• 3959
    taraftarımızın bu şubeyle ilgili talepkar olmamasına hayret ediyorum.

    basketbol mu sevilmiyor diye düşündüm ama hiç de öyle değil aslında. zamanında abdi ipekçi'de ne acayip bir atmosfer oluştururduk. şuan bile ergin ataman üzerinden yunanistan ligi finalini takip ediyor taraftar, ilgi alaka hala var yani.

    problem şu ki yönetim hiçbir şekilde bu şubeye kaynak ayırmıyor. zaten kendi kaynağını ayırmasını bekleyemeyiz sonuçta gelir yaratma kapasitesi çok kısıtlı bir şube ama bir allahın kulu galatasaraylı da çıkıp doğru düzgün bir sponsorluk vermiyor.

    aslında daha büyük sorun, taraftarın talebi de yok. yani bir futbolcunun gelişine gidişine günlerce yangın yapan taraftar bu şubenin 7-8 yıldır rekabetçi olamamasına ses çıkarmıyor. masa tenisi falan da değil halbuki, futboldan sonraki en büyük branştan bahsediyoruz.

    biz futbolda her zaman objektif kaldığımız, realist baktığımız için rakibimizi açık ara geride bıraktık. özellikle son yıllarda başarı anlamında ezdik, eziyoruz. ama iş basketbola gelince de aynı bakışı gösterip fenerbahçe'nin bu branşta bizim çok önümüze geçtiğini ve bunun değişeceğine dair ufukta hiçbir umut ışığının görünmediğini söylemek lazım. bu ayıp da bize yeter, emeği geçenlere tebrikler.
  • 3960
    hala ekonomik olarak zarar yazdığını düşünen çok bilmiş taraftarlardan ötürü bomboş, liseli işsizlere istihdam görevi gören ve çiftliğe dönen şubemizdir. bütçesi 8-10 arası değişen partizan'ın sadece salon bilet geliri 6 milyon. işin sponsor, store gelirlerinden bağımsız.. partizan'ın bizden daha mı çok taraftarı var? genel anlamda daha mı başarılılar? hayır. diyeceklerim bu kadar. basketbolun hala ekonomik anlamda zarar yazdığını düşünenlere basit bir örnektir.
  • 3961
    euroleague gibi bir organizasyona katılması intihar olacak kulüp branşı.

    öncelikle, partizan'ın bütçesi 20 milyon dolar.
    10 milyon dolara, bahsedilen ligde paspas olursun ki, usmanovic ayranic isimli antrenör arkadaş 20 milyon dolar bütçeyle, lige el öpen bıyıklı yardımcısı sayesinde korkunç giren efes'in bile arkasında kaldı.

    senin ülkenin ekonomik durumu belli, her an kur şoku yaşamak ile karşı karşıyasın. sat 400 eurodan sezonluk kombine satabiliyor musun? daha 5 liralık kadın basketbol maçlarında stad dolmuyor, değil ki 400 euro ortalamadan kombine satacaksın... ki bu arada bununla toplam takım bütçesinin yüzde 30'unu karşılayacaksın. daha maçlara gider gelirken, euroleague'in bu masrafları karşılamadığından bahsetmedim bile. bunun oteli, uçağı var... euroleague bunları ödemekten aciz...

    bir de bu euroleague tutkusu nedir? ne oluyor euroleague'e gidince bir anda stad dolduruyoruz, çok büyük takım oluyoruz? madem dolduracaksınız stadı, bak orada duruyor şampiyonlar ligi... bu yıl galatasaray'ın ekonomik tabloda açıklanan bütçesi 8 milyon dolar. buyrun sevgili taraftar, yönetime başvuralım, 15 bin liradan kombinelerimizi tamamlayalım. herhalde kar eden bir branş olunca yönetim daha duyarlı olacaktır değil mi? geçen yıl senin kombine fiyatlarının ortalaması 2bin lira bile değilken(60 euro) kaç kişiye oynadın da, şimdi çıkıp 400 euro iken stadı dolduracaksın?

    https://www.eurohoops.net/...eyirci-ortalamalari/

    3,300 kişiye 60 euro ortalamadan(ki o bile iyimser de neyse) oynamışız. toplam gelir 200 bin yüro.*. asrın takımı, basketbolun ocağı, cikcikler toplamda 5500 seyirciye oynamış. fiyatlarına baktım bizim 4 katımız. 1.2 milyon euro en baba edecekleri gelir. hadi diyelim bsl playoff gelirleri ve maç başı bilet satımı ile ekstradan bir de 800 bin euro kazansınlar. 2 milyon yüro...

    kapitalizmde temel bir kural vardır. bir iş karlı ise, bütün yatırımcılar oraya yönelmenin, pastadan pay almanın bir yolunu ararlar. euroleague için böyle bir durum söz konusu mu? hayır. zengin yalı çocuğu tarzı kulüplerin birbirlerine böbürlenmek için 'pornografik'* paralar harcadığı züppe organizasyonunun adı.
  • 3962
    alt ligte tamamen yerli oyuncularla oynayıp yetiştirici olması gereken branşımız.

    stadın yanına salon yapıp, karlı hale geldiğinde euroleague hakkını alana kadar böyle olması lazım. devamlı garanti iyi sponsor hayal çünkü böyle kalıcı niyeti ve mali gücü olan şirketler kendi kulübünü kuruyor.

    gideri gelirinden fazla olan bir branşa yatırım yapmak akıl tutulması. basketbol seyretmek isteyende alt ligte kafaya oynayacak genç oyuncuları seyretsin.
  • 3963
    fibanın şampiyonlar ligine yatırım yapıp ambargo koyması gereken takım...
    euroleague bir özel işletme ve artık tamamen türk sponsorların desteklediği ortada...
    basketbolda güçlenerek gidilecek yolu doğru hesaplarsak önümüzdeki yıllarda ukrayna - rusya meselesinden dolayı dışlanan güçlü rus takımlarını da yanına çekebilir...

    önemli olan (evet ne yazık ki biz iyice futbol kulübü olarak gözükmeye başlıyoruz) biz amatör olan bu branşlarda yatırımı ne kada yapacağız...bir nba takımı gibi bütçe ayrılmasını desteklemesem de galatasarayisminin olduğu her alanda başarı beklediğim için bclde bile lityanvanın herhangi bir takımına yenilmek açıkçası koyuyor...
  • 3964
    güncel durumdaki temel problemlerinden biri, yaptığı şeyi çok çetrefilli ve pahalı şekilde yapması olan takım. ülkerspor'un kapanıp fenerbahçe olduğu, galatasaray ve beşiktaş'a da sponsorluklarla ciddi para verdiği, telekom'un ve karşıyaka'nın ciddi bütçeler ayırdığı bir dönem vardı. o yıllarda rekabetçi ve avrupa'daki ligler arasında seyir zevki yüksek bir türkiye ligi'nden bahsetmek mümkündü. 2010'lara geçtiğimizde farklı şampiyonlar çıkması bir kenara birkaç yılda bir avrupa kupalarının türkiye'ye gelmesiyle bu yatırımların uzun vade karşılıkları alındı, o rekabetçi ortamın meyveleri yenildi.

    günümüzde ise türkiye ligi'nde bir şekilde sezonu ilk dörtte bitirmek, o kadar da pahalı ve zor bir olay değil. galatasaray erkek basketbol takımı bile bunu bir şekilde hemen her sene becerebiliyor. ancak mesele burada başlıyor, öyle yollardan geçiliyor ki her sene yarı final görüldüğünde neredeyse bir mucize yaşanmış gibi oluyor.

    her yeni gelen yönetimin ilk işi geçmişten kalan bonservis/maaş paralarını ödemek, fiba'daki dosyaları kapatmak oluyor. çoğu zaman olmayacağı bile bile ahbap çavuş ilişkisinden bir koçla sezona başlanıyor, onun listesinde 2 ya da 3. alternatif olan adamlar transfer ediliyor. onlar da "akşam pazarı" denerek son ana bırakılıyor. sezonun belli bölümlerinde bazen panikle, çokça da takımın artık ihtiyacı bağırır hale gelmesinden dolayı ihtiyaçla popülizm arası transferler yapılıyor. sezona göre 2 ya da 3 kere koç değişiyor. sonra ligde küme düşme ve playoff'a kalma hatları belirlendikten sonra, çoğu takım da bizimki gibi çok kısa vadeli düşündüğü için dağılınca, alınan galibiyetlerle bir şekilde kendimizi ilk 4'te buluyoruz.

    oysa galatasaray'ın elindeki yerli oyuncu havuzu belli. altyapısından da en azından bencte duracak, 3-4 dakika süre alıp oynayanları dinlendirecek birkaç oyuncu çıkar. her sene 12-15 arası yabancıya saçma sapan kontratlar verip, çoğunu birkaç ayda gönderip, tamamıyla mahkemelik olmaktansa 3-4 tane eli ayağı düzgün yabancıya düzgün kontratlar verip ödemeler yaparak, eldeki yerli oyuncular ve altyapıdan gelecek olan isimlerle, pekala türkiye ligi ilk dört bitirilebilir. üstelik bunun için de çok büyük coaching başarısına falan da gerek olmaz. türkiye ligi evet çok basit bir lig değil ama o kadar zor bir lig de değil...

    ha avrupa'da işler o kadar kolay olmaz belki ama, şu an için ana odağımız görünen şampiyonlar ligi'nde zaten öyle de böyle de grupta kalıyoruz. bu formülle yine grupta kalırız en fazla, daha kötüsü olamaz zaten...

    her mali/idari kongrede ya da toplantıdaki gürültü yığını arasından sıyrılıp da kulaklara çalınan bir "bu şubeler sırtımızda kambur" nidası var. ve arkasını dolduran asıl gerçek, başka kar zarar analizleri arasında aranırken, aslında buralarda yatıyor.

    galatasaray erkek basketbolu 3 sezonluk bir süreçte ortalama 30 yabancıya kontrat veriyor. bunların yine ortalama yarısı sezon başında, diğer yarısı sezonun belli bölümlerinde geliyor. ne kadar "ucuz" denilse de aslında alınan verime göre pahalı transferler oluyor ve en kötü(bizim için iyi aslında) kontrat bile sonunda mahkeme kararıyla kallavi bir şekilde ödeniyor.

    yine aynı galatasaray, aynı 3 sezonda sezon başı 3 yeni doğru dürüst oyuncuya toplamda 18 doğru düzgün kontrat vererek 3 senenin sonunda taş gibi bir takım olabilir. bir üstteki paragrafta ite kaka alacağı dereceleri yine yakalar, hatta biraz basketbol şansıyla üstüne bile çıkar. 3. sezonda ise kesinlikle daha büyük hedefleri tutturur.

    oysa galatasaray futbolda işler kötü giderse her sene, olmazsa iki senede bir yönetim seçecek. eski yönetim yeni yönetime bir kamyon fiba dosyasını miras bırakacak. seçim öncesi yönetimin yetkisi elinden alınırken nedense bıraktıklarının hesabı sorulmayacak. yeni yönetim seçilecek, mazbata alacak. yönetime oy potansiyeli sebebiyle alınmış yönetim kurulu üyelerinden ikisini sorumlu tayin edecek. bunlar gelecek şubeyle tanışacak. kendi "kadro"sunu staff yapacak. bir yerden para bulup transfer yasağını kaldıracak, kadro kuracak da lige başlayacak...

    ondan sonra "bu şubeler hep zarar ediyor".

    e ne olacaktı acaba?
  • 3966
    2006-07 fenerbahçe
    2007-08 fenerbahçe
    2008-09 efes pilsen
    2009-10 fenerbahçe
    2010-11 fenerbahçe
    2011-12 beşiktaş
    2012-13 galatasaray
    2013-14 fenerbahçe
    2014-15 pınar karşıyaka
    2015-16 fenerbahçe
    2016-17 fenerbahçe
    2017-18 fenerbahçe
    2018-19 anadolu efes
    2019-20 sezon iptal edildi.
    2020-21 anadolu efes
    2021-22 fenerbahçe
    2022-23 anadolu efes
    2023-24 fenerbahçe

    fenerbahçe'nin ülkerspor ile birleşmesinden sonra 18 sezonda 10 şampiyonluğu var. bunun üzerine bir de euroleague şampiyonluğu eklediler. verilere bakarsak anadolu efes ile ülkedeki basketbolu sürükleyen takım haline gelmişler.
    arka plana bakarsak ülkerspor'un tüm mirasını aldılar. üzerine bir de fenerbahçeli zengin işadamlarının sponsorluk desteğini de aldılar. anadolu efes'in durumunu biliyoruz zaten. eğer bizim de böyle bir takımla birleşme durumumuz olmayacaksa ve birileri cebinden çıkarıp para vermeyecekse bu seviyede bir hedef koymak pek akıllıca değil.
    bizim öncelikle yapmamız gereken salon sporlarını yapabileceğimiz bir salonun yapılması. sinan erdem bizden daha çok anadolu efes'in sahası gibi hissettiriyor bana. taraftarın benimseyeceği bir salon önemli.
    bundan sonra da uzun yıllar çalışabileceğiz bir genel menajer ve koç bulmalıyız. bu iş ömer yalçınkaya gibi biriyle olmaz. yönetimde efeste alper yılmaz, beşiktaşta nedim yücel, fenerde derya yannier ve maurizio gherardini gibi isimler var. turgay zeytingöz ve kerem tunçeri güzel bir denemeydi ama tutmadı. olmadı deyip ömer yalçınkaya'yı getirmek yerine tekrar denememiz şart. beşiktaş ve karşıyaka kadar bütçemiz varken onlar kadar mücadele edemiyorsak yönetim anlamında sıkıntımız vardır.
    salonun yapımı, işi bilem gm ve koç bizi tekrar iyi günlere döndürecektir. öncesinde dursun aydın özbek'in basketbol diye bir sporun varlığından haberdar olması gerekiyor.
  • 3968
    canimiz basketbol takimimiz.

    fenerbahce gibi bosa yatirim yapilmasin, kulup zarara sokulmasin dedigimizde ocu oluyoruz.

    kulubu bu yonde baskiya sokmanin ne kadar karsiliksiz oldugunu asagida gorebilirsiniz. sadece 1923 tane uretilen, kendine has seri numarasi olan, ve gorece uygun bir fiyata satilan 100.yil basketbol formasini 30 milyon galatasaray taraftari hala tuketmis degil.

    https://www.gsstore.org/...yil-forma-e232291-2/

    ayni taraftar 3000 liraya satilan cumhuriyet ozel futbol formasini almak icin birbirini ezdi aylarca.

    uzgunum, ama matematik basit. galatasaray'in finansal sagligina eksi yazacak her turlu girisime kendi adima karsiyim.
  • 3969
    eğer bu şubeye yarışmacı olacak bir bütçe ayrılmayacaksa, ki bence ayrılmamalı, galatasaray erkek basketbol takımı'nın, hatta tüm amatör şubelerin, futbolda altınordu'nun yaptığı şeyi yapması gerektiğini düşünüyorum: oyuncu yetiştirmek.

    basketbol dahil birçok spor şubesini ilk açan galatasaray'dır. bu şubelerden tamamen vazgeçmek olmaz. ancak türk sporuna oyuncu yetiştirmek, pek de kimselerin izlemediği bu sporlara milyonlarca euro transfer parası akıtmaktan daha faydalı ve hoş olabilir.
  • 3970
    üniversite yıllarımın neredeyse tamamı galatasaray erkek ve kadın basketbol takımlarının maçlarına gitmekle geçti. takımlar iyi olunca taraftar da talep gösteriyor. iki iki daha dört.

    taraftarımızın basketbolu sevdiğini biliyorum. ama evet yönetimlere bu branşlarla alakalı hiç baskı yapılmıyor. evet bu ülkede bir numaralı spor futboldur, futbol ile yatar futbol ile kalkar herkes. galatasaray da futbolda arayı fersah fersah açmıştır rakipleriyle fakat şahsen ben basketbol/voleybol oralarda da başarılı olalım istiyorum.

    anadolu efes, vakıfbank, eczacıbaşı, halk bankası falan desteklemekten sıkıldım.

    fenerbahçe zamanında ülkerspor'u satın alarak yok etti ve tüm başarılarına da el koydu. ülkerspor, efes pilsen ile beraber bu ülkenin en iyi takımıydı. bakmayın yani bu fenerlilerin basketbol aşkına. obradovic falan getirdiler de basketbol diye bir spordan haberleri oldu.

    ha bu kötü bir şey mi? elbette değil. bence bizim de birileriyle birleşmeye ihtiyacımız var. bunu anadolu efes kabul ederse onlarla, etmezse türk telekom ile falan yapmalıyız. ayıp değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın