• 20101
    2018-2019 sezonunda erzurumspor’a karşı 1-0 galip gelerek 7. maçımızı tamamladık. bu maça kadar sezonun henüz başı olduğu için bir eleştiride bulunmadım ancak 7 hafta ilk 11’inde köklü değişiklikler olmayan bir takımın oyunun oturması için gayet yeterli bir süre ve ne yazık ki ortada plan, organizasyon, varyasyon adına hiç bir şey yok. çok ama çok acil bir şekilde taktik antrenmanlara ağırlık verilmesi gerekiyor. böyle olmaz böyle gitmez.
  • 20102
    daha önce kaybedilen akhisar maçından sonra düzgün kapanan takım gs için puan tehtididir çünkü gs kilit açamıyor, açınca kontrayla dağıtıyor demiştim. bunda santrafor eksikliğini kendi adıma biraz küçümsemiştim ama takımda ceza sahasında net bitiricinin gitmesi bizi daha çok etkilemiş gözüküyor. iki haftadır rodri’nin kaçırdıklarını gomis atar ve kilidi açardı.

    bu arada yanlış anlaşılmasın, rodri olmazsa o atakların çoğu olmaz zaten ama bitirici eksikliği ilk kilit açışta bizi olması gerekenden fazla etkilemiş gözüküyor.
  • 20103
    2017-2018 sezonu terim öncesi dönem için söylüyorum, ciddi iki sıkıntı yaşayan takımdı. ilki deplasman, ikincisi büyük maç performansı.

    ilki devam ediyor hoca ikinciyi halletti. bugün itibariyla yeni sorunumuz var şu, iç sahadaki kaliteli, baskılı, tribünleri mest eden oyun artık yok. testi kırılmadan söylemiş olalım takım ciddi düşüşte. bencillik hat safhada. koşu var pas atacak beceri yok, hız var akıl yok. fazla duygulu oyun var. porto maçı yükselişe geçiş maçımız olsun.
  • 20104
    bugün 28 eylül 2018 galatasaray bb erzurumspor maçında sahaya çıkan ilk onbirin galatasaraydan aldıkları net yıllık sabit ücretleri aşağıdaki gibidir. bunlara maç başı primler falan dahil değildir. yaklaşık 25 milyon euro'ya (175 752 732 tl) tekabül etmektedir hepsine ödediğimiz net maaş, sadece bu onbir için.
    soru şu tabi; izlediğimiz oyunun karşılığı mıdır bu maaşlar?

    3575k
    2300k 2000k 2200k 500k
    1750k 1895k 2700k
    1900k 2150k 3850k
  • 20108
    2018-2019 sezonunda kadrosunda:
    3 brezilyalı
    2 kuzey afrikalı
    1 yeşil burun adalı
    1 nijeryalı
    1 senegalli (yani aslen 5 afrikalı)
    1 hollandalı
    1 norveçli

    ve 1 adet japon kökenli oyuncu bulundurmaktadır. kalanlar yerli oyunculardır.

    arsene wenger'in meşhur biri karar, ikisi zarar vs diye giden lafını araştırmaya üşendim ancak malumunuz. zico dönemi fenerbahçesinde mevcut brezilyalılarımızdan kat be kat efektif oyuncuların maç seçme alışkanlığını, motive edilmekte zorlandıklarını hatırlarsınız.

    şimdi mevcut yabancılarımızın sekizi, yani %80'i disiplin sorunlarıyla tanınan coğrafyalardan geliyorlar. istanbuldan uzaklaştıkları anda sırtlarındaki formanın sorumluluğunu hatırlamakta çok zorlanıyorlar. hamzaoğlu veya riekerink döneminde, o koyu karanlıkta bile, yani takım 90+2 de 3-2den maç verirken bile içeride dışarıda benzer oyunu oynuyor, elinde ne varsa kendince sahaya yansıtıyordu.

    bunlar öyle değil. ben 3-4 gol yiyip de sakin sakin ropörtaj veren oyuncu görmek istemiyorum takımda. yani hırstan gidip mikrofonu ısırsın demiyorum ama bu adamlarda sporcunun müsabakacı ruhunu görememek beni dehşete düşürüyor. yaptığın iş bu senin ve hayatının çok önemli bir parçası, 25-30 milyon kişiyi temsilen çıkıp bir iş yapıyorsun, eline yüzüne bulaştırıyorsun, rezil bir performansla rencide edilerek evine yollanıyorsun (trabzon maçı) ve sonra çıkıp "üzüldük yeaa" diyebiliyorsun. bu bahsettiğim topluluk baskısı filan da değil. kendine saygın olsun en önce. sen rezil oldun o sahada. trabzonlular sana el kol hareketi yaptılar, seninle dalga geçtiler. öncelikle bunun can sıkıntısını yaşa. neyse.

    takımın yabancı planlamasında bir sorun olduğunu düşünüyorum. fatih terim oyuncuları disipline etmekte zorlanıyor ama zaten bu grubun disipline edilmesi zor. terim de eski kavgacı halinden çok uzak, biraz tonton dede haleti ruhiyesine döndü. ki bu oyuncular sertlikten asla anlamaz, daha fazla sorun çıkarırlar maç satmak gibi. terim bunu da hepimizden iyi biliyor bence.

    şimdi gelelim şu yazdıklarımı ırkçılık, türcülük, memleketçilik, yaftalamacılıkla suçlayacak arkadaşlara. ailenize bir de geldiğiniz/yetiştiğiniz coğrafyaya bakın. sonra da kendinize bakın. gerçekten ağaçtan uzağa mı düşmüşsünüz?

    (peşin not: onyekuru'yu iş ahlakı ve fundemental açısından ayrı bir yere koyuyorum kendisinden çok memnunum. donk zaten biliyorsunuz takımımızın bir değişiği. hiç bir şeyi takmaz gibi görünür sonra bir candan davetle şampiyonluk getirir. o bambaşka bir seviye. onun kafası amsterdamdaki en kalite otla gelmiyor.)
  • 20110
    genel bir değerlendirme yapalım. öncelikle taktiğimiz nedir? fatih hoca eskiden daha paslı oynamaya özen gösteriyordu elmander'in orta sahaya geldiği 4-4-2'de veya 4-3-1-2'sinde. fakat bu sefer daha direkt futbol oynatıyor. topla oynama yüzdemiz eskisi kadar yüksek değil. öyle ki içerdeki bazı maçları bile %60'ın altında bitiyoruz. futbol tarzımız çok uzun top da değil. yerden dribbling kabiliyeti olan oyuncularımızı topla buluşturup hızlı bir şekilde rakip kaleye gitmeyi amaçlıyor hoca. set oyunu hemen hemen hiç olmuyor. oyun sete dönünce ya n'diaye dribblingle gitmeye çalışıyor ya da kanatlara açıp garry ve onyekuruyla çalım deniyor ya da bekler orta yapıyor. tabii böyle hızlı oynanan bir oyunda fatih hocanın neden çoğunlukla linnesi tercih ettiğini anlamak zor değil.

    top rakipteyken klasik fatih hoca düzeniyle dinamik orta sahamızla sert pres yapıp topu geri almayı planlıyoruz. fakat zaman zaman şuursuzca pres yaptığımızdan dolayı oyun alanı genişliyor. iyi orta sahamız olması bu defoları bir nebze örtüyor.

    peki güçlü ve zayıf yönlerimiz neler?
    18 eylül 2018 galatasaray lokomotif moskova maçında topla oynamayı seven bir rakip vardı. ilk baştaki sert presimiz bize golü getirdi. rakip geniş alanlar da verdiğinden dinamizmimizle bir süre iyi oynadık ancak rakip savunmadan pasla çıkabilmeye başladıktan sonra bir sürü pozisyon verdik. bunun en önemli sebebi pas yapamadığımız için top tutamadık. bu maçtan 5 gün sonra 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçındaysa kapanan ve topu bize veren bir takımla karşılaştık tıpkı trabzon maçının ilk yarısında olduğu gibi*. sonuç felaket oldu. peki bu 3 maçta da bizim poziyon vermemize sebep neydi? pas konusunda yetersizliğimiz sebebiyle oyun kurmakta bocalıyoruz ve set oyununda zor gol atıyoruz. iyi kapanan veya savunmadan pasla çıkabilen takımlar bize karşı avantajlı.

    bunun sebepleri neler: en önemli sebebi orta sahamızın sakin pas yapacak yapıda olmaması. her ne kadar fernando iyi pas yapsa da oyun kuracak yeterlilikte değil. n'diaye zaten iyi pas yapabilen bir oyuncu değil. belhanda da iyi bir oyun kurucu değil. emre zaten daha ilerde oynayan bir oyuncu.
    bir diğer sebebi santraforumuz. eren orta sahaya geldiğinde yeterli katkıyı veremiyor
    üçüncü sebep kanat oyuncularımız: oyun tarzları alıp gitmeye dayalı garry ve onyekuru topu alınca gidiyor.
    dördüncü sebep kaleci ve stoperlerimizin pas oyununa yatkın olmaması. maicon'un tekniği gayet yeterli ama uzun toplarla oynamayı seviyor.

    bu sorunların özellikle schalke gibi çok iyi pres yapabilen takımlara karşı bize sıkıntı oluşturacağını düşünüyorum
  • 20111
    ortası yok.
    ilk golü erken atarsak muhtemelen farka gidiyoruz.
    ilk golü biz yersek kesinlikle fark yiyoruz.

    aslında ilk golü atmak için her türlü fırsat geçiyor elimize. atamadıkça rakip direnç kazanıyor. golü atıyor. hooop dağılıyoruz. toparlamak namümkün oluyor. şu sorunu çözsek şampiyonluğu kar topuyla kutlardık muhtemelen.

    (bkz: 2018-19)
  • 20112
    akhisarı yenseydi trabzon maçı kaza olarak düşünülecek ve şu an hava tozpembe olacaktı. fakat akhisar mağlubiyeti üzerine zor alınan erzurum galibiyeti bir anda tüm futbolcuların sorgulanmaya başlamasına yol açtı.

    bende iyi oynamadığımızı düşünüyorum ama imparatora güveniyorum. kötüde oynasak desteğe devam arkadaşlar. başka galatasaray yok. iç sahada gevşemeyelim 17/17 yada buna yakın bir performans gösterelim deplasmana bir şekilde bakarız. bu senede şampiyon olmalıyız. farkı açıp şampiyonlar ligi gelirlerine çökmeye devam etmeliyiz. 2019 yılında kadroda maaş anlamında müthiş bir boşluk olacak. imparator genç ve kaliteli türklerle, iyi yabancıları harmanlayıp heyecan verici bir takım oluşturacaktır.

    bu sene çok ama çok önemli. gevşemeyelim. iyi gün taraftarı olmayalım. rica ediyorum.
  • 20113
    ligde şu ana kadar oynadığı 7 maçta 5 galibiyet almış takım. bunların tamamında ilk golü galatasaray attı, sadece kasımpaşa maçında penaltıdan bir gol yedi. yani öne geçince hem farkı artırıyor, hem oyunu tutuyor hem de gol yemiyor.

    kaybedilen 2 maçta da ilk golü yiyip teslim bayrağını çeken yine bu takım. bu kadar dalgalı performans hoca için de taraftar için de çok zor. iç sahadaki bir maça bakıp deplasman ve gelecek hakkında yorum yapmak, bizim için diğer takımlara göre daha zor. arada mantıkla açıklanamayacak farklar oluşuyor. öncelikle bunun biraz stabil hale gelmesi lazım. deplasmanlarda geçen sezonun son 6 haftasındaki sert ve temkinli plana dönüş olacağını tahmin ediyorum. hoca da daha pragmatist bakabiliyor tecrübesiyle.

    edit: ankaragücü maçında 0-1'den geri dönmüştük ama gol yine duran toptan olunca aklımdan çıkmış. hatırlatma için kupa beyi'ne teşekkürler.
  • 20115
    bana göre bu takımın en büyük sıkıntısı, top bizdeyken pas için opsiyon yaratmamamızdır. hücumda çoğu futbolcu ya markaj altından çıkmıyor ya da olduğu bölgede otobüs bekler gibi bekliyor.

    elimizdeki oyuncular, uzun top oynamak için gerekli olan özelliklere sahip değiller zaten bu uzun top oyununu gerçekleştirdiğimizde topun genelde rakipte kaldığını rahatlıkla görebiliyoruz. defanstan topla çıkarken orta sahadaki boşluk rahatsız edici duruyor. kendi aralarında top çeviren defansımız ile karşı rakibin defansının içinde kaybolmuş bir hücum hattını sadece ndiaye,donk ve belhandanın topu bir uçtan bir uca taşımasını bekliyoruz. bu durumda tamamen bu oyuncuların o günkü performansına ve o günkü rakibin direncine bağlı oluyor.

    oyuncuların birbirine daha yakın oynaması ile paslaşmalar sonucunda rakibi rahatlıkla eksiltebilip gol pozisyonu bulabiliriz. bu oyunu ne derecede doğru yaparız orasını kestiremiyorum fakat mevcut kadro ile yapılabilecek tek mantıklı oyun bu gibi duruyor.
    takımızda bu oyunu oynayacak potansiyalde hızlı oyuncularımız var.

    umarım teknik ekibin aklına böyle bir oyun tarzını denemek gelir. 2018-2019 sezonu başından bugüne kadar oynanan oyundan nasıl vazgeçemiyorlar ben anlamadım doğrusu.
  • 20116
    sıkıntıları saymakla bitmeyecek takım. n'diaye ve emre takıma girince biraz kıpırdanma olur, oyun yapısını değiştiririz dedik pek kayda değer bir şey olmadı üstüne bir de emre uzun süreli sakatlandı.

    stoper ikilisi sıkıntı sürekli değiştiriyoruz, serdar ile maicon'un haftası haftasına tutmuyor. orta saha desen fernando formsuz, belhanda'nın ne yaptığı belli değil, emre sakat. kanatlarda rodrigues ciddiyetsizleşmeye başladı, feghouli'nin maç eksiği var pek tercih edilmemekle birlikte, bir de sinan var sevimli hayalet casper. forvet de zaten yok eren bir işe yaramıyor.
  • 20120
    ligde porto maçını referans olarak oynaması gereken takım. ne yaptık bu maçta ? geride bekleyip hızlı hücuma çıktık ve başarılı da olduk 6 net pozisyona da girdik. galatasaray futbol takımı öyle haldur huldur saldırmaya müsait bir takım değil, geride beklemeli.

    bizim ligde anadolu takımları 3 büyüklerden herhangi birini konuk etti mi taraftar etkisiyle şuursuzca saldırıyor bekle dur adamlar üzerine gelsin ilk yarım saatte bitirirsin işi. inşallah böyle oynarız bundan sonra.

    öte yandan forvetsizliğin kurbanı olduk porto maçında. vagner love veya umut bulut olsa almıştık maçı o derece.

    (bkz: 3 ekim 2018 porto galatasaray maçı)
  • 20123
    3 ekim 2018 porto galatasaray maçında inanılmaz bir özgüven eksikliğiyle oynayan takımımdır. karşısında real madrid varmış gibi bir havada sahaya çıkmıştır. bu moda rağmen şok preslerle kazanılan toplarda pozisyonlara girilmiştir. oyuncular kendinden emin olsa ve pas oyunu yapsaydı maç boyu üstün bir oyunla galip gelinebilirdi. porto'nun önde oynayan iki kanat oyuncusu haricinde aman aman üstün bir kalitesi de bulunmamaktaydı. kaldı ki bizim önde oynayan kanatlarımız da rakip beklere göre üstündü.
  • 20124
    2018 - 2019 yaz transfer döneminde 1 forvet oyuncusu alıp 2.500.000 euro maaş vermiş olsaydı eğer 3 ekim 2018 porto galatasaray maçında o forvetin atacağı 2 gol ile 2-1 galip gelip alacağımız para ile kendisinin bir senelik maaşını çıkarmış olurduk.

    şu anda yönetim kademesinde yönetilememektedir ve "allah kerim fatih terim" mottosu ile ilerlemektedir.
  • 20125
    3 ekim 2018 porto galatasaray maçında anadolu ya da şampiyonlar ligi demeden her deplasmanda oynaması gereken oyunu oynamış olan takımdır. öyle "pas oyunu" safsatasına sığınıp kendi sahanızda mıy mıy mıy pas yaparsanız sizi 4lük ederler her maç.

    bu takımın deplasman fobisi denen saçmalığının nedeni de bu. mıy mıy mıy geride pas yapmak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın