• 2251
    18 eylül 2010 bucaspor galatasaray maçında canlı izledikten sonra gördüğüm, farkına vardığım bir husus var kendisi ile ilgili. cana.
    cana o maçta oyuna girdikten sonra takıma top oynattı. sol taraf zaten maçın başından beri kullanılmıyordu da, sağ tarafı pino ile serkan kullanamıyordu. pino oynamak istiyordu da serkan ona ayak uyduramıyor gibi bir durum söz konusuydu. ancak cana oyuna girdikten sonra gerekli yerlere gerekli şekilde pas atarak hem pino yu oynattı, hem baros u rahatlatıp pozisyonlara sokturdu. şansımız biraz yaver gitse 80. dakikadan sonra 3 tane gol bile atabilirdik ki sadece pino nun 3 tane şutu var yanlış hatırlamıyorsam (ki biri yan ağlarda kaldı).

    sözün özü elano nun 1,5 yılda oynayamadığı futbolu 1 maçta oynayan bir cana ve ona eşlik edecek misimoviç, pino, kewell ve baros sayesinde şampiyon olacak takımdır. bir de ayhan bu şekilde devam edebilse keşke.

    not: şampiyon olurken aşağı yukarı böyle bir futbol oynayacaktır. kimse futbol gösterisi yapılmasını beklemesin, ki rijkaard da futboldan çok skora oynamaya başlayacaklarının sinyallerini vermeye başladı.
  • 2254
    kadro'da 25 yaş altı 13 adet oyuncusu vardır ki bunlardan 4'ü **** direk 11 oyuncusu, 9'u da milli takımlar seviyesinde oyunculardır. 25 - 30 arası 11 tane adam vardır, hepsi 11 oynayabilcek düzeydedir. bunlardan 8'i de milli oyunculardır. ********. 30 yaş üstü 3 tane futbolcumuz var; neill*, kewell*, ayhan*.

    demek istediğim diğer takımlara oranla çok iyi kadrosu bulunan bir takıma sahibiz.
  • 2256
    1 ekim 2010 kardemir karabukspor galatasaray maci devre arası itibariyle bu sezonluk inancım tamamen eriyip bitmiştir, bu saatten sonra da şu teknik heyet ve oyuncu kadrosuna, yönetimine çalışan her kademesine karşı destek falan vermiyorum. artık ciddi anlamda bir tepki konulmalı, kulüpte kimsenin ne oluyor dedigi hesap sordugu yok, bir tane iş düzgün gitmez duruma geldi. taraftarın gözünde hiç bir ismin önemli olmadıgını, bu taraftarın aşkının sadece galatasaraya oldugunu bir şekilde belirtmemiz gerek.
  • 2261
    maça 2-0 başlayıp sindirilen, önü kapatılan, psikolojik anlamda çökertilen takımdır. kafadan 3 gol atmak zorunluluğu hissedilen maçın dönmesi kolay mıdır arkadaşım? bok kolaydır anasını satim. zaten saha zeminini hiç konuşmuyorum. oğuz sarvan baktı 4'te 4 yaptık hemen devreye girdi. girsin bakalım devreye. zaman gelicek bu takım ona öyle bir girecek ki, onu haim amca bile kurtaramayacak.
  • 2265
    bir zamanlar efsane futbol oynayan takıma kaos futbolu oynuyor bu takım diyenler şu an ne futbolu oynadığını bana açıklasınlar futbol bilgim çok az öğrenmem gerek. öncelikle total futbol ve 4 3 3 bilmem onu belirteyim. avrupa futbolunu takip ederim ama örnek almam. o nedenle antimodernist ve gerçekçi taraftayımdır. kadrosu yetersiz diyenlere kesinlikle katılamam. kadroyu ben kurmadım, hoca da kurmadıysa o hoca olması gerektiği gibi değildir. duyduğum kadarı ile takımım total futbol denilen, 4-3-3 ve varyasyonlarını sahaya yansıtan bir karakter çizmek üzere ayarlanmış. başındaki hocasından ve hoca ile birlikte yapılan üç transfer dönemi transferleri ile. gideniyle geleniyle. takımın başındaki çok sevdiğim, güvendiğim ve inandığım frank rijkaard bu takımı bir defa bile tek ön liberolu yani tek defansif yük ile sorumlu önünde iki adet ortasaha ile oynayan bir oyuncu ile taktik dizilim kurmadı, takımı böyle sahaya çıkarmadı. takımın genellikle inişli, dönemde bir defa çıkışlı olmasının sebebi de budur bence. hele ki bir de takımın en büyük kozunu gönderip ardından ne idüğü belirsiz bir adamı sakat olduğunu bile bile alıp, alternatifi olmayan tek adamı baroş'a yedek olarak sistemle alakası olmayan batdal'ı bırakıp, o bile olmuyor bu yükü futbol fiziğinin son demlerini yaşayan kewell'a bırakırsan bu takımdan total birşeler bekleyemezsin, üzgünüm ama böyle. kaleci konusunda sıkıntım olsa da kalecilik mevkisine güvenmek gerektiğine inanan ve futbolda kalecinin olağanüstü etkili olduğunu düşünmeyen bir adamım. takımın herşeyi olmak istiyorsan kalecilikte en iyi olmaktan başka şansın yoktur, gerisi genel olarak hep aynıdır zaten. defans konusunda takımın sorunu olduğunu düşünmüyorum. ortasaha ise kurgusu ve alınan oyuncular bakımından rezalet. klasik 4-3-3 konusuna girmiyorum tekrar, bu sistem olması gereken olduğuna inandığım ve hocanın geldiğinden beri oynatmadığı bir sistem çünkü. bunun bir varyasyonu 4-2-3-1 dizilimi bana çok mantıklı gelmeyen ve ancak ona göre ince elenip sık dokulmuş olarak kurulduğunda ancak başarılı olacağına inandığım bir dizilim. galatasaray 10-11 sezonunda yeterli sayıda 4-2-3-1'in 2'sine sahip. cana-ayhan-musa-barış-m. sarp- zorlarsak bir de elano fazladır bile. takıma ilk katılan oyuncu yaz transfer döneminde lorik cana. çok yerinde, ve en gerekli bölgeye yapılmış nokta transfer. ama şuan bakıyorsunuz transferin son günü gelen iki adamdan daha az forma giymiş. takımın ikinci kaptanı ayhan akman sezonu çok güzel başladı ancak ilerde ne olacağı malum. m.sarp düzenli 11 için yeterli adam değil. ayhan ve sarp rotasyon için gerekli adamlar, bu adamlara tüm sezon güvenemezsin. performansları sabit değil inişlidir. geriye musa ve barış özbek kalıyor. musa'yı şu ana kadar yedek kulübesinde bile görmedim. barış ki bence o mevkiye uyacak en iyi ikinci adam cana'dan sonra, o da sağ açıkta kakarakikiricilere malzeme olmakta. neden? defansif oyuncularla oynayınca takım dengeli oynayacağını ve kolay gol yemeyeceğini zanneden hoca yüzünden. başka açıklamaya aklım ermiyor. kaldı ki barış sağda mecburiyetten oynamıyor. o mevkinin adamı 3 tane türk var elinde; aydın, serdar ve sabri. elano takımla ısınmıyor bile devre araları. bu da yetmiyor maestro olarak alınan misimoviç ne ayakta durabiliyor ne top alabiliyor ne top kullanabiliyor. neden? takım defansif kurulmuş ve karman çorman bir taktikle oynadığı için. top ayağına geldiğinde bir arkadaşı sağda bir yerlerde, bir arkadaşı solda bir yerlerde, ortasaha en geride çünkü görevi sadece top kesmek, ilerde ise kewell savaşmakta gariban 3 kişi ile. ondan sonra misimoviç'ten performans bekle. halbuki tek ön liberoya dönüp ortada misimoviç'le pas yapacak adamları oynatsa daha efektif olmazlar mı? sağ açığı ve sol açığı orta alana yakın oynatsa skibbe dönemindeki gibi daha iyi pas yapılmaz mı? içe kat edip gol atan kanat var mı bu takımda? messi neden messi?

    neresinde tutsam elimde kalıyor. takım ne güven veriyor, ne umut veriyor. seyircisi olmayan karabük deplasmanından bile allah korudu da fark yemeden geldik. bu takım bu kadar defansif oyuncu ile kurulmamalı.
  • 2267
    ben anladım ki dünyanın en şımarık, en götü kalkık futbol takımıdır. bunu hakaret olsun diye söylemiyorum kesinlikle. karışmazsın ses çıkarmazsın oynamazlar, protesto edersin küserler. içinde fitne fesattan geçilmez. mücadele sıfır, arkadaşlık sıfır. sahada takımdaşı dayak yer kimse iplemez tek başına adamın tartaklanışını izlerler. teknik direktörünün babası ölmüştür, adamlar antrenman maçında oynar gibi sahada gezer, hırsın veya bir amaç için oynamanın kırıntısı yoktur heriflerde. bir hediye vermek istemezler acılı adama. hepsinin yüzü sahada asıktır. insanları ateşleyecek tek bir hareket dahi yapmazlar. söyleyin bana bu takımdan bir bok olur mu? mümkün mü? önce takıma bir bakın, zorla sahaya çıkmış gibi lütfen koşuyor adamlar.

    1 ekim kardemir karabükspor galatasaray maçında defansta top çevirirken sanırım insua göbeğe doğru bir pas attı, kim bilmiyorum ama adam topa hamle yapmak yerine bacağını uzattı sadece ve top yanından geçti gitti. işte 2010-2011 sezonunda böyle umursamaz heriflerle dolu bir takımdır, galatasaray futbol takımı.

    tesis mi basalım, dövelim mi? bu mudur yani?
  • 2268
    2010-2011 sezonunda, görünen o ki, belki de berabere maç bitirmeyecek olan takimdir. ya hepsi ya hiç felsefesini benimsemi$. 7. haftadayiz. 4 galibiyet, 3 maglubiyet. önümüzdeki hafta ankaragücü nü muhtemelen farkli maglup edecegiz ve onun haftasinda kadiköy den büyük bir ihtimal 0 puanla dönecegiz. 2 yildir süper lig e kalite geldi, herkes herkesi yenebilecek kapasite de. lig sonunda en fazla 3 puani toplayan takim $ampiyonluk ipini gögüsleyecek.
  • 2269
    oyuncularının çoğu, "bensiz yapamazlar", "bana mecburlar" diye düşünmektedir. bu sebeple performanslarını umursamamaktadırlar. ha sahaya ilk çıkması gereken baros, neill niye umursuyor derseniz, anlayış farkı. onlar, aldıkları paranın hakkını vermeye çalışıyor, ama çoğu, maaş ne zaman yatacak diye düşünmekten başka bir şey yapmıyor.
    ayhan, 50 tane top kaptırsın gene oynayacak çare mi var? servet istediğini söylesin, kapris yapsın, alternatifi yok. pino bilmiyor mu, kendisi oynamazsa, yerine serdar özkan var bir tek?
    bu yüzden inanılmaz rahatlar. umurlarında değil. çok belli herhangi bir maç sırasında. ne koşacağım şimdi oraya kadar, ne gerek var düşüncesi adeta okunabiliyor.
    bu yüzden radikal kararların çok geçmeden alınması lazım. cumhur'la, musa'yla mı kurulacak orta saha, kanatta berkin mi oynayacak ne olacaksa, bir an önce olmalı. yoksa futbolcuların bu aşırı rahatlığı takımı bitirecek.
  • 2271
    bitmiş takımdır.acı çektiren hocasından (birkaç oyuncusu dışında) hepsi aynı derecede yürüyen bir anadolu takımı hüviyeti bile gösteremeyen takım.bu yazıyı sıcak yazmıyorum en son geçen sene yazmıştım bu gün o gündür dedim ve yazdım.sorun tek bir noktada değil anlayışın 2008de dahil olmak üzere değişmemesidir.tehlikenin farkındamısınız!!!
  • 2275
    takım kimyası dışında en sorunlu olan mevkisi orta sahanın ortasıdır. mutlaka yapılmıştır daha önceden ama bu işe bir de ben el atmak istiyorum.

    beşiktaş'ta fabian ernst ve mehmet aurelio'ya ek olarak genç necip uysal o mevkiyi neredeyse mükemmel kılıyor. benim en çok beğendiğim orta saha hattıdır bu. ernst ve aurelio da ön libero kategorisinde oynuyor fakat özellikle ernst, teknik özellikleri üst düzey olan bir oyuncu. bu sayede guti'ye destek verdiği gibi guti olmadığı zaman da guti rolüne soyunabiliyor. aurelio hala aynı aurelio, kararında sert, kene gibi yapışıyor rakip oyuncuya. necip ise ayrıca daha çevik bu iki isimden, genç olmasının da avantajı var tabi ki.

    fenerbahçe'de beğensek de beğenmesek de* emre belözoğlu mevkisindeki en iyi yerli futbolcu diyebiliriz. kendisine eşlik edebilecek selçuk şahin, cristian baroni ve arada sırada gördüğümüz üzere mehmet topuz var ki tüm bu oyuncular türkiye şartlarında diri ve ayakta kalabilecek isimler. bu adamların hiçbiri "ön libero" değil hani, daha ziyade orta sahanın ortasında oynayan oyuncular. hadi baroni'yi modası geçtiği için bir kenara bırakalım, ne kadar dalga geçsek de selçuk şahin kendisine görev verildiğinde yerine getiren bir isim, markaj konusunda başarılı, bir de kısa pasları çabuk düşünebiliyor.

    trabzonspor'a bakacak olursak selçuk inan ve gustavo colman oldukça dengeli bir orta saha hattı oluşturuyor. ikisi de hücum ve defans konularında yetenekli ve mevkilerinin hakkını veren oyuncular. buna ek olarak doğrudan skora katkı da yapabiliyorlar. bu iki isim de ön libero değil, çok yönlü oyuncular. üzerine bir ceyhun gülselam var joker olarak. bu isimler teknik kapasite ve fizik gücü olarak birbirlerine benzerlik gösterdiğinden kimse kimsenin açığını kapatmıyor, üzerine yardımlaşarak oynuyorlar.

    bursaspor'da bile ivan ergic olsun hüseyin çimşir olsun oldukça iyi isimler. şöyle iyi, ergic çok sağlam bir oyuncu mesela, gizli oyun kurucu gibi oynuyor, ileriyi besliyor, arada kendi çıkıp gol atıyor, uzun pasları etkili. hüseyin ise tam bir hırçın ön libero profili çiziyor. yıllardır türkiye'de oynayan tecrübeli bir isim ki teknik kapasitesinin kısıtlı olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek ama haddine olmayan işlere el atmayarak, sadece görevini yaparak bu eksiğini fazlasıyla devre dışı bırakıyor. güvenilir ve garanti isimler. daha ziyade oyun kurucu gibi oynayan insua'nın açıklarını gayet iyi kapatıyorlar.

    galatasaray'a gelirsek bizim en büyük eksikliğimiz, bir ernst, emre, colman ve ergic'imizin olmayışı. lorik cana var ama artık rijkaard'tan mı yabancı sorunundan mı bilemiyorum, bir türlü oturtamadık kadroya. oysa taşıyıcı oyuncu profiline en çok uyan isim kendisi. kendisine eşlik edebilecek tek isim ayhan akman olarak öne çıkıyor. ayhan akman hırsıyla ve tecrübesiyle o mevkiye uygun gibi dursa da ağır, teknik kapasitesi kısıtlı ve üzgünüm ama oyun zekası düşük olan bir oyuncu. mustafa sarp ise; diyorum ve cümlemi bitiriyorum. sabah sabah sarp konuşmayalım.

    bu görüşüm destek bulur mu bilemiyorum ama neden barış özbek o mevkiye daha fazla adapte edilmiyor acaba? birincisi kendisi hala genç, eğer rijkaard ile iyi bir diyalog kurarlarsa hala öğrenecek birçok şeyi var. ikincisi ise fiziksel yeterliliğinin ayhan'dan kalır yanı yok, hatta belki daha bile diri ve kesinlikle çok daha hızlı. üçüncüsü teknik, evet ahım şahım bir tekniği yok ama işte şimdi buraya dikkat, kendisinin yeteneksiz durumuna düşmesindeki en büyük sebep haddine olmayan işlere kalkışması, çalım, uzun menzilli orta, uzaktan şut gibi, oysa mevkisinin gereklerini tam olarak kavrasa barış özbek gerçekten iyi bir partner orta saha olur. lorik cana zaten defansif yükü taşıyacak ve mevkisinin gereklerini çok iyi bilen bir isim. fakat oyun kurucu olan misimovic ile cana arasındaki köprüye barış özbek'i monte edebilirsek gerçekten mükemmel olur.

    bu yüzden ayhan ile sarp yan yana gelince çürük tahta izlenimi veriyorlar. kimin kimi taşıdığı, kimin ne olduğu belli bile değil. "oynuyorlar" işte...

    ben barış özbek'in potansiyeli olduğu düşünüyorum. ayrıca çok da gerizekalı biri olduğu düşüncesinde değilim. sadece keyfine göre değil, takım sistemine göre top oynamasını öğrenmeli. musa çağıran ve ayhan akman da alternatif olarak kadroda bulunabilir. özellikle de musa çağıran'ın bizim necip uysal'ımız olmasını hayal ediyorum.

    neyse işte futbolcuları oldukları gibi ele alırsak elbette herkesin eksikleri var, fakat teknik adamlık görevi aynı zamanda bir eğitim öğretim ise, özellikle de taktisel anlamda ve genç oyuncular için, bence elimizde bu malzeme fazlasıyla mevcut.

    biraz barış özbek'i savunma entrysi gibi oldu ama ne yazık ki futbolda yaşlı, ağır, oyun zekası ve teknik kapasitesi düşük oyunculara yer kalmadı. değişim şart. değişim mümkün değilse eğitim şart. eğitim de ancak bazı kesimler için mümkündür.

    (u: mesela bir servet, bir ayhan, bir zarp şu dakikadan sonra pek bir şey öğrenmez, yıllardır aynı adamlar, genç ve söz dinleyecek isimlere eğilmek gerek)
App Store'dan indirin Google Play'den alın