• 880
    kadrosunda bir lider oyuncu bulundurmamanın sıkıntısını çekmektedir. takımın bu dönemdeki kaptanı arda turan kendi performansını bile belli bir seviyede tutamadığı için kaptanlık vasıflarını yerine getirememekte; ikinci kaptan ayhan akman'ın da kaptanlığı nasıl ve neden aldığını bilmemekle birlikte bu görevi becerebildiğini düşünmüyorum. kısaca takımda bir hakan şükür yok, bir hasan şaş yok, bir bülent korkmaz daha gelmedi zaten onu saymıyorum ama takımda bir ergün bile yok artık. çok uzun yıllardır bazı oyuncuların etkisinde olduğu söylenen, hatta bu oyuncular yüzünden başarısız olduğu iddia edilen takım bahsi geçen oyunculardan kurtulduğu anda çöküşe geçti. ne rijkaard ne neeskens ne de bir başkasının çözemediği asıl problem bu. galatasaray türkiye'nin mental açıdan en sağlam kulübüyken şimdi kaptanının yaptıklarının arkasında bile duramıyor bazen. türkiye ligi avrupa'nın herhangi bir ligine benzemiyor, benzemesi de mümkün değil. takımlar öyle bir denge içinde ki bu denge ne bozulabilir, ne sabit tutulabilir, ne de geliştirilebilir konumda. bazı takımlar kendi içinde o kadar çelişiyor ki sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değil. örneğin galatasaray, fenerbahçe maçıyla başlayan, ibb maçına kadar devam eden dönemde ligde oynadığı futbolu herhangi bir üst düzey ligde oynamış olsa şu anda belki lig sonuncusuydu. ama öbür yandan bakıyorum türkiye ligi takımları hataları çok mu affediyor, hayır. belki de tam tersine anadolu takımları yaslanıp rakibinin hatasını kollamaktan top oynamayı unutuyor. büyük maçlarda gösterdikleri kararlılığın %10'unu kalan maçlarda gösteremiyorlar. demem odur ki bu lig garip bir lig, çok yetersiz görünen ama çakal ötesi takımlarla dolu bir lig. futbol oynamak yerine rakibi paniklediğinde herhangi bir önlem düşünmeden bütün takım yüklenerek rakibinin paniğini körükleyerek puan almaya çalışan takımlarla dolu bir lig. bu sistemsizliğe göre yetiştirilen oyuncularla oynanan bir lig. bu takımlarla oynanan maçları da kazanmanın yolu sahada sert durmaktan, herhangi bir rakipten korkmamaktan geçiyor. 6 aralık 2009 galatasaray istanbul bb maçı'nın son 10-15 dakikası resmen rezillikti, utanç vericiydi. hakemi falan geçin, bir takım eğer kendi kaptanına ihanet ediyor, onun takım savunmasını ileriye çekme işaretlerini görmezden gelip sanki küme düşmeme mücadelesi veren bir takım gibi kendi sahasına sığınıyorsa, kaptanı oyundan alındıktan sonra iyice kendisini küçük düşürüyorsa, o takımın başına ya bir süreliğine yılmaz vural geçip bütün oyuncuları allah yarattı demeden sıra dayağından geçirmeli, ya da takıma cidden liderlik özellikleri olan biri getirilmelidir. bunlardan daha da önemlisi oyuncuların sahada beyinsiz gibi gezmeleri engellenmeli, kaptanlarının ve teknik kadronun söylediklerini uygulamaları zorunlu hale getirilmelidir. şu takıma kaptan olarak puyol gelse, antrenörlerden biri alex ferguson olsa bile eğer sahada ayhan, hakan balta, mehmet topal, aydın gibi adamlar kafasına göre esecek, kimsenin söylediklerini takmayacaksa bu takımdan bir halt olmaz. önümüzdeki sezon ortası rijkaard ve neeskens gider, yerine skibbe ayarında bir adam gelir, yönetim tekrar liselilerin eline geçer, ben de futboldan 21 yaşında emekli olurum. ayrıca bu futbol denilen oyunu tarih boyunca bu kadar futbolcuya bağımlı bir hale getiren bütün insanlara kafam girsin. evet bu yazıyı böyle bitiriyorum, zira sörf yemem gol yerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın