• 18276
    dünyanın en duygusal takımıdır. dış etkenlerden cok çabuk etkileniyor. yıllardır izlerim, bizim takim kadar kolay çözülen başka takim görmedim, gol yedikten sonra takımın icinde bir bosluk oluyor ve peşpeşe goller yiyoruz.

    6 kasımlar, başakşehir maçları, 6-1 real madrid maçları, kısmen 2016 ve 2017 beşiktaş maçları, lazio maçı vs.

    bunun bilimsel olarak bir açıklaması olmalı. neden abi neden...
  • 18277
    tudorun başında olduğu dönemde ligdeki büyük takımlara karşı oynadığı 8 maçın 7 tanesini kaybedip 1 tanesinde berabere kalmıştır. ama bunlar hep musleranın suçu dimi?

    27.02.2017 / galatasaray - beşiktaş: 0-1
    18.03.2017 / trabzonspor - galatasaray: 2-0
    10.04.2017 / medipol başakşehir - galatasaray: 4-0
    23.04.2017 / galatasaray - fenerbahçe: 0-1
    22.10.2017 / galatasaray - fenerbahçe: 0-0
    29.10.2017 / trabzonspor - galatasaray: 2-1
    18.11.2017 / başakşehir - galatasaray: 5-1
    02.12.3017 / beşiktaş - galatasaray 3-0
  • 18278
    sorunu takımımızda kendisini ispat etmiş bir kalecide, zamanında porto'da potansiyeli yüksek görüldüğü için oynatılmış bir stoperde, sevilla'dan gelmiş sağ bekte, manchester city'de oynamış defansif orta sahada, premier lig'de, ligue 1'de, la liga'da oynamış kanat oyuncusunda, geçen sezon büyük başarı göstermiş nice'den gelen on numarada, daha geçen sezon ligue 1'de 20 gol atıp ülkemizde de 14 maçta 13 gol atan forvette mi aramalıyız?

    yoksa rezil yönetimde, protestodan aciz sucukseverlerde mi, rezil işler yapan teknik direktörde mi aramalıyız?
    futbol takımımızın eksikleri var. ama ligde kabul görecek eksikler değil. linnes bu takımın sol bekini idare eder. garry-feghouli bu takımın kanatlarını taşır. yasin yardım eder. belhanda sol kanada geçebilen adam, boşalttığı on numaraya ndiaye geçer, olmadı üçlü orta saha çıkarsın yahut çift forvet çıkar sinan'ı gezdirmeyi denersin.

    lig için çözüm üretilebilecek bir kadromuz var.
    ama bu kadroyu yönetecek hoca yok.
    daha acısı, hocayı gönderse dahi daha iyisini getirecek başkan yok.
  • 18282
    saha içerisinde herhangi bir futbol aklına sahip olmayan takımdır.

    kolay rakiplere karşı delice hücum edip sonuç alabilir, ama zor maçlarda gereken satranç hamlelerini yapacak akıldan yoksundur.

    bu zihniyetle, velev ki rakiplerimiz bize bu sene bir şampiyonluk hediye etsinler, o zamanda gelecek sene avrupada her maç kamyon çarpmışa döneriz maazallah.
  • 18284
    bir tane bile çok özel oyuncumuz yok. sneijder-podolski-bruma gibileri kast ediyorum.
    bir tane bile solak iyi oyuncumuz yok. eskiden en azından riera-telles falan vardı.
    bir tane bile çirkef oyuncumuz yok. "oh aman ne iyi" denmiyor işte, melo örneği ortada.
    bir tane bile gerçek lider özellikli oyuncumuz yok. yani ujfalusi, sneijder gibilerden bahsediyorum. işte biraz maicon bu tanıma uyuyor. muslera da selçuk da kaptan özelliklerine haiz değil.
    teknik direktörü çok tecrübesiz. anlaşıldığı üzere geç de öğreniyor.

    işte futbol bazen ayrıntılar oyunudur. biz ise her şeye çok düz baktık. 10 numaranın bile koşanını aldık. futbolu bir yemek olarak düşünürsek güzel bir yemek için çeşitli baharatlar ve soslar hazırlanır ya, işte bizim yemeğimiz de aslında güzel bir yemek. ama gerisi hiç düşünülmemiş. yemeğin ne tuzu var, ne baharatı. servisi düzgün değil. haliyle hepimiz de aslında güzel bir yemeği şikayet ediyoruz.
  • 18285
    isim ve yetenek olarak ligin gayet üstünde. yedekler çok yeterli değil deniyor ama, üçüncü fatih terim döneminde de takım 13 kişiyle şampiyon olmuştu. kaldı ki rotasyon yapmamızı gerektirecek bir fikstür yoğunluğumuz yok. bunun yanında takımın dizilişini etkileyecek uzun süreli bir sakatlık problemi de yaşamadık.

    bence takımın temel sıkıntısı özellikle büyük maçlarda oyuncu grubunun yeterli psikolojik üstünlükte olamaması. 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı'nda ateş etsen vücudundan seker dediğimiz maicon bile psikolojik olarak öyle çöktü ki son dakikalarda negredo yanından geçerken adamın rüzgarından yıkıldı.

    ben açıkcası 20 yıldır bu kadar baskı yediğimiz bir derbi hatırlamıyorum. topu 1 dakika ayağımızda tutamadık. psikolojik olarak takım hazır çıkmamış. hiçbir büyük maçta psikolojik olarak hazır çıkmadı. oyuncu grubumuz teknik ve oyun bilgisi olarak üst düzey ama psikolojik olarak hırstan ölen, formasını yırtacak adamlar değil. dün oyuna itiraz eden bir tek feghouli vardı. takımın sahibi, reisi fernando bile kendi halinde oynayıp bitirdi maçı.

    oyuncular böyle bir kafa yapısındayken bir de üstüne tudor gibi adamla çalışınca işin mental kısmında eziliyor.

    ya düşünsenize ndiaye dediğin adam burdan salsan, gine'ye kadar koşarak gider. ama engin baytar kadar mücadele etmiyor. yahu engin baytar, emre çolak falan şu takımda anca yedek olur ama adamlar çimleri ısırıyordu çimleri. hakem dövüyorlardı. bu takım teknik direktörsüz de aynı dizilişte ve aynı hücum şablonunda oynar. bu takıma mental olarak bir şeyler kazandıracak bir hoca lazım.
  • 18287
    açıkçası kötü olmadığını düşündüğüm bir takım.

    ya da cümlemi şöyle düzelteyim, büyük maçlarda bu kadar etkisiz kalmayacak kadar iyi bir kadroya sahibiz bence.
    ayrıca tudor'un hırsını ve dinamizmini de çok beğeniyorum.

    böyle bakınca 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı'nın ikinci yarısındaki rezil futbola anlam veremiyorum. düşününce aklıma gelen tek açıklama şu... takım büyük maçlarda kazanma alışkanlığını maalesef kaybetti.
    bursa'da vs. mağlup duruma düştüğümüzde herkes umutlanıyordu. şahsen ben birinciyi yiyince 3-4 olmasa bari dedim içimden. (maalesef oldu).

    uzatmayayım, bence bu yerleşmiş anlayışı değiştirebilecek bir adam lazım kulübede. oyuncuların baktığında bu adam bir şey düşünür diyebileceği bir adam. tudor'la zor.
  • 18288
    daha kurulalı 3 ay olan lider takım. bardağın dolu tarafına da bakmak lazım. bu takım oturunca nice büyük maçlar da alacaktır kimse merak etmesin.

    son 10 senedir fatih hoca dışında kimseye sabretmedik. büyük maç! ustası mancini hocam da dahil. gelin sezon ortasında hoca kovmayalım . karar verelim hep beraber ; 2015 gibi aralıklı zorlama şampiyonluklara mı sevinelim, 87-2002 arası proje şampiyonluklarına mı sevinelim?

    bize sezon ortası hoca kovmak gercekten yakışmıyor artık. bu filmin sonu yok maalesef.
  • 18290
    hakkında yapılan analizlerde kulübede adam yok lafları bana vizontele filminden bir repliği hatırlatan futbol takımı.

    hani müteahhit fikri hak edişini alemlerde çarçur ettiği için işçilere ödeme yapamıyordu da bunun için belediye başkanından sürekli para istiyordu ya. başkan da git orospulara yedirdiğin paraları geri topla işçilere dağıt diye yanıt veriyordu. işte aynı şekilde belhanda ve ndiaye'ye verilen şişirilmiş bonservisler kulüplerinden geri alınıp kadro çok daha güzel kurulabilir. en çok para verdiğimiz iki oyuncumuz en az verim aldığımız oyuncular konumunda şu an.
  • 18292
    olaya başka açıdan bakmak istediğim futbol takımı.

    geçen senelerde bizim yakındığımız konu neydi ? takım gol yediyse tamam bitti maç daha çeviremeyiz diyorduk ve çeviremiyorduk da.

    bu sene ilk 11 komple değişti, yine aynı düşüncedeyiz. bu takım gol yedi mi götü başı dağıtıyor. bu kadar kırılgan olmamalı bir takım.

    kadro mühendisliği yanlış, hocası kötü o ayrı ama takımda a kalite dediğimiz adamların hepsi yanılttı.

    gomis, fernando, mariano, maicon. bu adamlar nice büyük maç oynamışlar ama zorluk seviyesi yüksek maçlarda ilk kez sahaya çıkıyor gibiler. inşallah bu konu sadece hocadan kaynaklıdır.
  • 18293
    muslera aldığı parayı hak etmiyor (bunu da duydum ya artık kolayına gam yemem).
    mariano büyük maç oynayamıyor.
    maicon çok ağır, hantal, sıradan.
    serdar ve denayer hata üstüne hata yapıyor.
    linnes ve latovlevici bu ligde bile oynayamaz.
    fernando defansta iyi ama pas sıkıntısı var.
    ndiaye balon.
    belhanda lakayıt ve beceriksiz.
    feghouli güçsüz ve isteksiz.
    gomis sadece top kendisine geldiğinde iş yapıyor.

    vs.

    bir takımda bu kadar oyuncu aynı anda kötü olamaz. bir takımda bu kadar oyuncu eleştiriliyorsa sorun kulübededir.

    takımın eksikleri yok mu? var. özellikle sol taraf büyük sıkıntı. takımda büyük maç alacak oyuncu yok. hücum lideri yok. evet tamam. ama arkadaş bu takımın bir hücum planı var mı? bu takım sahadaki oyuncularının özelliklerine göre bir oyun mu oynamaya çalışıyor?

    bu takım yeni bir takım. tüm oyuncuları yeni. toplasanız 4 aydır bir arada oynuyorlar. ama teknik direktör sıfatıyla kenarda tutulan tudor efendi sezon başından beri her maç bir orjinalliğe imza atıyor. ya diziliş değişiyor, ya oyuncuların yeri değişiyor, ya sahada oynanmaya çalışılan oyun değişiyor. bu da tabii ki takımın uyumunu geciktiriyor, direncini düşürüyor.

    bu takımın kadrosuna 2 tane daha düzgün takviye yapılsa ligde rakibi yok kağıt üzerinde. ama ne yazık ki teknik direktörü yok takımın. o yüzden rakip zayıf ise maçı alıyoruz, rakip biraz dişli ise zorlanıyoruz, rakip güçlü ise perişan oluyoruz. çünkü bir hücum planımız yok. tek plan "topu kap hızla hücuma çık". bu kadar. nasıl çık? nereden çık? kim nereye koşsun? yok. maçları dikkatli izleyin. kenar oyuncusu bomboş geliyor. ceza sahasında 3 kişi var. 3'ü de aynı yerde. kaç kez yaşadık bunları?

    1 tane organize atağımız yok. hep emprovize. "topu kap". eee sonra? "kap işte". bu takımdaki oyuncular yeteneksiz filan değil. doğru organize edilmiyorlar. elimizde gayet güzel bir malzeme var. ha yaban kekiğimiz eksik, dijon hardalımız az. ama buradan oldukça lezzetli bir yemek çıkabilir. fakat kazanın başında aşçı değil bahçıvan var. sorun burada.
  • 18294
    2017-18 sezonu için konuşmak gerekirse son 10 senede şampiyon takımlar ortalama 5 mağlubiyet almış. biz 14 de 3 yaptık ki asıl sorun bu değil devre arası gerekli takviye yapılmazsa bu takım deplasmanda en az 4 maç daha kaybeder beraberlik falan derken sezon çöp olur. fikstür avantajımız kadro güçlendirilirse hala var yoksa bu kadronun nefesi sezon sonuna yetmez.
  • 18295
    yeni kurulan bir takımdır ve eksikleri tabii ki vardır ancak iyi takımdır. önemli futbolcuları vardır. muslera, maicon, mariano, fernando, gomis, feghouli önemli oyuncular. bakın 'iyi' veya 'yetenekli' demedim, önemli oyuncular. bu adamlar da elinden geleni veriyor. ancak derbiye çıkıyorsan da camia olarak, teknik direktör olarak her yönden iyi hazırlayacaksın takımı. bu ülkede derbiler sadece teknikle, taktikle kazanılmıyor ki onlarda da iyi değiliz. fatih terim'in herkesin küçümsediği ''ya sadece gaz yaa'' dediği o tavrı, derbilerde galatasaray'ı ezici şekilde üstün yapmıştı. futbolcular topu yiyordu topu. bunun yanında cesur oynuyordu, karşıdaki takımı ezeceğine inanıyordu ve tabii ki taktik olarak da daha iyi işler yapıyorduk. şimdi bakıyorsun takım bütün büyük maçlarda gomis'i ileride yalnız bırakıp kendi yarı sahamızda birikiyor ve ileri gitmiyoruz. fernando, ndiaye hiç katılmıyor hücuma. 3 kişiyle falan hücum yapıyoruz resmen. bu adamların yeteneksizliği veya oyun tercihi değil, tudor'un oyun tercihi maalesef. geçenlerde sözlükte biri ''ya tuş mu var da basınca takımı ileri götüreceksin'' demişti. bizim ''tudor takımı rahat bırakmalı'' derken dediğimiz şey buydu işte. takım kazanacağına inanacak, hücum etmeye inanacak. ''lan biz hücum ediyoruz ama hadi bakalım'' kafasında 2 kişiyle bir şeyler yapmayacak. rakip sahaya kalabalık gideceğiz.

    geçtiğimiz senelerde kadroda nefret ettiğim futbolcular yüzünden doğru düzgün üzülemiyordum bile ancak bu sene büyük maçlarda bu takıma üzülüyorum. bu oyuncu kadrosu gerçekten yetenekli ve karakterli. bu yüzden bu adamların yüzünün düşmesine üzülüyorum. umarım en kısa zamanda toplanıp tekrar şampiyonluğa yürümeye devam ederiz. ben bu oyuncu kadrosuna inanıyorum.

    ayrıca önümüzde uzun süre 'büyük' maç yok. bu haftalarda maksimum puanı alırsak tekrar makası açabiliriz. o makası açıktan sonra da zaten bu sefer 3 önemli maçı evimizde oynayacağız, e bi zahmet yapalım bir şeyler. zaten mayıslar da bizim.

    inanın beyler, mayıslar bizim.
  • 18298
    2016-2017 sezonuna göre kıyasta 2017-2018 sezonu 14 hafta sonunda "+6" puanı var. rakiplerimiz beşiktaş'ın "-2", başakşehir'in ise "+1" puanı bulunuyor.

    galatasaray (+6)
    - geçtiğimiz sene kayseri'ye içeride yenilmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - geçtiğimiz sene osmanlı deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldik. (+2)
    - rize/sivas içeride yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene antalya deplasmanında galip gelmişken bu sene berabere kaldık. (-2)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa'ya içeride kaybetmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - bursa deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - içeride karabük yine galibiyet. (0)
    - konya deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe'ye içeride yenilmişken bu sene berabere kaldık. (+1)
    - trabzon deplasmanı yine mağlubiyet. (0)
    - içeride gençler yine galibiyet. (0)
    - başakşehir deplasmanı yine mağlubiyet. (0)
    - içeride alanya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene beşiktaş deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup olduk. (-1)

    beşiktaş (-2)
    - içeride antalya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında kaybetmişken bu sene berabere kaldılar. (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene karabük deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - içeride konya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kadıköy deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - içeride başakşehir yine beraberlik. (0)
    - alanya deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - adana/göztepe deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene içeride akhisar'ı yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene deplasmanda antep/malatya'yı yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene içeride galatasaray'la berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)

    başakşehir (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında galip gelmişken bu sene mağlup oldular. (-3)
    - geçtiğimiz sene içeride konya'yla berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene adana/göztepe deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - içeride alanya yine galibiyet. (0)
    - beşiktaş deplasmanı yine beraberlik. (0)
    - içeride akhisar yine galibiyet. (0)
    - deplasmanda antep/malatya yine galibiyet. (0)
    - içeride galatasaray yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kayseri deplasmanında galip gelmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene içeride osmanlı'yla berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)

    kıyas:
    beşiktaş 77 (-2) = 75
    başakşehir 73 (+1) = 74
    galatasaray 64 (+6) = 70
  • 18299
    son haftalarda icerisine düstügü durumun baslica sorumlusunun taraftari ve idari yönetimi oldugunu düsündügüm futbol takimi.

    ne oyuncular, ne antrenör ligin ilk haftasindan beri güvensizlik atmosferinden kendilerini kurtarabilmis degiller. düsünsene bir ülkede calisiyorsun ve senin arkanda olmasi gereken 20+ milyon insan bir elleri her zaman arkalarinda gizli ve biliyorsun ki senin sarsilip sarsilmayacagini bekliyorlar. 1 degil 2 degil tam 14 hafta olmus ve bu takim birak arkasina bir kitle alabilmeyi, kitleler tarafindan sürekli performansina süphe ile bakilan, sürekli orada burada elestirilen bir durumda.

    cogunuz sporu yaptiginiz mahalle maclarindan, tvde ya da tribünde izlediklerinizden ibaret saniyorsunuz. spor sadece fiziksel ya da teknik donanimla yapilabilen bir sey degil. bu cehaletinizi gidermek icin enerji sarf etmeyecegim zira vaktimi daha degerli seyler icin harcamayi tercih ediyorum.

    ama haftalardir bu güvensiz ortam icerisinde cirpinan bu takimin rakipleriyle olan puan farkinin bu denli erimesinin en büyük sebebi burada veya disarida, yönetimde veya yönetim disinda bu güvensiz ortami hastalikli düsünceleriyle bilerek ya da bilmeyerek hazirlayan sizlersiniz.

    sizler hic bir güzel seyi haketmediginiz gibi, güzel baslayan seylerin de önünde duruyorsunuz.
  • 18300
    devre arası transferi yapılmadan şampiyonluk gel-me-ye-cek o kadar belli ki.şampiyonluklar başarılar iyi futbolcularla kazanılıyor... bizim takıma gelicek olursak; sol komple yok, serdar aziz bu sene nispeten daha iyi oynasa bile yine canlı bomba, sağ açıkta dümensiz rodriguese kimsenin güveni yok. belhanda takım gerideyken ortada yok... teknik direktöründe yetersizliği eklenince umutlar azalıyor ama geçen seneye göre ilerleme var tabi ki, eksiklikleri gidermeden şampiyonluk gelicek gibi durmuyor
App Store'dan indirin Google Play'den alın