• 4376
    2011/2012 sezonunda 2, 3 sene öncesine göre iyi bulduğum takım. fatih terim'in kafasındaki kadroyu sezon ortasında tamamen oluşturacağını düşünüyorum. bir de takımın ayak bağı futbolcularından temizlenmesi gerek. aydın yılmaz, emre çolak ve çağlar. artık devre arasında başka bir takıma kayıtsız şartsız gönderilmeleri lazım. sabri sağ bekte bazen iyi bazen çok etkisiz oynuyor. ayrıca birinci kaptanlık yapacak özelliklere sahip değil. ujfalusi kaptanlığı tecrübesi ve istikrarlı futboluyla daha çok hak ediyor. riera bu sezonki yabancı transferlerin en kötüsü olduğunu şimdiden kanıtladı. çok ruhsuz mücadele ediyor, atılan toplara koşmuyor. çok etkisiz. eboue ise çok kötü değil ama zamana ihtiyacı var.
  • 4377
    bu takımda yaratıcı oyuncu yok ağalar dedik dinletemedik kimseye. geçmiş entrylerim incelendiğinde lincoln'e, keita'ya, diego'ya nasıl ilenip, dilendiğim görülebilir pekala ve yeniden haklı çıkıyorum 21 ekim 2011 antalyaspor galatasaray maçı itibarı ile.

    iyi ama haklı çıkmak neye yarar ulan takım kaybettikten sonra.

    (bkz: ben demiştimci abi)*

    edit: pino ise zaten elimizdeydi ki uçup gitti aslan gibi yaratıcı oyuncu.
  • 4381
    enkaz halinde ki bir takımken her şey tamamen yeniden yapılanmaya başlamıştır. bence iyi yoldadır, iyiye götürecek insanların elindedir. günlük olaylarla değerlendirip yargılanması saçmadır, zamana ihtiyacı vardır. bir sürü giden gelen oldu ama daha da olacaktır her şey güzel olacaktır. elbet yanlışlarda olacaktır ama sabretmek desteklemek lazımdır. ayrıca bu sene ligde şampiyon olması bence bu hakemlerle hayalden öte bir şey değildir. bir de ali sami yen de nağmağlup bitirecektir sanırsam ligi.
  • 4382
    plansız transfer politikalarının zarar verdiği takımımdır.

    http://gss.gs/798555 eğer bu doğruysa ki doğrudur bence;** o zaman riera nereye gidecek?daha doğrusu riera'yı alacak kulüp çıkacak mı?muhtemelen elimizden çıkaramayacağız sonra da boş yere yıllık 3 milyon euro ödeyeceğiz.yedek kulübesinde oturacak oyuncuya 3 milyon euro verecek kadar zengin bir kulüp değiliz umarım bir şekilde elden çıkarabiliriz riera'yı.bir kaç milyon euro fazla vermekten kaçtığın oyuncuyu devre arasında transfer edebilmek için o oyuncu* yerine performansına göre astronomik bir yıllık ücretle 4 seneliğine hem de transfer ettiğin oyuncuyu* elden çıkarabilmeyi bekleyeceksin,plansızlık değil midir bu?

    riera'nın yerine de direkt olarak podolski'nin düşünülüyor olması da düşündürücü.hep aynı isimlerde takılı kalmamız,alternatiflerimizin olmaması yeterince araştırmadığımızı gösteriyor.riera gidecek ve sol açığa bir isim gelecek,podolski.ben hep aynı isimlerin dönmesinden bıktım,siz bıkmadınız mı?

    devre arasında yine aynı isimlerle** çok fazla uğraşmamamız,olmuyorsa alternatif isimleri denememiz gerektiğini ve araştırmaya şimdiden başlanarak çok alternatifli bir transfer listesinin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.aksi takdirde tüm umutlarımız boşa gidiyor.

    artık sadece taraftar istiyor ya da sadece çok ünlü olduğu için bir oyuncuyu transfer etmekten vazgeçelim.takımımıza ve oyun sistemimize en uygun oyuncuları bulup onları transfer edelim.
  • 4383
    bu takimin su andaki en büyük eksikligi kanatlarinin calismamasidir efendim, ne yaratici oyuncu ne de forvet. ha elinizdeguiza tarzinda becereksiz bir forvet olur eyvallah, forvet alalim, ama siz eger 18 in icine giremiyorsaniz elinizde messi tarzi bir oyuncu da yoksa, önceligi orta sahada ve kanatlarda pozisyon hazirlayanlara vermek gerekir. orta sahamiz ( melo, selcuk, engin gerekirse yekta ve ceyhun- tamam bir adet playmaker fena olmazdi ama neyse) su anda bu ligi kaldiracak seviyede. gelelim kanatlara.. ne riera, sercan, eboue, aydin ne de onlara arkadan destek verecek hakan, sabri, caglar pozisyon yaratacak yardiracak akip gidecek, hizli ataklarda rakip defansin dengesini bozacak driplingleri yapacak yetenege sahip degillerdir. iste bu yüzden su ana kadar attigimiz goller, ya karambol, ya bireysel beceri ya da duran toplardan... acilen futbolcularimizin form tutmasi, aksi halde devre arasinda takviyeler yapilmasi arzusunu tasimaktayim efendim...
  • 4384
    oynamak isteyen ama varolan malzeme ile bir üst seviyeye çıkamayan, hücum bölgesinde yaratıcı bir oyuncu eksikliği duyan takımımdır. hücum hattında; faydalı ama skorer bir oyuncu olmayan elmander, 2 senedir sakatlıkları yüzünden takıma bir faydasını göremediğimiz baros, oynadığı son 45 lig maçında 11 gol atabilmiş forvet oyuncusu sercan yıldırım'ı bulunduran takımımdır. sezon başında diego "çok yumuşak" gerekçesiyle veto edilmeseydi. 21 ekim 2011 antalyaspor galatasaray maçı gibi sıradan maçları 1-0'da olsa kayıpsız atlatırdı.
  • 4385
    çok klişe evet ama böyle iniş çıkışları yaşaması çok normal. takım kendi evinde oynamayı çok iyi biliyor, bir iki maç sonra deplasman fobisini de yıkacaktır. yermeye gerek yok, çarşamba günü herkes biletini alıp(umarım tüm arkadaşlarımda bunu yapabilecek güç vardır, iğneleme yapmıyorum) takımı sesi çatlayana kadar desteklemeli. çok güzel bir yolda ilerliyoruz. bunun sonu şampiyonluk eminim.
  • 4387
    ibb maçı bir istisna idi. ilk maç ve yepyeni bir takımdık. karabük maçında ilk 10 dakika içinde 3 net pozisyon bulmuştuk. 10 kişi kalmamız dengeleri değiştirdi. bu yüzden puan kaybettik. yoksa o maçı kazanamama ihtimalimiz yoktu antalya maçını kötü oynadık ama en azından defansta açık vermedik, gol yemedik. kötü oynadığımız maçta 1 puan aldık. aslında iyiyiz. özellikle engin ile daha iyi olacağız. lincoln tarzı bir 10 numaramız olsa melo ve selçuk'un önüne koysak mükemmel olur. ya da neill tarzı bir stoperimiz olsa ujfalusi'nin yanına koysak iyi olur. neyse iyi yoldayız. en azından kaybetmiyoruz. kaybetmeyeceğiz.
  • 4388
    sol beki olmayan acilen sol beke ihtiyaç duyan takımdır. sol açığı yerlerde sağ açıkta ise sadece kazım'ın ayağına bakan bir takım. iki sakatlık olunca ne hale geldi.podolski pahalı diye aldırmayan yöneticiler şimdi riera'ya verilen,çöpe atılan paraya yansınlar oturup.rotasyonumuz çok kısıtlı,kazım sakatlanınca aydın ilk 11'de başlıyor daha ne diyeyim ben.
  • 4389
    "takım" olarak sıfırdan kurulmasına rağmen sahada her manada" takım" görüntüsü vermektedir.ofansta sıkıntıları mevcuttur.ancak savunma konusunda 3 yıldır elini kolunu sallayarak gol yiyen bir "takım"ın başarısını takdir etmek gerekir.

    deplasmanda yapılan puan kayıpları sezon başında birçok kişinin söylediği gibi muhtemeldir.çünkü ali sami yen'de taraftarı arkasına alıp tempoyu ayarlayabilen "takım"ımız deplasmanlarda tempo konusunda sıkıntı yaşamaktadır.özellikle atağa yönelik oyuncularımız kendilerinden bekleneni henüz verememektedir.ancak bu ligde savunma her zaman 1. plandadır.hücum konusu ufak takviyelerle çözülebilecek bir sorun diye düşünüyorum.bununda sebebini yaratıcı bir orta saha veya sol açık ile ofans anlamında oldukça fark edeceğimizi düşünüyorum.

    şahsen son senelerde sahada kıçını kaşımaktan futbola kafasını veremeyen oyunculardan,sahada kötü oyunda bile mücadele etme arzusunu gösteren oyunculara geçişimiz büyük artıdır bizim için.ancak eksikleri fatih hoca tespit edip takviyeleri yapacaktır.

    bu takım bir takımdır şu an için.bu çok büyük bir artıdır.zamanla iyiye gitmektedir,daha da gidecektir.devre arasında takviye olması da yüksek ihtimal gibi duruyor.
  • 4390
    2010-2011 sezonunun ilk 7 haftasında 4galibiyet,3 mağlubiyet almıştı. 12 puanı vardı 7 hafta sonunda. 2011-2012 sezonunda ise 4 galibiyet, 2 beraberlik, 1mağlubiyet aldı. 14 puanı var.
    geçen yıl 7haftada 11atıp 7yemişiz bu yıl 11atıp 5yemişiz.

    bu yıl oynadığımız bursa ve samsun maçlarında ilk golü attıktan sonra maç 1-1'e geldi ve galibiyet gollerini ondan sonra bulup 3 puana ulaştık. karabük maçında 10 kişi kalıp geriye düşüp sonrasında beraberliği kurtardık. antalya maçında son dakikada muslera'nın kurtardığı bir pozisyon var. hah işte geçen yıl olsa bursa ve samsun maçları berabere biter, karabük ve antalya maçı kaybedilirdi. 2 galibiyet, 3 mağlubiyet ve 2 beraberlikle 8 puanla 7 haftayı bitirirdik. artık top kalemize yaklaştığında yürekler ağıza gelmiyor, rakip takımın kornerlerinden önce başımız ellerimizin arasına gitmiyor, kullanacağımız duran toplardan önce nasıl olsa aksiyon olmaz diye heyecanlanılmama durumu da olmuyor. hakemler bizi etkileyince susmuyor artık takım. hakkımızı savunan birileri var yani. neyse güzel günler görücez sonunda.
  • 4391
    lig şampiyonluğu: 17 kez şampiyon olmuştur. (1962, 1963, 1969, 1971, 1972, 1973, 1987, 1988, 1993, 1994, 1997, 1998, 1999, 2000, 2002, 2006,2008)

    türkiye kupası : 14 kez (1963, 1964, 1965, 1966, 1973, 1976, 1982, 1985, 1991, 1993, 1996, 1999, 2000, 2005)

    cumhurbaşkanlığı kupası: 10 kez (1966, 1969, 1972, 1982, 1987, 1988, 1991, 1993, 1996, 1997)

    başbakanlık kupası: 5 kez (1975, 1979, 1986, 1990, 1995)

    17/05/2000 tarihinde uefa kupasını namalüp kazanan ilk ve tek takımdır.

    25/08/2000 tarihinde uefa super cup' ı real madrid ile oynadığı maç sonunda kazanmıştır. zamanının real madrid başkanı maç öcesi "müzemizde bir tek bu kupa yok. bu kupayı istiyorum." açıklamasını yapmıştır. biz karşımızda bu kadar iddaalı bir real madrid beklemiyorduk. demek ki biz daha çok istemişiz.

    bu sezon bu şanlı tarihimize bir kaç kupa daha ekleyeceğimizi düşünüyorum.
  • 4394
    bizde adettir, bir takım gol sıkıntısı çekiyorsa "bize şöyle pas dağıtacak bi 10 numara lazımdı abi" geyikleri başlar. nitekim farklı şekillerde de olsa buna benzer yakarışlar görmeye başladık. selçuk inan'a bok atmalar başladı en azından.

    galatasaray son yıllarda hiç olmadığı kadar iyi bir merkez orta sahaya sahip. bu da takımın artık ayağında top tutmaya başlayan, oyunu domine eden bir kimliğe bürünmesini sağladı yeniden. ancak son yıllarda alışık olmadığımız bir sorun çıktı bu kez karşımıza. kanatları efektif kullanamamak. bunda arda turan'ın zamansız ayrılışının da ciddi etkisi var elbette. sağ kanatta yerli kontenjanından oynayacağı hemen hemen kesin olan kazım varken, sol kanada da oyun yapısı olarak ona çok benzeyen bir oyuncu koyunca bu sorun çıktı ortaya. albert riera kötü bir oyuncu değil, biraz zaman geçince kalitesini daha fazla ortaya çıkaracağına inanıyorum fakat maksimumunu verse bile bu takım kanatlarını efektif olarak kullanamayacak. zira iki kanat oyuncun da ayağında iyi top tutabilen, uzun boylu ancak hız konusunda vasatsa bir sıkıntı doğması doğal. kanatlardan en az birinin yardıran tipte oyuncu olması, takım çarklarının çok daha iyi işlemesini sağlardı.

    "selçuk niye ara pası veremiyor yea" diyen dünyanın en düz insanlarının anlaması gereken, takımda ara pası alacak oyuncu sayısının azlığıdır. kazım da, riera da, elmander de nispeten geride kalıp ayağına top almayı seven oyuncular. keita gibi önüne top attığınızda gol pozisyonu yaratma ihtimali çok yüksek bir oyuncu eksikliği açık. devre arasında bu hamle şart. kanat kombinasyonlarını bu şekilde doğru kurduktan sonra zaten çarklar daha iyi işleyecektir.

    ben bu takımdan memnunum. 4 maçtır gol yemiyor, rakiplerine verdiği pozisyon sayısı her maç daha da azalıyor, topa sahip olma oranı son yıllara göre çok yüksek ve liderin sadece 3 puan gerisinde. geçen seneki dibe vurmanın ardından bu sürede bu eşiğe gelmek kolay iş değildi. kimsenin elinde sihirli değnek yok, bi anda önüne geleni yenen bir takım olmak mümkün değil. iç sahada zaten sorunu yok, tek eksiği dış saha maçlarında oyunu koparacak hamleleri yapmak. bunun için de tek ihtiyacı şimdilik zaman. devre arasında yapılacak son rütuşlarla şampiyonluğun bir numaralı adayı olacağı kesin.

    edit: cidarre 1905 uyardı, geçen hafta bursa'dan gol yedik evet. duran top olduğu için pek dikkate değer görmemişim.
  • 4395
    hücumdaki zaafının temel olarak ofansif orta saha oyuncusu* eksikliğinden kaynaklandığını düşünmekteyim.

    arda ve culio gittikten sonra zaten kısıtlı olan bu tarz oyuncu sayımız, ilk onbir kalitesi olarak sıfırlanmıştır.

    şayet benim gözümde engin devşirme, yekta da* ilk onbir kalitesine henüz erişememiş bir ofansif orta sahadır.

    rieranın hakan balta'yla hantallık uyumu , kazımın gerek istikrarsızlığı gerek bindirme kısırlığı ihtiyacımız olan ofansif zenginliği bir türlü sağlayamamaktadır.

    allahtan selçuk-melo tandemi takım savunmasına feci katkı sağlıyo da, rezil defansımıza rağmen* yediğimiz gol sayısı alt seviyelerde.
  • 4396
    kesinlikle ve kesinlikle "yavaş" futbol oynayan bir takımdır. yerine göre yavaş futbol oynarsın tabii, takımdaki 11 oyuncun da ayaklarına hakimdir, pozisyon bilgileri üst seviyededir, oynarsın. lakin mevcut kadroda böyle birşey olmadığı aşikar ve maalesef kadro hem yavaş hem de kalitesiz olduğundan başka bir futbol beklemek, imkansız. diyeceğim şu ki, bu takıma operasyon gerekliydi ve yapıldı. yapılan operasyon hatalı ve bunu düzeltmek için seri operasyonlara gerek olacak. sonuç, yönetim bu kararı alabilecek kadar cesur mu? sanmam.

    ufukta yine esmer günler var...
  • 4397
    karamsarlığa gerek yok bence. takım evet tam olarak takım kimliğine bürünmemiş olabilir ama an itibariyle ülkenin en iyi kadrolarından birisi bizim elimizde. defansta gökhan, hakan, servet, sabri ve çağlar milli takımımızda, ufi kendisi milli takımı bıraktı. orta sahada selçuk, kazım, engin, ceyhun, elmander, yekta, eboue milli takımlarda hatta melo tekrar milli takımına alınacaktır, forvette baros, sercan milli takımlarda ve kalede muslera milli takımda oynuyor. yani 17 futbolcumuz milli takımlarda oynuyor veya oynayabilecek kapasitede. ofansif yönden takımın kendini toparlaması demek tutulamayacağımız anlamına gelir ki bu hem türkiyede hem de avrupada bize başarı getirir. o yüzden tekrar söylüyorum ve büyük harflerle yazıyorum "karamsarlığa gerek yok!".
  • 4400
    takım savunması çok iyi düzeyde ve belli bir sisteme bağlı kalarak oynuyoruz çok pas yaparak sonuca giden bir takım yaratma çabası içerisinde fatih hoca. evet eksiklerimiz var ama son yıllarda bu kadar iyi top çeviren , topu ayağında tutabilen bir takıma sahip olmamıştık.bir beyin ve sol kanat takviyesiyle çok güzel şeyler başarabilecek bir ekip haline geleceğiz inancım sonsuz buna.

    takım oluyor , o yıkım sürecini atlattı , bu sezon şampiyonluk çok yakınında . daha ne istiyoruz bu sezon için bilmiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın