• 10629
    kadro kalitesi bakımından kalitesiz değildir, gayet kalitelidir. çok yerdiğim selçuk da aslında iyi 11 ve dizilişte canavar gibi oynayabilir bugün de.
    bu nasıl mı olacak? 2011-2012 sezonunda olduğu gibi, yanında mümkün olduğunca çok merkez orta saha olacak, önündeki forvetler de "ben son vuruşumu yapar keyfime bakarım aga" rolünde olmayacak.
    sneijder'li, bruma'lı kadroda bunu yapmak gerçekten zor, kabul edilmesi gerekir ki. ancak;

    olcan'ı sol beke çekip, orta sahada maçına göre 3 orta saha 1 kanat, 3 orta saha ve sneijder varyasyonları yapılabilir. selçuk'un, diğer oyuncular gibi orta sahanın ortasında oynaması, ön liberoya kaydırılmaması gerekiyor. hem olcan hem bruma varken selçuk'un etkili olması imkansız.
    hamit varken selçuk'un bu kadar göze batmama nedeni de buydu, ya da emre ve engin gibi iki çalışkan oyuncuyla oynarken şaha kalkma nedeni.
    aynı zamanda forvetler kanatlara açılabilecek, çapraz koşabilecek, top taşıyıp orta sahalara alan açacak isimler olursa (elmander, baros, necati gibi) selçuk ve melo ikilisinden çok daha fazla yararlanırız.

    çok sayıda varyasyon var.

    1-)-------muslera---------
    veysel-hakan-semih-olcan
    umut-melo-selçuk-bruma
    ------berk-yabancı fw-----

    2-)-------muslera---------
    veysel-hakan-semih-olcan
    ----umut-melo-selçuk----
    ----------sneijder---------
    --------yabancı fw--------

    3-)-------sinan---------
    veysel-hakan-semih-olcan
    umut-melo-selçuk-bruma
    ---------sneijder---------
    --------yabancı fw-----

    şimdi "olcan sol bek oynar mı yea" diyenler olacaktır, antep'te bol bol izlemiştik. iyi olacağından demiyorum, işler kanadı sol olarak alırsak, bir kanadı kapalı tutacağız.
    selçuk'un oynadığı her dizilişte en az 3 orta saha oynayıp (kanat hariç), forvetleri de orta saha özellikli tutmamız gerekiyor.

    bugün farkında değiliz ama berk ismail tam selçuk'luk oyun özelliklerine sahip, tek eksiği fizik şu an. bu sezonu burak'la kaybedeceğimize berk'le kaybedelim.
  • 10630
    teknik direktörünün oyun planına ihanet edercesine top oynayan futbolcu grubudur. cesare prandelli kamp dönemin de verdiği demeçler de sürekli dikine pas ve topa sahip olma unsurlarından bahsetti. durağan olmayan hareketli bir futbol anlayışı içerisinde olacağız söylemlerinde bulundu. ama 25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçında bununla ilgili oynayan tek oyuncu ( oda ikinci yarının 75. dakikasından sonra olcan adındı ). bu vakite kadar oyuncular arası inanılmaz derece de uyumsuzluk , birbirleri ile iletişim kuramama sorunu görüldü. takımın kalbi işleyen düzeni olarak nitelendirebileceğimiz selçuk inan wesley sneijder ve felipe melo saha da ciddi anlam da ruh gibi dolaştılar. nitekim 60. dakika da wesley sneijder oyundan alındı. takım da ön öne çıkan isim uzatmalar da dahil şüphesiz fernando muslera idi. ki tek buradan bile maçın kim tarafından oynandığını anlayabiliriz. bir diğer takım için de göze batan, güven veren isim ise semih kayaidi. gerçekten yıllar geçtikçe oyununu ne kadar olgunlaştırdığını görebiliyoruz. *

    takım içersin de benim de sahip olduğum düşünceler doğrultusun da bir stoper alınması gerekliliğini düşünüyordum fakat stoperden ziyade acil olarak takım da skora katkısı bol oyunu iyi okuması gereken, oyunu rakip yarı sahaya yıkmak için ayağında topu tutması gereken bir hücum oyuncusuna ihtiyaç göze çarpmakta. burak yılmazın takıma geçmiş seneler içinde yaptığı katkıları inkar edemem tabi ki ama malesef kendisi ile takım saha dizilişi olsun oyun planı olsun sürekli değişim göstermekte. biz oyuncuya göre felsefe değil felsefeye göre oyunucu bulmalıyız düşüncesindeyim. nitekim evet şuan yerli olarak en iyi golcü kendisi olabilir ama avrupa da üst düzey bir turnuva da rol alacak bir ekibin direkt forveti olarak kendisini göstermek ne derece akıla yatkın bir iştir bilemiyorum. kendisi oynanan 25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçı nda ne kadar çok baskı yapmaya çalışsa da mücadele etmek istese de bana göre yetersiz kalmıştır. bir parantez de alex tellese açmak gerekir. bunu bir çok kişi dile getirdi fakat ciddi anlam da kendisini yedekleyebilecek bir oyuncuya ihtiyaç duymaktayız. kendisi bunun vermiş olduğu rahatlıktan mıdır ? bilinmez, ileriye gitmesini beklerken her geçen gün daha da geriye doğru gitmekte. kendisinin ciddi anlam da büyük bir potansiyele sahip olduğunun farkındayız fakat bu potansiyelini kullanabilmesi için takım içi rekabette onun seviyesini yukarı çıkartmasını sağlayacak bir bek ihtiyacı olduğu da bir gerçektir.

    takım olarak bir şeyler başarmak istiyorsak en başta bir ruh ortaya koymalıyız. mücadele etmeliyiz. kendilerinin canla başla mücadele edip yenildiği , berabere kaldığı maçlar oldu elbette. buna örnek istiyorsanız; size play-off senesinde ki kadıköy de ki maçta milan baroş un son saniyede direkten dönen topunun olduğu maçı hatırlatırım. biz kupalar kazabiliriz, kaybedebiliriz. bunlar ezeli rakibimiz olan takımlara karşı da olabilecek şeyler. nitekim bu bir spor her daim kazanılacak diye bir öge mevcut değil. bizim taraftar olarak istediğimiz saha da ki futbolcuların terin son damlasına kadar mücadele ettiğini görmek. işte o zaman kimse bu adamların sene sonu uzatılan, zam yapılan sözleşmelerine karışmaz. bu halleriyle oynamaya devam edeceklerse kusura bakmasın da kimse aldıkları para kursakların da kalır. o paraların karşılanabilmesi için nice taraftar harçlığından, maaşından kısıp bir şeyler alıp kulübe katkı sağlamak için çabalıyor.

    umarım bir an önce silkelenip üzerlerinde ki ölü toprağını atarlar ve nerede oynadıklarının farkına varırlar. bir müsibet bin nasihatten iyidir sözü bizim için geçerli olur gerekilen işlemler kısa süre de yapılır inşallah.

    unutulmadan ; bizim tek sevdamız galatasaray
  • 10633
    bakmayın siz sağda solda bu takımın sorununu sistemde yada burak yılmaz'da, selçuk inan'da diyenlere.sezon öncesi transferlerin yapılmış olduğunu düşünün. forvet transferi , stoper , orta saha neresi eksik ise orası tamamlanmış varsayalım. dün ki tablodan sizce ne kadar değişik bir maç olacaktı? kale gene muslera ( her zaman en iyi ), defans yüzde 50 aynı , orta saha ve forvet ise gene selçuk-burak üzerine kurulacaktı. yani sorun ne transferde ne de topçularda. sorun türk insanında. hep diyoruz ya porto gibi neden olamıyoruz diye. olmak için eline fırsat geliyor ama sen değerlendirmiyorsun da o yüzden. selçuk 2 sene iyi oynadı dimi? satacaksın arkadaş. semih iyi ise onu da satacaksın. yeni topçuları monte edeceksin. biz ise bu oyunculara hak etmedikleri paraları ve şan, şöhreti vererek onları daha çabuk bitiriyoruz. üstüne hala onlardan verim alabileceğimizi düşünerek takım kuruyoruz.

    bu saatten sonra nasıl düzelir kısmına gelirsek. doymuş oyuncularla yollarını ayıracaksın. hemen kızma. fatih terim yapınca alkışladın çünkü. türk topçusu iki şeyi çok iyi anlayacak. 1- yerinin garanti olmadığını. 2- kendisine muhtaç olmadığını. bak bakalım ondan sonra nasıl canını dişine takıyorlar.
  • 10634
    bugün mehmet demirkol galatasaray hakkında bir yorumda bulundu. geçen sezon drogba ve sneijder takımın açıklarını ciddi anlamda kapatıyormuş bunu gördük gibi birşeyler söyledi. ben haklı buldum kendisini.

    drogba'ya şişirirsin, burak'a şişiremezsin. akşam ki maçta da sneijder tüm takım (muslera hariç) gibi ruhsuzdu. ruhsuz bir sneijder, drogbasız bir galatasaray ileride 3 top yapamadı neredeyse 120 dakika boyunca.

    sneijder kendine gelecektir. güveniyorum kendisine. ancak tek burak yılmaz ile gidemeyiz. ben bu şekilde şampiyon olabileceğimizi düşünmüyorum.

    stoper'i falan geç ciddi anlamda iş yapabilecek bir forvet şart galatasaray'a sadece gol atacak değil. attıracak,defansları bezdirecek, diğer hücumculara alan yaratacak bir forvet şart oğlu şart.

    2. bir olay ise. ronaldo ve messi'yi ayrı tutuyorum. real madrid'e bakıyorsun mesela di maria'dan vazgeçebiliyor, barcelona cesc fabregas'tan vazgeçebiliyor, tabikide bunların yerlerine kaliteli başka adamları var, tabiki onlar real madrid ve barcelona. ama şu var. bir futbol takımı senede 50 maç yapıyorsa misal, futbolcu sakatlanmıyorsa bile en azından 5-10 maçta yedek bekletilmeli. abi selçuğa bakıyorsun her maç oynuyor, ya adamı biraz kendi evinde oynadığın basit maçlarda kes. 1 maçla hiç birşey olmaz. kötü giderse işler sokarsın yıne. biraz kes ya. mesela burakla başlama, koy ismail berk ünsal'ı kendi evinde oynadığın basit bir maçta, yahu bu futbolcular'a her maç mecbur mu galatasaray ? bu kadar onlara mecbur değilizdir. arada 1 hafta oynamasınlar ne olacak ? hem kendi rahatlasın strese girmesin, hem belki hırslanır, bir farklılık olur ne bileyim. hepsini kesersen oynayamazsın da 11 kişiden arada bir 1 kişi kestiğinde okadar farketmemeli takım oyunu oynuyorsak. hocam duy sesimi lütfen arada bizim şu türklere kesik at.
  • 10635
    defansındaki yegane sorun semih ve chedjou'nun yanlış yerde oynaması hatta direkt semih'in yanlış yerde oynamasından ötürü kaynaklanıyor. semih mancini döneminde bize bal gibi gösterdi; kendisi sağ stoper olmalı. sağ beke de semih'ten hızlı bir adam koymalı ki o defanstan verim alınsın.

    hakan balta sol stoper, sol bek ise kesinlikle olcan ya da daha hızlı bir alternatifi olmalı. mesela; yasin.

    telles ile bekte parmağımız damağımızda bekleyeceğimize sol açıkta çok daha verimli olabilir.

    galatasaray'ın defansı bas bas bağırıyor;

    ben 4'lü oynayınca sıçıyorum diye.

    semih - chedjou(bence koray) - hakan defansı ile oynamak gerek.
  • 10636
    her şeyi geçtim allah aşkına şu takıma biri kondisyoner falan değil bir fitness uzmanı getirsin. amerika'dan mı gelir artık, büyük kulüplerden birinden dünya para bayılıp mı alırız bilmiyorum ama şu takımın bir numaralı ihtiyacı bu ve getirilecek adamın verdiği programların gerekirse kadro dışı bırakma yaptırımlarıyla uygulanmak zorunda bırakılması. yanına bir de en iyisinden beslenme uzmanı tabi ki. 30'a yakın genç sporcudan oluşan bir futbol takımında 3-4 kişi haricinde herkes üflesen uçacak kadar kuvvetsiz. şunun bir örneği bütün premier league'de yok ya. böyle bir profesyonel sporcu kadrosu mu olur? dünyanın en zor işi değil yahu bu. disiplinli uygulanan bir programla 4-5 ayda şu ligdeki bütün takımları fizik olarak ezecek bir takım kurulur. sırf şöyle bir kuvvet üstünlüğü sizi zaten kafadan şampiyonluk yarışına sokar türkiye'de. teknik taktik cilası olur. rahatsız edici derecede kuvvetsiz bir takımız fiziksel olarak. herkes bir ronaldo olsun demiyorum ama selçuk inan'ın telles'in fizik yapısında da profesyonel futbolcu olunmaz arkadaş.

    2007/2008 fenerbahçe'si ve geçtiğimiz sezonun sivasspor'u bunun en basit örnekleri. muhtemelen gayet sıradan antrenörlerle sadece carlos bu işe önem verdiği için biraz bu işi biraz ön planda tutmuş iki takım. biri zayıf kadrosuyla şampiyonlar ligi çeyrek finalisti oldu diğeri beklenmeyen şekilde bütün sezon taş gibi hücum futbolu oynadı.

    rica ediyorum biri çözsün artık şu meseleyi. sırf şu yüzden aydın yılmaz, yiğit gökoğlan oynasın istiyorum şu takımda. yetenekleri kısıtlı falan ama en azından emek veriyorlar yaptıkları işe.
  • 10639
    yaşadığı gol sorununu çözmek için bir tane yabancı santrafor alıp burak yılmaz'ı da kanada kaydırmak lazım. defansı da mümkün mertebe yerlilerden kurmak lazım. zaten yabancılardan da kursak iş yine muslera'ya kalıyor. en azından yediğimizden fazlasını atarız.

    -------------- muslera --------------
    veysel - semih - gökhan - hakan
    ---------- selçuk - melo ------------
    ------ burak - sneijder - olcan ----
    ------- yabancı santrafor ----------

    bu şekilde bruma'yı hamle oyuncusu olarak kullanabiliriz. gerekirse amrabat bile kalabilir ve onu da kullanabiliriz. burak kanattan gelip santraforu ikileyip yardımcı olur. hem böylece tek santrafor oynamaktan kurtulur ve kurtuluruz.

    sol bekte telles oynayacağına hakan'ın oynaması en azından defans açısından sağlam olur. kornerlerde daha etkili oluruz.
    stoperde chedjou iyi ama gökhan'la arasında çok fark yok. chedjou oynadığı zaman da gol yiyoruz oynamadığı zaman da.
  • 10640
    yeniden bir düzen oturtması zor değil.
    aslına bakarsanız 2011 yazında da iyi oynamıyorduk. 11 hafta iyi de oynamadık, forvet hattını tutturana kadar. ne zaman forvette baros-elmander çıkıp, selçuk'un yanına en az 2 orta saha daha verdik; takım şaha kalktı. burak yılmaz başlığında defalarca dile getirdiğim gibi;
    12. hafta sivasspor karşısında takım toparlandı ve ondan sonra topladığı puanların 34 haftaya extrapolasyonu 86 puan, 80 gol anlamına geliyordu.
    ilk 11 haftanınki ise 59 puan, 46 goldü.

    elimizde bol malzeme var, ama bu malzemeden takım yaratmak için marjinal hamleler yapmak gerek. bazılarına duygusal itirazlar olabilir, birazdan değineceğim.

    selçuk inan bir zamanlar harikalar yaratıyordu, artık yaratamamasının nedeni stoperlerin arasına gömülü oynamak zorunda kalışı.
    ilk sezon takımda kanat yoktu, emre ve engin orta saha gibi oynuyordu.
    hatta elmander ve necati, emre'den daha orta saha gibi oynuyordu.
    herkes ön libero, herkes orta saha, herkes kanat, herkes forvetti. o yüzden herkes gol attı, en çok melo ile selçuk attı.

    işte burak gelirken bu güzelliğin bozulacağından itiraz ettik.
    evet burak daha çok gol attı herkesten, ama artık kimse eskisi gibi oyuna tam katkıyı veremedi. selçuk da bugün bitmiş vaziyette.
    selçuk'un en verimli olacağı sistemi burak'la yedik.

    örnek verelim, bakın elmander eboue ve engin'den sonra ceza sahasına giriyor, emre ile aynı anda:
    http://s14.directupload.net/.../120226/x8sjdo2b.swf

    özellikle mevzu bu. atağa çıkıp karşı aut çizgisinde kalan melo elmander'e yerini kapatmasını söylüyor. elmander herkesten fazla orta saha derken bunu kastediyoruz işte.
    http://inciswf.com/elmandermelo.swf

    kadıköy'de elmander'in golü! yarı alanın ortasına çıkan necati sırtı dönük top alıyor selçuk'tan, arkasında çapraz koşan elmander'i görüyor.
    http://s1.directupload.net/.../120317/2hqen3mu.swf

    hatta şimdi hiç uğraşmak istemiyorum, o sezon atılan gollerin alayına bakalım, burak'ın defans arkasına koşup selçuk'un ona ulaşmaya çabalaması gibi ultra angutça bir varyasyona rastlayamazsınız.
    artık durum ne? burak dimdirek kaleye koşsun, biz de defansın arkasına çalışalım. ne top yap, ne atak olgunlaşsın.

    peki bu saatten sonra takım toparlanamaz mı? çok kolay toparlanır.
    orta sahamızın kendine gelmesi için şart olan, selçuk ve melo'nun yanında bir orta saha daha olmalı. yani 4-2-3-1 oynayacaksan selçuk'a yer yok. bir kanatta yasin, bir kanatta olcan varken nasıl maccabi netenya'ya bağladık süper kupa'da ortaya çıktı.
    en büyük lüksümüz, sneijder ve bruma/olcan gibi iki kanatın aynı anda oyunda olması olabilir. bunun yanında burak yılmaz oynadığı an selçuk bitti, üretkenliği gitti demektir.
    yani forvete genç bir elmander ya da necati koyacaksın mecburen. yanında berk ismail oynayabilir, fiziği değil ama tekniği burak'tan daha müsait. bir an önce fiziğini ilerletmesi gerekiyor.
    defansta bir bekimiz ileri derecede defansif olmalı. ilk yıl hakan balta'ydı, bu sene yine olabilir.
    ya da olcan zaman zaman sol bek oynayıp veysel'e defansif kalması talimatı verilebilir.
    muslera'dan feragat etmeyi öğrenmemiz gerekiyor, çünkü ileride yabancı hakkını kullanmazsak topa da sahip olamaz ve daha çok atak yeriz.

    marjinal birkaç hamle şu olabilir;
    milton keynes'ten 4 yedi manchester. mesela diyorum, yarın çıkıp sneijder+muslera için teklif yapsalar, welbeck + 10 milyon avro tarzı (ücret değişebilir), takımın iyiliği için hemen kabul etmek gerekir.
    evet takımın teker teker en iyi iki ismi. ama takımın diğer parçaları bu iki önemli futbolcu sahada olduğu zaman bir bütünü tamamlayamayacak kadar yetersizler.
    ayrıca welbeck şu an bizim ilacımız. sneijder de olmadığı zaman berk ile beraber, elmander-baros uyumunu selçuk'a sağlayabilirler.
    kaldı ki bruma+sneijder'in yan yana oynaması demek, selçuk'a çok daha fazla yük binmesi ve beyzademizin daha da kötü oynaması demek oluyor.
    gönül ister ki sneijder'in hızına yetişebilecek 2-3 oyuncumuz daha olsa, melo bile o kapasitede değilken sneijder'i kadroda tutmamızın bize çok bir getirisi olmuyor.
    drogba ile anlaşıyorlardı ama artık o da yok.

    ve her kapı, burak yılmaz'dan kurtulmaya çıkıyor malesef. bu sezon yattı o iş, muhtemelen birkaç aya kemoterapi yolu gözükür bana. kapalı'da bu sezon burak'a olan tahammül daha bir azalır. ben yine statta yuhalamam ama başkaları yuhalarsa hiç üzülmem de artık.
  • 10642
    2014 super kupa finaliyle fikirlerim netlesti, asil eksikligi forvet degil orta saha olan takimimiz.

    orta saha eksikligini melo ve selcuk varken cozmemiz icin ya onlardan birini (selcuk buyuk ihtimal) kesmek gerekiyor ya da on oyunculardan birinden fergat edip (bu da sneijder'in pozisyonu olur) orta sahayi 3lemek gerekiyor. sneijder tekrar sola kayabilir emre colak on orta saha oynayip rakibi karsilar.

    orta saha rakibi karsilamadigi muddetce forvete 97-98 ronaldo'yu alsaniz da fayda etmez. orta sahaniz baskin olursa burak gibi yetenekleri cok kisitli bir forvetle de cok rahat sampiyon oluruz.
  • 10645
    takımda gördüğüm sorunu çok kısaca özetleyeyim: prandelli topa hakim olmaya önem veren bir sistem üzerinde duruyor. hatta kendi açıklamıştı ''top sürekli bizde olmalı'' diye. bunu daha iyi yapabilmek için yaşları 30 olan selçuk ve melo'lu orta saha hattı çok hantal kalıyor. topu iyi kullanabilen oyuncular bunlar ama rakibi ısıran ve 90 dakika boyunca tempolu oynayabilen oyuncular değiller. işte bu sebeple oyun kuramıyoruz ve topu üçüncü bölgeye aktarmakta sıkıntı çekiyoruz. yani sonuç olarak rakipteki topu kazanamazsan oyuna hakim olamazsın. ligdeki üç ciddi rakibimizde de bu konuda iyi olan orta saha oyuncuları var. topal, veli, bourceanu. mesela şu trabzon'un geçen sezon aldığı bourceanu'yu 2-3 kere canlı izledim. mükemmel bir oyun disiplini, temposu ve hırsı var. sahada basmadık yer bırakmıyor ve çok iyi top kapabiliyor, tereyağından kıl çeker gibi topu alıyor herif. trabzona gelmeden evvel steaua bükreş'in kaptanıydı. romanya'nın gattuso'su deniyordu adama. bizim asalak medya ve spor yorumcuları hiç bir zaman böyle oyuncuları görmezler. işte galatasaray'ın tam olarak aradığı da bu tarz bir oyuncudur. beşiktaş'daki veli'yle de çok taşşak geçiliyor ama dinamo gibi herif. 90 dakika boyunca orta sahada wilshere ve ramsey gibi hızlı ve tempolu oynayan bir ikiliyi necip'le beraber sahadan sildi adam. mükemmel oynuyor geçen sezondan beri ama bizim memlekette kim bunun ne kadar farkında o büyük bir soru işareti.

    çok uzattım ama uzun lafın kısası bize bir tane bourceanu, veli gibi oyuncu lazım. hürriyet güçer'e falan bile razıyım amk. yeter ki şu orta sahamız bu kadar silik ve etkisiz olmasın.
  • 10646
    hikayeyi tam olarak hatırlamıyorum şimdi. hatırlamıyorum dediğim, detaylar falan.

    galatasaray futbol takımı bir deplasmana gider. tabi deplasmanda olduğu için de otelde kalır. birkaç gün konakladıktan sonra da çıkış yapacaktır. fatura istendiğinde de gereğinden fazla fiyatlandırma olduğu farkedilir ve duruma karşı isyan edilir tabi. galatasaray'da hocasından bülent korkmaz'a tüm oyuncular hep birlikte agresif bir şekilde durumu anlatırlar görevlilere ve görevliler durumu düzeltip normal bir şekilde fatura keserler.

    burda ne demek istiyorum, galatasaray futbol takımı gerektiğinde bir otel parası gibi ufak bir soruna karşı bile birlik olup mücadele eden bir takım olmalıdır. birbirini kollayan, açığını kapatan oyuncuların takımı olmalıdır. bu bakımdan beni çok üzmüştür galatasaray takımı.

    volkan ayısı melo'ya saldırıyor ve en fazla 1-2 arkadaşı olayı sakinleştirmeye gidiyor. kalan 15 kişi de mal gibi izliyor. bu mu takımdaşlık ? bu adamlar mı yarın sahada biri pozisyonunu kaybedince fazladan metrelerce koşacak ? bu mu yani sizin sahip olduğunuz ilişki ?

    taktik teknik bunlar halledilir ancak galatasaray futbolcularının önce kim olduklarını hatırlamaları, ne için mücadele ettiklerinin farkına varmaları gerekiyor. yoksa bu şekilde sneijder pas atamamış, yekta penaltı kaçırmış falan devede kulak kalıyor. bu böyle gitmez.

    kenetlenin, başka galatasaray yok.
  • 10647
    hocası lucescu olamadıysa hikmet karaman ya da mustafa denizli olması gereken takımdı. prandelli hele de hiç türk yardımcısı olmadan bu takıma hakim olamıyor izlenimi vermekte. üstelik ikili ilişkileri iyi olan yumuşak hocaların bu kurtlar sofrasında başarılı olma şansları yok denecek kadar az. türkiye ve dünyada tüm başarılı hocalar biraz arıza tipler.
  • 10648
    teknik direktör anlamında çok kıymetli bir hocaya sahip olan takımımızdır. kadroya bakacak olursak ilk defa bu kadar hücuma yönelik bir yedek kadrosu var elimizde. diğer senelere göre avantajımız bu. bu sayede ligdeki basit diye tabir edebileceğimiz iç saha maçlarında daha rahat rotasyona gidip takımı diri tutabileceğiz. rakiplerimizden en büyük farkımız bu olacak. geçen sene malesef diri olamamaktan dolayı çok puan kaybettik. eksiğimiz ise herkesin düşündüğü üzere bir forvet fakat bu forvet alınsa bile formasyonumuzun ne olacağı tam bir muamma. sezon başı oynanan kötü futbolun karamsarlığını değil de geniş vadedeki umudu taşımalıyız.
  • 10649
    en büyük sorunları temposuzluk, hantallık, ilerde top tutamama, orta sahanın yavaş oynaması ve oyunu açacak bir plana sahip olmaması olan takımdır.
    her gün gibi bugün de aklımda sürekli farklı çözümler üretmeye çalışıyorum, birini sizlerle paylaşmak istedim.
    kadro bu: http://this11.com/topics/add/abHwJjDaV/v

    tek tek değerlendirmeye geçersek,

    *fernando muslera hakkında özel bir şey söylemeye gerek görmüyorum.
    *defansta hava toplarındaki zaafiyetimizi üçlü defansın ortasında gökhan zan ile kapatabiliriz, kendisi geçen yıl llorente'ye adım attırmamıştı. sakatlık sorunu olmadığında hakediyor formayı. sakatlık ve cezalı olma durumlarında koray günter de şans bulabilir.
    *hakan balta transferin son 4 gününe girerken kendisinden daha iyi bir sol stoper bulabileceğimizi sanmıyorum. ayağı temiz bir oyuncumuz topu defanstan çıkarmamızda faydası olacaktır. üçlü defansta sırıtmaz, olcan da kendisine yardımcı olacaktır.
    *semih kaya konusunda özel bir şey söylemeye gerek yok, zaten bana göre en iyi oynadığı yer sağ stoper, hücuma çıkarken sağ bek'e kayarak oynayacaktır, oyun kurmamıza yardımcı olur.
    *alex song barcelona'da kadroda yer bulamayacak gibi duruyor, kiralanabilirse geçen yıl ceyhun'un başarılı olamadığı çapa olmak konusunda biçilmiş kaftan. hücum ve savunmada bizi çok rahatlatır ve önündeki oyuncuların daha rahat oynamasını sağlar. kendisi olmazsa o bölgede chedjou'yu deneyebiliriz. kamerun milli takımında defansif orta saha oynamıştı defalarca.
    *olcan adın takımın ortalama hızını yükseltecek, temponun ana elemanlarından biri olacak oyuncumuz. sol kanadı kontrol edebileceğini düşünüyorum orta sahanın ve hakan balta'nın da yardımlarıyla.
    *veysel sarı yine ayağı temiz oyuncularımızdan, temposu çok yüksek değil ama aklıyla etkili olacaktır. pas opsiyonlarını çoğaltmak açısından faydası dokunur.
    *felipe melo rahatça hücuma katıldığında neler yapabildiğini 11-12 sezonunda gördük fazlasıyla. daha dinamik bir orta sahayla ileri çıkarken daha az tereddüt yaşayacağını düşünüyorum. hücumda da çok etkili bir oyuncu, çift yönlü oynaması bizim için iyi olacaktır.
    *umut gündoğan belki tecrübesiz ve güçsüz olabilir ama bulduğu sürelerde bize dikine oynayabilen, adam geçebilen, oyunu açabilen bir oyuncu olduğunu gösterdi. orta sahadaki diğer arkadaşları defansif zaafiyetini ortadan kaldıracaktır. sneijder ile uyum yakalayabilirse çok faydasını görebiliriz.
    *wesley sneijder serbest oyuncu rolünde olmalı. forvetin arkasında çakılı kalmasından daha iyi olur. yeteneklerini konuşmuyorum.
    *yabancı forvet için paramız yoksa hugo almeida bile olabilir sorun değil. yeter ki hava toplarını indirebilecek, rakip defansın arasında kaybolup gitmeyecek, duvar olabilen biri olsun hiç sorun değil. topu oraya taşıdıktan sonra skor üretme konusunda pek sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. maçın ilerleyen bölümlerinde bruma ile değiştirilip yorulmuş rakipleri hızlı hücumlarla iyice bozabiliriz. bruma zaman zaman zayıf rakiplere karşı başka mevkilerde de denenebilir.

    açıkçası şu yavaş futbol oynama hastalığımızdan kurtulalım da nasıl olursa olsun, yenmek-yenilmek de değil mesele. televizyon başında bundesliga'yı 100x slow motion ayarında izler gibi maç izlemekten artık dövecek kanepe kalmadı evde. üzgünüm ama temposuzluğumuzun mimarı da bana göre selçuk inan'dır. sanırım biraz kızağa çekilip forma için savaşa girmesi takımın yararına olacaktır. eski formunu yakalarsa umut gündoğan'ı keser rahatlıkla. furkan özçal, yekta kurtuluş, eğer takımda kalacaksa sabri sarıoğlu da rotasyona girebilecek oyuncularımız. yabancı forvet olmazsa burak yılmaz ile devam etmek zorundayız.

    prandelli selçuk ve burak'ı takımdan keserse muhtemelen kelle koltukta gezecektir ama birilerinin bu takımda devrimi gerçekleştirme zamanı geldi öyle veya böyle. umarım bir şekilde tekrar etkili hücum eden bir takıma dönüşürüz. çok uzattım sabreden herkese teşekkür ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın