bence asıl sorunu psikolojik. kaliteli ayaklar var ve zaten bunlarla sonuca gidiyoruz. eğer her maçta agresif oynamayı başarabilirsek, puan kayıpları olsa bile sezonun genelinde şampiyon olabileceğimiz puan ortalamasını yakalayabiliriz. galatasaray önde bile olsa 2. , 3. golü kovalar. maçın başında bulduğu golün üzerine yatmaz. saldırmayı bırakmaz. farkı arttıramazsa son 10 dakika anlarım ama maçın başında öne geçtiğinde bile yaslanırsan rakibini cesaretlendirirsin. 10 kişi kalan takım üzerine gelir.
şimdi
ahımız var hocam tayfasındanım ama kendisini efsane yapan 2000 uefa kupası finali'nde bile yaklaşık 30 dakika 10 kişi oynayan takımını, stoperinin omzu çıkmış takımını 120. dakikada ileride prese yollayan adam burada başarılı olur.
mesela
eric gerets bu ligin şifrsini kısa sürede çözmüştü
yediğinden fazlasını atmak. hatta kendisi için derler ki yatağın bile ileri ucunda yatarmış :(
demem odur ki bu takımın yerel ligde başarılı olması için hücum futbolu oynaması gerekli. zaten türkiye ligi'nde rakiplerinin üzerinde her türlü baskıyı kurabileceğin bir ortam var. ne kadar çok atak yaparsan o kadar çok penaltı kazanır, rakibe o kadar çok savunma yaptırır ve o kadar çok kart gördürür, o kadar hata yaptırırsın...
beşiktaş'ın 2 yıldır puan tablosunda yukarıda olmasının anahtarı bu. en iyi bizim yaptığımız ama daha önceden yaptığımızı yapıyorlar.
şampiyonlar ligi'nde deplasmanda gene kontrollü oynayabilirsin ya da deplasman derbilerinde ama diğer her maçta saldıracaksın...
birilerinin riekerink'e bunları anlatması lazım ama belli ki o kişiler ayhan akman ve orhan atik değil...