• 23127
    2019-2020 sezonu itibariyle ligin en az gol yiyen takımı. güzel. 2019-2020 sezonu itibariyle oynadığı hemen hemen her maçta sahanın en iyi 2 3 oyuncusundan biri muslera, bu çok kötü. oynadığı 3 şampiyonlar ligi maçında kalesine çekilen şut sayısı 50 falan, bu çok çok kötü.

    bence yediğimiz gol sayısına bakarak sakın ola ki savunmamız tamam, bir tek hücumda sorun var diye düşünülmesin. muslera ve luyindama'nin bireysel performansı haricinde savunma adına da olumlu bir şey pek yok takımımızda.
  • 23128
    defansi ve 19-20 lig sezonunda an itibariyle en az gol yeme istatistigi tr icin gayet yeterlidir. sampiyonlar ligi’de kalemizde gordugumuz yuksek sayidaki tehlike de hucumdaki etkisizligimizden kaynaklidir. en basit mantikla, 100 sut yediysek, topu daha fazla kullanip maca daha fazla ortak oldukca biz de sut cekecegiz, hucum yapacagiz -insallah-. bu da kale onumuzde yasanan tum kotu istatistikleri dusurecektir sayica.
  • 23129
    (bkz: #2756071)

    ilk 10 hafta sonunda ortaya hic bir sey koyamamasina ragmen henuz bir sey kaybetmemis olan takim. birlikte kamp yapmamis bir takim, yogun mac temposu, farkli sistem, bir cogu kiralik 13 yeni transfer, sakat bir santrfor, yazi afrika kupasinda gecirmis 3 as oyuncu, ve transfer doneminde manevra yapabilmek adina yaslanan bir kadro. su an icinde bulunulan durumun sebebi cok.

    terim cok malzeme isteyen, ve malzemeyi sezon icinde isleyen bir teknik adam. her zaman da boyle olmustur. 2000 sezonunda bile yil icinde dogru dizilisi ve sistemi deneme yanilmayla ogrendi, 2011'de semih ve emre'yi kadroya sokarak sistemi oturttu. bu sene de ilk yari boyle gececek, bu kacinilmaz. mesele devre arasina kadar minimum hasarla girebilmek.

    ***

    ocak ayinda neler yapilacak? neler yapilabilir?

    galatasaray icin korkunc derecede kritik bir transfer donemi oldugu kesin. finansal fair play kiskacindaki takimlar tasin suyunu cikartmak durumundayken galatasaray yillardir yaptigi aceleci hamlelerle kendini gitikce koseye sikistirdi- ve ocak ayinda atacak kursun kagit uzerinde yok. butce, yok. yabanci kontenjani, yok.

    belhanda, feghouli, babel satilabilir mi? mariano ve nagatomo'nun en az biriyle yollar ayrilacak. luyindama belki aciliyetten degerinin altina elden cikarilacak belki diagne "kirdilrilacak". yabanci kontenjani acabilmek icin seri'yle yollarin ayrilmasi dahi mumkun. belki bonservisle degil, kiralik olarak transferler yapilacak, onyekuru gibi... tum bu hareketliligin icinde sistem degisikligine dahi gidilebilir. kisacasi belirsizlik olabileceginin en ust seviyesinde.

    elde edilmek istenen sonuclar belli: galatasaray orta sahasinda galatasaray takima tempo kazandirmak, topsuz kosu kalitesini artirmak, ve kanat hucum aksiyonlarini tekrar isler hale getirmek zorunda. bunu yapabilmek icin asagidaki sorulara cevap vermek gerekiyor:

    1) galatasaray sol tarafini nasil akar hale getirecek? babel'i cikarmanin ise yaramasi icin iyi bir bek takviyesi sart. babel kalirsa takimin gobekten ve sagdan akiciliginin ciddi tamir edilmesi lazim. bu denklem nasil cozulecek?

    2) galatasaray sag tarafini nasil isletecek? bu finansal sartta mariano'yu gonderip linnes'le o bolgeyi doldurmak istenen cozum olacak mi? feghouli linnes'in onunde oldugunda her sey cozulecek mi? bu ikili verimli olsa dahi solda babel sagda feghouli hucumdaki sorunlarin devamina yol acacak mi?

    3) galatasaray'in orta sahasi kagit ustunde kalite olsa da hucum gucu cok yetersiz bir uclu. nzonzi ve lemina simdilik o bolgeye en oturan iki isim, fakat lemina'ya guvenip sezona devam etmek iyimserlik mi? belhanda elden cikarilabilecek mi? seri istenen veya beklenen isim mi, yoksa yol yakinken nzonzi/lemina uclusunu daha ofansif bir isimle tamamlamak daha mi dogru? taylan antalyali, emre akbaba gibi isimleri ciddi bir aday olarak bu denkleme almak ne kadar gercekci?

    bu sorularin dogru cevabi yok, ama bir cevaba ihtiyaci var. yonetim ve teknik ekip sorunlari cozmeye calisacak- fakat sartlar zor.

    benim gorusum kadronun bir nebze daraltilip, eldeki oyunculari kazanmak ve takim olarak form tutmanin on planda tutulmasi. fakat 2 transfer yine de sart gibi gozukuyor:
    1) mariano/linnes yer degisikligi,
    2) nzonzi onunde lemina ve seri'de israr.
    3) falcao'nun hayata donmesi.
    4) belhanda, babel, feghouli'den herhangi birinin elden cikarilmasi,
    5) solak, hucumcu bir solbek transferi.
    6) elden cikan oyuncuya gore bir sag veya sol kanat oyuncusu transferi.
    7) jimmy, taylan, ahmet, emre, yunus, adem, atalay, emre akbaba, sener, emre tasdemir'in kupa maclariyla form tutmalari. yararlanilmayacak oyuncularin kiralik verilerek kadronun siklastirilmasi.
    8) en onemlisi de yapilacak hamlelerin ocak 31'e birakilmamasi. zira galatasaray'in subat 2'ye kadar nispeten kolay, ve 9 puanla cikmasi gerekecek 3 maci var, ve bu donemde yakalanacak bir momentum takimi bahar aylarina tamamen farkli bir havada sokabilir.

    ***

    devre arasina kadar 10 mac var.

    sl: real madrid (d) 11/6
    gaziantep (d) 11/9
    basaksehir 11/22
    sl: brugge 11/26
    trabzonspor (d) 12/1
    alanyaspor 12/7
    sl: psg (d) 12/11
    ankaragucu 12/14
    goztepe (d) 12/21
    antalyaspor 12/28

    fiksture bakildiginda gorunen resim su: kasim ayi, tipki gecen sene oldugu gibi, bu sene de cok zorlu gececek. galatasaray'in en kolay maci madrid'den antep'e gidip antremansiz cikacagi mac, ki tam bir puan kaybi maci. milli takim arasinda bir cok oyuncu seyahat edecek. ligde basaksehir formda, trabzonspor kadikoy'le birlikte en zor 2 deplasmandan biri. ozetle... galatasaray kasim ayini galibiyetsiz, hatta puansiz dahi kapatabilir, bu mumkun.

    fakat...

    sampiyonlar liginde sonuc gercekten cok onemli degil. bu sene fark yaratan, gelecek icin umut veren bir takim yaratilamayacagi ortada. bu sartlarda bir ust tura cikmak ya da cikmamak cok buyuk bir fark degil.

    lige gelince: galatasaray gecen sene ilk yariyi lider basaksehir'in 6 puan gerisinde 29 puanla tamamladi. bunu taban olarak kabul edersek, ilk yari sonuna 30 puanla girmek gercekci bir hedef olacaktir. yani 2019'da kalan 7 lig macindan 14 puan almak gerekli. bu 14 puanin nasil alindigi cok da onemli degil- yani kasim'da alinacak maglubiyetlere ragmen iyi bir yil kapanis performansiyla galatasaray kendini ocak ayina atabilir.

    ***

    kisaca:

    - kasim ayi kotu gececek. taraftarin sakin olmasi, yonetim-terim gerginligini harlamamasi gerekli. terim bu kulubun sahip olabilecegi en iyi teknik direktor, basarisizlikta da destek gormesi gerekli. basarisizligin gorundugu anlar terim'in kendine en cok zarar verdigi anlar. burada taraftar tampon gorevi gormez ise yonetim istifalarina kadar giden ucuk senaryolar dogabilir.

    - takimin ve teknik ekibin kotu ruzgari aralikta dondurmesi taraftar destegiyle mumkun. sampiyonlar liginden 1 puanla dahi cikilsa bile artik onemli degil- onumuzdeki sene bir daha denemek icin hazirlik yapmali. yeter ki ligin ilk yarisinda 30+ puan yapilsin.

    - ocak ayi icin hazirliklar simdiden baslamali- ve sadece sampiyonluga odakli degil- gelecek sene de yararli olabilecek takviyeler yapilmali. teknik taktik kismi, oyuncu pozisyonlari terim'in isi. asil tema falcao, belhanda, feghouli, babel gibi artik son demlerine giren oyuncularla vakit kaybetmeyip, deger kazanacak, onunde yillari olan oyunculara yatirim yapmak olmali.

    tatsiz bir ay var takimin onunde- umuyorum ki senaryo 02/03'tekine degil, 18/19'dakine benzer.
  • 23131
    oynadığı futbolla beni futboldan soğutacak futbol takımı. bu kötü ligimizde şampiyonluk beni kesmiyor. bizim avrupa'da özellikle şampiyonlar liginde ses getirecek işler yapmamız lazım. 2 gün sonra oynayacağımız 6 kasım 2019 real madrid - galatasaray maçıyla ilgili en ufak bir umudum yok. yine ağır çekimde oynayan, gol atamayan ve mağlup olan bir galatasaray...
  • 23132
    2019-20 sezonunda şu ana kadar ligde en az gol yiyen takım. bu durum kağıt üzerinde güzel görünse de oynanan oyun ile birlikte değerlendirildiğinde çok da büyük bir anlam ifade etmiyor çünkü bu durumun en büyük sebebi aşırı ağır tempomuz. top da genelde bizde kaldığı için maçlarımız hem bizim için hem de rakiplerimiz için oldukça renksiz geçiyor. yani aslında ortada iyi olarak addedebileceğimiz bir savunma performansı yok.
  • 23133
    10. hafta itibari ile en az gol yiyen takım olması umurumda değil. maalesef bir taraftar olarak maçlarımızı izlerken bana afakanlar basıyor. büyük takım taraftarı, hücum futbolu izlemek ister. ben takımımın maçını açtığımda ne organize bir atak, ne göze hoş gelen futbol ne de şut görüyorum. ben sahada bangır bangır top oynayan takım görmek istiyorum. yenilecek miyiz, 3-2 yenilelim 3 gol yiyelim ama maç sonunda diyelim ki bu takım futbol oynadı. maalesef biz büyük takım gibi futbol oynamıyoruz, gol atamıyoruz. o yüzden en az gol yemiş olmamızın nezdimde hiç bir değeri yok.
  • 23135
    devre arasına kadar 4-4-1-1 dizilişiyle daha verimli oynayabileceğini düşündüğüm takımım:

    ----------------------muslera-----------------------

    ----mariano----luyindama----marcao----yuto----

    ----lemina-----nzonzi--------seri---------ömer----

    --------------------babel (falcao)-------------------

    ----------------------andone------------------------

    tam olmasa da bu diziliş 2011 dönemine benziyor:

    ----------------------muslera-----------------------

    ----eboue------ujfalusi-------semih------riera----

    ----emre-------melo--------selçuk-------engin----

    --------------------necati (baros)------------------

    ----------------------elmander---------------------

    bence devre arasına kadar bizi en az zararlar getirebilecek diziliş budur. nasıl olsa belirgin bir sistemimiz yok. hücum planımız da yok. doğaçlama oyun için de en verimli orta saha kanat oyuncularının da aslen merkez oyuncusu olduğu bir diziliştir.

    ileride en önde andone'nin, arkasında ise babel ya da falcao'nun bulunmasının nedeni de bu. asıl gol atacak adamın daha az rakip defanslarla mücadele etmesi amaç. babel orta saha özellikleri ve top saklama yeteneği sayesinde bu role daha uygun. ancak falcao da bu görevin hakkını vereceğinden şüphem yok. diğer taraftan falcao'nun bu rolde golcülüğünü daha çok ön plana çıkartacak fırsatlar bulacağını düşünüyorum. diğer işlerle fazla uğraşmak zorunda kalmayacak ve odağı sadece gol olacak. zaten en iyi yaptığı işi yapacak yani.

    devre arasına kendimizi 30-31 puan arasında atabilirsek, yapılacak 2-3 nokta transfer ile yine istersek 4-3-3'e dönebiliriz. linnes'in dönüşü, onyekuru'nun kiralanması ve 1 tane de yetenekli sol bek dışında pek transfere ihtiyacımız olmadığını düşünmüyorum. hele şu 10 numara sevdasını hiç anlamıyorum. yok artık dünya üzerinde öyle bir 10 numara. gidin bakın. neredeyse hiçbir takımda yok böyle bir oyuncu tipi. ama tabii bir hücum planınız yoksa, tamamen doğaçlama yeteneklere güveniyorsanız, "güçlü oyun planı" diye sıradan bir oyun anlayışı olan "topa hakim olma"yı gösteriyorsanız, evet bir 10 numaraya ihtiyacınız olabilir.

    devre arasında ben luyindama'nın gitme olasılığını yüksek görüyorum. marcao kalacaktır. o formu sergilemedi. eğer luyindama giderse 1 tane stoper alma mecburiyetimiz doğacak. eğer yerli bir stoper alamayacaksak benim tercihim nzonzi'yi stopere çekerek 4-4-1-1'i korumak olurdu:

    ----------------------muslera-----------------------

    ----linnes------nzonzi------marcao-----sol bek----

    ----lemina-------seri-------ömer-----onyekuru----

    --------------------babel (falcao)-------------------

    ----------------------andone------------------------

    bunun yanı sıra devre arasında mutlaka belhanda, feghouli ve mariano üçlüsünü göndermemiz gerekiyor. bu üçlüden 10-12 milyon € bir gelir elde edersek harika. luyindama gitmezse yeni transferler için bu kaynak kullanılabilir. ama eğer luyindama 15-20 milyon € gibi bir bedelle giderse ben olsam hem yukarıdaki transferleri yapar hem de seri ya da lemina'dan en az 1 tanesinin, tercihen lemina'nın, bonservisini almak için kulübüyle görüşürüm.
  • 23137
    (bkz: 5 kasım 2019 barcelona slavia prag maçı)

    helal olsun slavia prag takımına, tam benim hayal ettiğim gibi oynadılar.

    pası veren hemen boş alana koştu, top ayağında olan takım arkadaşı zorluk yaşamasın diye diğerleri empati yapıp boş alana kaçtı hep.

    öyle davar gibi topu ayağına bekleyen yoktu yani.

    bizim ligimizi izlerken artık midem bulanıyor; ebesinin nikâhı kadar para kazanıp bir boka yaramayan milyonluk çöp adamlarla doldu taştı her takım.

    slavia prag'ta 1 tane yıldız oyuncu yok ama gençlik dinamizmi var, takım oyunu var, taktik disiplin var, var oğlu var.

    slavia prag olmak çok mu zor hocam!
    zormuş, demek ki zormuş...
  • 23149
    gayet iyi bir kadrosu olan takımdır. maalesef ki hocası inatlarından vazgeçmemekte ve elindeki kadroya göre değil tamamen kafasındaki düşünceye göre oyun oynatmaya çalışmaktadır.

    halbuki elinde pek çok farklı pozisyonlarda oynayabilecek oyuncular var. kimse oyunculara bok atmasın. elbette formsuz ve kötü oyuncular var. ama sorun oyuncularda değil.
  • 23150
    tekrar tekrar söylüyorum.

    sorunu oyuncular değil, oyun planı olan takımdır.

    takımın bir savunma kurgusu yok, savunmadan topla çıkamıyoruz, hücum planı desen allah'a emanet rakibe falan çarparsa gol atabiliyoruz.

    sorunu çok yanlış yerlerde arıyoruz. hoca hala "formayı haketmeyenler" diyor. hocam kaç kere rakibi analiz ettin de çıktın acaba ? belki psg maçı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın