedense sessiz kalıyor tüm yaşananlar karşısında.

    insan hakikaten isyan ediyor, soğuyor tüm bu durumlar karşısında. kazansak çok sevinemeyeceğim, kaybetsek üzülemeyeceğim. insan sevmekten vazgeçmese de bıkıyor bir yerde. bu sahipsizlikten, adaletsizlikten, ilgisizlikten. kamuoyu diye uğraştığımız zırdeli sürüsünden bile bıkıyor.

    yazık günah gerçekten...
  • 960
    yine gidip takımın başına yerli hoca getirdiğimiz branş.

    çağdaş faktoring sponsorluğu geldi, fena olmayan birkaç transfer var. abd’li pivotu yerli yapacakmışız, yani kadro umut vaat ediyor. sonra gitmişiz takımın başına yerli koç getirmişiz.*

    ya erkek basketbolda olduğu gibi andreas pistiolis gibi gelecek vaat eden bir koç bulamadınız mı?

    galatasaray’da hele hele amatör branşlarda yerli hoca görmek istemiyorum. yok arkadaş, beceremiyorlar işte. marina maljkovic denemesi yapmıştık birkaç sene önce. nedir bu yerli hoca sevdası bu kulüpte?
  • 963
    antrenör dezavantajına kurban gidecek takım.

    amerikalı bir skorer ve iyi bir antrenör ile şu takımın eurocup almaması ve ligde fenerbahçe ile başa baş oynamaması için hiçbir sebep yoktu.

    iki ay önce yazdığım gibi (bkz: galatasaray kadın basketbol takımı/#3467523) bu kulüpte yerli hoca ısrarını asla anlamıyorum. paramız mı yetmiyor, getirecek referansımız mı yok bilemiyorum ama bu sezon kadın basketbol takımının potansiyeline yazık olacak gibi.
  • 964
    sezon başında çıktığı ilk hazırlık maçında neyse 10 aralık 2022 emlak konut galatasaray kadın basketbol maçında hala daha o seviyede kalmış olan takım. kamile, azura ve aija gibi oyuncuların kariyerlerinin neredeyse en iyi maçlarını oynadığı dönem bizim için bir şanstı. ancak bu performanslara haddinden fazla ve yanlış anlamlar yüklenmiş, sezonun kalanında da sırtımızı dayayabileceğimiz gibi bir yanılgıya kapınılmış belli ki. bu üçlüden en az birinin aksadığı günlerde takım su kaynatmaya devam ediyor. keza karşımızda ikiden fazla oyuncusu skor konusunda insiyatif alabilen rakiplerin tamamı bizi ezip geçiyor. eksik şekilde kurulmuş bir kadro olsa da takım savunmasının hala bu kadar aynı yerde kalması kabul edilebilir gibi değil gerçekten...
  • 965
    sene başında ekrem hocayı takıma getirirken 3-5 doların hesabını yapan ve ekrem hocayla anlaşamayan beceriksiz yöneticiler yüzünden potansiyeline asla ulaşamayacak takımımız. alper durur'u da böyle bir ortamda takımın başına getirdiler, adamın yediği baskının haddi hesabı yok. millet sanıyor ki ekrem hoca ile anlasabilecekken alper durur geldi, alakası yok. neyse, oraya girmiyorum.
    alper hoca, mccowan'ı takımımıza kazandırarak yapabileceği en iyi hizmeti yaptı. karşılıklı helallik alınıp yollar ayrılmalı. ekrem hoca çukurova'ya gittiğine göre bizde gidip yabancı bir koç getirmeliyiz, mesela lapena. sene başı 3-5 dolar hesabı yapıp ekrem hocayı alamayanlar, bugün bu takımın başına kariyeri olan ve başarılı yabancı bir koç getirmeli. 2014'ten sonra şampiyonluğa en yakın ve en favori olduğumuz seneyi böyle çöpe atamayız.
  • 969
    bir kez daha eurocup women finaline kalan takımımız. oraya çıkınca neler olduğunu geçmişe bakıp öğrenebilirsiniz. kulübün en başarılı şubesi. kadın basketbolunda alınabilecek en üst düzey tüm kupalar müzede mevcut. oradan da kontrol edebilirsiniz :)
    helal olsun kızlar. herkese ve her şeye rağmen yine yüzümüzü güldürdünüz. hepinize ayrı ayrı teşekkürler.

    (bkz: 23 mart 2023 reyer venezia galatasaray kadın basketbol maçı)
  • 970
    git gide bir avuç galatasaray elitinin birbirine ünvan/maaş ısmarladığı, maddi/manevi pek çok avantayı paylaştığı, bir aile mandırası kadar kurumsallaşabilmiş bir yapı haline dönüşen takım.

    galatasaray'ın "amatör branş" geleneği bu olduğu için utanan kimse pek kalmamıştır ama, şirketlerarası turnuvalardan yukarısını görmemesi gereken bu organizasyonun ulusal basketbolun en üst liginde yer alması hatta avrupa kupası temsiliyeti tutması bu federasyonun ayıbıdır artık...
  • 971
    geçtiğimiz haftalarda istifa eden başarısız yönetici levent yaz'ın okul arkadaşı alper durur'un yönettiği takım. bu arada levent bey başarısız olduğu için istifa ettiği düşüncesine kapılmayın kendisi erden timur'u çekemediği için istifa etmiştir. okul arkadaşı alper durur'da istifa etme gibi bir erdem olduğunu da sanmıyorum. umarım bir an önce görevden alınır da bir kan değişikliği yaşanır. çünkü bütün takımı teaira mccowan üzerine kurup o da gidince ortada başarılı olma ihtimali kalmamıştır.
  • 973
    tuğçe ismini duymanın bile dengemi bozmaya yettiği bir dönemde, çok da olmayacak bir şekilde tuğçe canıtez transfer edecek kadar aramızda bir bağ bulunan takım.

    yıllar sonra tbf tv'ye spiker geldi diye sevinirken o spikerden her maç defalarca o ismi duymak öylesine bir travma oldu ki maçları izlemeyi bırakmıştım bir dönem. hatta tuğçe basketbolu bırakmış olmasına rağmen hala izleyebildiğimi söyleyemem...

    2020 yazında ışıl alben'in takımdan gidişiyle patlayan bir süreç vardı. "bu savaşı biz başlatmadık ama biz bitireceğiz" mottosuyla yola çıkıp sonunda malum şahısların "kellesi alınarak" tamamlanan...

    o yaz o kadar entryler girildi, tweetler hatta "dm"ler atıldı, yazılar döşendi ki anlatılmaz yaşanır. 2017-18 sezonunun ortalarından itibaren gerek gsbasket olsun gerek twitter olsun galatasaray kadın basketbolu konusunda az çok duyulan bilinen bir isim olmuştum.

    bir şekilde hatta hasbelkader öyle bir konuma gelmişken böyle bir sürecin ortasında yer alıp "galatasaray'ın mevcut idarecilerine karşı galatasaray'dan ayrılmış bir sporcudan taraf cephe savaşı yapmak", galatasaray basketbolunun kronik problemleri ve toksik taraftar kitlesi realitesiyle birleşince bundan sonrası can sıkıcı bir hale gelmeye başladı.

    sanki her yöneticiye, idareciye, koça, sporcuya aynı muamele yapılabilirden öte yapılmak zorunda gibi bir dayatma oluştu. her önüne gelene istifa yazmadığımız için satılmışlıkla suçlandığımız oldu. sporculara sövmediğimiz için ileri geri konuşulduğu oldu. yapıcı eleştiri olsun diye attığım tweetlerin altında muhatabı olan kişiye hakaret eden insanlar yüzünden benim başım ağrımaya başladı. başım ağrımadığı zamanlarda da ben soğukluk duymaya başladım.

    gsbasket'te yazmayı bıraktım, twitter hesabını da gizliye çevirdim. zaten var olan sorunların yazmakla konuşmakla düzelmeyeceğini biliyordum en başından beri ama az da olsa umudum vardı. o umut da azar azar kayboldu...

    her sezon daha kötü kadro kurarak başlayan, her sezon daha kötü sezon için hamleler yapan ama ligin tırışkalığından dolayı sezon sonu ilk 3-4'te bitirmiş gibi bir konumda ipi göğüsleyen bir takım olduk çoktan.

    biraz da bu ilizyona kapılıp "ne kadar sıçarsak sıçalım bir şekilde toparlanıyor" rahatlığından olsa gerek, her sene gerçekten her kötü adımın daha kötüsü atılıyor.

    işin trajikomik tarafı bütün rezilliklere rağmen, şubat gibi kendini garantiye alan takımlar işi bırakacağı yabancılarını falan göndereceği için bir şekilde normal sezonu üçüncü bitirip bunu da başarı hikayesi olarak satma şansımız hala yüksek. çeyrek finalde de 6. sıradan gelen takımı şaşkaza elersek al sana ligin yarı finalisti ünvanı...

    benim gibi sıfır öngörü bir adam bile bunların yaşanacağını bilebiliyor. düşün artık ortadaki kısır döngüyü...

    bu arada bu yazının değilse bile bu saatte yazılıyor olmasının müsebbibi olan tuğçecik**...

    sen burayı muhtemelen hayatının hiçbir evresinde okumazsın ama o doğru kelimeleri seçmek için bekleyip de yazdığın mesajını bilmemkaçıncı kez okudum az önce...

    eski bir sözlük yazarının tüm türkiye'nin diline pelesenk olmuş bir temennisi vardı, başka bir evrende en güzel halinle diye başlayan...

    keşke be...
App Store'dan indirin Google Play'den alın