dün oynanan
1 aralık 2013 kasımpaşa galatasaray maçı sırasında aklıma takılan sorunsalın baş kahramanıdır.
herkesin ağzında bir laf sözlükte,
metin oktay!
hani gören de,
taçsız kral'ın sosyal yaşamını, saha içi - dışı hareketlerini, liderlik ruhunu falan herkesin bildiğini sanır.
çok açık ve net olarak düşüncemi ifade ediyorum;
metin oktay ruhu'nu anlayan adamın
sabri sarıoğlu kaptanlığından utanmaması imkansızdır!
galatasaray kaptanı, her şeyden önce, medyanın ve diğer taraftarların, hatta kendi taraftarlarının bile
t***k oğlanı olmamalıdır.
(küfür ya da hakaret etmiyorum, durumdan duyduğum üzüntüyü dile getiriyorum.)
ulan adam orta açıyor, orta auta çıkıyor, kasımpaşalılar alkışlayıp "
sabri, sabri" diye tezahürat yapıyor.
ben kalıbımı basıyorum, o pozisyonu her izleyen futbolsever - takımı ne olursa olsun - adı gibi biliyordu ki top dışarı çıkacak.
yine kalıbımı basıyorum ki izleyenlerin %90'ından fazlası bu ve benzer pozisyonlarda gülüyor ya da dalga geçiyor.
nedeni, sabri'nin yeteneği ya da yeteneksizliği değil.
sana "
reyiz" diye gelip röpörtaj yapmaya çalışan gazeteciye,
elinde tesbih, ayağında kösele, sırtında ceketle, antreman sahasında poz verirsen, sen kendini zaten bu şekilde tasdiklersin.
melo'ya kızıyor bu arkadaş,
ben kaptanım diyor.
yeni mi aklına geldi kaptan olduğun?
nerde lan bu takımın hırsı, ruhu, azmi?
youtube'tan 2-3
bülent korkmaz videosu izlesen bile bir şeyler kaparsın be.
kaptan dediğin, yeri geldiğinde hocadan da, başkandan da, taraftardan da önemlidir.
sabri'de kaptanlık anlamında güven veren tek nokta yok.
yemin ediyorum yok.
çok savunulan başka bir argüman da, "
sabri her yerde sesini çıkarmadan oynar"mış.
yedek oturtsan isyan etmezmiş, görev adamıymış.
acaba sabri,
galatasaray kaptanlığı'ndan başka bu dünyada daha nereye kadar çıkabilecek?
ne zannediyorsunuz abi adamı? çok yetenekli olur, mütevazi olur, anlarım.
ama değil lan, değil!
bu adamın şampiyonluk kutlamalarındaki ağlayan fenerli taklidi yapmasından başka neyi var?
40 yılda 1 denk gelen
bordeux'ya attığı gol* sonrasında, taraftara secde ederek kaptanlık pekiştiriliyorsa, 3lüyle falan olacaksa, ben size bir kamyon adam getireyim bu özelliklerde.
hem de mahalleden, iyi top oynayan çocuklardan.
ben kaptanımdan utanıyorum, sabri bizim kaptanımız demeye gönlüm el vermiyor.
çünkü ben bülent korkmaz'ı gördüm, metin oktay'ı okudum, dinledim.
sabri benim kaptanım olamaz, o kapasitede değil.
bizim
denizlispor'a gelse, kapalı tribünün önünde 3 maç oynayamaz küfür yemekten.
malesef, böyle...