• 10507
    (bkz: galatasaray futbol takımı/#1542992)
    şunu yazmıştım. ama o an çıkmam gerekiyordu. devam ediyorum. gece gece başka yapacak bi şey de yok hem. çok sıkılıyorum sözlük.

    şimdi önce prandelli'nin geldiği andan itibaren söyledikleri ve bugün söylediklerini birleştirip ortaya çıkarmaya çalıştığı takımı tanımlamaya çalışayım:

    4'lü savunma düşünüyor bu ilk done. ikincisi şu ana kadar izlediğimiz hazırlık maçlarına göz atacak olursak beklerimizden hücum katkısı bekliyor ki modern futbolda bu katkı çizgiye inip orta açmanın öncesinde orta alanı kalabalıklaştıracak bir şekilde kurgulanıyor. yani birer pas istasyonu ve oyunu yayacak aracılar olmaları gerekiyor. sonrasında da w yayılışı ile hücum genişliğini maksimuma çıkartmak elbette. burada şöyle bir durum söz konusu ki bunu atletico madrid maçında görmüştük, hücum yönlerini tek toplarla çevirebilecek bir melo'muz var ama sahayı enlemesine üçgenlerle geçerek rakip savunma dengesini bozmak üzerine kurgulanmış bir bir saha parsellemesi olmasını istiyor. bu yayılım, hem topa kontrolü maksimuma çıkartırken, top kaybında da takımın kompakt bir şekilde baskılı oynayıp topu kazanmasına imkan sağlayacaktır. topu kazanamadığımız anlarda da rakibin hücum gücünü kendi asimetrik hatlarımız arasında eriterek geri çekilmemizi sağlayacaktır. hücum ederken savunma önlemi alacak şekilde toplu hücum edebilmeyi türkiye'de yapabilen pek takım yok. bizim de şu ana kadar pek yapabildiğimiz söylenemez ama yine de mancini'den beri takımın isteksiz de olsa düşük tempolu da olsa yapmaya çalıştığı bir şey bu. prandelli'nin bugünkü açıklamalarına bakarsak, daha hızlı oynamamız gerektiğini söylemesiyle bunun üzerine gideceğini belirtiyor.

    3'lü orta saha düşünüyorum demişti. şimdi burada bir sıkıntı var. kadro mühendisliğindeki sıkıntı sebebiyle takımın hiçbir yerindeki formsuz oyuncuyu kesip yerine bir başkasını koyamıyorsun. kadro sıkıntısı+yabancı sınırı işte. el kol bağlayan sebepler hep. tam da bu yüzden ve finansal sıkıntılarımız yüzünden savunmaya ve hücuma takviye yapamamış haldeyken bir orta saha oyuncusunu almak hayalden de öte bir paralel evren gerçeği. elimizdeki as oyunculara bakarsak 3'lü orta sahada selçuk-melo-x var. bu x, rotasyon oyuncularımızın birbirinden tamamen farklı özellikleri sebebiyle ilk bakışta bir esneklik sağlıyor gibi gözükse de as takım içinde büyük sıkıntı yaratıyor. özellikle melo-selçuk ikilisinin yapamadığı işleri yapması gereken bir oyuncunun olması gerekiyor ki tüm bu işleri tek bir oyuncuya yüklemek de imkansız maalesef. neyi yapamıyorlar? mesela melo pozisyon kaybediyor. özellikle yerleşik bir savunma düzeninde rakibi karşılamadığımız her an melo hamle yaparak topu almaya çalışıyor. bunda yanlış bir şey yok gibi ancak kazanamadığında da çoğu zaman aktif dinlenmeye geçiyor. zira şok presi tek başına yapmaya çalışıp 2 saniye içerisinde topun 20 metre gerisinde kalabiliyor. burada selçuk'un bu şok prese katılmaması ve aktif alan savunmasıyla savunma haline geçmesinde büyük etken var. hal böyle olunca da hızlı hücum yediğimiz her an direkt stoperlerimizle karşı karşıya bırakıyoruz rakibi. geçtiğimiz sezon bunun sıkıntısını çok çektik ki mancini oraya önce yekta'yı sonra emre'yi denedi. en son da ceyhun'u denedi. üçünden az da olsa verim aldık ancak tekrar söylüyorum bu verimler bir rotasyon oyuncusundan beklenecek verimlerdi. düzenli olarak o seviyede olamadılar. elbette bir de diğer yapmaları gereken işleri yapamamaları gibi sorunları vardı. emre şok pres yaptı, top çaldı ama oyun kuramadı. yekta oyunu yavaşlatarak kurdu ama şok presi yapamadı. ceyhun şok presi yaptı, savunma katkısını verdi ama pas alışverişine hiçbir şekilde dahil olamadı, olduğunda da takımı yavaşlattı. zaten hali hazırda takımı fazlasıyla yavaşlatan bir selçuk varken ortada, bir ikinci oyuncunun varlığı prandelli'nin istediği hıza asla ulaştıramaz galatasaray'ı.

    peki kim olmalı? ne olmalı? bu konuda extensor ve paredros'un bir münakaşası vardı 1-2 hafta evvel. sorunun çözümü için selçuk'un oyunu biraz daha geride kabul ederek oynaması gerektiğini söylemişlerdi ancak esnek bir oyuncu (bodos) olmaması sebebiyle bunun nasıl olacağı hakkında ortak bir paydaya varamamışlardı. kağıt üzerinde melo'nun hızı ve patlayıcılığından yararlanarak hücumu zenginleştirmek ve selçuk'un daha geride bir hücum seti kurması fikri güzel görünüyor. ancak hücumda böyle. zira işin savunma kısmında melo'nun geri yeteri kadar hızlı dönemediği her an selçuk yalnız kalacak rakip karşılamak için. burada da devreye savunmanın da öne çıkarak selçuk'a yakın oynaması fikri geliyor ki takımın saha parsellemesi için olması gereken durum bu. bir örnek: xavi'ye bağlı 9 ip vardır ve bu ipler diğer oyunculara bağlıdır, takımı yönlendiren isim xavi'dir. herkes xavi'yi korur ve ona göre pozisyonunu alır. takımda aldığı rol aslında çok basittir ama bunu o kadar mükemmel yapar ki takıma seviye atlatır. geri dönüyorum, arkasında bir kesici önlibero yok selçuk'un ancak burada bir avantajı var. oyunu daha geriden görüp yönlendirebilir. temel üç sorunu var: pas hızı çok yavaş, beli çok kalın, alan savunması haricinde (takımla birlikte) hiçbir şekilde rakip karşılayamaz. son iki sorun aslında birbirini tamamlıyor. sadece pas hızını arttırsa diğer ikisini daha az yapabilecek ama bu arada zira selçuk atacağı pası seçene kadar rakip önlem almış oluyor her zaman. prandelli'nin bugün bahsettiği şeyi hatırlayalım: daha hızlı oynamalıyız.

    melo-selçuk ikilisinin yanına kimi koymalı işte sorun bu. transfer olmayacak oraya o kesin. yeni transferlere bakalım: olcan ve yasin. yasin'i bilmiyorum hiç izlemedim, yorum yapamam hakkında. ancak olcan'ı paredros ve extensor'un dediği gibi orta alanı üçlemek için sol içe çekme fikri kulağa doğru gelmeye başladı. pas oyununa müdahil olabilecek, hareketli ve sahanın her yerinde kendini rahat hisseden bir oyuncu olcan. birden fazla işi doğru yapabiliyor. bir diğer seçenek de yine emre. hücum zekası olarak sneijder'le uyumlu olabilecek birkaç isimden birisi olduğu için emre de bu sene oldukça önemli işler yapabilir. keza yabancı sınırı varken olcan ve emre çoğu maçta aynı anda sahada olacaktır yanlarında sneijder ile birlikte. emre destekli sol açık olcan ya da yer değiştirirsek olcan destekli sol açık emre fikri kulağa yanlış gelmiyor.

    dananın koptuğu yere gelmeden önce biraz geriye çekilip savunmaya bakalım. telles'in ilk geldiği zamanki taraftar heyecanı şu an yok. bunun sebebi hücumların çoğunu solumuzdan yememiz. şimdi burada savunma yönü hücum yönünden kötü olan telles'in haricinde 3 büyük sorun mevcut:
    1- sol stoperimiz yok. hakan oynadığında ağır kalıp yardım götüremiyor, semih oynadığında yerini yadırgadığından kendini korumaya alıp yardım götürmüyor, chedjou oynadığında da ikisi hiç anlaşamayıp yine telles'in yardımsız kalmasına sebebiyet veriyorlar.
    2- yarım sezon boyunca önünde sol kanattan ziyade sol iç forvet oynayan sneijder ile oynadı. elbetter sneijder orta sahaya yardıma fazlasıyla geliyor ancak savunmaya kadar gelip sol bekinin kademesine giremez. bu rolü ona vermek hücum gücümüz açısından çok ciddi bir risk ,ki sadece sneijder'in eline baktığımız düşünülürse geçtiğimiz sezondan beri, bi zahmet gelmesin geriye. günah keçisi telles.
    3- sol iç orta sahamız yok? sneijder gelmiyor, stoperlerle uyumsuz, orta sahada selçuk sağ tarafa yakın alanı parselliyor, melo hamle yapıp pozisyon kaybediyor, kim gelecek yardıma? muslera'yı mı çağıralım? burak gelmişti geçtiğimiz sezon birkaç maç, drogba bile gelmişti 1-2 maç. haksızlık ediyorsunuz. etmeyin. kadro planlamamızda sıkıntı var. yemeyin güzelim çocuğu. yıllar sonra sol bek bulduk onu da yedirmem! elbette çok eksiği var telles'in. hala maç kondisyonu açısından yeterli durumda bile değil ancak olacak. önünde emre ve olcan varken çok iyi olacak. rakibin tavuğuna kaz gözlerle bakmayın.

    chedjou konusunda ben bu sene iyimserim. hakan balta ile rotasyona girerek iyi iş çıkaracaklarını düşünüyorum. bir stoper transferi olursa da gönderilecek kendisi gerçi ancak takımla 1 sene geçirmiş bir chedjou'yu gelecek herhangi bir genç starter stopere değişmem. semihin bu seneki hazırlık maçlarında daha agresif ve hamleli oynamaya çalıştığına dikkat ettim. bir kesici stoper olarak değerlendirmeye çalışıyor prandelli semih'i. arkasında chedjou'yu bırakarak savunmayı garantilemek kaydıyla tabii. savunmanın sağı konusunda veyselin hazırlık maçları performansı başarılıydı ancak yine de sağ bek orijinli bir savunmacımızın kadroda olmayışı (bir eboue vardı o nerde? burada olsa bile yabancı sınırı bunlar hep) beni derin düşüncelere gark ediyor. başka da diyebilecek bir şeyim yok bu konuda. zira ikna olmuş değilim sezonun veysel, hamit ve kendine çeki düzen verirse sabri'yle geçebileceğine.

    gelelim dananın kuyruğuna. hücumcular kim olacak? bruma-telles uyumsuzluğu ve savunma noksanlığı sıkıntılı. o sebeple sol hücumcunun olcan-yasin-amrabat olması şart gibi. sağ tarafta da bruma-hamit-aydın rotasyonu oluyor ki kağıt üzerinde iş yapar gibi duruyor. zaten fazla oynama imkanımız yok. kadro mühendisliğinde sıkıntı mevcut.

    şimdi kadro mühendisliğindeki sıkıntılar, yabancı sınırı, savunma ve hücum gücü açısından ve en-en-en-en önemlisi de takımın moral ve akışkanlığı açısından aşırı rasyonel bir şey söyleyeceğim. nick'im pep olunca bu söyleyeceğim şey "yeaa barça özentisi işte" şeklinde algılanacak ancak ben manchester united'ı işaret edicem. keza paredros da roma ve arsenal'in giroud'suz halini işaret etmişti: burak yedek, sneijder sahte dokuz! bunun birkaç sebebini hemen yazayım.

    burak üstünden gidelim. gol atamadıkça moralini aşırı bozan, takımın da moralini aşırı etkileyen bir adam. en yakın 2 arkadaşı da kadroda kilit isimler. bugünkü hazırlık maçındaki taraftarla tartışma dahi birçok şeyi, duygusal zeka açısından burak'ın futbol zekasından daha da geride olduğunu gösteriyor. mental kuvvetini gol atmaktan almakta çok sıkıntı yok. hakan şükür de böyleydi. ama arada bir fark var. ne kadar sprinte kalkarsa kalksın, ne kadar şok pres yaparsa yapsın, ne kadar savunma arkasına kaçarsa kaçsın bu yaptıklarının hepsi topsuz yaptığı şeyler ve toplu oyunda takımı hücumlarını öldürüyor. takımın en uçtaki isminin bir pas istasyonu olamaması ve bunu olmaya çalışırken de sürekli faul yapması hız kaybını maksimuma çıkartıyor. sahaya 12 kişi çıksak birisi burak olmalı ama 11 kişilik takımda ve takımın tek golcüsüyken topla meziyetlerinin bu kadar vasat olması lüksüne sahip olmamalıyız. ama oluyoruz ve üstüne de zam yapıyoruz şampiyon olmadan geçirdiğimiz bir sezonun ardından. burak'ın yerine sneijder ile uyum sağlayabilecek ve sadece savunma arkası koşulara ve ceza sahası fırsatçılığına girmeyip toplu oyuna da müdahil olacak bir oyuncumuz olsa hem sneijder kariyer rekorunu ikiye katlayabilirdi hem de sneijder'i sahte dokuzda denemek zorunda kalmayabilirdik.

    şimdi kabul, rakip stoperlerin arasına sneijder'i attığım düşünülüyor bu öneride. ancak takımın akışkanlığını ve saha yayılımını doğru yapabildiğimiz vakit işin aslının öyle olmadığı çok açık görülecektir.

    görsel olarak bi destekleyeyim zira çok uykum geldi:
    http://this11.com/play/abHtkV2adM.png
    önemli birkaç nokta var bu dizilişin gerçeği yansıtması için. taktik olarak yani.
    1- takımın boyunun 30-40 metreyi aşmaması.
    2- topun dolaşım hızının arttırılması.
    3- mevkiler arası kaymalarda tamamlayıcılık.
    4- hücumcuların aslında tüm takımdan oluşması.

    şimdi yazıyı buraya kadar okuyan ve bu dediklerime katılmayanların seslerini kulaklarımda işitir gibiyim. kendi içsesim de bunun kuşkusu içinde ama skeptik olmak sinirlenmek anlamına gelmiyor.

    1- ilk ses muhtemelen golü kim atacak? diyor. (nereye sıçacaklar?)
    kompakt takım olmanın güzelliği burada. herkes atacak. hatırlayın 2011-2012 şampiyonluğunu. herkes rolünü o kadar iyi yapmıştı ki o kadar eksiğe rağmen gol atmayan kimse kalmamıştı. ayrıca takımın en iyi bitiricisi stoperlerin arasında olmadan da ceza sahasına yakın olmuş olacak. her zaman yazdığım şeyi tekrar yazıyorum: sneijder ceza sahasına yakın oynamak zorunda! onu orta sahada yukarıda bahsettiğim emre'nin rolünde oynatma lüksümüz yok. zira elimizde topa bomba, sneijder'e "uzaylı mı lan bu??" muamelesi yapacak kadar uyumsuz iki santrforumuz var.

    2- elinde burak gibi bir silah varken onu yedek mi oturtacaksın? sesi. benzetme yapacaksak burak 1920 yapımı etkili bir silah ama içine kurşun koyduğunda elinde de patlayabiliyor, isabet de edebiliyor. yine de isabet sayısı için fazlasıyla kurşun seçiyor. ah o yabancı sınırı.

    3- 5 yabancı yazmışsın da chedjou nerede? bruma oynayacaksa o olmayacak mı? ya da telles oynayacaksa bruma mı kesilecek? bu şu anda da bir sıkıntı kabul. ama sahte dokuzlu bir 4-6-0 dizilişinde daha da riskli.

    tamam bu fazlasıyla fantastik kaçabilir. daha garantici bir diziliş deneyelim:
    http://this11.com/play/abHtlecalN.png
    ideale yakın görünüyor ama birkaç sıkıntı var.
    1- burak'ın top öldürücülüğü
    2- sneijder'in telles'i yalnız bırakacağı
    3- bruma'nın veysel'i yalnız bırakacağı
    bunlar ilk akla gelenler. bunun telafisi için asimetrik bir diziliş gerekiyor ki bunu olcan'ın sol iç olmadan yapamayacağımız bir gerçek. hücumda bir 9.5 gibi davranacak sneijder'in telles'e vermesi gereken savunma katkısını olcan'dan beklemeliyiz. bruma'nın veysel'e vermesi gereken savunma katkısını da selçuk'tan beklemeliyiz. kağıt üzerinde olabilecek gibi duruyor ancak her iki oyuncunun da bu kadar tempolu oynaması çok zor. özellikle selçuk'un. melo'nun yalnız kalma ihtimali de hayli yüksek bu sebepten.kaydırmalı bir orta alan kurgusuyla hücum yediğimiz kanatın içe gömülüp diğerinin hücuma kalkacak şekilde hazır ve açık beklemesi gerekiyor. oyunun yönünü iyi değiştirebilen takımlara karşı fazlasıyla zorlar bu durum. avrupa'da mesela. gerçi avrupa'da büyük maçlarda burak'ı oynatmayan mancini'nin bu tutumunu prandelli'nin de devam ettireceğini umuyorum. yerine koyabileceğimiz bir all-around drogbamız olmasa da.

    prandelli'nin üçlü savunma sevmesi sebebiyle bu çooook uzun yazıyı aşağıdaki görselle tamamlayıp, gözlerime o çok istedikleri karanlığı hediye etmemin zamanı geldi. üstüne konuşmayı düşünmüyorum ancak benim için en ideali budur. kompakt bir takım yaratıp üçlü savunmayla roma'yı yıkabiliriz kolayca.

    sadece şu: 9.5 bruma, sahte 10 sneijder.
    http://this11.com/play/abHtln1ak7.png
    (biliyorum yabancı sayısı fazla)

    sevgiler.

    hiç de tekrar okuyamıycam. imla vs. hatası yapmışsam da yapmışımdır artık. kisfmet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın