• 25327
    https://galeri13.uludagsozluk.com/...iyorum_2005040_m.jpg
    https://www.youtube.com/watch?v=VW8Q4k6WCnI

    ekteki ekrem abi repliğinin ve cem uzan videosunun hakkındaki durumumu çok güzel anlattığı futbol takımı.

    hakikaten artık ben sıkılıyorum, bunalıyorum! hayır hata nerede ben biliyorum, sen biliyorsun, öteki beriki hepimiz biliyoruz abi ama galiba sadece biz hata olarak görüyoruz lan başka türlüsü mümkün değil!

    halen babel'den, feghouli'den kanatta iş bekliyoruz. halen bekleri ileri çıkarıp ilerde ceza yayında pas yapıp içeriye etkili giremiyoruz. halen dönen toplarda yaşadığımız her problemde yüreğimiz ağzımıza geliyor. yeter be kardeşim yeter!

    sene olmuş 2020 bu kadar durağan, baygın, bayık, rezil, leş, rüsva ve hiç bir anlam etmeyen bir futbolu bu takımda görmek istemiyorum abi ben yeter!

    32 yaşındayım ben, böyle bir şey görmedim. yahu işe yaramıyor işte! ya-ra-mı-yor neyini anlamıyorsunuz quantum fiziği değil ki lan futbol bu futbol! yahu daha geçen sene aynısını denedik, bire bir aynısını denedik yine sağda feghouli solda babel vardı bire bir aynısı be!

    "en iyi savunma oyunu oynamaktır" diyen bir hoca, takımının topu ceza sahası çevresinde eveleyip geveleyip taa kaleciye kadar dönmesine 4. senesi artık nasıl tepki göstermeyip buna bir önlem alıp çözüm bulamıyor ben deli çıkacağım artık düşünmekten arkadaş!

    ya açın arada bir premier lig, bundesliga izleyin. ya da vazgeçtim izlemeyin daha düşük kalite ligleri izleyin. bulgaristan, polonya falan izle abi adamlar rekabette çılgın atıyorlar birbirlerine. siz premier lig izleyince sizin için tek orta saha seri, tek kanat onyekuru falan oluyor çünkü!

    hani uefa kupası belgeselinde diyarbakır'daki türkiye kupası finali öncesi hocanın takıma çektiği ayar var, bilirsiniz. yemin ediyorum başkandan hocaya futbolcudan çaycıya antrenörden yener hocaya scoutingden mağazacılığa hepsine "kendinize gelin buradan sahaya kadar" ayarını çekecek birisi lazım! hocanın kendisine bile abi! 4 senedir feghouli yeter be! beyimiz sezonda 2 maç alacak, 4 milyon euro sezon sonunda ne güzel istanbul! ha o 2 maçı da beyefendi kendisi seçecek, yani denk gelip de atıyorum hatay maçında da harika performans verebilir hiç alakasız yerde.

    beyler, herkese söylüyorum! paramız yok mu, yok tamam. kabul anasını satayım kabul zaten ülkenin içerisinde 3-5 kişi dışında para kalmadı onların da kim olduklarını yazarsam uğraşır dururuz. abi sekidika nerede? hadi onu geçtim, kerem aktürkoğlu nerede? oğulcan neden alındı bu takıma madem oynatmayacaktık onu hadi birisi bana aklı başında izah etsin. parasızlıksa parasızlık usta, paramız yokken biz bu adamlara neden para döktük? hadi tamam, diğerlerinin yanında 3 kuruş 5 kuruş gibi kalır o da peki, lan oynasın adamlar oynasın!

    tüm dünya 90 dakika daha hareketli oynamaya çalışırken biz sürekli duruyoruz topla neden? yemin ediyorum birisi bana anlatsın tamam diyeceğim neden bu takım dura dura oynamayı benimsiyor? hareketli adam geliyor o da duruyor, durağan adam zaten duruyor, oynayan geliyor duruyor oynamayan geliyor duruyor neden hep duruyoruz?

    bıktım bilader. bıktım 90 dakikada 1.5 pozisyonla maç almaya çalışmaktan! yeter ulan!
    acilen değişim! değişim! değişim!
  • 25328
    takımın son terim dönemindeki durumu değişmeyecek noktaya geldi. takkeyi çıkarıp önümüze koyalım. biraz acı gerçeklerden bahsedelim.

    takımımız hangi maç olursa olsun ikinci 45 dakikalara çok kötü başlıyor. en az 15 dakika gidiyor. artık kronik bir hal aldı. bunun teknik heyetin bir hatasından kaynaklandığı çok açık. her maç, bir takım ikinci yarıya kötü başlıyorsa oyuncuların hatası değildir.

    top kapma gibi bir becerisi yok. günümüz futbolunda anahtar beceri rakip savunmayı bozmak üzerine. biz bozmak bir kenara pres yapamıyoruz. hele rakip bizim sahaya geçtiğinde sadece izliyoruz. çok acı verici sekanslar izlemeye mahkum olduk. faul bile yapacak kadar yaklaşamıyoruz rakiplere.

    belhanda-soso-babel üçlüsünün aynı anda sahada olabileceği hiç bir profesyonel takım yoktur. bugün ptt 1. ligde bir takıma gitseler yine de aynı anda sahada olmazlar. en fazla biri sahada olmalı. takımda kalmaları çok olağandışı bir durum değil. ama takımda olmaları demek her maç oynayacaklar demek de değil. rakibe göre farklı varyasyonlarla sahada olmalılar.

    dünyanın en uyuşuk, cansız ve tahmin edilebilir takımlarından biriyiz. adem büyük, emre akbaba, ömer bayram, taylan ve diğer transferlerin dönemlik çıkışları rakiplerin beklemediği işleri yapmalarından kaynaklandı. kaliteleri ve sürekliliklerinin olması için hiç çabalamadı teknik heyet. adeta posalarını çıkarıp kenara aldılar her seferinde.

    transferler başarıyı etkiler. bu bir gerçek ancak elindeki oyuncularla yapılabilecek değişimlerin denenmediği ortamda transfere bel bağlamak sadece ve sadece mali külfet ve çatlak duvara sıva yapmaktır.

    başarı kazanmak zorunda olup kötü futbol oynayan takımların tek forvet oynama lüksü yoktur. tek forvet oynayan takım zaten rakibin üzerine gidebiliyordur. kanat forvet ya da kalabalık orta saha kullanarak hücumda çeşitliliği ve skora katkı yapan oyuncu sayısını artırmak için tek forvet kullanır. takım iyi top oynayana kadar 4-4-2'ye sarılmak zorundayız. rakibin baskısını kıramadığında topu ileri atmak gibi bir seçeneğimiz olmalı. çizgiye inmeden kanattan orta açma hakkımız olmalı. kaos futbolunun olmazsa olmazıdır çift forvet. zaten topu tutamıyoruz bari heyecan olsun demektir. taraftara saygı duymaktır.

    90 dakika boyunca aynı şeyi deniyoruz. o kadar bariz ki derdimiz, maçlar 0-0 iken en fazla 3 kez denk getiririz. gol çıkarırsak ne ala. çıkaramazsak işkenceye devam.

    takımda koşuları, dinamik yapıları, hırsları vs. diğer takımlardaki futbolculara benzeyen üç oyuncu var sadece: saracchi, etebo ve omar. neden acaba?!

    korneri paslaşarak kullanıyoruz ve top kaybediyoruz. bakıyorum kenarda teknik ekip ayağa fırlıyor. oyunculara bağırıyor. hepsi beraber. bu peş peşe 4. maçta falan olan bir şey. taraftar olarak kalbime saplanan acıyla birlikte sırıtıyorum artık. çünkü paslaşarak kullanılan kornerleden henüz bir fayda sağlanmadığının sağlanamayacağının farkındayım. teknik ekip 3 maçtır uyarmadığı problemi 4. maçta mı fark ediyor yani? maçın içinde oyuncu azarlamanın ne gibi getirisi olabilir? top kaybından çok daha acı verici bir şey. paslaşarak kullanmayın dediğin halde öyle kullanılıyorsa o oyuncuyu kesersin biter.

    fatih terim'in istifasını istemek ya da ona futbolu anlatmak bizi komik duruma düşürüyor. en çok bizi bu duruma düşürdüğü için üzülüyorum, kızıyorum. yoksa bir iki sezondaki başarısızlığa bakıp el sallanacak birisi değil. hocam lütfen kendini topla, lütfen.
  • 25329
    mutsuz olduğum noktalar var.

    top rakipteyken temas etmiyoruz rakip oyuncuya. adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya ceza sahasına kadar geliyor. ceza sahasında aklımıza geliyor temas. geçen sene ömer bayram'ın, bu sene taylan antalyalı'nın fark yaratmasının sebebi bu. bu adamlar temastan kaçınmadılar. ancak genel olarak özellikle de orta sahada rakibe temas etmiyoruz. rakibi sindiremiyoruz.

    top bizdeyken hep kaçak dövüşüyoruz. rakipten temas alan hemen hemen her oyuncumuzun dengesi bozuluyor veya top kaybı yapıyor. rakiple yan yana koşmaya başlayan her oyuncumuz ya top kaybı yapıyor ya da zoraki bir dokunuş yapıyor topa.

    kısacası fiziken berbat durumda takım. antrenman yöntemlerinde mi bir sıkıntı var, oyuncular mı kendine bakmıyor, oyuncuların yaşı mı fazla bilemem. ancak temaslı oyunun çok uzağında takım. biraz akıllı bir teknik direktör sert bir oyun oynasa bizi sindirir.

    bir başka nokta son çizgiye inemiyoruz. en son garry rodrigues sağ kanatta oynarken iniyordu. garry sol kanata geçti ve bitti. bir tek marcelo saracchi iniyor arada. onun dışında son çizgiye inen yok. hızlı kanat oyuncusu yok. hızlıdan kastım henry onyekuru tarzı forvet değil. asist yapacak hızlı kanat oyuncumuz yok. kanatlar hızlı olmalı, eğer 433 oynanacaksa. arda turan, sofiane feghouli gibi adamlarla anca 442 oynanır diyeceğim de onu da oynayamazlar.

    ceza sahası dışından şut atamıyoruz. şut yok bizim takımda. attığımızda da dağlara taşlara denizlerin altına gidiyor.

    kısacası takım futbolun en basit işlevlerini beceremeden pasa dayalı barcelona gibi 433 oynamaya çalışıyor. adama gülerler.
  • 25330
    koşamıyor (r), hızlanamıyor (v), ivmelenemiyor (a). düzlem üstünde derdimi daha nasıl anlatayım bilmiyorum. bunları yapabilen bir hücumcu olunca yetiyordu. bruma, rodrigues, onyekuru bu tip oyunculardı. bir patlamayla arkalarındaki beki, santrforu, ters kanattaki hücumcuyu, orta sahadan birilerini hareketlendiriyorlardı.

    bu entry'i 23 kasım 2019'da depolamışım. takımın sorunları devam ediyor. 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçında elimizdeki hızlı hücumcu olan emre kılınç hızını yeterince verimli kullanamayacağı bir pozisyonda oynadı. hızın önemli olduğu bir futbol çağındayız. beklerimizi hızlandırdık ama hücum oyuncularımız çok statik. bu felsefeyle oynamaya devam edersek çok zorlanırız.
  • 25331
    yapılan eleştirilerin birbirine karışmamasını düşündüğüm takım.yönetimin sorumlulukları görevleri ayrı teknik direktörün teknik ekibin görevleri sorumlulukları ayrıdır.1 ekim 2020 rangers galatasaray maçı'nın sorumluluğu ne olursa olsun fatih hoca'dadır.galatasaray futbol takımı sahaya çıkıyorsa başında fatih hoca varsa insanların güzel futbol beklentisi en azından mücadele görmek istemesi gayet normaldir.bunlar gerçekleşmeyince elbetteki eleştiriler olacak.taraftar her türlü kulübe destek olsun forma olsun diğer ürünler olsun mobil uygulama olsun ama kimseyi eleştirmesin düşüncesini yanlış buluyorum.türk futbol tarihinin en başarılı teknik direktöründen uefa avrupa ligi elemesini geçmesini beklemek ve hayal kırıklığına uğraması insanların gayet normaldir.yönetimin hatası yok mu elbette var ama ben maçın oynandığı andan bitişine kadar olan süreyi kastediyorum o an fatih hoca'nın sorumluluğundadır takım.yönetim konusunda da tabiki eleştirilecek çok şey var ama belirttiğim gibi birbirine karışmaması açısından yazmıyorum.
  • 25332
    feghouli, babel, falcao üçlüsünün sözleşmelerinden çıkış yapamadığı sürece ifla olamayacak olan takımımızdır. hadi ffp kalktı diyelim. önümüzdeki yaz kontratları aynı şartlarda devam etse limitimizin en az %40 ı bu adamlara gidecek. o yüzden şu saatten sonra bütün konsantrasyonu şu adamları tukaka etmeden, değersizleştirmeden gönderebilmek üzerine oluşturmamız lazım.
  • 25333
    2019-20 sezonu ilk devresi yaşadığı sorunları 2020-21 sezonunda da yaşayacak gibi duran takımımız. tek avantajımız yarışacağımız takım sayısının azalması belki de zirve yarışında ancak sonuçta şampiyon olmak için üretmek, pozisyona girmek ve mücadele etmek gerekiyor. kadromuz kaliteli ancak zamanı geçmiş oyunculardan kurulu maalesef. erken gol attığımız için sezon başı herkesi yanılttı ancak son dönemde oynadığımız maçları neleri yapamadığımızı yine herkese gösterdik. mevcut kadroyla da bu durumu aşamayacağımız aşikar. paraya doymuş, yaşını almış ve fiziksel mücadeleden kaçan ve hız bakımından eksik olan bir hücum hattımız var. gol atmak için bizden ziyade rakip hatalarından ancak golü bulabilecek bir görüntü çiziyoruz. koca süre bu kadroya gerekli takviyelerin yapılmaması da can sıkıyor.

    ilk 2 de yer alacağımızı düşünüyorum ancak bunu için devre arasına kadar tepeden çok kopmadan yolumuza devam etmeliyiz. ilk devre bitene kadar bol bol ocak ayını bekleyin sözünü duyacağız.
  • 25334
    galatasaray taraftarinin elestiri yaparken iyice kantarin topuzunu kacirdigi takim. bu takimin iyi veya kotu yaratici tek bir ismi var o da feghouli. ve bu uc senedir boyle. uc sene toplam 6 transfer donemi eder. bu sure zarfinda bu duruma alternatif uretemeyen teknik heyer basta olmak uzere yonetim dahil herkes sucludur. taraftarin ise ofkesini hala muhtac oldugumuz oyuncu yerine dogru yere yonlendirmesi ya da elestirilerin dozunu dogru ayarlamalari gerekmektedir. aksi durumun galatasaray’a bir katkisi olmadigi gibi tersine zarari olur.
  • 25335
    bu takımın yüksek tempoda ve hızlı oynaması lazım. hem savunmada hem hücumda. yüksek ve devamlı pres yapması lazım çünkü bu takım yerleşik savunma yapamıyor.

    bu takımın topu çok hızlı ve efektif çevirmesi lazım. çünkü o teknik kapasiteye sahip oyuncularla oynuyoruz ve görünüşe göre o oyuncularla oynamaya devam edeceğiz. bu takımın topu dikine oynaması lazım. o teknik kapasiteye sahip oyunculara sahip. bu takım eğer topu pasla ileri hızla taşıyamıyorsa driplingle çıkması lazım. o kapasiteye sahip oyuncuları mevcut.

    aslında bu sezon özelinde şartlar da uygun. tempolu, presli oynamaya. 5 oyuncu değiştirme hakkınız malum. 90 dakikayı çıkaracak en azından 5 futbolcuya, idealde 6 oyuncuya ihityacınız var. kalan oyuncuları 45 dakikada değiştirebilirsiniz, eğer kaldıramıyorlarsa tempoyu.

    ki dediğim gibi bu sezon özelinde bu tempolu ve presli oyunu kurgulaması da kolay. mesela kaleciyi değiştirmeyeceksiniz. 2 stoperinizi değiştirmeyeceksiniz. ancak zorunluluk olursa. zaten onun için 1 oyuncu değişiklik hakkını saklayıp 6 ideal oyuncudan bahsetmiştim.

    taylan antalyalı 90 dakikayı çıkarır. omar çıkarır. saracchi çıkarır -ama sakatlık riski artar, kendisi malum-. emre kılınç çıkarır. belhanda çıkarır. etobo çıkarır. aslında ömer bayram da çıkarır.

    aslında bek konusunda elimiz güçsüz de değil. bekleri 1,5 maçta bir rotasyona sokup saklayabilirsiniz de. emre taşdemir mesela kaldırabildiği yere kadar oynayabilir. ya da saracch, omar, linnes dediğim gibi 1,5 maçlık rotasyonla kullanılabilir. hele mevcut kullandığımız kadroyu düşünürsek dinamizmi ve tempoyu genelde beklerden aldığımızı göz önüne alırsak bu adamların hiç durmaması lazım.

    bakarsınız ki oyucunuz 30. dakikada tükendi, değiştirirsiniz biter. 5 oyuncu değişikliği hakkınız var sonuçta. illaki oyuncu değişikliğini ikinci yarıda yapacaksınız diye bir şey yok ki... baktınız aksayan oyuncunuz var, baktınız tempo düşmeye başlıyor, değiştirirsiniz biter. geri koşmayanı çıkarırsınız, ileri çıkmayanı çıkarırsınız. bir süre sonra formanın aslanın ağzında olduğu anlaşılır. ne kadar kaliteli ayaklarınız olursa olsun, koşmuyorlarsa, hareket etmiyorlarsa bir halta yaramıyorlar. artık bunu anlamak lazım.

    harekette bereket vardır.

    not: gerçi ben mevcut 5 oyuncu değişikliğini en efektif kullanan hocanın fatih terim olduğunu düşünüyorum.

    yani anlayacağınız, en azından ligde, en azından bu sezon "oyuncularımız o tempoyu kaldıramazlar" pek de geçerli bir mazeret değil. ki bu tempoyu oturtmaya başladığınızda oyuncularınız da kendini, hem fiziksel olarak hem de mental olarak ayarlamaya başlarlar ister istemez.

    evet. sakatlık riski biraz fazlalaşabilir. ama elin takımları bunu 90 dakikaya yayıp sadece 3 oyuncu değişiklik hakkıyla yapıyorlar. ve zaten yine bu sakatlık ve fiziksel hazırlıksızlık sebebiyle bol rotasyon, bol değişiklikten bahsediyorum.

    ilginç bir şekilde ligde neredeyse hiç kimse bu 5 futbolcu değişikliğinden yararlanmıyor. ben kuralın covid'e göre yeniden ayarlandığını duyduğumda, anadolu takımlarının bunu lehlerine kullanıp yüksek pres, yüksek tempo yapacaklarını düşünmüştüm. çünkü anadolu takımlarında oyuncu değişikliklerinin teknik olarak çok bir şey değiştirmeyeceğini düşünüyordum. bu yüzden ligin çok zorlu geçeceğini öngörüyordum.

    ama yanılmışım. belki de ben yanlışımdır. çünkü neredeyse hiçkimse farklı bir şey oynamıyor. herkes bekleyerek oynuyor. herkes yerleşik savunma yapıyor. ilginçtir, herkes oyuncu değişiklik hakkını saklıyor. alın eve götürün çok affedersiniz.

    not: ben bunları yazarken oynanan 3 ekim 2020 fenerbahçe fatih karagümrük maçında iki takım da 60. dakika olmadan 2 oyuncu değişikliklerini kullandılar. hım?

    dedim ya bu kuralı da en çok düşünen yine fatih terim. ama hocamızın da güvenli olduğunu düşündüğü bazı tercihleri var. ben yine de fatih terim'in bu durumu daha efektif kullanacağına inanıyorum.

    ki sezon başında benim yükseldiğim şeylerden biri de buydu. rotasyonu genişletmeye çalışıyorduk. gerçi onu a ve b takım şeklinde yapmaya çalışıyor gibiydik ama o da olumluydu. ileriki zamanlarda belki tecrübesiz oyuncularımızı da eklemlemeye başlayabilirdik.

    bu 5 yabancı değişikliği aslında öyle bir nimet ki birçok şeyi deneyebilirsiniz. mesela tecrübesiz oyuncularınızla oyuna başlayabilirsiniz. o oyuncuların ideal takımla nasıl bir sinerji içinde olduğunu görebilirsiniz. üstelik maçın başında olması ayrı bir güzellik. elinizde daha güvenilir bir veri olur. yorgun takıma, yorgun takım arkadaşlarıyla oynamaz oyuncunuz. veya oyuncunuzu sadece skoru alınca görmezsiniz. o rahatlık olmadığında oyuncunuzu görme şansınız olur.

    üstelik çok bir şey kaybetmiyorsunuz ve çok şey kazanıyorsunuz. oyuncunuza "bak ben seni takımda görmek istiyorum. sana takımda bir yer öngörüyorum. peki sen ne yapacaksın?" mesajı verirsiniz. artık gerisi futbolcuya kalır.

    ha baktınız olmuyor, oyununuz ve oyuncunuz aksıyor, derhal değiştirirsiniz. sadece oyuncunuzu kaybetmemek için, psikolojisini iyi yönetmek gerekiyor. ki fatih terim'den bahsediyoruz.

    artık ben bir şeylerin değiştiğini, bir şeyler denediğimizi görmek istiyorum. geçen sezonu hiçbir kazanım elde edemeden kapatmıştık. koskoca bir sezonu, o kadar zamanı boş yere harcamıştık. evet. birçok garip gureba olay oldu. ama biz de hep geriye gittik. artık, yavaş yavaş olsa da kazanım elde etmemiz lazım.

    benim dediklerim olsun diye bir kendini beğenmişliğim yok. sadece bir şey olsun. ne olduğu çok da umurumda değil. ben sanırım, "ha, bir şey yapmaya çalışıyoruz" demek istiyorum.

    o kadar sıkıldım ki kendi sıradan döngümüzde aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç elde etmeye çalışmamızdan... artık sıkıntıdan öte, bir kırılma, bir üzüntü halini aldı artık durum.
  • 25336
    fatih terimin istediği oyunun doğru düzgün oynanması için şu anki kadroya minimum 2 kanat forvet, bir pivot santrfor, bir adına ister regista ister deep lying playmaker deyin defansif meziyetleri en azından ortalama düzeyde olan ve asıl meziyeti geriden oyun kurmak olan orta saha ve en az bir adet box to box denen iki yönlü orta saha gerekiyor.

    muhtemelen bu ihtiyaçlardan en fazla orta sahaya yönelik transfer yapılır yapılsa da. ki bence o da zor.

    işin asıl ilginç yanı da şu ki; kadromuzda oynanmak istenen sistemde hiç gerek olmayan oyuncu tiplerine sahibiz. falcao - feghouli - babel üçlüsü kadromuzda olmasa biz bu üçlünün eksikliğini hissetmez üstüne de dağ gibi maaş yükünden kurtuluruz.

    football manager serilerinde asla editor kullanıp oyuna müdahale etmem ama şu an gerçek hayata etki edebileceğim bir editör olsa gözüm kapalı bu 3 oyuncuyu anında galatasaraydan uzaklaştırırım.
  • 25341
    transferden daha çok oynatılma konusunda ısrar edilen oyuncuları ile sıkıntı yaşayacak olan takımdır.

    diyelim ki son gün seri ve onyekuru geri geldi. haydi belhanda da gitti.

    peki hoca arda ve soso'yu kesecek mi? bence kesmeyecek. peki kimi kesecek?

    bir kere etebo çok zor ilk 11 oynar. o cepte. taylan'ı kesmek şu an çok tepki çeker. 2-3 maç üst üste kötü oynarsa ancak o zaman kesilir. eh o zaman piyango emre kılınç'a vuracak gibi.

    çünkü hocanın "tempolu oynayalım, dikine gidelim, hızlı hücum yapalım" gibi bir kaygısı yok.

    arda oynasın çünkü kendisi zorla aldırdı. soso oynasın çünkü maaşı fazla. belhanda oynasın çünkü oğlu hocaya "dede" diyor.

    takımın en önemli sorunu an itibariyle bu bana kalırsa.
  • 25343
    başında fatih terim olan takımdır. fatih terim kimdir? galatasaray sayesinde adını markalaştıran, yine galatasaray sayesinde bugünlere gelmiştir. futbolcu olduğu dönemler veya galatasaray'ı çalıştırdığı zaman yaptığı hatalar kendini bağlar. galatasaraylı olmak, bir kurum veya takımın aidiyeti içerisinde olup şahsi yapılan kabahatler yine şahsi bağlar. bu bahis elbette galatasaray'ı yıpratmak üzere fatih terim üzerine gidenlerin tekrar hatırlattıkları şeyler..

    fatih hocadan bizim isteğimiz nedir?

    bizim arzumuz, fatih hocadan talebimiz bazı inatlarından vazgeçebilmesidir. onu eleştiren, karakteri veya siyasi-sosyal duruşunu beğenmeyen için bile fatih hocanın yeri hep ayrı olmuştur. bir değer üzerinden değerler var edene elbette hürmet baki kalacaktır. adı silinmeyecektir. ancak yeri geldiğinde en ağır eleştiriler kendisine yönetildiği an, futbolu ve galatasaray'ı gerçekten seven biri tarafından bu eleştiri yapılıyorsa bu hocanın gitmesi için değil daha iyisini yapacağını bilmenin verdiği kızgınlıktan gelmektedir.

    evet, lig açısından asıl rakip olarak değerlendirdiğimiz fenerbahçe inanılmaz bir transfer süreci geçirdi. yalnızca forvet hattına sinan'ı da sayarsak beş futbolcu aldı. ortasaha düzleminde ligin açık ara en iyi kesici adamına sahipler. alternatifleri çok. defans ve bek olarak sıkıntı yaşayacakları muhtemel olsa da, yine ligin en kolay gol bulma yöntemini değerlendiren defans beklerine sahipler. fakat ortada mükemmel bir futbol mu var desek, böyle bir mücadeleyi 3 ekim 2020 fenerbahçe fatih karagümrük maçında ben göremedim. aksine karagümrük ekibinin daha zevkli top oynadığı, daha akılda kalıcı pas yaptığı bir müsabakayı dün seyrettim. biz bunları gördüğümüz gibi, fatih hoca ve ekibi de görüyor.

    gelelim bize. evet, eksik oğlu eksiğiz. en önemli bölgeleri yedekleme konusunda ağır sıkıntılarımız var. bir saracchi kaybında süleyman'la beraber dört sol bek oynayacak oyuncumuz olmasına rağmen (linnes, emre, ömer, süleyman) takımın dengesini, hücum sistemini kaybedebiliyoruz. veyahut taylan, belhanda ikilisini rakip takım engellediği an hücum açısından sol veya sağ açık oynayan oyuncularımız tıkanıyor. galatasaray'ın hücumları ölü hücre haline dönüşüyor. nasıl kan sayesinde gerekli besinler organizmalara ulaşıyor ise, öyle de hücum hattına yeterli top gelemediği an organizmamız ve organizasyonumuz çürümeye, takım ya kaos halinde oynayıp gol aramaya başlıyor ya da insanı çileden çıkaran bir futbol oynamaya başlıyor: (bkz: 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı)

    futbolun doğrularını yapmak için materyal sıkıntısı yaşadığımız doğru mu? evet, maç sırasında kulübeye baktığımız an 'ya şu mehmet ya da marcel oyuna girse de oyun bi kıpırdasa' dediğimiz çok oluyor. para yok, oyuncu satmıyoruz, satamıyoruz. oyuncu satılmaya kalkılsa en değerli oyuncularından, efektif olarak seni taşıyan top tepicini vermek zorundasın. bu durumda kalınca mecburen içinden çıkılmaz bir denklemi karşında buluyorsun.

    başta dediğim gibi, direktörümüz fatih hocayı bugünlere getiren nasıl galatasaray ise, hâlâ görevinin başındayken yine ondan bir şeyler bekliyor, ondan futbolun doğruları adına sahada bir şeyler görmek istiyoruz. galatasaray'ımız için, galatasaray takımı için gerekli olan mutlaka birkaç ince transfer olsa da, bunu yapamadığımız realitesi ile karşı karşıyayız.

    şuna gönülden inanıyorum. 96-00 sezonları arasında eğer sosyal medyayı kullanıyor olsaydık, taraftarlardan neler neler duyardık! şu anda bile canı sıkkın, morali bozuk galatasaray taraftarları fatih terim başta olmak üzere yönetime ağza alınmayacak laflar söylüyorlar. fatih hoca ve yönetim... evet, hataları ve hatta yapılması gereken yerde yapamadıkları yüzünden çokça eleştirilmesi gerekiyorlar ama mevcut durumu değiştirecek bir iksir kim ortaya sunabilir ki?

    'şunu yapsaydık ya', 'başta zaten söylemiş idik', 'nasıl böyle olur' tarzı hep aynı lokmayı çiğneyip durmak, kalitesiz bir şekilde olmayacak yerden vurmak, eleştiri yapıyorum ayağına hocasından tut tüm ekibe küfürler saçıp savurmak ahmaklıktan başka bir şey değildir.

    galatasaray futbol takımı ne tek maçla rezil olacaktır ne de tek maçla göklere çıkarılacaktır. burada hepimizin çocukluk aşkı olan bu değere onursuzca davranmak yerine kimi zaman sabırla yaklaşmak da en doğru hamle, hareket olacaktır. elimizde sadece lig mi kaldı; o zaman lige motive olmamız gereken dönemdeyiz. fatih hocanın şapkadan tavşanı çıkarmasına lüzum yok; gözümüzün önünde tavşanlar şapka etrafında zaten var. o tavşanları koşturacak, kuşa kurda yem etmeyecek bir kümelenmeye ihtiyacımız var.

    bir his böylesine zedelenmemeli. birkaç ayarsız ahmak yüzünden galatasaray futbol takımına ölmüş, hain muamelesi yapmak, bu uğurda konuşmak ve yazmak az bilinç sahibi insanlar adına utanç kaynağıdır. yetersizliği, eksikleri, hataları bilerek ağır bir fanatizm damarıyla var olmaktan bahsetmiyorum.

    belki mevsimi olmadan çileği, şeftaliyi yiyemeyeceğiz ama kuru soğanla bulgur pilavı üzerine ayranı içip 'oh be güzeldi, doyduk' deyip maçların ardına bakmamız gereken bir sezona girmiş bulunmaktayız.

    varsın pilav üzerinde tavuk bile olmasın! galatasaray futbol takımı hangi vaziyette olursa olsun, bağrımıza basıyoruz, basacağız da! biz taraftarlar, armaya gönül verenler bu vaziyette iken teknik ekibe de, profesyonel oyunculara da düşenler malum. görevlerini yerine getirseler kafii!
  • 25344
    bugün oynanacak olan maçta kasımpaşa’yı deplasmanda yenmesi halinde lige güzel bir başlangıç yaparak, başakşehir deplasmanı, kasımpaşa deplasmanı gibi son yıllarda zorlandığımız deplasmanları geride bırakarak sezona başlamış olacağız ayrıca evimizde geçen yıl puan kaybettiğimiz gazişehir’i yenmemiz de güzel oldu fenerbahçe maçına kayıp olarak bakmıyorum, yenemiyorsan yenilmeyeceksin aradaki puan farkını koruyacaksın, milli ara sonrası alanyaspor maçında galip gelmemiz halinde zorlu maçların bir kısmını sezon başında oynayarak atlatmış olacağız. avrupa’da başarılı olmayı hem maddi kaynak olarak hem de yıllardır süregelen özlem açısından çok istesemde bu sıkışık fikstürde ve rotasyonsuz kadroyla imkansız gibi bir şeydi, bu akşam alınacak galibiyet son iki maçta oluşan olumsuz havayı ve kara bulutları dağıtacaktır.
  • 25345
    algı merkez orta saha eksikliği olduğu yönde ama asıl sorun enerjisi bitik ve tembel kanat oyuncuları ile oynama hastalığı olan takım. bir takımda herkes oyun kurucu olarak oynarsa oyun kurulduktan sonra yapılacak işi kimse görev edinmez. bir adet caleb ekuban, garry rodrigues, h. onyekuru, bruma özelliklerine yakın scout işi bir patlama kanat oyuncu alımı ile işi çözebilirdik. ama olmuyorsa da içimizden emre kılınç bu göreve en yatkın isim. sekidika, oğulcan, ömer gibi isimler de en azından 3. bölgeye doğru hızlanarak bizi taşıyıp içeri çevirirse daha etkin hücumlar yaparız.
  • 25346
    şu hayatta beni en fazla heyacanlandıran, en fazla sevindiren, en fazla gururlandıran oluşum. biricik takımım.

    avrupa'ya yine bu kadar erken veda etmenin hayal kırıklığını üzerimden atamıyorum malesef. senelerdir türkiye dışında kayda değer bir başarımız yok hatta galibiyetimiz bile bir elin parmaklarını geçmiyor. derin bir üzüntü içerisindeyim. hal böyleyken bu lanet ligde lig maçlarını takip etmek bana zul geliyor. sanırım bu sene ilk defa takımımı takip etmeyeceğim, belki bazen özetleri izlerim ama fazlası hiç içimden gelmiyor. kırgınım sana cimbomum, çok kırgınım...
  • 25348
    elimizdeki kadroya göre ilk 11 çıkması gereken oyuncular bence şöyledir:

    muslera (okan)
    omar-marcao-luyindama-saracchi
    taylan-etobo
    emre akbaba-belhanda-emre kılınç
    diagne

    falcao-arda-babel-feghouli-ömer bayram ve diğerleri hep hamle ve rotasyon olur.

    sırf adama 3-4-5 milyon euro veriyoruz diye ilk 11 oynatmak diye bir şey olamaz. emre akbaba sağ açıkta oynadığı maçlarda gayet iyi katkı vermişti. her halükarda feghouliden daha iyi oynar.

    fener o kadar kötüydü ki 15 transfer yapma mecburiyeti vardı. bizde ise sadece kadro derinliği mecburiyeti var. enseyi çok karartmaya gerek yok. bu kadro normalde hala ligin üstünde ve şampiyon olması gerekir. sadece şu panik modundan çıkalım yeter. sakin kalalım ve konsantre olalım. bu sene şampiyon biz olacağız...
  • 25350
    hiçbir şey oynamayan takım.

    bildiğin hücum yapamıyoruz. tek kelime ile rezalet. herkes galatasaray'ı çözmüş. kasımpaşa bile çözmüş. belhanda sahada yürüyor, feghouli desen ortalarda yok. arda bir şeyler yapmaya çalışıyor, gücü yetmiyor. ne gol atabilecek bir enerji veriyor takım ne de puan alabilecek.

    (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın