2751
ilk yarıyı geride bıraktık. haliyle bunu yazmak için biraz geç kaldım, çünkü 2. yarıdan itibaren başka oyuncular, başka bir futbol anlayışı olacaktır diye düşünüyorum. ama mevcut oyun anlayışıyla ilgili bir şeyler yazmak istedim. şu şartlarda, galatasaray futbol takımı'nın gol atması mucizelere bakar. ki zaten son haftalarda öyle de oluyor.
galatasaray göbekten hücum geliştirme konusunda son zamanlarda izlediğim en yetersiz takım konumunda şu anda. özellikle 11 aralık 2010 galatasaray gençlerbirliği maçını da yeni açık'ta izleyince bu tezim daha da güçlendi.
atak gelişimini ve saha dizilişini bir an için gözünüzün önüne getirin. ortada cana-ayhan-barış(ya da hakan) topu aldıklarında %90 ihtimalle kanada açıyorlar topu. buraya kadar bir sıkıntı yok. ancak sıkıntı buradan sonra başlıyor. zira galatasaray kanatları, kenar çizgilere aşırı yakın bir vaziyette pozisyon alıyor. sol kanatta çağlar ve önünde kewell, sağ kanatta sabri ve önünde aydın, taç çizgisine abartısız 1 metre mesafede oynuyorlar. üstelik top çağlar'a veya sabri'ye geldiğinde, içe katetmesi gereken kanat oyuncuları çizgiye daha da yaslanıp, topu o alanda sıkıştırıyorlar.
şimdi benim kewell'ın futbol zekasına, vuruş tekniğine, top tekniğine lafım yok. galatasaray'da top ayağına geldiğinde premier lig görmüşlüğü bariz belli olan oyuncuların başında geliyor. ancak bir gerçek var; o da zaten ortalama bir sürati olan kewell'ın ilerleyen yaşıyla birlikte eski çabukluğunun da kalmamış olması. eğer bu kadar kanat çizgilerine yaslanarak oynamak istiyorsanız, elinizde keita gibi çizgi oyununu üst düzey oynayan, gerekirse rakip savunmayı sırtına alarak son çizgiye kadar inen, adam eksiltebilen, çok süratli bir isim bulunmalı. diğer kanatta da aydın veya serdar özkan zaten çok girişken oyuncular değil. bir de şu var; oyun kanada yığıldığında, bu oyuncular rakiplerini geçemeyeceklerini anladıklarında, oyunu ortaya çevirebilmek için bir 10 numaraya ihtiyaç duyarlar. boş alan bulan 10 numara pozisyonundaki oyuncu ve önündeki baros tarzı forvet çok etkili olur. ancak mevcut sistemde orta saha oyuncularının bu meziyetleri 0'a yakın olduğu için ya orada fantastik işler aranıp top kaybediliyor, ya da sırf orta açmak için orta açılıyor.
yarın öbür gün bu takıma arda turan da katılacak. malum olduğu üzere onun da sürati belli seviyede. peki elinde bahsettiğim tarzda süratli kanat oyuncusu yoksa ne yapmalı galatasaray? skibbe dönemini getirin bir an için gözünüzün önüne. arda-lincoln kewell üçlüsünün, kanat gibi değil de, forvetin hemen arkasında oynadığı ve özellikle ankara deplasmanlarında parmak ısırttığı dönemi... demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. galatasaray bir an önce şu çizgi cambazlıklarını bir kenara bırakıp oyunu göbekten oynamayı öğrenebilmeli. bu şekilde kewell'ın da gol bölgesine daha yakın olacağını ve daha sık şut pozisyonları bulabileceğini düşünüyorum. tabi bence galatasaray 10 numarasız oynayamaz, bunu da not düşmekte fayda var.
galatasaray göbekten hücum geliştirme konusunda son zamanlarda izlediğim en yetersiz takım konumunda şu anda. özellikle 11 aralık 2010 galatasaray gençlerbirliği maçını da yeni açık'ta izleyince bu tezim daha da güçlendi.
atak gelişimini ve saha dizilişini bir an için gözünüzün önüne getirin. ortada cana-ayhan-barış(ya da hakan) topu aldıklarında %90 ihtimalle kanada açıyorlar topu. buraya kadar bir sıkıntı yok. ancak sıkıntı buradan sonra başlıyor. zira galatasaray kanatları, kenar çizgilere aşırı yakın bir vaziyette pozisyon alıyor. sol kanatta çağlar ve önünde kewell, sağ kanatta sabri ve önünde aydın, taç çizgisine abartısız 1 metre mesafede oynuyorlar. üstelik top çağlar'a veya sabri'ye geldiğinde, içe katetmesi gereken kanat oyuncuları çizgiye daha da yaslanıp, topu o alanda sıkıştırıyorlar.
şimdi benim kewell'ın futbol zekasına, vuruş tekniğine, top tekniğine lafım yok. galatasaray'da top ayağına geldiğinde premier lig görmüşlüğü bariz belli olan oyuncuların başında geliyor. ancak bir gerçek var; o da zaten ortalama bir sürati olan kewell'ın ilerleyen yaşıyla birlikte eski çabukluğunun da kalmamış olması. eğer bu kadar kanat çizgilerine yaslanarak oynamak istiyorsanız, elinizde keita gibi çizgi oyununu üst düzey oynayan, gerekirse rakip savunmayı sırtına alarak son çizgiye kadar inen, adam eksiltebilen, çok süratli bir isim bulunmalı. diğer kanatta da aydın veya serdar özkan zaten çok girişken oyuncular değil. bir de şu var; oyun kanada yığıldığında, bu oyuncular rakiplerini geçemeyeceklerini anladıklarında, oyunu ortaya çevirebilmek için bir 10 numaraya ihtiyaç duyarlar. boş alan bulan 10 numara pozisyonundaki oyuncu ve önündeki baros tarzı forvet çok etkili olur. ancak mevcut sistemde orta saha oyuncularının bu meziyetleri 0'a yakın olduğu için ya orada fantastik işler aranıp top kaybediliyor, ya da sırf orta açmak için orta açılıyor.
yarın öbür gün bu takıma arda turan da katılacak. malum olduğu üzere onun da sürati belli seviyede. peki elinde bahsettiğim tarzda süratli kanat oyuncusu yoksa ne yapmalı galatasaray? skibbe dönemini getirin bir an için gözünüzün önüne. arda-lincoln kewell üçlüsünün, kanat gibi değil de, forvetin hemen arkasında oynadığı ve özellikle ankara deplasmanlarında parmak ısırttığı dönemi... demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. galatasaray bir an önce şu çizgi cambazlıklarını bir kenara bırakıp oyunu göbekten oynamayı öğrenebilmeli. bu şekilde kewell'ın da gol bölgesine daha yakın olacağını ve daha sık şut pozisyonları bulabileceğini düşünüyorum. tabi bence galatasaray 10 numarasız oynayamaz, bunu da not düşmekte fayda var.