• 18627
    sezon başından bu yana * birçok kısımda onlarca şeye değindik ama o kadar farklı olaylar gelişti ki bir toparlama ihtiyacı hissettim. şöyle iyice detaya girerek, derli toplu bir değerlendirme yapalım.

    1) yaz kampı süreci ve transferler

    tudor, haziran ayındaki ntvspor yayınında kendi istediği futbolun fotoğrafını taraftarlara göstermişti. baskılı, tempolu, hızlı bir takım ve aynı zamanda maça hükmetmeyi hedefleyen bir mentalite. tabi çoğumuz bu vaatleri tıpkı prandelli'nin ''agresif oynamalıyız''ı, tıpkı riekerink'in ''agresif ve hücum ağırlık ağırlıklı bir takım olacağız''ı gibi bir hayal ürünü sandığımızdan o dönemde çok önemsemedik. gomis, maicon, belhanda transferlerinin ardından mariano, ndiaye, fernando, feghouli gibi isimler de takıma katılınca acaba bu sefer olacak mı diye düşünsek de yine de kimse takımın yapacağı şekilde bir şaşalı başlangıç beklemiyordu. ancak vainqueur'un reddedilip fernando'nun tercih edilmesi orta sahadaki hareketli ve ısırgan profili, negredo'nun reddedilip gomis'in büyük bir ısrar sonucu takıma kazandırılması oyunu rakip sahaya yıkmak istediğimizi ve çok başka adreslere gitmeden stopere yaratıcı özelliği olan, bölgesel geçişte önemli rol oynayan maicon'un alınması da skor odaklı hızlı bir futbol oynayacağımızı net şekilde gösteriyordu. böylelikle çok doğru bir planlamayla istenilen futbola son derece uygun bir kemik kadro kurulmuş oldu. işin kötü yanıysa bu kadronun sadece ilk on bire yetecek genişlikte olmasıydı. çöp gözüyle bakılan serdar aziz'in bana kalırsa ligin en iyi savunmacısına dönüşmesi, tolga ciğerci'nin ciddi bir taktiksel hamle sonucu takım için olmazsa olmazlardan biri haline gelmesi de hani derler ya bizim adımıza ''mucizevi'' bir olay oldu zira şapkadan çıkan serdar ve tolga'nın ilk on bire girmesiyle beraber planlamada muhtemelen ilk on bir görülen denayer ve rodrigues hamle haline geldi.

    2) sezon başındaki futbolumuz

    birtakım tercihler yapıldı. taktiksel değişiklikler oldu:

    2.a) fernando klasik bir orta saha olarak değil stoperlerin arasındaki yardımcı kuvvet gibi görevlendirildi.

    2.b) birinci kısımla da bağlantılı olmak üzere, beklerin bir açık oyuncu gibi konumlandığı klasiğe yakın bir 5-4-1 ile maicon ve serdar'ın bek, mariano ve linnes'in açık oyuncusu olduğu 3-3-3-1 (veya 3-5-1-1) formasyonlarının maçın içinde değiştirilerek kullanıldığı bir düzene geçildi.

    2.c) muslera'yı oyunun içine sokarak rakibi öldürücü baskımızın bizi yorduğu dakikalarda top çevirerek rakibi yormayı ve onları pozisyona sokmamayı hedefledik ki hatırlarsanız ilk 8 haftalık süreçte değil akan oyunda gol yemek, rakibe gol pozisyonu şansını bile nadiren veriyorduk.

    2.d) tolga ciğerci'ye saklambaç oynattırdık ve bu oyunun sonunda da epey kazançlı çıktık. esasında tolga'yı sol açık oynatmak tudor'un sezon öncesi planlamasında yüksek ihtimal yoktu. kayserispor maçında biraz da mecburiyetten oynayan tolga'dan faydalanmak için uygulanan taktik çok işe yarayınca bu tercihte haklı olarak devam edildi. geliştirerek üstelik. burada bir kanadı feda etme pahasına, oyunun bazı bölümlerinde art arda sağ kanattan hücum edip sol taraftaki tolga'yı damla damla rakip ceza sahasına sokarak onu arka direkte pozisyonlara sokmayı başardık.

    https://youtu.be/mMk1iLbDzXY?t=25m14s karışıklığın gırla gittiği bir pozisyonda hücumun sol çizgi bölgesinde 20 metrekarelik boşluk olmasına rağmen tolga'nın nasıl da özenle rakip ceza sahasına girdiğine dikkat edin.

    https://i.hizliresim.com/XP992D.png - https://i.hizliresim.com/NZllYL.png

    ----------tolga'nın rakip ceza sahasına koşuları----------

    https://youtu.be/0Ex3Z1s3tdc?t=35s - https://i.hizliresim.com/Rn11rR.png - https://i.hizliresim.com/lO33qJ.png

    https://i.hizliresim.com/z0aaOR.png - https://i.hizliresim.com/bBkkZm.png

    https://i.hizliresim.com/9mgg7o.png - https://i.hizliresim.com/azddA7.png - https://i.hizliresim.com/qGjj0B.png

    https://i.hizliresim.com/Rn11Mj.png - https://i.hizliresim.com/6JrrAW.png

    görüldüğü üzere çalışılmış ve oyuncuyla konuşulmuş bir konu bu. çokça pozisyonda da bu ani koşuların skor olarak takımın lehine sonuçlandığını belirtelim. ayrıca gomis'in gol aktivasyonunu arttıran şey de buydu. nasıl mı?

    ---------- tolga ciğerci'nin gomis'in oyununa etkileri----------

    https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=44s pozisyon bu ilişkiyi net şekilde anlatıyor. stoper ikilisinden biri tolga'nın ani koşusu sonucu gomis'i mi tutayım tolga'yı mı tutayım derken tolga'dan yana adım atınca gomis bir anda boş kalıyor ve pozisyon da gomis'in kafa vuruşu sonrası golle sonuçlanıyor. aşağıdaki pozisyonlarda da tolga ciğerci'nin koşuları sonrası gomis'in nasıl boşta kaldığını ve önünün açıldığını görebiliyoruz.

    birinci pozisyon: https://youtu.be/nrQnNJPXqZ4?t=26s

    ikinci pozisyon: https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=20s

    üçüncü pozisyon: https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=49s

    bakın tolga'nın olmadığı anda gomis'i nasıl kolay marke ediyorlar: https://i.hizliresim.com/767qav.png

    kısacası araya yaptığı ani koşular ve koşmasa bile sıkça ceza sahası içinde bulunmasından dolayı adam markajını bozan bir oyuncu tolga. daha doğrusu ligin devre arasına kadarki kısmında böyle görevlendirilmişti. gomis de böylelikle daha fazla boş alan bulabiliyordu. tolga'nın olmadığı maçlardaysa gomis'in tıkandığını, hatta artık son haftalarda bunu formsuzluk aşamasına çıkarttığını görüyoruz. evet, her ne kadar tolga'nın sol açık oynamasının dezevantajları da olsa kabul edelim ki hem gomis'in etkinliğini arttırmak hem de daha sıkı bir takım olmak için fernando döndükten sonra tekrar bu düzene geçilebilir. fatih hoca'nın da bundan memnun kalacağını temin edebilirim çünkü temel felsefesi olan önde baskıyı aşırı kolaylaştıran da bir oyuncu tolga.

    (buradan sonrakiler sadece sezon başı değil sezon geneli)

    2.e) daha merkezi bir ndiaye...
    osmanlıspor'dakinden daha geride oynayan bir badou gördüğümüzü herkes biliyor. elbette bunun sonucunda oyuncunun skor ve hücum katkısı düştü ancak özellikle son haftalardaki göztepe- kayserispor- osmanlıspor- sivasspor maçlarımızdaki dağınık orta sahanın o dönem nasıl da diri ve kompakt olduğunu hatırlamak gerekir. + topu kapma süremiz kısaldı + daha az gol yedik.

    3) takımın temel sorunları

    3.a) oyunu dinlendirememek: oyuncu grubumuz baskıyı ve top kapma işini gerçekten üst düzey yaptılar bugüne kadar. feghouli'nin ve belhanda'nın aynı anda forvet arkası oynadığı maçların haricinde de çokça pozisyona girmeyi başardık ancak çok önemli bir sorunumuzu sezonun dördüncü beşinci haftasından bu yana çözemedik. baskı yapmadığımız, hücum etmediğimiz anlarda topu tutup oyunu soğutmada zorluk çekiyoruz. bunu yapmaya çalıştığımızda ya top kaybediyoruz ya da topu komple rakibe veriyoruz. bunun birçok nedeni var, en başta takımın birlikte oynama alışkanlığına hala tam erişmemiş olması, ikinci olarak da önceki hocamız tudor zamanında büyük maçları gergin bir ortamda oynamamız. halbuki topu tutup oyuncularımızı dinlendirebilsek ilk dört beş haftada olduğu gibi güle oynaya kazanacaktık çoğu maçı.

    fatih hoca bu noktada çok büyük bir devrim yaptı. geldiğinden beri oyunculara aşılamaya çalıştığı birlikte oynama hevesi ve takımdaşlık nihayetinde ''8 şubat 2018 galatasaray konyaspor maçı''nda üzerimize güneş gibi doğdu. bu da toplu oyunda futbolcularımıza özgüven ve istek getirdi. özellikle maçın ikinci yarısında rakibin gole ihtiyacı olduğu anlarda topu sakince dolaştırmamız, ve bunu yaparken top kaybetmeden topa da uzun süre hakim olarak yapmamız çok değerliydi. uzunca aradan sonra topla oynama süremiz bu denli yükseğe çıktı.

    belhanda'nın biraz daha geride oynaması, ön liberoların arasında derinlik olmayıp birbirlerine yakın konumlanmaları ve takım boyunu oyunun sıkıştığı anlarda açmamız bunu sağladı.

    3.b) duran toplar: burada artık alan markajını denememiz bile yanlış olacak. kesinlikle adam adama markaja uygulayarak doğru eşlemeler yapmamız gerekiyor. ayrıca iki direk yanına oyuncu koymak, ön direk bölgesine ve merkeze uzun oyuncular yerleştirmek de önemli şeyler.

    https://i.hizliresim.com/y0NqrN.png işaretli adamlar boşta. böyle dizilince rakip oyuncular topa hamle yapmaya daha yakın oluyor çünkü rakip sadece gelen topa bakarken bizim oyuncular hem topa hem rakibe bakmak durumunda. haliyle bir oraya bir buraya bakayım derken topu kalemizden çıkartıyoruz sonunda.

    ideali buna benzer dizilimler, http://gss.gs/X0b veya sert bir adam markajı.

    4) bireysel değerlendirmeler:

    maicon: onun hücuma aktardığı paslar çok önemli bizim için. ikinci bölgeye geçişimizi hızlandırmakla birlikte geride tıkanıp yatay paslarla vakit kaybetmemizi önlüyor. tabi ki çok başka meziyetleri de var ancak herhalde en büyük katkısı hücum pasları ve attığı goller. hücum paslarını fenerbahçe'nin iki stoperiyle kıyaslayınca ortaya çıkan tablo da maicon'un bu becerisini net şekilde gösteriyor.

    -skertel
    15. hafta: 2 hücum pas, 0 isabet
    16. hafta: 7 hücum pas, 4 isabet
    18. hafta: 8 hücum pas, 2 isabet

    -roman neustadter
    15. hafta: 9 hücum pas, 7 isabet
    16. hafta: 4 hücum pas, 2 isabet
    18. hafta: 11 hücum pas, 7 isabet
    19. hafta: 6 hücum pas, 2 isabet
    20. hafta: 8 hücum pası, 4 isabet

    -ve maicon
    15. hafta: 9 hücum pas, 6 isabet
    17. hafta: 14 hücum pas, 7 isabet
    19. hafta: 20 hücum pas, 11 isabet
    20. hafta: 14 hücum pas, 8 isabet

    serdar aziz: çok sağlam bir stoper gerçekten. hala yeterince fark edilmeyen bir özelliği var ki o da şu, çoğu rakip atağını gelişmesine imkan vermeden henüz başında kestiğinden pek bir şey yapmamış gibi gözükebiliyor denayer'e kıyasla. denayer ise rakiplerini önce pozisyona dahil edip sonrasında ne yapacaksa yaptığından sanki her pozisyona müdahale ediyormuş, rakiple tek başına savaşıyormuş gibi görüntü verebiliyor ki esasında dediğim gibi bu da onun rakibe karşı zaafiyetinden kaynaklanıyor.

    denayer'in ilk on bir başladığı 12 maçta takım 17 puan kaybederken,
    serdar aziz'in ilk on bir başladığı 14 maçta sadece 7 puan kaybetti...

    belhanda: tekrardan şuraları alıntılamak gerekiyor,

    --- alıntı ---

    temel katkıları bile çok önemli takım için:

    1) bölgeler arası geçişte müthiş bir hız ve vakit kazandırıyor takıma.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=11s : merkezden topu hücum bölgesine geçirmesi 4 saniye. (25-30 metre)

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=38s : sırf kendi koşusuyla topu 35-40 metre ileriye taşıyor. top kontrolleri, paslar, koşular dahil 8 saniye.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=1m32s : başkası olsa 20 saniyeyi bulacak top akımı, onunla tek pasta gerçekleşiyor.

    peki dönelim selçuk'un yaptıklarına:

    https://youtu.be/wuDOuDrBrHI?t=13s : topu kontrol ediyor, önce bir bakınıyor etrafına, ardından ileriye doğru sürüyor topu ve geriye dönüp ilk baştaki pozisyonunda duran arkadaşına pas veriyor. 6 saniye, sıfır mesafe.

    2) mücadele gücü açısından da büyük bir fark. bir defa belhanda yerine feghouli'yi koyunca hiçbir şeyden olmasa buradan baştan kaybediyorsun zira iki oyuncunun mücadele gücünde ciddi farklar var. yanılmıyorsam çoğu maçımızda fernando ile ve serdar- maicon ikilsiyle beraber en çok ikili mücadeleye giren oyuncumuz olmuştu. bu da direnç demek. top tekniği olarak bakılıp, fark yokmuş gibi görülüyor ama bölgesel düşününce farklar söz konusu.

    3) yaratıcılık baba. hiç umulmadık anda öyle bir pas çıkartıyor ki yoktan pozisyon üretiyoruz. arada top kaybetmiyor mu? ediyor ancak belhanda olmadan da atağa çıkamıyoruz.

    --- alıntı ---

    ve bunun üzerine oynadığı konyaspor maçı var ki aman allah'ım!

    bir dönemeç olduğunu düşündüğüm için konyaspor maçını da buraya eklemek istiyorum. bana kalırsa çok önemli bir maçtı. *

    kayserispor maçının ilk yarım saatinden sonra başlayan sıkıntılı sürecimize ilaç gibi geldi gerçekten. çok ilginçtir bu zamana kadar çözülememiş birçok sorunun da çözüldüğü maç oldu. serdar aziz, belhanda ve gomis yeniden on bire sokularak oyuncuların moralini toparlamamız bir yana daha önce bahsettiğim son haftalardaki takım boyu sorununu da net şekilde geliştirdiğimizi söyleyebilirim.

    - https://i.hizliresim.com/Ygqd5a.png uzun zamandır görmediğimiz derecede kısaydı takım boyu.

    - en başta belirttiğim bir konu olan, oyunu dinlendirme konusunda iyi çalıştığımızı ve hocanın da bunun üzerine düştüğünü görüyoruz. bugün hiç olmadığı kadar soğukkanlı oynadık, hem baskı yaptık hem de yaptığımız paslarla oyunu dinlendirebildik. üçüncü bölgede de bunu yaptığımız anlar oldu. oyunsal olgunluk olarak zirve maçlardan birini yaşadık.

    - belhanda sağ olsun savunmadan hücuma çıkışımız 4-5 saniyeyi bulmadı herhalde. rakibi çabuk ekarte edince de önde baskı kurma gibi bir plan yapamadılar. geriye çekilmekten başka bir çare bulamadılar.

    dediğim gibi bu maç bizim için dönüm noktası olacak. sezon başından bu yana en güzel futbollardan birini ortaya koyduk. hem de orta sahadaki eksiklerimize, son maçta gelen mağlubiyetin yaşattığı üzüntüye rağmen. fatih hoca da gereken dersleri çıkartmış belli ki.

    yolunuz açık olsun fatih'in aslanları!

    not: gönlüm isterdi ki her konu başlığını birbirine karışmadan, gözü yormayacak şekilde koyayım ama sözlük ortamında bundan başka bir yol yok maalesef.
  • 18628
    bu sene şampiyon olması hem ekonomik hemde prestij açısından çok önemlidir. ekonomik açıdan malum şampiyon olunca gelecek gelir ile birlikte şampiyonlar ligine direkt katılımdan gelecek para elimizi inanılmaz rahatlatacak ve prestij açısından ise iki yıldır diplerde bitirilen lig sıralamalarından sonra gelecek şampiyon herkese gücümüzü tekrar gösterecektir çünkü biz yokken herkes kral oldu asıl kralı herkes görecektir.
  • 18629
    zırt pırt sıfırdan kadro kurulmaz. geçen yaz ciddi bir yatırım yapıldı. aldığımız parayı verseler bile kaliteli oyuncularımızı elimizde tutmalıyız. gomis ve mariano hariç yaşı en az 2 sene daha oynamaya müsait olmayan oyuncumuz da yok. kaldı ki gomis ve mariano da 2 sene daha oynar.

    kabaca seneye:

    muslera
    mariano
    maicon
    serdar
    fernando
    belhanda
    feghouli
    gomis

    gibi kemik oyuncularımız mutlaka kalmalı. zaten 8 adam ediyor. çok çok iyi bir bonservis teklif edilir, kendisi de isterse gomis'e izin verilebilir. ancak yerine mutlaka en az onun kalitesinde ve fiziğinde 1 adet santrafor alınması şartıyla. 27-28 yaşından aşağı olmamalı, tecrübeli, disiplinli ve kendisi gibi taraftarla iyi anlaşabilecek, coşkulu bir oyuncu olmalı. mümkünse de frankofon olmalı. en azından takımla anlaşabilmeli. hem dil hem de karakter olarak. öyle mesafeli, süper profesyonel, kendisini ön plana koyan bir karakter olmamalı.

    şimdi gelelim eksiklere. sol kanat, sol bek ve orta saha. garry eğer ki çok iyi bir bonservis teklif edilirse gönderilebilir. kendisini bu sezon çok beğeniyorum. ama daha iyisine ihtiyacımız var.

    nagatomo ne kadar iyi performans gösterirse göstersin muhtemelen sol ayaklı olmadığı ve yaşı nedeniyle seneye bizimle olmayacak. umarım asamoah'ı sezon sonu kadromuz katabiliriz. olmazsa mutlaka buraya iyi bir adam alınmalı.

    orta saha ise en önemlisi. buraya mutlaka topla dikine gidebilen, ceza sahasına gol koşusu yapabilen, uzaktan şut atabilen, kolay yorulmayan, dinamik, güçlü ve mümkünse hava toplarını da alabilen bir oyuncu lazım. yani harcanacak paranın önemli bir kısmı buraya ayrılmalı.

    donk, lato, carosso gideceği kesin olanlar. bunlara tarık eklenmeli. hakan balta zaten futbolu bırakacak. koray durabilir. ahmet ise bir işe yaramaz ama kalacak gibi. keza terim yasin ve selçuk'u da bırakmaz. linnes ve denayer kalabilirler.

    bunun yanı sıra 1 tane türk kaleci bulmamız lazım. 1-2 tane de kulübeye yerli takviye şart.

    kabaca seneye kadromuz şu şekilde olmalı:

    muslera (y)
    kaleci (t)
    eray

    maicon (y)
    serdar
    denayer (y)
    ahmet
    koray
    mariano (y)
    linnes (y)
    sol bek (y) (t)

    belhanda (y)
    orta saha (y) (t)
    fernando (y)
    tolga
    selçuk

    feghouli (y)
    sol kanat (y) (t)
    yasin
    sinan

    gomis (y)
    eren
    forvet (y) (t)

    23 oyuncu, 13 yabancı, 5 transfer. farklı alternatifler de düşünülebilir. ama umarım takım baştan kurulmaya kalkılmaz. 3-4 senedir sadece teknik direktör değil takımı da değiştiriyoruz çünkü.

    transferler konusunda benim temennilerim ise şunlar:

    sol bek - asamoah

    orta saha - imbula

    sol kanat - joel campbell (tam terimlik adam işte, "ben kazandım" egosunu da doyururuz, hem de ucuz. bu adamdan hala ümidim var benim.)

    forvet - burada benim bahsettiğim kriterlerde ve bizim alabileceğimi çapta bir oyuncu net olarak aklıma gelmiyor. gomis gitmezse zaten burayı genç bir oyuncuyla geçiştirebiliriz.

    bu oyuncuların hepsini bonservisiyle almak şart değil. mesela imbula kiralanabilir. stoke ile bir ilişkimiz oluştu zaten. geçen sene de çok uğraştık kendisi için. bence halledilebilir.

    campbell içinse dediğim gibi hem terim'in egosunu tatmin etmek adına, hem gol koşusu yapan kanat olması hem de solak olması, maliyetinin düşük olması, nispeten genç ve çıkış yapma ihtiyacı duyması adına bence makul bir isim olacaktır. ben de isterim çok daha iyi bir oyuncuyu. hayır da demem elbette.

    sonuçta şöyle bir kadro düşüncem var:

    ----------------------muslera---------------------
    mariano-----maicon------serdar-------asamoah
    ----------------------fernando--------------------
    --------------belhanda-------imbula-------------
    feghouli-------------gomis-------------campbell
  • 18630
    elden çıkarılması gereken isimler; ahmet çalık, tarık çamdal, iasmin latovlevici, selçuk inan, yasin öztekin, ryan donk'tur. bu oyuncuların gönderilmesi maaş boşluğu yaratır, potansiyelli ve maliyetsiz isimlere yönelebiliriz.

    kemik kadro olarak ise; muslera, maicon, serdar, fernando, feghouli, belhanda ve gomis bizimle olmalıdır. bu ekibin yanına yaptığımız takviyeler seneleri kurtarırır.

    fakat yaş ortalaması yüksek bir kemik kadro var, beşiktaşın düştüğü yanlışa düşmeyip, her sene ufak dokunuşlalarla revize edilmesi elzemdir.
  • 18631
    2017-2018 sezonu için 25. haftadaki fener maçına kadar hata yapma lüksü kalmayan takımdır. defalarca yazıldı çizildi ama mevzu ciddi. fener maçına kadar olan 5 maçlık periyotta kesinlikle puan kaybı yaşamamalıdır. zaten bu 5 maçın 3'ü arenada. deplasmanda olanlar da biri ligden düşmesi neredeyse kesin karabük diğeri de neredeyse komşumuz diyebileceğimiz kasımpaşa.

    gözünüzü seveyim saçmalamayın. önümüzde şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizin puan kaybetme ihtimalinin son derece yüksek, hatta bazılarında kesin olduğu maçları var. mesela;
    başakşehir-fener, konya-bjk, trabzon-başakşehir, bjk-fener, trabzon-bjk maçlarından sonra, rakiplerden en az ikisi benden bu kadar deyip havlu atacak. bizim fener'le yapacağımız 25. haftada da başakşehir-bjk maçı var. zaten sonrasında hem başakşehir'i hem de bjk'yı arenada ağırlayacağız.

    içeride zaten 0 hatayla oynamamız gerekiyor ama gözünüzü seveyim bir daha malatya veya sivas gibi saçma mağlubiyetler, puan kayıpları yaşamayın.
  • 18632
    tarihin en pahalı kadrosu. ama en iyisi değil, bunun sebebi hem oyunculara eserinden fazla veren yönetim, hem de piyasanın geçmişe kıyasla çok daha fazla olması. kasadan çıkan para çok ama karşılığı yok.
    bir çok eksiğimiz var, ndiaye'nin gidişiyle de çok zayıf bir orta saha rotasyonu kalmıştır.
    fernando dahil, şampiyonluğa oynayan takımlar** arasında en dar en yetersiz orta sahaya sahip takımdır.
    buna karşın, en dominant karaktere* sahip takımdır.
    fernando, sakatlık dönüşü bildiğimiz fernando gibi oynar ve terim'in eli değmiş selçuk & belhanda & tolga performanslarını birer tık daha arttırırlarsa sezon sonu şampiyonluk bizimdir.
  • 18634
    2013 sezonu takımımız kadrosu ile 2018 sezonu kadromuz benzemektedirler. yani fatih terim'in isteyebileceği tarzda bir kadroya sahibiz. şimdi şöyle ki kale aynı değişmedi.(performansı düştü aslanımın) geri dörtlüde daha iyi olduğumuzu düşünüyorum. sağ bek konusunda şahsım açısından o döneme göre bir seviye üstteyiz. sol bek konusunda eksiğimiz hala devam etmektedir. stoperler de ise hemen hemen aynı düzeydeyiz. hatta maicon faktöründen dolayı belki daha da iyi düzeyde olabiliriz. melo= fernando. burada kesinlikle eksiğimiz yok. orta sahada ki en büyük eksiğimiz 2012 yılındaki selçuk inan perfomansı. ileri üçlü için düşüncelerimi birçok arkadaş onaylamayacaktır. fakat bu ileri üçlü konusunda da o zamana göre iyi durumdayız. özelikle gary'nin performansı şu anda çok iyi durumda. eksik olduğumuz en büyük yer ise gomis tam olarak drogba etkisi göstermedi. golleri performansı her şey iyi fakat eksik olan bazı şeyleri mevcut. özelikle bu eksikleri büyük maçlarda çok hissettik. son olarak bu takım şampiyon olacaktır.
  • 18639
    3-0 öne geçip kopardığı maçı* rölantiye alıp skoru korumasında bir sakınca görmediğim takımımız. zaten dar bir kadroyla oynarken 4. gol için şuursuzca saldırıp sakatlık ve kart riski almaktansa skora yatmak çok daha mantıklıydı. açık konuşmak gerekirse benim bu sezondan tek beklentim şampiyonluk, gerekirse sezonun kalanında bütün maçları duran toptan bir gol atıp 1-0 kazanalım umrumda olmaz. güzel futbolun acelesi yok, seneye izleriz bol bol.
  • 18642
    ikinci yarıda oynadığı futbolla çoğu taraftarı sinir eden futbol takımı ha bana kalırsa ilk yarıda da çok bir şey oynamadı da ayrı mesele. *

    bu takım bu şekilde devam ederse şampiyon falan olamaz kendimizi kandırmayalım işin kötü yanı opsiyonumuz da çok yok.

    mariano ve fernando takıma girerse belki biraz değişim olabilir. ama bu performans deplasmanda hiç yetmez.
  • 18643
    çok net olarak özellikle terim geldikten sonra hakemler tarafından acayip doğranıyor. bakmayın maçların skorlarına. biraz futbolu bilen herkes yapılan şerefsizlikleri görür.

    12 şubat 2018 galatasaray antalyaspor maçında bu pislik zirveye çıktı. hele liderliğe yükseldiğimiz bu haftadan sonra bu baskının daha da artacağını düşünüyorum. acil olarak yönetimin devreye girmesi lazım. terim gerginliğin daha fazla artmaması için hakemlere bir şey diyemiyor. bu kıvranması çok net gözüküyor ekranda. herşeyi terimden beklememesi lazım yönetimin. su testisi kırılmadan kırmaya çalışanlara müdahale etmesi lazım.

    üzerimize oynanan oyun çok kahpece.
  • 18644
    elbette herkesin eleştiri özgürlüğü var. ancak ara transfer de bitti ve bu kadroyla ligi tamamlayacağız. selçuk'a geçmişten kızgınlıklarımız, belhanda'nın sorumsuzluğuna çıldırmışlarımız, donk'u futbolcudan saymayanlarımız, nagatomo'yu kısa bulanlarımız, işin özeti eksik kusur bulanlarımız çokça. taraftar istedi önce gönüllerdeki (farklı gerekçelerle benim değil ama yeter ki başarılı olsun imparator diye sesim kısılana dek bağırırım) hoca geldi. taraftar istedi dursun gitti şimdilik içimize sinen bir başkan geldi. sürekli kusur arayıp bulmaktansa taraftar istemeli ki şampiyonluk gelsin. istiyorsak bence şu sezon bitene kadar futbolcuyu yerin dibine sokma, yuhalama, ıslıklama işine biraz ara verelim. yazın bolca vaktimiz olur bunları konuşmak için. şimdi şampiyonluğa koşma zamanı...
  • 18645
    önünde müthiş avantajlı bir fikstür bulunan takım. bunu iyi değerlendirirse şampiyonluk çok rahat gelecektir.

    fenerbahçe derbisine kadar oynayacağımız maçlar; kasımpaşa(d), bursaspor, karabükspor(d) ve konyaspor ile olacak. kasımpaşa deplasmanı hariç görece bizi zorlayabilecek hiç bir maç yokmuş gibi gözüküyor. 4'te 4 yaparsak elimiz inanılmaz güçlenecek.

    fenerbahçe deplasmanından ise malesef bir beklentim yok. gerek fenerbahçe için bizim maçların ölüm kalım maçı olması, gerek hakemlerin kadıköy'de bir anda gözlerine perde inip kör olması, üzerine de aykut kocaman'ın taktiğinin bizim takıma ters olması filan derken bu maçı kayıp olarak düşünmek araya koyulmuş bir nazar boncuğu olacaktır en fazla.

    derbiden sonraki diğer derbimiz olan beşiktaş maçına kadar ise şöyle bir fikstürümüz var; trabzonspor, gençlerbirliği(d), başakşehir, alanyaspor(d). trabzonspor ve başakşehir ile içerde oynayacak olmamız çok büyük bir avantaj. bu fikstürde ise 1 beraberlik hakkımız var. ben bize ters geldikleri için başakşehir'e takılacağımızı düşünüyorum sadece.

    beşiktaş derbisi ise şampiyonluğu belirleyecek maç olacaktır. allah'ın izniyle sakatımız veya eksiğimiz olmazsa fatih terim bu maçı şenol güneş'e bırakmaz.

    derbiden sonra kalan 3 maçımız ise; akhisarspor(d), yeni malatya, göztepe(d) ile. göztepe deplasmanı hariç yine zor bir maç gözükmüyor. o maçta ise şampiyonluğu garantilemiş çıkacağımızı düşünüyorum inşallah.*

    sözün özü kalan 13 maçta; 1 mağlubiyet, 10 galibiyet bizi şampiyon yapıyor ve evimizdeki maçları kazansak bile 6 galibiyet yapıyor bile. kenetlenelim ve alalım şu şampiyonluğu.
  • 18647
    2017-2018 sezonunda sadece rakiplerini yenmesi yeterli olmayacaktır. tff'nin sürekli hafta içi maçı vermesi, hakemlerin rakiplerimize vermediği kırmızı kartlar, bunlara karşın bize verdikleri basit kırmızı kartlar, mhk'nın hakem atamaları, verilen verilmeyen penaltılar, ülkedeki fatih terim düşmanlığı bunun kanıtıdır.

    taraftarımız uyanık olmalı. takımımız hepsini ve herkesi üst üste koyup yenmek zorunda. takıma özellikle iç saha maçlarında olabildiğince destek olmalıyız. aynı şekilde de hakemlere ve rakiplere karşı da baskı kurmalıyız. bu sene söke söke şampiyon olabiliriz. önümüzü kesmek için de ellerinden geleni yapacaklardır. ama bizim takımımıza olan inancımız ve desteğimiz eminim buna engel olacaktır. daha önce yaptık. hatırlayın fatih terim'in bir önceki döneminde olanları. takımla bir bütün olduk ve önümüze geleni devirdik. ne play off ne de hakemler duramadı karşımızda. daha önce yaptık, yine yaparız.

    hedef 21
  • 18648
    türk milletin in son zamanlarda iyice artan ayyuka çıkan, "uçlarda yaşama" hissiyatından nasibini alan takımdır. o an hissettiğimiz şeyi, gerçek düşüncelerimizmiş gibi söylemekten çekinmiyoruz. arkadaşlar hepimizin bir aklı, bir düşünce süzgeci var. kolay olduğu için her aklımıza geleni önünü arkasını düşünmeden söylemek/yazmak size, gerçek hayatta itibarınıza zarar verir, güvenirliğinizi, katlanabilirliğinizi düşürürsünüz. duygu, adı üstünde duygudur. her an aynı şeyi hissetmeyiz, hissedemeyiz. öyle olsa 7/24 reale 4 4 tezahüratı yaptığımızda* hissettiğim o muhteşem duyguyu yaşamak isterdim ama maalesef gerçekler çok farklı. yorum yazarken aklımızı kullanmamız lazım.
    (bkz: #2352641) sensariylakirmizi6 nın bahsettiği gibi, duruma göre 180 derece değişen yorumlar sözlüğün kalitesini ciddi anlamda düşürüyor. yapıcı, mantıklı , en azından okuyanda bu üzerinde düşünülerek yazılmış hissiyatı oluşturacak eleştiriler yapmak hem ortamımızın nezih kalmasını, hem de yaptığımız eleştirinin, doğru kulaklara iletildiğinde bir karşılığının olmasını sağlayacaktır.

    konumuza dönecek olursak rodri çok yüksek verim veren, ilk geldiği günden bu yana üzerine koyan ve şu an takımın hücum gücünün %40ını tek başına oluşturan bir futbolcu. keza gomis evde zor tutulan %50**.
    ancak bu iki futbolcu insan. eninde sonunda hata yapacak, kötü performans gösterecekler. bu durumda devreye girmesi gereken 4 futbolcu var.
    (bkz: younes belhanda)

    younes kıpırdanmaya başlamıştı ki* saçma sapan bir karta kurban gitti. umarım bir daha böyle bir tartışmaya girmez ona ihtiyacımız olacak.

    (bkz: sofiane feghouli)

    feghouli son 2 yılında top oynamamasının da etkisiyle bir türlü tam randıman alamadığımız bir futbolcu konumunda. ancak, bu haliyle bile 5 gol 4 asiste ulaşmış ve golleri asistleri dışında akılda kalıcı pek çok pozisyona girmiş, pozisyon yaratmış durumda. 60 dakika 70 dakika oynayarak alabileceğimiz maksimum verimi almalıyız. lig sonuna doğru sıkışan maçlarda kilit açma işini kendisinin üstleneceğini düşünüyorum çünkü kendisi dışında şut tehditti oluşturan 2. bir oyuncumuz yok.*soso konusunda fatih hocama güveniyorum.

    (bkz: eren derdiyok)

    eren derdiyok, fatih terim geldiğinden beri ciddi vites yükseltti ancak önündeki gomis o kadar iyi ki kendisine yer bulamıyor. şu anki formuyla bjk ts ve fb de 11 başlar* * görev verildiğinde yüzümüzü kara çıkartmayacağına inanmak istiyorum.
    ve en önemli yedek parça: (bkz: selçuk inan)
    kendisine tahammülüm 0a inmişken, her yerde gitmesi gerektiğini bağırırken, bir maçta eski selçuk performansı gösterince beni 2011-2012 sezonuna götüren , aptal bir gülümseme eşliğinde maçı izlememe sebep olan bir futbolcu. tudor döneminde yediği antrenman fiziğini mahalle maçının cılız ama yetenekli topçusundan, gerçek sahaların güçsüz adamına çıkarmış (u: hala çok yetersiz ancak en azından ayaklarını ve aklını kullanmasına izin veriyor). terim'in gelişiyle kendisine verdiği güven ve doğru beklenti onun performansını eski günlerine doğru fırlattı. atacağı bir frikik gölü, gomise rodriye vereceği al da at uzun pası ile alacağımız maçlar olacaktır/olmalıdır da.
    şampiyon olacaksak bu 4 oyuncudan alabileceğimiz maksimum verimi almalıyız. sinan, yasin, donk, maicon* ekstra oyuncular olarak değer katacaklardır ancak yukarıdaki 4 oyuncu kadar kritik değil hiçbirisi. fatih hocam da bunun farkında olacak ki, geldiğinde elini belhanda selçuk ve eren e dokundurdu. okuduğum bir habere göre de feghouli için özel program uygulanıyormuş, onun performansı daha da yükselecektir.
    (bkz: hedef 21)

    inancımız tam başımız dik.

    (bkz: sen şampiyon olacaksın)
  • 18649
    yenemiyorsan yenilme desturunu bu sene maalesef hayata geciremedik 2017-2018 sezonunda. tam 5 kere yenilmisiz. bu kadar maglubiyet ile sampiyon olmak zor gibi gozuksede ligin zorlugu ve diger takimlarin da puan kaybetmesi bizi lider durumda tutuyor.

    bazen beraberlige galibiyet muamelesi yapmak yanlis degildir. eger bu sezon 5 yenilgi degil 3 yenilgi 2 beraberlik almis olsa idik hersey bizim icin farkli olurdu.
  • 18650
    http://gss.gs/ipG.jpg

    --- alıntı ---
    21 haftası* geride kalan ligde şampiyonluk mücadelesi veren 4 takım içerisinde galatasaray, en çok kırmızı kart gören, rakibine en çok penaltı çalınan, sahasında en çok hafta içi maçı oynayan ve maçları en az uzatılan takım.

    aynı zamanda en az penaltı kullanan ve rakipleri en az kırmızı kart gören takımlardan birisi.

    --- alıntı ---

    peki hakemler ve federasyon konusunda en çok kim dert yanıyor? (bkz: #2352787).
App Store'dan indirin Google Play'den alın