profesyonel ligin kurulduğu yıl olan 1959'dan 2008'e kadar olan sürede çalıştığı hocalar;
1959-1960 remondini - italya
1960-1963 gündüz kılıç - coşkun özarı
1964-1967 gündüz kılıç
1967-1968 eşfak aykaç - bülent eken
1968-1970 kaleperoviç - yugoslavya
1970-1971 coşkun özarı
1971-1972 brian birch - ingiltere
1972-1973 brian birch - ingiltere
1973-1974 brian birch - ingiltere
1974-1975 don howe - ingiltere
1975-1976 jack mansell - ingiltere
1976-1977 m. allison - ingiltere
1977-1978 fethi demircan
1978-1979 coşkun özarı
1979-1980 turgay şeren
1980-1982 brian birch- ingiltere
1982-1983 özkan sümer
1983-1984 tomislav iviç - hırvatistan
1984-1988 jupp derwall - almanya
1988-1990 mustafa denizli
1990-1991 sigfried held- almanya
1991-1992 mustafa denizli
1992-1993 karl-heinz feldkamp- almanya
1993-1994 rainer hollmann - almanya
1994-1995 reinhard saftig - almanya
1994-1995 müfit erkasap
1995-1996 graeme souness - iskoçya
1996-2000 fatih terim
2000-2002 mircea lucescu - romanya
2002-2004 fatih terim
2004-2005 gheorghe hagi - romanya
2005-2007 erik gerets - belçika
2007-2008 karl-heinz feldkamp - almanya
2008 cevat güler
50 sezonda 35 hoca.
2008'den sonra ise;
2008-2009 michael skibbe - almanya
2009 bülent korkmaz
2009-2010 frank rijkaard - hollanda
2010-2011 gheorghe hagi - romanya
2011 bülent ünder
2011-2013 fatih terim
2013-2014 roberto mancini - italya
2014 cesare prandelli - italya
2014-2015 hamza hamzaoğlu
2015-2016 mustafa denizli
2016-2017 jan olde riekerink - hollanda
2017 igor tudor – hırvatistan
2017- fatih terim
11 sezonda 11 hoca. bunun yanında transfer bilançoları da ortada. 2008'e kadar aradaki birkaç sezon dışında
* hiç yüksek bilançolarımız olmamış. sebebi mali durumumuz da olabilir bu durumun, ama ortada üç büyüklere göre nispeten üretici konumda olan bir galatasaray varmış. kendi oyuncusunu kendi çıkarabiliyor ya da kendi oyuncusunu uygun meblağlara alıp onu parlatabiliyor, kendi hocasını yaratabiliyormuş. 2008'den sonra ise popülizme yenik düşen, özünden kopan, dejenere olmuş bir galatasaray idari anlayışı görüyoruz. sonuçları da ortada. bu 11 sezonluk dilimdeki başarılar da yine arada olan öze dönüş sezonlarında gelmiş.
* ilk başta olmasa bile şu an bu dejenerasyonda sosyal medyadaki taraftar kitlesinin önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. hiçbir şeyden memnun olmayan, haddinden fazla inovasyon meraklısı olan, marka-isim takıntılı ve tamamen tüketim odaklı zihniyette maalesef bu bahsettiğimiz kitle. kulüp bunları ciddiye alsa bir dert, almasa ayrı bir dert. eğer kulüp taraftarın olsun derken bu zihniyeti kastediyorsak, işimiz yaş. galatasaray özüne dönmek zorunda hem mali hem de sportif stabiliteyi sağlamak için, bu öze dönüş de önce taraftardan başlamalı. bu anlayışın galatasaray'ı götürdüğü yer belli, sonuçlarını çok tecrübe ettik son 10 senede.