bir takımda bütün oyuncular kötü eleştiriliyorsa orada kabahat teknik direktöründür. kimse kusura bakmasın. açın bakın. eleştirilmeyen futbolcu yok şu an itibariyle
*.
peki takımın sorunu ne? terim'in hücum konusunda doğaçlama futbol oynatması. tek sorun bu mu? değil elbette. zira doğaçlama hücum yapabilirsiniz. ama bunu yapabilmeniz için kritik bölgelerde çok az hata yapan ve çok kaliteli oyuncularınızın olması lazım.
nedir bu bölgeler? kale, stoper ikilisi, ön libero, santrafor. buralarda çok kaliteli ve en kötü zamanlarında bile kritik hatalar yapmayan futbolcularınız varsa doğaçlama oyun oynatılabilir.
ama bu yoksa, bir de üstüne "ben yaptım" demek istiyorsanız o zaman çok ciddi hücum setlerinizin, hücum planlarınızın olması lazım. yoksa "takım mağlup mu? sok oğlum oradan bir forvet daha" ile olmaz. olmuyor da zaten.
bu takımın sorunu deplasman fobisi filan değil. hücum planının olmayışı. b,c,d planlarını geçtim. bu takımın hücumda a planı bile yok. resmen "at fink'e" sistemiyle oynuyoruz. fink de garry bu arada.
bakın "at fink'e" de oynarsın. ama elindeki oyuncu hagi'dir, sneijder'dir, drogba'dır; o zaman oynarsın. garry ile oynanmaz bu oyun. oynamaya kalkarsan garry, kritik bir deplasmanda, çok kötü oynuyorken, hasbelkader kazandığın bir penaltıda topun başına gider, olabilecek en laubali vuruşu yapar ve seni bitirir.
biz öne geçmedikçe maç kazanamayız deplasmanda. içeride bir şekilde öne geçiyoruz da öyle kazanıyoruz. sorun deplasmanın çok ötesinde yani. sorun takımın futbolunda.
takımda her bölgede çok iyi, tartışılmaz oyuncularımız olsa bir şey demeyeceğim. ama yok. daha gelişime açık, maç içinde bile form dalgalanmaları yaşayan oyuncularımız var. bu oyuncularla, hele hele deplasmanda rakip kapanıyorsa ve hatta sana 1 tane bile adam gibi santrafor alınmamışken sadece ve sadece çok ciddi bir hücum planı ile kazanabilirsin. diğer türlü olmaz. olmuyor. daha çok olmayacak.
terim'e de bu yüzden çok kızamıyorum. zira elinde santrafor yok adamın. eren filan hikaye. öyle bir haldeyiz ki hepimiz "eren'i neden almadın?" der duruma geldik. bu rezilliğin de sorumluları hesap vermeli. "yeaa folloş olurmuşuz bırak o zaman" demekle olmuyor. folloş oluyoruz işte. 2 deplasman ve yenilen 7 gol. bırakın gol atmayı, neredeyse kaleyi bulan şutumuzun olmaması var bir de. ona girmiyorum bile. bütün yaz santrafora göre çalışıp santraforsuz oynamak da kolay değil.
şampiyonlar ligi iyi, güzel. rüyalar iyi güzel. ama bir de gerçekler var. bu takım ligde en kötü ikinci olmak zorunda. zorunda yani. bu şekilde gidersek olamayız. bakın daha başakşehir ve bjk derbileri var. bu takım o 2 maçta geçen seneki gibi 8 gol yiyebilir yine. o zaman ne olacak?
terim artık bir şekilde çözüm bulmalı. alır takımı ekstra antreman mı yaptırır, ne yaptırır bilemem? ama olmuyor işte. lig sonuncusundan 3 gol yedik yahu. hadi yersin, tamam. ama hiçbir şey oynamadık. pozisyonumuz yok.