• 20
    3 gün önce migros'da aradığım ama bulamadığım, tamamen tükenmiş yüksek tirajlı dergi. aynı gün d&r'da bulup aldım kendisini. asıl hadise ertesi gün oldu. yine d&r'dayım. bir de baktım en öne fenerbahçe dergisi koymuşlar... hemen arkasında ise beşiktaş var ve en geriye bizimkini koymuşlar. arkadaki dergilerimizden bir tanesini aldım...

    sevdiceğim: onu tekrar almayacaksın değil mi?
    ben: hahaha yok almayacağım sadece bakıyorum.
    sevdiceğim: koyar mısın lütfen yerine?
    ben: -artık iyice koparak- yahu tamam bir saniye dikkat çekme koyacağım şimdi.
    sevdiceğim: daha dün aldın yani...
    ben: tamam tamam sakin...

    dedikten sonra arka sıradan aldığım dergiyi en öndeki dergi bloğunun en önüne koydum.

    sevdiceğim: inanamıyorum sana...
    ben: satmasın i'lerin dergisi beter olsunlar. hem bizimki neden arkadaymış?! oh mis.

    zamanın ötesinden edit: geçen gün kanyon d&r'daydım baktım bir arkadaş daha dergimizi koymuş diğerlerinin önüne. selam ederim gözlerinden öperim. ellerine sağlık.
  • 414
    kendisiyle tanışmam 2003 yılında esenler otogar'da oldu. yatılı okula gitmek üzere vardığım o garip, keşmekeş mekanın gazete bayiinde rastlayıp aldığım sayının kapağında joao batista vardı. o ve sonraki seferlerde, otogar'dan başlayıp 1.5 saat sonra körfez'de sonra eren efe tur yolculuklarının benim için vazgeçilmez faaliyeti, otobüsü beklerken açmaktan kendimi alıkoyduğum ve koltuğa yerleştikten sonra jelatinini özenle açıp, içindeki hediye postere şöyle bir göz attıktan sonra dergiyi satır satır okumaktı. muavin kola-fanta ve dünyanın en dandik kekinin servisini yaparken meşrubatın üzerine dökülmesinden duyduğum korkuyu da hatırlıyorum, etraftaki yolculara çaktırmadan mürekkep kokusunu içime çekmeye çalışırken hissettiklerimi de.

    yolda büyük bir kısmını okuyup bitirmiş olurdum fakat yatakhaneye vardığımda başka bir kabus başlardı. galatasaraylı oda arkadaşlarım pirana gibi saldırıp dergiyi elden ele gezdirmeden önce kalan kısımları bitirmek. sonra o dergi elden ele gezer. bazen yatağa sırt üstü uzanmış birinin elinde dikkatle okunurken bulurum, bazen de bim'den alınan dandik bisküvilerin katık yapıldığı ketıl partilerinde altlık olarak kullanılırken. pezevenklere gidip bayiiden bir tane fazladan dergi alsam bu kadar rağbet etmeyecekler. neyse, dergimiz tüm bu hengameden geçtikten sonra tekrar şefkatli ellerime gelir, ben kesip biçeceğim kısımları alıp arşivlerim. eski dergi yatakhanenin bir köşesindeki metruk yerini alırken, ben ve yatakhanedeki pezevenk piranalar bir sonraki ayın sayısını beklemeye başlardık.

    twitter'da gördüm, 200. sayısı çıkmış. kutlu olsun.
  • 428
    eski sayılarını görünce hüzünlendiğim dergimiz. çocukken harçlığımdan birikiptirip alırdım. tansaş vardı o zaman. oranın dergi bölümünde olurdu. dergiyi görür görmez alıp hemen kasaya doğru koşardım. aldıktan sonra da hemen hiç vakit kaybetmeden eve. aldığım sayıların tek bir kelimesini bile kaçırmadan okurdum. o poşeti açar açmaz burna gelen kuşe kağıdın kokusu, kulüp için uyarlanmış reklamlar, maç analizleri. hepsi aklımda. dergileri görünce zamanın nasıl geçtiğini daha iyi anlıyorum. üzüntüm bundandır belki.
  • 94
    aralık 2009 sayısının 87. sayfasında bazı gsuserların diyarbakır maçındaki entryleri yayınlanmış. hepinizi çok kıskandım!

    sonunda da şöyle bir cümle var:

    'eğer orası ali sami yen değilse bilin ki rerererarara.net'tir'

    işte bu ya!

    entryleri yayınlananları da yazayım da tam olsun:

    alben10
    barfly
    wizard of oz
    10metin10hagi10arda10
    essgi
    thisisthebesttillwedobetter
    rijkaard
    in 99 we trust
    absurdman
    idrisk
    gücün karanlık tarafı
    zirtapoz
    defjam
    zizonkovac
    buba
    yrydr
    forzagalatasaray
  • 402
    elime efsane 2005-2006 sezonunun şampiyonluk sayisi geçmiş olan dergi.

    ama beni asıl etkilemiş hikâyesi be sözlük oda şöyle;

    2. el kitap alıp satan bir dükkândan çalışıyorum. aksam ustu teyzenin biri elinde bir poşet kitapla geldi. aralarında o dergide vardı. neyse patronla fiyatiyla ilgili pazarlık yaparken dergiyi getiren teyze ile muhabbet ettim biraz...

    -bunlar oğlumun, oğlum evde kalabalık yapıyordu getireyim dedim
    - oğlun biliyor mu peki teyze ?
    - oglum öldü yavrum
    - basın sağolsun teyzem. nasıl oldu ?
    - samsun yolunda gece 3'te trafik kazası
    - anladım teyze. mekanı cennet olsun sizin memleket ne taraf ?
    -mardin oğlum. birde onun büyüğü var işte yaşayıp gidiyoruz
    -allah kalanlara sabir versin be teyzem...

    iste boyle sözlük ve ölen bir abimizin dergisi bu vesileyle benim elime geçti ve ufak kitapligimdaki yerini aldı. o sezona dair bendede bir suru hatıra var bir yenisi daha eklendi işte...
  • 399
    eskiden sürekli alırdım. ilk çıktığı gün hemen koşardım büfeye.
    küçük yerde yaşadığım için az sayıda gelirdi gelen de kapışılır biterdi. o yüzden büfe sahibine "abi bana ayır" deyip de çok kez eli boş döndüğüm olmuştur.
    bu ayki sayıya melo konukmuş, gidip alacağım ama ne zamandır almıyorum diye düşündüm sanırım 1 seneye yaklaştı.
    neden almıyorum? diye düşündüm sebebi çok açıktı. artık cazip değil.

    1. sosyal medya, bu yazılı kaynakları yok etti arkadaş. melo bak röportaj vermiş, daha sabah trt spor'da röportajı hürriyet'ten okudu adamlar.
    2. yetersiz içerik, eskiden daha dolu doluydu, şimdi reklam yığını.

    bu yüzden almıyorum. almayı çok istiyorum ama alasım gelmiyor. ona vereceğim parayı diğer ürünlere harcıyorum. artık ev doldu taştı zaten.

    bu arada defalarca "bana dergi ayır abi" dememe rağmen dergileri zengin piçlere veren o büfeci, seni unutmadım oğlum. ta mk senin.
  • 422
    aylardır haber alınamayan dergi. insanlardan ta yazın para alındı yıllık üyelik için ama hala ortada dergi yok. en son kasım ayında mail geldi ''aralık sayısında çıkmayan sayıları unutturacak bir iş yapacağız'' diye.

    burak elmas yönetimi galatasaray dergisini çıkarmaktan aciz durumda. bunu başarmak büyük iş. ve insanlardan üyelik parası alındı. skandal ötesi bir durum. ama kimse çıkıp konuşmuyor.

    elini attığı her alanda böyle yönetim. acilen galatasaray tarihinin en kötü yönetiminden kurtulmamız lazım. *
  • 424
    --- alıntı ---

    20 yıl önce yayın hayatına başlayan galatasaray dergisi, 2022’ye yepyeni bir içerik, yeni bir editöryal yaklaşım ve yepyeni bir tasarım ile giriyor.

    tam 212 sayfalık içeriğiyle, galatasaraylıların çok uzun zamandır özlemini duyduğu kaliteli içeriğiyle ve tasarımıyla galatasaray dergisi, bu sayıdan itibaren dijital yayına başlıyor ve ilk sayısı tüm galatasaraylıların okumasına ücretsiz olarak açılıyor!

    galatasaray dergisi’nin kurucusu ve eski genel yayın yönetmeni mehmet şenol’un ekibiyle birlikte hazırladığı bu yeni sayı, çok zengin içeriği ve tasarımıyla galatasaray'ın büyüklüğünü, çeşitliliğini, derinliğini, kapsayıcılığını ve entelektüel kapasitesini sergiliyor. futbol dışında da galatasaray camiasının isimlerini konuk eden yeni dergi, sosyolojiden sanata, felsefeden tiyatroya, gençlerden duayenlere, kadınlardan tarihe, kitaplardan branşlara, söyleşilerden anekdotlara, ay boyunca okunabilecek dopdolu içeriğiyle galatasaray’ın gelenekten geleceğe sonsuz sürekliliğini temsil etmeye devam ediyor.

    yeni galatasaray dergisi’nin tüm içeriğini ücretsiz olarak aşağı linkte tıklayarak, okurlara kolaylık sağlayıcı birçok yardımcı özellikleri içeren özel e-dergi programıyla okumaya başlayabilirsiniz…

    galatasaray dergisi'ni ücretsiz olarak okumak için tıklayın!

    https://dergi.galatasaray.org/view/1004806117/

    --- alıntı ---
  • 129
    88 inci sayısı, istanbul, ankara ve izmir'de bugün, diğer illerde 11 mart günü bayilerdeki yerini alacaktır.

    --- alıntı ---
    galatasaray dergisi 88. sayısı bayilerde!

    türkiye’nin en çok satan aylık spor yayını olan galatasaray dergisi’nin 88. sayısı bugün istanbul, ankara ve izmir'de, 11 mart’ta da türkiye’deki tüm bayilerde...

    avustralyalı oyuncumuz lucas neill'in kapağında yer aldığı derginin mart sayısında, kaptan arda turan’ın 35x50 cm. ebadındaki posteri de hediye ediliyor.

    dergide ayıca okurlara 1 adet büyük galatasaray tarihi kitabı, 10 adet galatasaray forması ve aral ticaret’ten 1 adet pc oyununun hediye edileceği galatasaray bulmacaları yer alıyor.

    galatasaray dergisi'nin 88. sayısı içerisinde yer alan konulardan bir kısmı şöyle:

    projeler art arda
    şubat ayında birbiri ardından patlatan müjdeler vardı. 5 bankanın oluşturduğu konsorsiyumun sağladığı dev kredi ile şirket birleşmesinin mümkün hale gelmesi, riva arazisinde 844 villa için imarın alınması ve türk telekom arena’da inşaat hızının inanılmaz artışı… bu üç projenin tüm ayrıntıları galatasaray dergisi’nin 88. sayısında.

    savaşçı lucas
    takıma girdiği andan itibaren galatasaray savunmasına kuvvet katan avustralyalı ile yaptığımız keyifli röportaj…

    simas jasaitis
    galatasaray cafe crown’ın litvanyalısı, dergimize gündeme ve kariyerine dair açıklamalar yaptı.

    tamika catchings
    bayan basketbol takımımızın rekortmen yıldızı tamika catchings, türkiye’deki ilk röportajını galatasaray dergisi’ne verdi.

    özlem özçelik
    voleybol takımımızın tecrübeli oyuncusu “şampiyon özlem” ile konuştuk…

    facebook fan page
    yeni “sosyal medya”mız facebook’ta giderek büyüyen ve üye sayısı 2.5 milyonu geçen galatasaray fan page’i kuranlarla hoş sohbet…

    tutunamayanlar 10
    “ya tutarsa?” denilerek galatasaray’a alınan ancak arkasında bir iz bırakmayı başaramayan transferlerimiz…

    yenilmez armada(2) 68-69
    basketbol’da yenilmez armada’nın izini takip etmeye devam ediyoruz. nur danişment’in de konuk olduğu bu bölümümüz, bizi 1968-69 sezonuna götürüyor.

    ali sami yen sergisi
    galatasaray müzesi, ilk sergisinde “bir numaralı galatasaraylı: ali sami yen” mottosuyla sanatseverlerin ziyaretine açıldı.

    mardinli keyta
    mardin’deki galatasaray futbol okulu açılışında “keyta” yazılı formasıyla karşımıza çıkan aydın güneş, galatasaraylı keita ile florya’da buluştu.

    şeyhmus ak: hayallerinin içinde
    mardin’deki iki futbol okulumuzun yöneticisi şeyhmus ak ile yaptığımız söyleşi…

    futbol ve hayat
    hayat futbola fena hâlde benziyor. galatasaray dergisi de, büyük ilgi gören bölümü “futbol ve hayat”da bu iki olgunun kesiştiği noktalara bakmaya devam ediyor. okuduğumuz kitaptaki bir satır, şans eseri karşılaştığımız bir fotoğraf karesi, bir internet sitesi ya da sokakta yürürken karşılaştığınız bir “an”… futbol ve hayat, galatasaray dergisi’nde…

    aslan parçası
    aslan parçalarına sarı kırmızı sayfalar. haydi bakalım çocuklar, bu sayfalar da sizler için… galatasaray dergisi'nin 88. sayısında dünyaya çocukların gözünden bakmaya devam ediyoruz ve yine sarı kırmızı gözlüklerle...

    10 forma hediyeli bulmaca
    galatasaray dergisi okurlarına her sayıda olduğu galatasaray forması hediye etmeye devam ediyor. dergimizde yer alan forma ödüllü bulmacayı çözen 10 şanslı okurumuz galatasaray forması kazanıyor.

    yakın ve uzak plan
    arşivlik fotoğraflarla günümüzden ve tarihimizden görsel anlar.

    maç günü
    galatasaray futbol, basketbol ve voleybol takımlarının maçlarından hiçbir yerde göremeyeceğiniz fotoğraflar ve maçların analizi…

    dünyadan futbol
    dünya futbolundan son haberler…

    nba
    yeni bölümümüzde nba'de geçen ayı değerlendiriyoruz.

    haberler
    geçtiğimiz ay sarı kırmızıya dair olanlar…

    ayın ardından
    ayın öne çıkanları…

    dakika 90
    konuğumuz neuchatel xamax zaferinin mimarlarından, eski futbolcumuz uğur tütüneker

    ve diğerleri:
    ilkay yıldız’ın kaleminde tribün notları
    ömer kükner’den şubat ayı değerlendirmesi
    ayhan güngör(hopdedik) ile müzik ve galatasaray
    ..ve okur mektupları
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/gsdergi/haber/6348.php
  • 313
    111. sayının editör yazısında çok anlamlı mesajlar içeren dergimiz. bir bölümü şu şekilde;

    --- alıntı ---

    belki de kuruluşları esnasında varolan başlıca ''rakibi'' biz olduğumuz için genlerinde sadece bizi yenmekle sınırlı bir perspektife sahip olanlar veya bu nedenle yerel arenanın dışında, uluslararası yarışmanın önemini anlayamayarak hesap yapabilenlerin dünyasında, galatasaray'ın duruşu bu nedenle çok önemlidir ve her fırsatta altı çizilmeli, vurgulanmalıdır.

    mehmet şenol
    yayın yönetmeni

    --- alıntı ---
  • 362
    her sayısında bulmacası vardır. kazanan 10 kişiye forma hediye edilir. ben ağustos sayısında ki bulmacayı kazandım ve forma bugün(09 kasım 2012) elime geçti. hadi formanın geç gelmesini geçtim, geçen sezonun sarı forması geldi. sarı formayı da ben geçen sene almıştım. hal böyle olunca da bulmacayı kazandığımda ki bütün mutluluğum tamamen yok oldu. sarı formayı bir çocuk esirgeme kurumuna bağışlamayı düşünüyorum, en azından bir galatasaraylı kardeşimi mutlu ederim, ama yine de sorum şu; madem forma vaadiyle bulmaca hazırlıyorsun neden geçmiş sezon forması yolluyorsun arkadaş?
  • 412
    bugün dergi bana ulaşıp telefon üzerinden yıllık abonelik satmaya çalıştı. sundukları kampanya sadece telefonda geçerliymiş. beni rahatsız eden üç unsur oldu. birincisi bir teşekkür teklifi ile "sizin isminiz dergide yer alacak" gibi birşeyler söyleyip fotoğrafımın rica edilmesi, ikincisi kampanyadan yararlanmak istemediğimi dillendirdiğimde fotoğraf motoğraf artık çokta önemli olmayıp görüşmenin sonlandırılması ve üçüncüsü o fiyata kampanyadan yararlanmak istememe rağmen telefon ve o anın dışında bunun mümkün olmaması. telefon üzerinden sözleşme tamamlıyacak kadarda deli sevmedi beni, kimse kusura bakmasın.

    saygıdeğer galatasaray dergisi ve galatasaray spor kulübü

    taraftarınızı müşteri olarak görmekten vazgeçin ki, bizde yeri geldiğinde sizi müşteri sevmeye çalışan şirket olarak görmekten vazgeçelim.
  • 156
    son sayısında* frank rijkaard başlığından alıntı yapılan entryler;

    auta giden topu kurtarn kaleci: (bkz: #359613)
    fritz fassbender: (bkz: #359876)
    pilgrim: (bkz: #359887)
    rijkaard: (bkz: #364102)
    childofbodom: (bkz: #364937)

    şey... bir küçük bir not gördüm sanki. fizikalibilitesice yazmaya devam etsin, cep kitapçığı şeklinde yayınlayacağız demişler. terbiyesiz editöre bak :/
  • 205
    ilk çıktığı zamanlar her ay alır iki gün boyunca okunmadık yer bırakmazdım. basım yerini falan yalardım.
    sonra bi gün kocaman bi alisamiyen posteri verdiler. taraftarlar meşalelerle mabedi yakıyor nerdeyse. siyah ve kırmızının içiçe girdiği bi posterdi. ben de alıp yatağımın kenarına asmıştım. her gün ona bakarak uyurdum. sonraki dönemde sınavlarım kötü gelmeye başladı. veli toplantısı yapıldı gerçek ortaya çıktı. binlerce zayıfım var. zayıf değil aslında. iki üç falan. babam da sinirlendi geldi posterimi yırttı. şimdi ilgilen bakalım onlarla dedi. bir gece boyunca ağladığımı hayıtlıyorum. posterin bir kısmı duvarımda kalmıştı. tam posterin yaklaşık beşte birlik bir köşe kısmı. bir hafta boyunca onu sökmedim duvarımdan. böyle işte :(
App Store'dan indirin Google Play'den alın