876
yedek kaptanı kewell, 3. kaptanı mustafa sarp olması gerekendir.
galatasaray futbol takımı
-
-
877fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftlarda puan kaybeden takım.
daha bi kötüsü için
(bkz: fenerbahçe'nin kazandığı haftalarda puan kaybetmek) * -
8782009/2010 sezonu bitmeden bir kere de olsa aşşağıdaki dizilimde oynamasını dilediğim takımım. tek sorun takım savunması yapabilmekten geçiyor. bir de ara transfer doneminde halduncuğum stoper getirebilirse tadından yenmez.
--------linderoth-------elano---------
keita-----------arda-------------kewell
----------------baros-------------------- -
879pahali diye orjinal forma almayan taraftarlarin defansa, orta sahaya ve forvete takviye istedikleri takimimdir.
forvet olarak adi anilan sercan yildirim 5-7 milyon euro, orta sahaya istenilen nuri sahin 10 milyon euro, istenilen defans oyuncusu 5-7 milyon euro, gobegini kasiyip istedigin abarti transferleri yapmayanlari elestirip ben dedimdi bu takima stoper lazim dedimdi demenin keyfi paha bicilemez.
finansal olaylari gectim, daha takima alisamayan elano'yu itin gotune sokan siz degilmisiniz? hadi diyelim bu adamlar transfer edildi verimli olicaklari kesin mi? hadi elanoya bok atip transfer istemeye devam. boyle yonetiliyor cunku klup. -
880kadrosunda bir lider oyuncu bulundurmamanın sıkıntısını çekmektedir. takımın bu dönemdeki kaptanı arda turan kendi performansını bile belli bir seviyede tutamadığı için kaptanlık vasıflarını yerine getirememekte; ikinci kaptan ayhan akman'ın da kaptanlığı nasıl ve neden aldığını bilmemekle birlikte bu görevi becerebildiğini düşünmüyorum. kısaca takımda bir hakan şükür yok, bir hasan şaş yok, bir bülent korkmaz daha gelmedi zaten onu saymıyorum ama takımda bir ergün bile yok artık. çok uzun yıllardır bazı oyuncuların etkisinde olduğu söylenen, hatta bu oyuncular yüzünden başarısız olduğu iddia edilen takım bahsi geçen oyunculardan kurtulduğu anda çöküşe geçti. ne rijkaard ne neeskens ne de bir başkasının çözemediği asıl problem bu. galatasaray türkiye'nin mental açıdan en sağlam kulübüyken şimdi kaptanının yaptıklarının arkasında bile duramıyor bazen. türkiye ligi avrupa'nın herhangi bir ligine benzemiyor, benzemesi de mümkün değil. takımlar öyle bir denge içinde ki bu denge ne bozulabilir, ne sabit tutulabilir, ne de geliştirilebilir konumda. bazı takımlar kendi içinde o kadar çelişiyor ki sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değil. örneğin galatasaray, fenerbahçe maçıyla başlayan, ibb maçına kadar devam eden dönemde ligde oynadığı futbolu herhangi bir üst düzey ligde oynamış olsa şu anda belki lig sonuncusuydu. ama öbür yandan bakıyorum türkiye ligi takımları hataları çok mu affediyor, hayır. belki de tam tersine anadolu takımları yaslanıp rakibinin hatasını kollamaktan top oynamayı unutuyor. büyük maçlarda gösterdikleri kararlılığın %10'unu kalan maçlarda gösteremiyorlar. demem odur ki bu lig garip bir lig, çok yetersiz görünen ama çakal ötesi takımlarla dolu bir lig. futbol oynamak yerine rakibi paniklediğinde herhangi bir önlem düşünmeden bütün takım yüklenerek rakibinin paniğini körükleyerek puan almaya çalışan takımlarla dolu bir lig. bu sistemsizliğe göre yetiştirilen oyuncularla oynanan bir lig. bu takımlarla oynanan maçları da kazanmanın yolu sahada sert durmaktan, herhangi bir rakipten korkmamaktan geçiyor. 6 aralık 2009 galatasaray istanbul bb maçı'nın son 10-15 dakikası resmen rezillikti, utanç vericiydi. hakemi falan geçin, bir takım eğer kendi kaptanına ihanet ediyor, onun takım savunmasını ileriye çekme işaretlerini görmezden gelip sanki küme düşmeme mücadelesi veren bir takım gibi kendi sahasına sığınıyorsa, kaptanı oyundan alındıktan sonra iyice kendisini küçük düşürüyorsa, o takımın başına ya bir süreliğine yılmaz vural geçip bütün oyuncuları allah yarattı demeden sıra dayağından geçirmeli, ya da takıma cidden liderlik özellikleri olan biri getirilmelidir. bunlardan daha da önemlisi oyuncuların sahada beyinsiz gibi gezmeleri engellenmeli, kaptanlarının ve teknik kadronun söylediklerini uygulamaları zorunlu hale getirilmelidir. şu takıma kaptan olarak puyol gelse, antrenörlerden biri alex ferguson olsa bile eğer sahada ayhan, hakan balta, mehmet topal, aydın gibi adamlar kafasına göre esecek, kimsenin söylediklerini takmayacaksa bu takımdan bir halt olmaz. önümüzdeki sezon ortası rijkaard ve neeskens gider, yerine skibbe ayarında bir adam gelir, yönetim tekrar liselilerin eline geçer, ben de futboldan 21 yaşında emekli olurum. ayrıca bu futbol denilen oyunu tarih boyunca bu kadar futbolcuya bağımlı bir hale getiren bütün insanlara kafam girsin. evet bu yazıyı böyle bitiriyorum, zira sörf yemem gol yerim.
-
881not: bu askerden önceki son yazım, son entry'im. cumartesi günü teslim oluyorum.
6 aralik 2009 galatasaray istanbul bb maci'nda takım hakkında dikkat çekenler:
1- perşembe günü aynı sahada oynayan takımdan eser yoktu. takım derli topluydu. orta saha çok iyi çalıştı. defans mükemmele yakın oynadı. galatasaray pozisyon üstüne pozisyona girdi. nonda çok formsuzdu. ilk yarıda karşı karşıya kaldığı pozisyonu atsa maç çoktan bitmişti. onu telafi eden kewellyine golünü atmış, liderlik geliyordu ki ;
son 15 dakikaya kadar. kabus gibiydi. hakemin de kışkırttığı ve tüm takdir haklarını belediye lehine kullandığı bu dakikalarda galatasaray topu ayağında tutamadı. top tutacak, faul alacak arda ve elano'yu çıkarıp aydın'ı almak bir hataydı. fakat rijkaard'a sorsalar arda ve elano'nun hafta içi maç yaptıklarını ve çok yorulduğunu söyler. sonuca göre yorum yaptığımız için çıkarmasaydı daha iyi olurdu diyebiliriz. galatasaray bu futbolunu sürdürüp, sağlam bir baroş'a kavuşursa sene başındaki günlerin yakın olduğunu söylebiliriz. galatasaray'ın tek eksiği gol pozisyonlarındaki son vuruş beceriksizliğiydi.
2- elano bu hafta futboluyla dikkat çekti. iyi oynadı. hatta şimdiye kadar ki en iyi futbolunu oynadı. bu adamın asist,gol yapmasını beklemiyorum çünkü bu adamın görevi golden bir önceki pası değil 2 önceki pası vermek. böyle bir oyuncu . yerine alındığı lincoln ile karşılaştırmak saçmalıktır. bir şeyler yapmak istemesi ve hevesli oyunu en büyük artısı. yine de söylememeliyim ki umarım seyrettiğimiz en iyi elano bu değildir, en iyi hali bu ise kötü. takıma biraz daha alışınca daha iyiye gitmesini ummaktan başka çare yok. ama olumlu sinyaller verdi.
3- uğur uçar bu hafta dani alves gibi oynadı. abartmıyorum gerçekten öyle. galibiyet gelmeyince o güzel futbolu hiç konuşulmadı. çok büyük bir yetenek. sabri'nin 4 senedir yapamadığı ortaları 1 maçta yaptı. bir kaç hatalı ortası da vardı. olsun. sabri'ye alışınca insan o ortaları görmüyor bile. gökhan gönül'e türkiye'nin en iyi sağ beki diyenler uğur bu futbolunu devam ettirse bir kez daha düşünücek. tek korkum sabri'nin dönüşü ile yedek kalması. devamlı oynatılır inşallah.
4- arda'dan ben memnunum. gerekeni genel olarak yapıyor. direğe çarpan top gol olsa maçın yıldızı olabilirdi. maç orda kopardı zaten. ama;
hakkında saçma sapan sorular sormak yerine şu soruyu sormak nasıl olur ne dersiniz?
arda'nın 1-2 sene önceki maçlarına ve bu seneki maçlarına bakalım. kaç kilometre koştuğunu hesaplayalım. internette aradım, ama bulamadım. kaç km koştuğunu gerçekten çok merak ediyorum ama gözlemlerim odur ki arda çok koşmuyor. 22 yaşındaki bir futbolcunun koşması gereken kadar bile koşmuyor. pasımı atarım, golü çakarım yatarım havasında. gerets zamanındaki pres yapan, gerektiğinde defansa gelip top çıkartan arda yok. gittikçe alex'vari oynuyor. alex'in tarzını severim ama sadece türkiye için. bu kadar az koşan bir futbolcunun avrupa'da oynama ihtimali nedir?
5- bu sene hepimiz haldun üstünel ile gurur duyduk. yaptığı transferler göğsümüzü kabarttı. fakat şu an görüyorum ki bazı bölgelerde şişkinlik var, bazı bölgelerde ise eksiklik var. takımın en değerli 3 oyuncusundan biri olarak gördüğüm keita yedek bekliyor, formsuz mu? hayır. kewell gol atmış çıkmaz. elano iyi çıkmaz. arda hiçbir zaman çıkmaz. ( yorgun değilse) her an skoru değiştirebilir. geriye bir tek forvet oyuncusu kalıyor o çıkınca da takım forvetsiz kalıyor. keita kenarda mutsuz, elano diğer hafta yedek o da mutsuz, arda zaten yedek olamaz, eee biri hep kenarda biri hep mutsuz oluyor. 3-4 tane general almak mantıksız oluyor o zaman. bu dengeyi çok iyi korumak gerek. rotasyon denilen şey çocuk oyuncağı değil iyi oynayan topçuyu diğeride hadi bu hafta oynasın diye yedek bırakmak olmaz. burada rijkaard'a çok büyük bir iş düşüyor. dengeleri çok iyi koruması lazım
ayrıca;
allah vermesin, nonda sakatlansa takım forvetsiz. lütfen arda,kewell forvet demeyin. o bölgenin adamı değiller. sezon başı elano transferi yerine kaliteli bir forvet ya da elano yanına yerli bir forvet alınsa çok daha doğru olurdu. nonda kötü oynasa bile biliyor ki alternatifi yok. en azından 1-1,5 ay için. diğer hafta yine ilk 11 olacak. forvet mevkisinde rekabet " biri sakat olduğu sürece " yok. baroş dönünce nonda sakat olsa baroş için de aynı şey olacak. orta saha yangın yeriyken, forma aslanın ağzındayken, forvetin böyle olması ne kadar doğru ? devre arasında bir transfer şart diye düşünüyorum.
herkese selam olsun. en kısa zamanda görüşmek üzere... -
882"aralık ayında bahisçiler galatasaray'ın uefa avrupa ligi'ni kazanmasına 1'e 21 veriyordu."
kim bilir belki lazım olur.* -
883emre güngör'ün müzmin sakat durumunun devam etmesinin ardından, gökhan zan'ın da peş peşe gelen sakatlıklarıyla deja vu yaşatan takımdır. geçen sezon da peş peşe gelen sakatlıklarla savunmada büyük sıkıntılar yaşamıştık. bu sene de bu şekilde devam etmek istemiyorsak artık devre arasında bir stoper alması farz oldu bu takımın.
-
884kesinlikle ve kesinlikle teknik bir stoper, iyi bir çift yönlü libero ve baroşa yedek oyuncular alması gereken takımımızdır. o zaman rahat rahat maç izleyebiliriz...
-
885--- alinti ---
cola turka idman raporu: 9 aralık 2009 çarşamba
galatasaray profesyonel futbol a takımı, bir günlük aranın ardından çalışmalarına florya metin oktay tesisleri'nde yaptığı antrenmanla devam etti.
jupp derwall antrenman sahası'nda basına ve taraftara kapalı olarak yapılan antrenman, frank rijkaard, johan neeskens, nezih ali boloğlu, albert roca ve carlos cuadrat yönetiminde, saat 10.30'da, ısınma ve açma germe çalışmalarıyla başladı.
antrenmanın ana bölümünde teknik ve taktik çalışmalar yapıldı.
hakan balta bu antrenmanın tümünde takımla birlikte çalıştırıldı.
soğuma ve açma germe çalışmalarıyla tamamlanan antrenmanın ardından oyuncular öğle yemeği için merkez binaya geçtiler.
sabri sarıoğlu'nun tedavisine sağlık merkezinde devam ediliyor.
galatasaray profesyonel futbol a takımı, antalyaspor karşılaşması hazırlık çalışmalarını 10 aralık perşembe sabahı saat 10.30'da florya metin oktay tesisleri'nde yapacağı basına ve taraftara kapalı antrenmanla tamamlayacak. öğle yemeğinden sonra türk hava yolları'nın tarifeli seferiyle antalya'ya geçecek olan galatasaray, otelde kampa girecek.
--- alinti ---
http://www.galatasaray.org/...lorya/haber/5581.php -
886kadrosunda, teknik ekibinde, hatta mümkünse yönetiminde "istikrar" denen naneyi bir an önce yakalaması gereken takımdır. geçen sene uefa'da tokatladığımız olympiakos ve bordeaux şampiyonlar ligi'nde tur atladı, biz daha sturm grazlarla oynayalım burda.
olacak iş değil. şampiyonlar ligi'ne en çok katılan iki üç takımdan biriyken uefa'nın gediklisi olmak fena koyuyor, yeter ulan artık! -
887
-
888orta saha ve forvet hattı avrupa da hatırı sayılır bir konuma sahipken,defans hattı yerlerde sürünen takımdır.kalecisini saymıyorum,o zaten bitmiş okeye dönmektedir..
-
88911 aralik 2009 antalyaspor galatasaray maci nda şanssızlıkların peşini bırakmadığı takımdır.
-
89011 aralık 2009 antalyaspor galatasaray maçı'nda teneke değerinde bir 3 puan almıştır. zira rahat kazanılması gereken maç zora sokulup kazanılmıştır. şampiyonluk yolundaki en büyük rakip fenerbahçe'nin 9 puan verdiği 3 haftada kalça zoruyla 2 puan alabilmek çok daha büyük bir başarı bence.
-
891hucüm gücü ne kadar iyiyse defansı o kadar kötüdür.
-
892defansına takviye ve kalecisinin aklını başına devşirmesiyle çok büyük umut vaadeden takımdır.
-
893kewell, arda, elano, keita, baros, nonda gibi yıldızları bünyesinde bulunduran takım. başında da rijkaard vardır. işte böyle bir takımdır.
-
894rakip kim olursa olsun eğer 2 avans verirse, maçı 3'te bitirir...
(bkz: 11 aralık 2009 antalyaspor galatasaray maçı)
(bkz: 3 nisan 2001 galatasaray real madrid maçı) -
8952009-10 sezonunda şu ana kadar puan olarak fenerbahçe'nin üzerinde olamayan takım.
not: bu istatistik 21. haftaya kadar devam etmiştir. -
896puan olarak fenerbahçe'nin üzerine olmasına gerek olmayan takımım. şampiyon olsun yeter.*
-
8972009-2010 sezonunda şu ana kadar oyun olarak fenerbahçe ve beşiktaş'ın çok üzerinde olan takım.
-
898dandik stoperleri ve bekleri ile defansta yer alan tüm ekibin inşaatlara ve bilimum sektörlere yönlendirilmesi gereken takımım. kaç senedir doğru dürüst savunma yapamadık be kardeşim. demek ki problem ne kalecilerde ne teknik adamlarda direkt takımın savunma oyuncularında. gerçi göz var izan var sorunun savunma oyuncularında olduğu bas bas bağıran bir gerçek.
o kadar dandik defans yapıyoruz ki emre aşık gibi 35'ini geçmiş bir sıradan stoper bile oynadığı zaman çok iş yapabiliyor. birisi cengaver edebiyatıyla kandırır taraftarı kamuoyunu, diğeri 2 maç var 10 maç yok, diğeri 1 maç var 1 sene yok, bir diğeri adam yerine konmaz, diğeri gamsızlıktan götünü kaldırmaz, öbürü yetenek ve beyin yoksunu nasıl bir defansımız var bilemedim. komple sal bunları başka sektörlere ki takım takım olabilsin. * -
8993 nisan 2001 galatasaray real madrid macindan sonra ilk kez 2 farktan gelip maç alan takım.
(bkz: 11 aralık 2009 antalyaspor galatasaray maçı)
(bkz: comeback) -
900bu sezonun 16. haftasına kadar en az gol yiyen takım olan beşiktaş'ın yediği 7 golün 3 ünü; en az gol yiyen ikinci takım olan kayserispor'un yediği 11 golün 4 ünü atmış takımdır.
